Besin Allerjileri |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Besin AllerjileriBesin Allerjileri Alerji; vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenebilen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye/göğüse doğrudan temas eden organik veya bazı inorganik maddelere karşı varolan savunma mekanizmasının biraz abartılı olarak çalışması halidir İnsan vücuduna giren ve kanda kendine özgü bir karşıt madde oluşturan yabancı maddelere “antijen”, oluşturulan karşı maddeye ise “antikor” adı verilir Bu antijen bir alerjiye yol açarsa o zaman alerjen adını alır Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedir Yapılan araştırmalarda, toplumda insanların en az %15-20’sinin alınan bir besinin kendisini rahatsız ettiğine inandığını göstermektedir Ancak besin alerjilerinin sıklığı genelde çocuklarda %2-8 arasında iken, yetişkinlerde %1 civarında, tüm nüfusta ise %2 oranındadır Besin alerjileri sadece besinin tüketimi ile değil dokunma ve hatta kokusunun solunması ile de ortaya çıkabilmektedir Alerjen tabiatındaki gıdalar ile vücudun askerleri olan antikorlar karşılaşınca ortaya pek çok kimyasal madde salgılanır Örneğin “histamin” bunlardan biri olup bazı alerjik reaksiyonların da sebebidir Bu reaksiyonlar; 1) Kılcal damarların daralması (Kızarma) 2) Damarların geçirgenliğinin artması (Kabartı, şişme) 3) Solunum yollarındaki veya bağırsaklardaki düz kaslarda kasılma (Solunum zorluğu ve ağrı) 4) Derideki sinir uçlarında uyarılma (Kaşıntı ve ağrı) Bir besinin alerjiye yol açtığını kabul etmek için o besinin her alınışında alerjik belirtilerin bir veya birkaçının olması gerekmektedir Besin öğeleri arasında alerjiye yol açan maddeler genellikle protein yapısındadır Her insan herhangi bir besine karşı alerjik tepki verebilirse de insanlarda sıklıkla alerjiye neden olan besinler şunlardır: İnek sütü, yumurta, balık ve kabuklu deniz ürünleri, kabuklu ve yağlı kuruyemişler( fındık fıstık gibi), tahıllar, etler, meyveler, sebzeler ve kurubaklagiller, baharatlar ve çeşni vericiler, çikolata, bal ve bazı içecekler İNEK SÜTÜ Çocukların yaşamlarının ilk aylarında karşılaştıkları yabancı besinlerin başında gelen inek sütüne karşı,her yüz çocuktan üçünde alerji görülmektedir İnek sütünün içerdiği yirmiyi aşkın proteinden özellikle beşi alerjik niteliktedir Bunlar: alfa laktoglobulin, kazein, sığır gamma globülin, sığır albümin, ve beta laktoglobulindir İnek sütü proteinlerine bağlı alerjik reaksiyonlar yaşamın ilk haftalarında, ortalama 3 ayda başlamakta ve gerek bağırsağın fonksiyonel ve morfolojik yapısının gelişmesi gerekse de hedef organda duyarlılık azalması sonucu 2-3 yaşlarında ortadan kalkmaktadır Sağlıklı olan bir bebekte inek sütü verilmeye başlandıktan sonra ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa ve çocukta sancılanmaya bağlı huzursuzluk ve ağlama varsa inek sütü alerjisi akla gelmelidir İnek sütü alerjisi olan çocuklara protein hidrolizatı (parçalanmış protein) içeren mamalar verilmesi tercih edilmelidir İnek sütünün ve diğer hayvan proteinlerinin hidrolizatlarının veya soya hidrolizatlarının, parçalanmamış tam proteinlere göre daha