Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ermeniler, tutamıyor, yas

Ermeniler Neden Yas Tutamıyor?

Eski 08-30-2007   #1
[KAPLAN]
Icon47

Ermeniler Neden Yas Tutamıyor?



Ermeniler Neden Yas Tutamıyor?


Malum olduğu üzere Ermeniler’in, özellikle de diaspora Ermenileri’nin en büyük ‘takıntısı’ Türkler’dir Türkler’in kendilerinden nefret ettiğini, onları bir ırk olarak yeryüzünden silmek için her türlü girişimde bulunduklarını, hatta 1915 yılında bunu topyekün bir soykırıma dönüştürdüklerini savunurlar Kimi Ermeniler 1915 tehciri sonucunda 1 milyon, kimisi ise 2-2,5 milyon Ermeni’nin katledildiğini söyler O dönemde Osmanlı topraklarındaki Ermeni sayısını dahi aşan bu ‘fantezi rakamlar’ bir yana bırakılacak olur ise, zaten tek başına soykırım ithamı dahi utanç vericidir Soykırım amacıyla bir tek kişiyi dahi öldürmüş olsanız ‘yeryüzünde işlenebilecek en büyük insanlık suçu’nu işlemişsiniz demektir Çünkü soykırım yalnızca ırkından veya bir gruba mensup olmasından dolayı, o kişinin şahsi özelliklerine, hata ve sevaplarına bakmaksızın yok edilmesini gerektirir Söz konusu kişi kundakta bebek de olsa, 90’ında ihtiyar da olsa öldürülmelidir Kısacası soykırım işlemiş bir millet bu ayıbı sonsuza dek beraberinde taşır, başı yerden kalkmaz


İşte Ermeniler’in Türkler’i suçladığı soykırım böyle bir şeydir


Ermeni araştırmacıların bir diğer iddiası da şudur: “Ermeniler asıl öldürülen atalarına değil, öldürmenin Türkler tarafından tanınmamasına içerlemektedirler Bugünkü genç nesillerde dahi görülen derin yara ‘inkar’dan gelmektedir Türkler yaptıklarını tanımış, kabul etmiş olsalar Ermeni ruhlarındaki yaralar daha kolay kapanacaktır”


Ermeni bir araştırmacı bu durumu şöyle özetliyordu: “Düşünün bir adam bir kadını dövmüş ve sonra da tecavüz etmiş Olayın ardından tecavüz eden sürekli bağırıyor, ‘ben tecavüz etmedim, o etti’ diyor Bizim Türkler’le durumumuz da böyledir


Son yıllarda bazı Türk araştırmacılar da Ermeniler’e bu konuda hak vermeye başladılar Örneğin Agos gazetesinde bir demeci yayınlanan tarihçi Müge Göcek şunları söylüyordu:


Konuştuğum Ermeniler, geçmişte yaşanan bu korkunç olaydan o denli yara almışlardı ki doğru düzgün yas bile tutamıyorlardı çünkü yaşadıkları kabul görmemişti Yaşanan ne olursa olsun eğer birine bir şey olduğu kabul edilmezse ve bu yaşanan çok travmatik bir deneyimse, bu, travmayı daha da artırır ve duygusal olarak onları çarpar


Ermeniler’in akademik anlamda en güçlü olduğu Michigan Üniversitesi’nde çalışan Sayın Göcek’in Amerikalı Ermeni tarihçilerden ne kadar etkilendiği ortada Göcek’e göre Ermeniler büyük bir katliam yaşadılar ve bunun yasını bile tutamıyorlar Çünkü Türkler, yani bizler bunu kabul etmiyoruz Eğer ‘Ermeniler’i soykırıma tabii tuttuğumuzu, çoluk çocuk demeden yeryüzünden silmeye çalıştığımız kabul ediversek onların da yaraları kapanacak, yas tutabilecekler


Her şeyden önce Sayın Göcek’in konuştuğu Ermeniler 1915 olaylarını yaşamış değiller Hatta bir çoğu o dönemde yaşamış dahi değil… Bugün Türkiye’ye en sert şekilde saldıran Ermeniler de bırakın 1915 olaylarını yaşamayı, bir kez olsun Türkiye’yi görmüş dahi değiller İçlerinde bir tek Türkler karşılaşmamış olan, Türkleri bir tür ‘canavar yaratık’ sananlar dahi var Geçtiğimiz yıllarda bir hocamız California’da tüm hayatını bir Türk’le karşılaşıp, onun yüzüne tükürmeye adamış bir Ermeni’den bahsetmişti İlginçtir 1915 olaylarını yaşamış Ermeniler Türklerden en az nefret eden Ermeni grubunu oluşturur Bir çoğu bir Türk gibi yaşamış ve çoğu Türkler ile birlikte hayatlarını sona erdirmişlerdir 1915 tehcirinin yaşandığı aynı günlerde Çanakkale Savaşı esnasında İngiliz gemilerine top gülleri gönderenler arasında Ermeni tabyaları da vardır Yine bugün en az radikal olan, en kolay anlaşılabilir grup Türkiye’de yaşayan Ermenilerdir Dahası Ermenistan Ermenileri diaspora Ermenileri ile kıyaslandığında Türklere karşı çok daha ılımlı durabilmektedirler


