İbn-İ Hatal Ve İhanet |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İbn-İ Hatal Ve İhanetİbn-i Hatal ve ihanet Bildiğiniz gibi; Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtu vesselam), Mekke'nin fethi esnasında, "Kim Beytullah'a girerse korkudan emin olur" (Bakara, 3/97) mealindeki ayeti de hatırlatarak, Mescid-i Haram'da bulunanlara, Ebu Süfyan'ın evine sığınanlara ve evlerinden çıkmayanlara dokunulmamasını emir buyurmuşlardı Mekke'ye girip başındaki miğferini çıkardığı sırada, bir adam gelerek: "İbn-i Hatal, Ka'be'nin örtüsüne sarılmış vaziyette yakalandı, affedelim mi?" deyince o Şefkat Peygamberi "Onu öldürün!" emri vermişti Karıncanın canına kıyamayan, akreplerin ve yılanların hayat hakkını dahi gözeten öyle merhametli bir peygamber nasıl olmuştu da İbn-i Hatal'ın ölüm fermanını vermişti? İbn-i Hatal, Peygamberimiz'in huzurunda bulunmuş, onun nurefşân beyanlarını dinlemiş, huzurun insibağını belli ölçüde tatmış, fakat cahiliye hislerinden geriye kalan bir şeyden dolayı rencide olmuş ve biraz uzaklaşmıştı nur halkasından Başlangıçtaki o hatasını pek küçük bir inhiraf gibi görmüştü Oysa merkezdeki çok küçük bir açı muhit hattında kapanamaz bir boşluğa dönüşmüş ve farkına varamadan o kadar uzaklaşmıştı ki, Allah Resûlü'nün, kanlarını heder kıldığı birkaç kişiden biri de o olmuştu Çünkü duymuş, gelmiş, tatmış, harem odasına kadar girmiş ve sonra da o haremgâh-ı nebevîyi telvis etmiş, adeta oraya bevletmişti Onun Efendimiz'e ve dine karşı tavrı ihanetti Böyle bir insan affedilemez; sadece kapının dışına konulmak suretiyle cezalandırılmış sayılamazdı Artık o, salona alınmamalı, koridora girdirilmemeli, hatta o saadet dairesine de yaklaştırılmamalı, yedi sokak öteye itilmeliydi Evet, Efendimiz gibi bir şefkat abidesi daha gelmemişti dünyaya; O kendi hakkıyla alakalı her hususu affederdi Fakat İbn-i Hatal'ın günahı hem küfür, hem şirk, hem ihanet ve hem de bütün Müslümanların hakkına tecavüzdü Zaten, Peygamber Efendimiz'in o kararı da -hâşâ- kendi nefsi için ve kendi içtihadıyla verdiği bir karar değil, vahiy kaynaklı bir hükümdü Yanlış anlaşılmaması ve su-i istimale açık kapı bırakılmaması için -istidradî olarak- belirtmeliyim ki, bugün şahıslar, hiç kimsenin ölümüne karar veremez ve günahı ne olursa olsun, kimseyi idama mahkûm edemez O bazı ülkeler itibarıyla, devletin yetkili kurumlarına ait bir iştir Efendimiz'in konumu ve O'nun yaşadığı devir bugünle ve başka insanlarla kıyaslanamaz |
|