~Yavuz Selim Han'dan İki Kesit~ |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
~Yavuz Selim Han'dan İki Kesit~Yeniçerilerin saygısız bazı davranışları, en olmadık zamanda yaptıkları taşkınlıklar Yavuz'u bunaltıyor, canını sıkıyor ve zor durumda bırakıyordu Aldığı sert tedbirlerle suçluları derhal cezalandırmak onun gönlünü sakinleştirmiyordu Yavuz Padişah, kendi buyruklarına kayıtsız - şartsız bağlı bir orduyla İslamı cihana yaymak istiyordu Nihayet bir gün yeniçeri ileri gelenlerini huzura çağırarak şunları söyledi: "Muradınız bu itaatsizlikte devam etmekse haber verin, şimdi nefsimi hükümetten men edeyim Ben bu saltanatı mücerret İslam'a hizmet için babamın elinden aldım ve İslah-ı alem uğruna birader ve birader zadelerimi feda eyledim Biat teklif ettim, kabul ettiniz Ben uykularımı, rahat ve huzurumu terk ile din-i mübinin teyidine uğraşıyorum Eğer İslam'ı ihya etmek maksadınız değilse, benim de nefsü'l-emir de saltanata kat'a hevesim yoktur" ********* Heybetiyle cihan Padişahlarini ürküten, dünyayi iki hükümdara dar bulan, fermanlariyla yürekleri titreten Yavuz Sultan Selim, bir İslam alimi önünde boyun bükmüş, Allah huzurunda hesap verememe endişesiyle kendi fermanini yirtmiş ve bu olayin ders olmasi için dilden dile aktarilmiştir… Bu ibret alınacak hadisenin içeriği şöyle hikayeleştirilir… Yavuz Sultan Selim Edirne'ye gidiyordu Belli bir yere kadar padişahı yolcu ettikten sonra geri dönerken, devrin müftüsü Zembilli Ali Efendi, elleri arkasına bağlanmış 400 kişiye rastladı Bunlar padişahın ipek ticaretini yasaklamasına rağmen ferman dinlemeyen tüccarlar olup, hepsi de idama mahkum edilmişti Bunu duyan müftü efendi atını geri çevirip sürdü Padişahın arkasından yetişti, her ikisi de at üzerindeydi Zembilli söze başlayıp dedi ki: "Padişahım! Gördüm ki bazı adamlar bağlamışlar… Eğer muradınız katl ise indallah helal değildir" Yavuz Selim Han işine müdahale edilmesine çok sinirlendi, beti - benzi attı "Mevlana! Nizam-ı Alem için insanların üçte birini katletmek helâl değil midir?" diye sordu Müftü efendi: "Helaldir amma, cihanın işleri bozulup, fitneler çıktığı zaman helâldir" diye karşilik verdi Yavuz daha çok öfkelenerek, kendi emrine muhalefet etmenin en büyük fitne olduğunu söylediyse de şeyh-ül İslam, meselenin hiç te öyle olmadığını izaha çalıştı Bu israr Yavuz'u sakinleştirecegi yerde büsbütün celallendirdi ve: -"Ben sana dedim ya, saltanat işlerine karişmak senin vazifen degildir !" diye çıkıştı Zembilli Ali efendi de asabileşmişti: -"Sultanım, bu ahiret işidir Buna karışmak benim vazifemdir Eğer affederseniz, kurtulursunuz Aksi halde büyük bir ilahi cezaya müstahak olursunuz" diyerek selam bile vermeden padişahın huzurundan ayrıldı Sultan Selim bir müddet olduğu yerde kalıp, düşünceye daldı Devlet erkanı, atlarının üstünde hayret ve dehşet içinde bekleşiyordu Yavuz Sultan, suçluların hepsini bağışladı Sonrada Şeyh-ül Islam Zembilliye bir mektup göndererek: -"Anadolu ve Rumeli kazaskerliğini birleştirip, sana verdim Bildim ki cümle sözünde hak üzeresin" dedi Zembilli Ali efendi özür beyan ederek, bu büyük makam ve mansıbı kabul etmediğini bildirdi Zira Zembilli gibi büyük alimler için ilim rütbesinin üzerinde bir başka makam yoktu Yavuz Sultan Selim gibi büyük sultanların korkacağı yegane divan da ilahi adalet divanıydı |
|