az alerjik oldukları düşünülmektedir İnek sütünün çıkarıldığı bir diyet tüketiliyorsa aşağıdaki besinler ve besin öğeleri içeriğinde olan diğer ürünler de tüketilmemelidir • Tereyağı, tereyağı aromalı diğer yağlar, margarin • Kazein, kazeinatlar • Peynir çeşitleri, yoğurt, krema, muhallebi • Yarı hidrolize edilmiş ürünler • Laktalbumin, laktoglobulin, laktoz, laktuloz içeren ürünler • Süt (az yağlı yarım yağlı, süt tozu, süt proteinleri ,diğer hayvan sütleri) • Puding, helva, • Aroma katıcı maddeler (doğal veya yapay) YUMURTA Yumurta da inek sütüne benzer bir şekilde hem sıklıkla tüketildiği hem de birçok yiyeceğin içinde bulunduğu için yaygın bir besin alerjenidirYumurta beyazına karşı alerji sarısına oranla daha fazla görülmektedir(Ovaalbumin, ovomukoid, ovotransferrin ve konalbumin yumurta beyazındaki en önemli alerjenlerdir Ovomukoidin ısıya karşı olan dirençliliği, pişmiş yumurta ve hazır gıdalara katılan yumurta preparatlarının sebep olduğu alerjinin temelidir) Yumurta alerjisinde egzama veya kaşıntı deri ve göz lezyonları görülme sıklığı diğer besin alerjenlerine kıyasla daha fazladır Ve de özellikle bebeklerde egzamanın en önemli nedenidir Yumurta alerjisi, yumurtanın kendisinin veya yumurta içeren yiyeceklerin alınmasından sonra, dakikalar veya saatler içinde ortaya çıkan, yaygın kızarıklık, hırıltılı solunum, kusma ve ishal ile kendini belli eder Yumurta akının bir yaşından önce verilmemesi, başlandığında ise yavaş yavaş arttırılması gereklidir Alerji belirtileri ortaya çıktığında yumurtaya en az altı ay ara verilmelidir Kızamık ve kabakulak aşılarının tavuk embriyosundan hazırlanıyor olması nedeniyle yumurta alerjisine sahip olan çocuklar da kızamık ve kabakulak aşıları yapılırken dikkatli olunmalıdır Yumurta alerjisi olan bireyler yumurtayı ve yumurtalı besinleri diyetlerinden çıkarmalıdır: • Yumurta (her türlü hayvan yumurtası), Albümin ve Globülin maddeleri, mayonez, makarna BALIK VE DENİZ ÜRÜNLERİ Oldukça güçlü alerjenlerdir ve zorlu ve ani reaksiyonlara neden olurlar Çocuklarda çoğu zaman astım veya egzamaya neden olmalarına rağmen aslında kaşıntı, deri ve gözde lezyonlar (ürtiker) ve sindirim sistemindeki alerjiden sorumludurlar Pişmiş ya da çiğ balığın kokusunu duyma,hatta bazen balığa sadece dokunma ile birlikte bile de aşırı duyarlı bireylerde semptomlar gözlenebilir Alerjiye sebebiyet veren balık ve deniz ürünü yendikten sonra deride kızarma, kaşıntı göz ve deride lezyonlar, sindirim siteminde; karın ağrısı, kusma, bulantı, ishal ve karında kramplar, solunum sisteminde; astım ve alerjik burun nezlesi ve genel bir reaksiyon olarak anaflaksi gözlenebilir Balık ve deniz ürünlerine karşı duyarlılığı bulunan bireyler, balığın derisi ve kılçığından yapılan zamklara karşı da aynı şekilde alerjik reaksiyon gösterebilir Zamk güçlü bir alerjendir ve ani klinik belirtiler göstermeyi sağlama yeteneğine sahiptir Bu nedenle alerjik hastalarda testlerde kullanılırken çok dikkatli olmak gerekirBalık alerjisi yıllar geçtikçe azalabilir ama bu durum yumurta veya süt alerjisi gibi kolaylıkla gerçekleşmez FINDIK FISTIK VE DİĞER YAĞLI TOHUMLAR Bu grup ani ve çoğu