Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alanları, bileşiklerin, kullanım

Bileşiklerin Kullanım Alanları

Eski 10-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bileşiklerin Kullanım Alanları



Bileşikler nerede kullanılır alanları nelerdir?
Bileşikler;

* asitler
* bazlar
* oksitler
* tuzlar olarak sınıflandırılır

Bileşik iki ya da daha fazla cinste atomun bir araya gelerek oluşturduğu saf modellere denir Bileşiklerin en küçük yapı taşı moleküllerdir

Bileşiklerin Genel Özellikleri

* Bileşiklerin çoğu moleküler yapıdadır Ama tuz gibileri atomik yapıdadır
* Bileşikler belirli fomüllerle ifade edilirler
* Bileşikleri asitler, bazlar, oksitler, tuzlar olarak sınıflandırılır
* Bileşikler oluştukları element atomlarının özeliğini taşımazlar Örneğin tuz ikisi de zehirli olan sodyum ve klorürden oluşur Fakat soframıza lezzetli yemek tuzu olarak gelirler Su yakıcı olan oksijen ve yanıcı olan hidrojenden meydana gelir Ama kendisi söndürücüdür
* Homojendirler
* Belirli erime ve kaynama noktaları vardır

Bileşikle Karışımın Farkı

Bileşikler belirli sayıda element atomunun kimyasal bir bağ ile bağlanmasıyla oluşur Ancak karışımın belirli bir formülü yoktur Bileşikleri oluşturan elementler bir araya gelerek kendi özelliklerini kaybederler, fakat karışımları oluşturan maddeler kendi özelliklerini kaybetmezler

Bazı Bileşiklerin İsim ve Formülleri

* Tuz: NaCl
* Potasyumpermanganat: KMnO4
* Asetik asit: CH3COOH
* Kalsiyum karbonat: CaCO3
* Baryum sülfat: BaSO4
* Amonyum fosfat: (NH4)3PO4
* Karbonat: CO3
* Nitrat: NO3
* Hidrojen klorür: HCl
* Kükürt dioksit: SO2
* Karbondioksit: CO2
* Glikoz: C6H12O6
* Su: H2O
* Amonyak: NH3
* Basit şeker: CaO

ASİTLER VE KULLANIM ALANLARI

Asit: Suda eridiğinde (çözündüğünde) hidrojen iyonlarını açığa çıkaran ve elekrtik ileten, turnusolun mavi olan rengini kırmızıya çevirmek gibi kimyasal özelliği olan, tadı ekşi, rengi billur, kimyasal tepkimeleri hızlandırıcı olarak da kullanılan (asit kataolizi: bir kimyasal tepkimenin, tepkimeye doğrudan katılmayan asit eklenerek hızlandırılması) bazlar ve metaller üzerinde etki ederek tuz oluşturan maddedir

Cu, Hg, Ag (gazı soymetal) asitlerle tepkimeye girmezler

Tarihsel Gelişimi: Asitlerin gerçekten doğru kabul edilebilecek ilk tanımını 1838’de Alman kimyacı Justus von Liebig yapmıştır Liebig’in tanımına göre asit, yerini bir metal atomuna bırakabilecek biçimde hidrojen içeren bir bileşiktir
Elli yıl kadar sonra bir başka Alman kimyacısı Wilhelm Ostwald ve İsveçli kimyacı Svante Arrhenius, asitlerini bazların, tuzların su içinde çözündüklerinde, bölüm bölüm ya da bütünüyle, “iyon” adını verdikleri parçacıklara ayrıldıklarını belirlediler Bu parçacıklardan pozitif yüklü olanlara “katyon”, negatif yüklü olanlara “anyon” adı verildi İyon çözeltilerine de elektriği iyi ilettikleri için “elektrolit” adı verildi Asitler elektrolitte, hidrojen iyonu (H⁺), bazlarda hidroksit (OH⁻) iyonu üretiyorlardı
Bilinen ilk Asit: Asetik asit, arı halde, (kemirme) gücü yüksektir ve boğucu bir kokusu vardır Renksizdir, 118˚C’ta kaynar: 16,5˚C’ta ve olağan atmosfer basıncı altında katılaşır

