|
|
Konu Araçları |
gülleri|masal, hikaye, orman, perisinin, özetleri |
Orman Perisinin Gülleri|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Orman Perisinin Gülleri|Masal Ve Hikaye ÖzetleriOrman Perisinin Gülleri Yemyeşil ağaçlarla kaplı ormanın birinde genç bir peri yaşarmış Bu peri çiçeklerden en çok gülleri severmiş Evinin bahçesinde renk renk güller yetiştirirmiş Bu güller o kadar taze ve güzellermiş ki gören herkes perinin güllerine hayran kalırmış Peri de güllerini çok sever, her sabah onları hem sular hem de onlarla konuşurmuş Genç peri gülleriyle çok mutluymuş, ama onu üzen bir durum varmış Peri güllerini çok sevdiği için onların solmalarına dayanamazmış Güllerin bir süre sonra solması çok doğalmış, fakat genç peri güllerinin solmasına çok üzülüyor, güllerinin hep ilk günkü gibi taze ve diri kalmalarını istiyormuş Kendi kendine “güllerim hep böyle güzel kalsa! O zaman hiç mutsuz olmam” diyormuş Bir sabah çiçeklerini yine sularken perinin dikkatini sarı renkte bir gül tomurcuğu çekmiş Bu tomurcuk da diğer gül tomurcukları gibi pek güzelmiş Fakat rengi diğerlerinden apayrıymış Çok daha güzel ve değişik bir tondaymış tomurcuğun rengi Bu yüzden, genç peri sarı tomurcuğa daha özenli bakmaya başlamış Her sabah ona “küçük sarı tomurcuk büyüyecek, kocaman güzel bir gül olacak” diye güzel sözler söylüyormuş Tomurcuk da bunu anlıyormuş gibi günden güne daha da güzelleşerek büyümüş Kocaman bir gül olduğunda ise bahçedeki diğer güllerin arasında tıpkı gökyüzündeki güneş gibi ışıldıyormuş O kadar güzelmiş ki onu görenler sarı güle bakmaya doyamıyorlarmış Peri de bunun farkındaymış ve çok mutluymuş Fakat sarı gülün de bir gün solacağını bildiği için, içten içe bir üzüntü duyuyormuş Aradan bir gün geçmiş, bir hafta geçmiş, bir ay geçmiş Bu süre içinde bahçedeki bütün güller solmuş, yerlerini yeni tomurcuklara bırakmışlar: güzel, sarı gül dışında! Bir ay geçmesine rağmen sarı gül solmamış, benzersiz güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş Peri ilk başta bu işe çok şaşırmış fakat yine de sevinçliymiş Çünkü güllerinin en güzeli solmamışmış İyi yürekli peri, her gün onu evinin penceresinden seyrediyor, onu özenle suluyor, ona güzel sözler söylüyormuş Gel zaman git zaman; peri, bu işten sıkılmaya başlamış Sarı gül hiç solmuyormuş, fakat bu periye artık mutluluk vermemeye başlamış Çünkü peri sarı güle dair hiçbir umut taşımıyormuş içinde Önceden gülleri solduğu vakit, yeni tomurcukların ne zaman çıkacağını merak ederek onlarla sabırla ilgilenir, umutla güllerinin açılacağı zamanı beklermiş Fakat şimdi sarı gül hiç solmadığı için böyle düşünceleri kalmamış Bu da periyi bir zaman sonra mutsuz etmiş Yetiştirdiği güllerinin solmamasını isteyerek ne kadar yanlış düşündüğünü anlamış Her şeyi doğal haliyle sevmek en güzeliymiş Bu yüzden o günden sonra orman perisi, doğadaki her şeyi olduğu gibi kabul etmeye karar vermiş Orman perisi uzun yıllar, bahçesinde yetiştirdiği güllerle beraber evinde mutlu bir hayat sürmüş |
Orman Perisinin Gülleri|Masal Ve Hikaye Özetleri |
10-23-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Orman Perisinin Gülleri|Masal Ve Hikaye ÖzetleriPeri Bacalarının Hikayesi Bir zamanlar yer ile gök arasındaki büyük dünyamızda başları yüksek dağlara denk olan korkunç devler yaşarmış İnsanlar bu devlerden çok korkar ve onları kızdırmamaya dikkat edermiş Bu korkunç devlerin gönlünü hoş tutup kızdırmamak için ülkenin yüksek dağlarına çıkar oradaki sunaklara hediyeler bırakıp kurbanlar keserlermiş Yılın belirli günlerinde de bu dağların doruklarındaki sunaklarda toplanıp devler kendilerine zarar vermesin diye dualar ederlermiş Yine de bazen bu dev tanrılar, insanlara kızarmış Kızdıkları zaman da oturdukları dağların tepesinden korkunç gürültülerle ateş dalgalarını gönderirlermiş insanların üzerlerine Bu ateş dalgaları önlerine çıkan herşeyi yerle bir edip yakıp küle çevirirmiş Dev tanrıların öfkesinin nedenini anlayamayan insanlar daha da korkarak onları memnun etmenin yollarını ararlarmış Sunaklara