Kul Hakkı Ve Mahşer Günü |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kul Hakkı Ve Mahşer GünüKul hakkı nedir? Kul hakkı mahşerde nasıl giderilecek? Kulun, Benim hakkımı yedi Cehennemde yak demeye yetkisi var mı? Kul hakkının affı ve tövbesi nasıl olur?” İslâm literatüründe iki türlü temel haktan söz edilir: Bunlardan birincisi hukûkullah, yani Allahın hakkı; diğeri ise hukûk-u ibâd, yani kulların birbirlerine karşı doğuştan getirdikleri hak ve vazîfeleri Takvâ, Allah sevgisi, tevekkül, ihlâs, riyâ ve kibirden uzaklaşmak gibi ahlâk-ı hamîde ile bezenip, nefsimizi kötülüklerden arındırmak; Allaha îmanla birlikte ibâdet ve taatte bulunmak Allahın üzerimizdeki haklarındandır Kul hakkı ise, ferdin zimmetinde bulunan, başkalarına mahsus maddî ve mânevî imkân ve menfaatler ile Müslümanın başkaları lehine yapmakla yükümlü bulunduğu vazîfelerdir İnsanların sosyal birer varlık olmaları ve toplumlar hâlinde yaşamaları, birbirlerine karşı sayılamayacak derecede haklar ve sorumluluklar doğurur Karşılıklı hak ve sorumluluklarına riâyet etmekle yükümlü bulunan Müslümanlar, bu yükümlülüklerini “kul hakkı” ifâdesi içinde formüle etmişler ve riâyet etmeye çalışmışlardır Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Resûlullah Efendimiz (asm): “Müslüman Müslümanın kardeşidir Ona hıyânet etmez Ona yalan söylemez Ona yardımı terk etmez Her Müslümanın ırzı, malı ve kanı diğer Müslümanın üzerine haramdır (Mübârek kalbini göstererek) Allah korkusu buradadır Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi yeter” buyurmuştur1 Kulun mahşer gününde hakkını yiyen bir kimse ile ilgili olarak Cenâb-ı Allaha: “Şu kişide alacağım var Hakkımı yedi Onu Cehennemde yak!” deme hakkı elbette yoktur Çünkü orada Ahkemül-Hâkimîn Cenâb-ı Allahtır Hâkimin takdirine ve inisiyatifine müdâhale edilir mi? Takdir Onundur Sonra, Cenâb-ı Allah zâlime—hâşâ—iltimas mı geçecektir ki, buna ihtiyaç olsun? Nitekim, kul hakkının mahşer günündeki yansımasını konu alan şu hadis-i şerifin verdiği haber tüylerimizi diken diken eder: Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: Resûlullah (asm) Ashab-ı Kirâma: “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu Ashab-ı Kirâm: “Bize göre müflis, parası-pulu olmayan ve malı bulunmayandır” diye cevap verdi Allah Resûlü (asm) şöyle buyurdu: “Ümmetimden müflis olanlar şu kimselerdir: Kıyâmet Günü namaz, oruç ve zekât ile gelir Fakat amel defterinde; Şuna sövdü!, Şuna zina iftirâsı yaptı, Şunun malını yedi, Şunun kanını akıttı, Şunu dövdü! diye yazılmış olarak gelir Bu durumda hasenâtının sevaplarından şu kimseye verilir İyiliklerinin sevabından bu kimseye verilir Eğer üzerindeki borç ödenmeden önce sevapları tükenirse, alacaklıların günahlarından alınıp onun üzerine yazılır Sonra Cehenneme atılır”2 Ebû Katâde Hâris b Ribiy (ra) rivâyet eder: Resûlullah (asm): “Allah yolunda cihad ve Allaha îman amellerin en efdâlidir” buyurdu Bir adam ayağa kalktı ve: “Yâ Resûlallah! Eğer Allah yolunda öldürülürsem, benden sâdır olan günahlarım örtülür mü?” diye sordu Allah Resûlü (asm): “Eğer sabrederek, sevabını umarak ve arkanı dönmeden harbe yönelmiş halde iken öldürülürsen, kul hakkından başka günahlarına kefâret olur Bunu bana şüphesiz Cibrîl söyledi” buyurdu3 Ebû Hüreyre (ra) rivâyet eder: Allah Resûlü (asm) şöyle buyurmuştur: “Kimin yanında kardeşinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kıymeti bulunan bir şeyden zulüm ve haksızlık ile elde edilmiş bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı gün gelmeden önce bu gün, dünyada iken helâlleşsin Yoksa sâlih ameli varsa, haksızlığı kadar alınır, hak sahibine verilir Şâyet hasenâtı yoksa hak sahibinin günahları alınır, onun üzerine yüklenir”4 Zikrettiğimiz hadis-i şeriflerden anlaşılacağı gibi, kul hakkı bir Müslümanın mânevî hayatı üzerinde önemli bir handikap olarak bulunmaktadır Her Müslümanın hayat hakkı, şahsiyet ve onurunun korunması hakkı, özel hayatının gizliliği hakkı, dinî ve vicdânî kanaat hakkı, ikâmet, seyahat, öğrenme, bilgi edinme, düşünce ve ifâde hürriyeti, mülk edinme, çalışma, harcama ve tasarrufta bulunma gibi kendi zatına özgü doğuştan getirdiği hakları İslâm Dini tarafından korunmuştur ve dokunulmaz îlân edilmiştir Müslümana iftira atmak, gıybetini yapmak ve haksız yere kalbini kırmak da hiç şüphesiz kul hakkı kapsamına girer Kul hakkının günahından ve vebâlinden kurtulmanın tek yolu, bu hakka riâyet etmek ve karşı taraf ile gönülden ve içten helâlleşmektir Helâlleşme sağlandıktan sonra tevbe ve istiğfarda bulunulursa, Cenâb-ı Hakkın Ğafûr ve Rahîm olduğu inşaallah anlaşılacaktır Dipnotlar: 1- Riyâzus-Sâlihîn, 234; 2- Müslim; 3- Riyâzus-Sâlihîn, 217; 4- Buhârî |
|