zaman da ciddi alerjik reaksiyonların nedenini oluşturmaktadır Sık ve görülen klinik belirtiler; astım, dudaklarda ve yanak mukozasında kabarma, yutakta görülen ödem, ürtiker ve bazen de egzamadır Bu gruptaki alerjik besinler ise aslında kurubaklagil ailesine mensup olan yerfıstığı, erik ailesinin üyesi olan badem, hindistancevizi, Brezilya kestanesi, kestane, ceviz, şamfıstığı, amerikan elması, fındıktır Etkilerini genelde yendikleri zaman göstermelerine rağmen; badem, kestane, fındık ve yerfıstığı yağları soluma yoluyla alerjik reaksiyon oluşturabilir Yerfıstığı alerjisi yaşamın erken dönemlerinde kendinigösterir ve çoğu bireyde yaşam boyu sürer Bazı çok duyarlı kişilerde mikrogramlarla ifade edilebilecek kadar küçük miktarlar reaksiyona neden olurken, miligram miktarında alımlar ise sistemik reaksiyonlara neden olmaktadır Hatta bazı kişilerde, içinde fıstık ezmesi olan bir kavanozun açık bırakılması nedeniyle bile, ürtiker ve hışıltılı solunum ortaya çıktığı görülmüştür TAHILLAR Buğday ve mısır bu gruptaki diğer besinlere kıyasla daha sıklıkla görülen alerjen tipleridir Buğday alerjisi olan bireylerin diyetinde bulundurmaması gereken besin ve besin öğeleri; • Kepek, ekmek kırıntısı, bulgur, tahıl ekstraktı • Kuskus, krakerler • Durum buğdayı ve durum unu • Glüten, makarna, erişte, malt, soya sosu • Nişasta ETLER Sütün ve yumurtanın çapraz antijenik özelliğinden dolayı tavuk ve sığır etine karşı besin alerjisi de genelde bebeklik çağında görülür Domuz eti genelde ürtikere neden olur, kuzu eti ise daha az alerjendir Süte duyarlı hastalar, sığır etine alerjik reaksiyon gösterebildikleri gibi; yine aynı şekilde yumurta alerjisi olan bireyler de tavuk etine karşı duyarlılık gözlemlenebilir MEYVELER Meyveler özellikle ürtiker olmak üzere, sıklıkla alerjik reaksiyonlara neden olur Özellikle çocuklarda elma, armut, asitli meyveler, çilek, kavun-karpuz ve sert çekirdekli meyveler (kiraz, vişne, kayısı, şeftali) alerjiye neden olur Portakal sık tüketimi nedeniyle erken çocukluk döneminde semptomlara neden olabilir Bu nedenle eğer eliminasyon diyeti uygulanıyorsa C vitamini alımına dikkat edilmelidir Meyve ve sebze proteinleri genelde ısıya dayanıksızdır ve bu nedenle pişirildiklerinde alerjik kişiler tarafından da tüketilebilir SEBZELER VE KURU BAKLAGİLLER Kabak, ve domates gibi sebzeler çeşitli klinik belirtilere neden olabilir Aynı meyvelerde olduğu gibi sebzelerde de grup reaksiyonları gözlemlenebilir Kuru baklagiller bu grupta alerjen özelliği en aktif olan yiyeceklerdir Özellikle bezelye, fasulye veya yerfıstığı ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir Baklagillerden olan soya fasulyesi özellikle çocuklarda olmak üzere alerjik reaksiyonlara yol açabilir Ucuz, yüksek kalitede protein içeriği nedeniyle birçok ticari besinde kullanılmaktadır BAHARATLAR VE ÇEŞNİ VERİCİLER Her türlü baharat, dereotu, anason,kimyon, kakule ( Asya ve Hindistan‘ da yetişen bir tür zencefil), kereviz tohumu, tarçın, karanfil, kişniş, zencefil, hindistancevizi, hardal, karabiber, kırmızıbiber, nane, haşhaş tohumu, adaçayı, kekik ve vanilya bu tip besin alerjilerine neden olan