Asitler bütün kimyasal maddelerin hem en yararlılarından, hem de en tehlikelilerinden sayılır Sözgelimi derişik hidroklorik asit öldürücü bir zehirdir; ama mide özsuyunda bir miktar seyreltik hidroklorik asit bulunmasaydı besinler yeterince sindirlemezdi Asit terimi “ekşi” anlamındaki Latince bir sözcükten türetilmiştir, çünkü bu bileşiklerden çoğunun tadı ekşidir Bu yüzden eskiçağlarda insanlar asitleri tadına bakarak ayırt eder, örneğin sirkenin tipik bir asit olduğunu bilirlerdi Kimyacılar ise tanımadıkları bir sıvının asit olup olmadığını anlamak için turnusol denen boyarmaddelerden yararlanırlar Liken türü bitkilerden elde edilen bu boyarmaddeler, asit ve baz yapısınıdaki maddeleri tanıyıp ayırt etmeye yarayan birer belirteç ya da ayıraçtır Asitleri tanımanın bir yolu da bu maddelerin içine element halinde magnezyum ya da sodyum karbonat (çamaşır sodası) karışırmaktır Çünkü bu maddelerin ikisi de asitlerde çözünürken tıpkı bir gazoz gibi köpürür
Asit Gücü: Bir asidin gücü sudaki ayrışmasıyla ilgilidir Güçlü asitler ve bazlar, suda büyük ölçüde ayrışırlar Güçsüz asit ve bazlar çok düşük bir yüzdeyle (genellikle % 1’den az) ayrışabilirler Bir asit ya da baz çözeltisinin bücü pH’siyle (0’dan 14’e kadar ölçeklendirilir) anlaşılır

Derişik, yani sulandırılmamış asitler son derece tehlikelidir; hatta seyreltik asitleri bile çok dikkatli kullanmak gerekir Örneğin sülfürik, nitrik ve hidrolorik asit gibi sıvı ya da sulu çözelti halindeki asitler çok yakıcı ve aşındırcı olduğundan, kullanırken bu maddelerin deriye ve giysilere sıçramamasına özen göstermelidir Buna karşılık katı halde bulunan asitlerin yakıcılık ve aşındırıcılık özelliği bu kadar kuvvetli değildir Kimyasal olarak birbirinin kaşıtı olan asitler ile bazlar arasındaki tepkimlere “nötrleşme” ya da “yansızlaşma” tepkimesi denir Böyle bir tepkimenin sonucunda tuz denen bir bileşik ile su oluşur
Asit Katalizörü: Petrol Hidrokarbonlarının benzine ve benzeri ürünlere dönüştürülmesi gibi, sanayide önem taşıyan birçok tepkimeden asit katalizörlerden yararlanılır Örneğin molekül ağırlığı yüksek hidrokarbonların parçalanmasında (karking) aluminyum-silisyum dioksit (Brønsted-Lowry asitleri), doymamış hidrokarbonların polimerleştirilmesinde sülfürik asit ya da hidrojen flüorür (Brønsted-Lowry asitleri), alifatik hidrokarbonarın izomerleştirilmesinde aluminyum klorür (Lewis asidi) gibi asit katalizörler kullanılır