daha fazla hediye bırakmaya ve daha çok kurban kesmeye başlarlarmış Ancak yine bu dev ateş tanrılarını memnun edemiyorlarmış Günlerden bir gün periler ülkesinin padişahının yolu bu dev tanrıların korkunç zulmü altında inleyen ülkeye düşmüş Peri padişahı bu zavallı insanların çaresizliklerinden çok etkilenip üzülmüş ve onlara yardım etmeye karar vermiş Emindeki tüm perileri çağırmış hemen Ve onlara şöyle demiş; “Ey kardeşlerim İnsan kardeşlerimiz çok zor durumdalar Onlara yardım etmek istiyorum Şu karşıdaki dağların zirvesinde oturan zalim devleri durduralım Bu insanların çilesini bir son verelim istiyorum Eğer biz zalim devlerin yaşadığı dağların ateşini söndürebilirsek devler de yerin altına kaçar ve insanları bir daha rahatsız etmezler” Padişahlarının konuşmasının ardından binlerce peri ellerinde kar ve buz taneleri, devlerin yaşadığı dağın doruklarına toplanmışlar ve dağın tepesinde fokurdayan ateşe atmaya başlamışlar Hiç durmadan günlerce ateşi kara ve buza boğup söndürmeyi başarmışlar Sonunda devler korkup yerin derinliklerine kaçıp saklanmak zorunda kalmışlar İnsanlar, perilerin bu zaferini büyük sevinçle karşılamışlar, günler geceler boyunca şenlikler düzenleyip bu zaferi kutlamışlar O günden sonra insanlar ve periler arasında çok sıkı bir dostluk oluşmuş Bu dostluk uzun yıllar devam etmiş İnsanlar kayalara oydukları mağaralarda yaşarken periler de sivri kayalıların üzerlerindeki küçük odacıklarda yaşıyorlarmış İnsanlar toplanıp kendi aralarında bir padişah seçmişler ve onun emri altında mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış Bu padişahın Revan adında çok yakışıklı bir oğlu varmış Periler padişahının da dünyalar güzeli bir kızı varmış İsmi de Gülperi imiş Gülperi’nin gören herkesi mecnun eden güzel uzun siyah saçları o kadar uzunmuş ki ayak bileklerindeki hal hallara değiyormuş uçları Saçının dalgalarından yansıyan güneş ışıkları insanların gözlerini kamaştırıyormuş Hele turkuvaz renkteki gözleri ile birine baktığında o insanın bir daha dünyadaki hiçbir güzellikten zevk alamadığı söylenirmiş Peri padişahı güzel kızını çok sever her şeyden sakınırmış Onun mutluluğu için elinden gelen herşeyi yapıyormuş Günlerden bir gün insanların padişahının yakışıklı oğlu Revan, yer altındaki devlerin saklandığı o karanlık ülkeye inmeye karar vermiş Atalarının daha önceleri çektiği acıların intikamını almayı istiyormuş o zalim devlerden Yeraltı ülkesine giden yolda birbirine açılan onlarca kapıdan rahatça geçmiş Revan Son kapıya geldiğinde hırsla açmış kapıyı ve içeri girmiş Ancak Revan’ın içeri girmesiyle büyük bir kaya parçası yuvarlanarak kapının ağzını kapatıvermiş Revan o an zalim devler tarafından tuzağa düşürüldüğünü anlamış ama artık çok geçmiş Zifiri karanlıkta çaresizlik içinde beklerken korku da bütün vücudunu sarmaya başlamış Revan’ın Artık sonunun geldiğini düşünmeye başlamış bu karanlık ülkede mahsur kalmış ama ne gelen varmış ne de giden Böylece günler geçip gidiyormuş O sırada yerin üstünde, güzeller güzeli Gülperi de rüyasında gerçek hayatta asla göremeyeceğine inandığı yakışıklı bir genç görmüş Aynı genci birkaç gece daha görmüş rüyasında periler padişahının güzel kızı Gülperi Rüyasındaki yakışıklı genç çaresiz ve korkmuş bir şekilde ona kendisini kurtarması için yalvarıyormuş Bir sabah dayanamamış ve rüyasını dadısına anlatmış Dadısı Gülperi’nin rüyasını dinledikten sonra şöyle yorumlamış; “Güzel kızım, gördüğün rüya gerçektir Gerçekten de böyle bir delikanlı var ve o şu anda zalim devlerin ülkesinde hapisBu yüzden de senden kendisini kurtarmanı istiyor” Gülperi dadısının bu yorumuyla hemen harekete geçmiş ve emrindeki muhafızlarla birlikte karanlık yer altı ülkesine doğru yola çıkmış Revan gibi bütün kapılardan hızla geçmişler Son kapının önüne geldiklerinde kapının ağzının büyük bir kaya parçasıyla kapatıldığını fark etmişler Gülperi muhafızlarına kayanın hemen yerinden kaldırılıp kapının açılmasını emretmiş Aldıkları emirle muhafızlar kayayı hemencecik yerinden kaldırıp kapıyı açmışlar Gülperi