yiyeceklerdir Bu grupta, Hardal: Kuvvetli bir alerjendir, özellikle çocuklarda astım veya ürtikere neden olur Karabiber: Bir besin alerjeni olarak, özellikle soluma yoluyla tehlike oluşturabilir Diğer baharatlardan, vanilya ve nane nadir olarak solunum sisteminde klinik belirtiler oluşturur Özellikle çeşitli yiyeceklerde kullanılan tarçın, nane ve hindistancevizi yağları deride ve vücudun diğer bölgelerinde geçici şişliklere neden olur Sirkenin akut sindirim sistemi semptomlarına neden olduğu gözlemlenmiştir, bu durumda hangi çeşit sirke olduğu belirlenmelidir Örneğin elmadan hazırlanmışsa, hastanın elmaya karşı alerjisi olabilir ÇİKOLATA Bu alerjen önemlidir; çünkü özellikle çocuklarda sık tüketiminden dolayı alerjik burun akıntısı, migren, deride kızarma kaşıntı ve şişlik ve sindirim sistemi bozukluklardan sorumludur Semptomlar kaynağı aynı olan çikolata ya da kakaonun tüketilmesiyle ortaya çıkabilir BAL Bal nadiren alerjiye neden olur, ve reaksiyonlar genelde deride kaşıntı, kızarıklık, şişlikler, sindirim sisteminde bozukluk şeklinde gerçekleşir İÇECEKLER Bazı besinlerin içerdikleri damar üzerinde etkisi olabilecek biyolojik aktif bileşenlerden bazıları (vazoaktif aminler) da çeşitli reaksiyonlara neden olabilmektedir Örneğin kafein ve teobromin gibi aminler içeren kahve, çay ve kolalı içecekler baş ağrısı, çarpıntı, sinirlilik, karın ağrısı gibi yakınmalara yol açabilmektedir Alkollü içecekler: Alerjik bireylerde ürtikere neden olur Genelde içkinin hazırlanış şekli alerjik reaksiyon oluşmasına neden olur Örneğin; şarabı durulaştırmak için yumurta beyazı kullanımı, biradaki arpa maltı semptomlara sebep olabilir GIDA KATKI MADDELERİ Bunlar arasında önemli bir yer alan sülfitler çok sayıda yiyecek (turşu, patates cipsi), içecekte (şarap, bira gibi) ve ilaçta bulunur Astımlı hastaların % 5’inde sülfitlerin yenilmesi sonucunda ciddi nefes darlığı oluşmaktadır Bu atakların dışında kişilerde ağızda ve deride kızarma ve kaşıntıya neden olmaktadır Katkı maddesi olarak kullanılan monosodyum glutamat doğal olarak bazı besinlerde de bulunabileceği gibi lezzet artırıcı olarak da besinlere eklenebilir (çorbalarda, hazır et ve tavuklarda) “Çin lokantası sendromu” denen baş ağrısı, ensede yanma, göğüste baskı hissi, terleme ve ürtiker gibi belirti ve yakınmalara yol açan bir tabloya neden olabilir Alerjisi olan bireylerin özellikle ürtiker ve atopik dermatitli hastaların, mümkün olduğu kadar taze ve katkı maddesi içermeyen besinler tüketmesi gerekmektedir Sülfit içeren bazı yiyecek ve içecekler Mantarlar Patates ( her türlüsü) Taze kurutulmuş meyveler Şarap ve bira Taze kırmızı et Salatalar Karides ve diğer deniz ürünleri Her türlü hazır besin Meyve suları İşlenmiş sebzeler Görüldüğü gibi besin alerjisi insan hayatını önemli derecede etkileyen bir durumdur Son dönemde alerjik hastalıklarda olan artışlar dikkate alınmalı ve önemsenmelidir Değişen yaşam tarzıyla ilişkili olarak gittikçe gelişen ve sanayileşen ülkelerde geleneksel beslenme alışkanlıklarından uzaklaşıldığı ve beslenmedeki bu değişimin alerjilerde ve alerjik hastalıklardaki artışla ilişkili olduğu düşünülmektedir |
|