Kullanım Alanları: Bazı asitler ağır yanıklara yol açarken bazıları yalnızca ağrı verir Örneğin karınca ve arı gibi böceklerin ya da ısırganotu gibi bitkilerin salgıları ağrı verici asitlerdir Öte yandan bazı asitlerin öldürücü bir zehir olmasına karşılık bazıları zarasız, hatta meyve asitleri gibi tadı ve kokusu hoş maddelerdir Üzümde de, şarap dinlendirilen fıçılarda krem tarta biçiminde çökelen ve kabartma tozu yapımında kullanılan tartarik asit bulunur
Üstelik, canlıların vücudunda gelişen kimyasal süreçlerin hemen hepsi hücrenin ya da tüm organizmanın asit-baz dengesiyle yakından ilişkilidir; toprağın ve suyun asit ya da baz niteliğinde olması da bitkilerin ve hayvanların yaşamında büyük önem taşır Asit olarak tanımlanan maddeler, mineral asitler olarak da bilinen inorganik maddeleri (sülfürik, nitrik, hidroklorik, fosforik asitler) ve karboksilik asit, sülfonik asit ve fenol gruplanının üyesi olan organik bileşikeleri içerecek kadar geniştir Asit anhidriti denen susuz asitlerin en bilnen örnekleri ise kükürt trioksit , aluminyum klorür ve bor triflüorüdür
Bitki ve hayvanlardan elde edilen asitlere organik asitler denir Ama bu asitlerin hepsi yukarıda anılan meyve asitleri gibi zarasız maddeler değildir Örneğin kuzukulağında, reventte ve bazı başka bitkilerde bulunun oksalik asit oldukça zehirlidir Acıbademde ve şeftali çekirdeğinde az miktarda bulunan prusik asit ise sinyanür içerdiği için çok kuvvetli bir zehirdir
İnorganik ya da mineral asitler arasında en önemlileri, sanayi kimyasının temel maddeleri olan sülfürük, hidroklorik ve nitrik asitlerdir İnorganik asitler, özellikle sülfürik, hidroklorik ve nitrik asitler sanayide büyük ölçüde üretilir ve tüketilir Örneğin süfürik asit gübre, petrol üretiminin artırılmasında, pil, patlayıcı ve plastik maddelerin yapımında çok kullanılır Kezzap adıyla bilnen pitrik asit ise patlayıcı madde, ilaç ve boya sanayilerinin temel maddelerinden biridir
Asit boyarmaddeler olarak da bilinir, bileşim yoluyla hazırlanmış (sentekik), parlak renkli, organik bileşikler grubu; molekülünde, biri asit yapısında (örneğin bir karboksil grubu), öbürü renk verici (örnğ bir azo ya da nitro grubu) olmak üzere iki ayrı atom grubu bulunur Dokumaların boyanmasında asit boyların genellikle sodyum tuzları kullanılır; özellikle yün dokumada iyi sonuç veren, ayrıca ipekte ve bazen boyayı sabitleştiren bir mordanla (boyasaptar) birlikte pamuk ve yapay ipekte de kullanılan bu bayarmaddelerle parlak ve genellikle kolay solmayan çok çeşitli renkler elde edilebilir
Formik Asit (HCOOH): Bakterilere küf ve mayalara etki eder Mikrobik bozunmayı önlemek için gıdalarda koruyucu olarak kullanılır Karınca salgısında bol miktarda bulunur
Asetik Asit (CH₃COOH): Sirke asidi olarak bilinir Asetik astitin % 5-8 likçözeltisi sirke olarak kullanılır Asetik asit birçok endüstri maddesinin kullanılmasında kullanılır Tahriş edici bir kokuya sahip bir sıvıdır Alür asetat tuzu, taze kesilmiş yaralarda kan dindirici olarak kullanılır
Sorbik Asit (HC₆H₇O₂): Küf ve mayaların gelişmesine engel olur Bu özelliğinden dolayı yiyeceklerde antimikrobik koruma olarak kullanılır Kokusu lezzeti yoktur
Sülfürik Asit (H₂SO₄): Endüstride kullanılan en önemli asit ve dünyada en çok üretilen kimyasallardan biridir SO₂ kullanılarak Kontakt metodu denilen bir metotla üretilir Endüstride birçok alanda kullanılan bu asit, özellikle gübre üretimindei amonyum sülfat üretiminde, patlayıcı yapımında, boya sanayinde, petrokimya sanayinde kullanılmaktadır
Benzoik Asit (C₆H₅COOOH): Beyaz tenkli iğne ve yaprakçık görünümünde bir maddedir Gıdalarda mikrobik bozunmayı önlemek için kullanılır En çok kullanıldığı alanlar, meyva suyu, marmelat, reçel, gazlı içecekler, turşular ve benzeri ürünlerdir Benzoik asit, bir çok bitkinin yaprak, kabuk ve meyvelerinde bulunur Bu asit genellikle sodyum tuzu olarak (Sodyum benzoat) kullanılır İlave edildiği bitkinin tadını etkiler
Folik Asit: Folik asit dokularında az da olsa bulunur Folik asit en çok koyu yeşil yapraklı sebzeler ve gıdalarda kullanılan hayvanların böbrek ve karaciğerleninde bulunur Biftek, hahubat, sebzeler, domates ve sütte az miktarda bulunur Folik asit eksikliğinde vücutta anemi (kansızlık) ortaya çıkar
Hidrojen Sülfür (H₂S): Renksiz bir gazdır Kokmuş yumurtayı andıran bir kokusu vardır Çok zehirlidir Uzun zaman solunduğunda insanı öldürebilir Havada seyreltik olarak bulunduğunda yorgunluk ve baş ağrısı yapar
Nitrik Asit (HNO₃): Nitrik asit, dinamit yapımında kullanılır Nitrik asitin gliserin ile reaksiyonundan nitrogliserin meydana gelir Ayrıca nitrik asit NH₄NO₃ içeren gübrelerin üretiminde kullanılır
Fosforik Asit (H₃PO₄): Saf fosforik asit, renksiz kristaller halinde bir katıdır Fosforik asit, en çok fosfatlı gübrelerin yapımında ve ilaç endrüstrisinde kullanılır
Hidroflorik Asit (HF): Hidoflorik asit yüksek oktanlı benzin yapımında, sentetik kriyolit (Na₃AIF₆) imalatında kullanılırAyrıca hidrflorik asit camların üzerine şekiller yapmak için kullanılır Bu iş için, önce cam eşya bir parafin tabakası ile kaplanır Sonra parafinin üzerine bir çelik kalem ile istenen şekil çizilir Bu çizgilere hidrojen florür gaz çözeltisi tatbik edilir Camdaki parafin temizlendikten sonra camda yalnız sabit şekiller kalır
Hidrosinyatik Asit (HCN): Tabiatta bulunan zehirlerin en kuvvetlisidir HCN’nin kokusu şeftali çekirdeği içi kokusuna benzer Metreküpte 34 miligram HCN varlığında kokusu hissedilir Öldürücü dozu konsantrasyonuna bakıldığında; Mesela, 200 mg/m³ konsantrasyonda öldürücü doz 2000 mg dk/m³ tür