Ne yazık ki sorun sadece Türkler’in Ermeni ithamlarını kabul etmesiyle çözülecek kadar basit değildir… Ve ne yazık ki sorunun kaynağında 1915 olayları da yoktur… Ermeniler’in yas tutamamalarının Türkler’in onların iddialarını kabul etmesi ile ilgisi ise neredeyse ‘sıfırdır’… Çünkü yeryüzünde hiçbir ulus geçmişin yasını bir başka ulusun tanımasına göre tutmaz Daha doğrusu günümüz milliyetçiliğinde neredeyse hiçbir ulus bir diğerinin yasına gerekli saygıyı göstermez… Her ulus kendisine yapılanların yasını tutar, kendisinin yaptıklarını ya unutur, ya da fazlaca üzerinde durmaz… Örneğin Yunanlılar en çok Türklerce öldürüldüğüne inandıkları ataları için sıkça yas tutarlar… Kurtuluş mücadelelerini, ayaklanmalarda ölen Yunanlıları ve Kıbrıs çatışmalarındaki kayıplarını, Türkleri adeta lanetleyerek anarlar Fakat bu yas onların ulusal grurlarından bir şey de eksiltmez Kurban edilmişlik, sürekli bir mağdur olmuşluk (victimization) hissine kapılmazlar Çünkü kendilerinin hep kaybeden, Türklerinse hep kazanan olduğunu kabul etmeleri halinde Yunan milliyetçiliği bundan büyük yaralar alır Bu durum hemen her ulus için geçerlidir İngilizler her yıl Çanakkale ve diğer savaşlardaki kayıpları için ağlarlar Hiç kimse ‘Çanakkale’de ne işimiz vardı?’ diye sormaz Konuştuğunuz bir İngiliz size “Türkleri hiç sevmiyorum, çünkü çok İngiliz askeri öldürdünüz” diyebilir Nitekim bu satırların yazarı bu tür ifadeleri birkaç kez duymuştur Fakat bir İngiliz bunu mümkün olduğunca kendi ulusal büyüklüğünü kanıtlamada kullanır ve yas tutmak için de ne Türk’e, ne de başka bir ulusa ihtiyaç duyar Japonlar, Çinliler, Amerikalılar, Sırplar, Almanlar, Yahudiler, Filistinliler, Bosnalılar, Arnavutlar, Ruslar, İspanyollar… İçlerinde soykırım yapmış olanları da, soykırıma uğramış olanlar da vardır Hatta hemen hepsi toplu kırım yapmış ve toplum kırımla karşılaşmışlardır Hepsinin yasını tuttuğu olaylar vardır Fakat bu, hiçbir zaman karşı tarafın kabulüne bağlı olmamıştır


Bu bilgiler ışığında denebilir ki Ermeniler’in sorunu Türklerle veya başka bir milletle değil, kendileriyledir Onlar kendi içlerinde ürettikleri ve adına “1915” veya “Türk” dedikleri bir canavarla savaşmaktadırlar Ne yazık ki bu canavarı yenebilme ihtimalleri çok azdır Hayallerle savaşmak gerçek bir düşmanla savaşmaktan çok daha zordur Ve Türkiye tüm iddialarını kabul etse dahi, Ermenilerin sorunu çözülmez, diaspora Ermeni gençliğinin ruhundaki derin yaralar kapanmaz… Aksine yaralara tuz basılmış olur, acıdan zevk alanların sayısı artar…