odadan içeri girince günlerdir rüyasına giren yakışıklı genci bir köşede baygın yatarken görmüş Hemen onu yattığı yerden kaldırıp hızla yeryüzüne çıkmış muhafızlarıyla birlikte Gülperi baygın yatan Revan’ı en yüksek kayanın üzerinde kurulu olan periler padişahının sarayına, kendi odasına götürmüş ve Revan’ı tedavi etmeye başlamış Gülperi, perilere has, hiçbir insanoğlunun bilmediği ilaçlarla tedavi etmiş Revan’ı Çok geçmeden Revan kendine gelmiş Gözlerini açtığında karşısında Gülperi’yi görünce öldüğünü ve cennete gittiğini düşünmüş “Dünyada bu kadar güzel bir kız olamaz” demiş kendi kendine Gülperi, Revan’ın kendisine geldiğini görünce çok sevinmiş ve elini uzatarak saçlarını okşamış “Korkma” demiş Gülperi, “Artık emin ellerdesin ve o karanlık ülkeden kurtuldun” Revan günlerce Gülperi’nin odasında kalmış Gülperi ve Revan birbirlerine deli gibi aşık olmuşlar ve evlenmeye karar vermişler Revan kendi şehrine gidip babasına durumu anlatmaya ve Gülperi ile evlenmesi için izin vermesini istemeye gitmiş En kısa zamanda tekrar bir araya gelmek için sözleştikten sonra Revan kendi şehrine dönmüş İnsanların padişahı günlerdir kayıp olan oğlunu yeniden karşısında görünce çok sevinmiş Bütün ülkede kutlamalar yapılmasını istemiş Revan babasına başından geçen bütün olayları anlatmış ve babasından peri padişahının güzeller güzeli kızıyla evlenmesi için izin istemiş Babası oğlunun bu isteği karşısında birden durgunlaşmış O güne kadar birlikte ve mutlu yaşadıkları perilerle hiç kız alıp vermemişlermiş Bu yüzden düşünmüş ve yaşlılar heyetini toplayıp onlara danışmaya karar vermiş Padişahın isteği ile toplanan yaşlılar heyeti uzun tartışmalar sonunda insanlar ve perilerin asla birlikte olamayacağını, insanların yeryüzünde perilerin ise gökyüzünde yaşadıklarını, insanların ölümlü, perilerin ölümsüz olduğunu söyleyip böyle bir evliliğin insanların da sonu olabileceğini söyleyip böyle bir evliliğin imkansız olacağına karar vermişler Revan’ın periler tarafından büyülendiğine inandıkları için böyle bir evliliği ancak perileri savaşla ülkelerinden kovarak engelleyebileceklerine hükmetmişler ve derhal perilerle savaş hazırlıklarına başlanmasına karar verilmiş Revan’ın da kendilerinden habersiz bir çılgınlık yapmasını engellemek için de onu odasına hapsetmişler İnsanların kendileriyle savaş hazırlıkları yaptığını duyan periler padişahı bu duruma çok üzülmüş Hemen halkını toplayıp onlara şöyle demiş; “Bizler onları korkunç devlerin zulmünden kurtardık Ama insanlar zayıf yaratıklardır Yaptığımız iyiliği çabuk unuttular Çok geçmeden hatalarını anlarlar Şimdi onlarla savaşırsak çok büyük kayıp verirler Büyük acılar yaşanır Nasıl olsa onlar hatalarını anlayacak En iyisi biz şimdilik savaşmayalım ve onlar hatalarını anlayana kadar da buralardan uzaklaşalım” Bütün periler birden yaşadıkları odalardan gökyüzüne doğru havalanmışlar Peri padişahı çok geçmeden yer altındaki zalim devlerin kendilerinin yokluğundan yararlanıp yeniden yeryüzüne çıkacağını düşünmüş ve insanlar için üzülmüş Halkını toplayıp hemen şekil değiştirip güvercinlere dönüşmelerini istemiş onlardan Bütün periler hep beraber birer güvercine dönüşüvermiş padişahlarının isteği üzerine Böylece insanlar onları görse de tanıyamayacaklarmış Güvercinlere dönüşen periler tekrar sivri kayalıkların ucundaki odalarına dönmüşler ve orada yaşamaya başlamışlar Böylelikle insanları korumaya devam etmişler Gülperi de insanlar ve halkı arasındaki savaşa engel olmak için babasının isteğini yerine getirerek beyaz bir güvercine dönüşmüş Hergün odasından çıkıp Revan’ın odasının penceresine konuyormuş Revan da penceresine konan güvercini avuçlarına alıp Gülperi’ye duyduğu özlemi onu şefkatle sevip okşayarak gidermeye çalışıyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyormuş Gülperi de sevgilisinin bu durumu karşısında çaresizlikten kahroluyormuş ama yapabileceği bir şey olmadığının farkındaymış O da Revan onu eline her alıp kanatlarını her okşadığında gözyaşlarını sevgilisinin avuçlarına döküyormuş… |
|