Asitlerin kullanım alanı oldukça geniştir İçtiğimiz koladan, kullandığımız ilaçlara kadar bir çok yerde asit bileşiklerine rastlarız Örneğin hepimizin bildiği ve bir çoğumuzun kullanmış olduğu "Aspirin" yapımında bu asit bileşiklerinden faydalanılır
"Aspirin isminin A`si asetil salisilik asitin a`sindan, spir`i ise spiraea ulmaria`dan (sögüt agacinin latince ismi sanirim) gelmistir in kismi ise ilac isimlerinin sonunda kullanilan bir ek "İbuprofen ve acetaminophenle yer değiştirinceye değin aspirin başağnlan için en yaygın ilaçtı Aspirinin kanın pıhtılaşma ve kalp hastalıklanyla Alzheimer hastalığının riskini azaltma özelliği vardır “Aspirin penisilinden sonra keşfedilen en harika ilaç olarak tanımlanabilir Ama sonuçta o da bir ilaçtır,” diyor Dr Thomas Cas-sidy ‘Tarihsel açıdan bakıldığında aspirinin ilk kez ağn kesici olarak kullanıldığı bilinmektedi
Ayrıca sofralarımızda kullandığımız limon tuzu ise sitrik asitten başkası değildir
Bazlar ise şampuan, diş macunu, sabun, traş köpüğü gibi bir çok şeyde kullanılmaktadır Bazların sahip olduğu kaygan yapı buralarda kendini iyice hisstetirmektedir
Tuzların nerelerde kullanıldığını bilmek zor olmasa gerek Kimyada, bir asit ile baz arasında gerçekleşen kimyasal tepkime sonucunda suyla birlikte oluşan maddeye tuz denir
Birbirinden farklı yüzlerce tuz türü vardır Ama günlük konuşma dilinde "tuz" denince bilinen sofra tuzu kastedilir;sofra tuzunun kimyasal bileşimi sodyum klorürdür Bu maddenin birinci bölümünde, önemli bir kimyasal bileşikler grubu olarak tuzlar, ikinci bölümünde ise sofra tuzu ele alınmıştır
Okistlerde endüstride büyük yer tutan bileşiklerdir Örneğin cam yapımında oksitlerde yararlanılır



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.