Yaralı Milliyetçilik

Bu ‘hastalıklı’ ruh halinin ilk nedeni yaralı Ermeni milliyetçiliğidir Tarih boyunca diğer etnik gruplara karşı ciddi bir siyasi başarı kazanamayan ve düne kadar gerçek anlamda bağımsız bir devlet kuramamış olan Ermeniler, Rumların aksine eski yöneticilerine karşı tatmin üstünlük sağlayamamışlardır Eğer 1 Dünya Savaşı’ndan sonra Türkleri yenebilmiş olsalardı ve kendi devletlerini küçük de olsa kurabilmiş olsa idiler Ermeni milliyetçiliği bu halde olmazdı Çünkü devleti olan milliyetçilikler daha realist ve pragmatik olurlar Tüm olumsuzluklarına rağmen devletli milliyetçilikler daha sağlıklı ve kendi içinde daha yapıcıdırlar Devlet milliyetçiliği dışa karşı husumet duygularını kamçılasa da özgüvenleri vardır İşte Ermeni milliyetçiliğinin en önemli sorunu budur: Hep yenildiğini, hep ezildiğini düşünmektedir Türkler gibi ‘baş edilemez’ bir düşman ile karşı karşıyadırlar ve diğer güçlerden yardım istemektedirler Zaman zaman Hristiyan dayanışmasından medet ummaktadırlar, zaman zaman ideolojik dayanışma beklemektedirler Bazen ellerini Tanrı’ya açmaktadırlar, bazense insan hakları demektedirler


Bu açıdan bakıldığında SSCB’nin çöküşünün ardından kurulan bağımsız Ermenistan büyük bir şanstır ve Türkiye’nin önemli Ermeni aydınlarından Hrant Dink’in de belirttiği üzere tüm dünya Ermenileri’nin en önemli amacı bu devleti yaşatmak olmalıdır Çünkü bu devlet ne kadar sağlıklı bir zemine oturur ve başarılar elde edebilir ise Ermeni milliyetçiliğinin hastalıkları da o kadar hızlı iyileşecektir Ruhlardaki yaralar o kadar hızlı kapanacaktır


Zaman içinde Türkler Ermenilere, Ermeniler de Türklere geçmiş ile ilgili olarak hak verir mi, vermez mi, bu tartışılır Fakat en acısı kendi yasını tutmak için başkasının onayına ihtiyaç duymaktır… Ermeniler bir an önce bu hastalıktan kurtulmalıdır

Soykırım Endüstrisi

Soykırım ne kadar iğrenç ise ‘endüstrisi’ de o kadar iğrençtir Bugün tıpkı Yahudilerde olduğu gibi bu endüstriden güç ve itibar kazananların sayısı az değildir ve bu durum Yahudiler arasında ciddi bir tartışma konusudur Ancak Ermeniler arasında böyle bir tartışmaya rastlamak güçtür Oysa ki bugün Türkler ve Ermeniler kucaklaşsa, ithamlar, tartışmalar rafa kalksa gücünü ve itibarını kaybedecek çok sayıda Ermeni kurumu ve kişisi vardır Sanatında, işinde başarılı olamayan bir çok Ermeni geçmişte ‘soykırım’ iddialarına sığınmış, seyirciyi, ilgiyi ve sponsoru garantilemiştir Bir çok kötü eser ve sergi sırf ‘1915’ mührünü taşıyor diye alkışlanmış veya izlenmiştir Eğer ‘düşman Türk’ olmasa idi Ermeni diasporasında ayakta kalmayı başarabilen kaç kuruluş, okul, anaokulu, sinema veya kilise kalırdı acaba? Samimi olanları da var elbette, ancak çıkar öylesine büyük ki, artık samimiyetle art niyet iç içe geçmiş durumda


En önemli çıkar ise var olmaktır Diaspora Ermenileri arasında en önemli birleştirici güç Türk düşmanlığı olmuştur Türk düşmanlığını aldığınızda Ermeniler’in İngiliz, Fransız, Amerikan vs kültürleri karşısında asimilasyonları kaçınılmazdır Bu nedenle ‘soykırım’ ithamları bir tür ulusal reflekstir, ayakta kalma çabasıdır Bu nedenle 17 Aralık öncesinde Türkiye’nin tam üyeliğine Ermeniler’in destek vermesi gerektiğini savunan Mahçupyan ve Dink’in de içlerinde bulunduğu konferans heyeti ‘Ankara’ya bağlı olmakla’ suçlanabilmişlerdir

***

Ermeniler’in içinde bulunduğu trajik duruma acımamak, onlar için üzülmemek mümkün değildir Bunda şüphesiz Türkler’in de payı vardır Fakat Türkler sorunun en önemli parçası değildir En azından Türkler ne Ermenilere ne de başka bir millete karşı soykırım suçu işlemiş değillerdir Ermeni kimliğinin içine düştüğü bu ‘hastalıklı’ durumdan kurtulması için yapabileceği çok şeyler olmakla birlikte, en önemli görev yine Ermenilere düşmektedir


Yazan: Dr Sedat Laçiner

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.