|
|
Konu Araçları |
arasındaki, farklar, halk, hikaye, hikayesi, modern |
Halk Hikayesi Ve Modern Hikaye Arasındaki Farklar |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Hikayesi Ve Modern Hikaye Arasındaki FarklarHalk hikayesi ve modern hikaye arasındaki farklar Diğer öykü çeşitlerinden farklı olarak insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren hikâyelerdir Hikâyede bir tür olarak 1920'lerde ilk defa batıda görülen bu anlayışın en güçlü temsilcisi Fransız Kafka'dır Bizdeki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir Genellikle büyük şehirlerdeki yozlaşmış tipleri sosyal ve toplumsal bozuklukları felsefi bir yaklaşımla ince bir yergi ve yer yer alay katarak irdeler biçimde gözler önüne serer Öykülerromanlara göre daha kısadırKahramanları bir ya da birkaç kişiden meydana gelirÖykü kahramanlarının kişilikleri derinliğine incelenmezHayatlarının tamamı yerine kısa bir bölümü anlatılırTek bir olay etrafında gelişir Öykülerin serim (giriş)düğüm (gelişme) ve çözüm (sonuç) olmak üzere üç temel unsur üzerine kurulmuştur Öykü konusu bulmak için iyi bir gözlemci olmak ve çevrede görülenler üzerinde kısaca düşünmek yeterli olacaktırÖnemli olan ilgi uyandıracak konuları seçmektirBunun için seçilen öykü konusunun ayrıntılarınaheyecan ve ilgi uyandırmasına dikkat etmek gerekirBu da ayrıntıların yerinde ve yeterince verilmesine bağlıdırAyrıca nakledilen olayın kimin ağzından ve dikkatiyle verilmesi de önemlidirOlaybir mektupbir anı defteri türünde ise birinci şahsın ağzındanyerine göre ikinci ve üçüncü şahıs ağzından verilebilir Olay ilerledikçe olayda yer alan kişilerin tanıtılmasına geçilirTasvirler ya konuşmaları vasıtasıyla ya da yeri geldikçe yapılırYine öykü kişilerinin düşünceleri konuşturularak açıklanırYani çözümleme yapılırSöz gelişi iki arkadaş yıllar sonra karşılaşsınlarDavranışlarısevinç çığlıkları atmalarıheyecanlı konuşmalarıeski anıları tazelemeleri yazıda ayrıntılı olarak verilmelidirYahut bir manzaranın kişide bıraktığı tesir;intibarenkgörünümduygu yoğunluğu bakımından verilmelidirBu durumlardavranış ve konuşmalarla verilirse de kimi zaman yazarın açıklamasını gerektirirAyrıca çözümlemeolayın akışını engelleyecek tarzda yoğun ve fazla olmamalıdır Öykülerin başlangıçları birbirinden farklı olabilirYa yaşanılan yerin tasviri ileya kişilerin tanıtılması ile ya onların birbirleriyle olan ilişkilerinin verilmesi ileya da çatışmaya konu olan olayın anlatılması ile başlanırKimi zaman da kişiler ve onların ilişki içinde bulundukları kimselerin hayatlarından bölümler sunulurBöylece öykü ortasından başlanırsonra başa dönülürKimi zaman ise öykü diyalogla başlarKonuşmalar vasıtasıyla mekan ve kişiler hakkında kısa bir açıklama yapılır ki buna dramatik metot adını veriyoruzYa da konu bir olayın dramatizasyonu yahut anlatımıyla başlarolay zincirleri birbirine eklenerek temel olay çevresinde bir halka oluştururlar ve nihayet bir olay ile sona ererBaşlangıçta verilen olaybir denge üzerine kurulmuşturSonra bu denge asli kişinin aleyhine bozulurbirtakım mücadeleler sonunda yeni bir denge kurulur ama bu yeni dengede asli kişinin konumubaşlangıçtaki durumundan tamamen farklı olur Öyküyü monotonluktan kurtarmak için aynı olayı farklı kişiler ağzından nakletmek de mümkündürBazen bir olayda yer alan ve olaya tanık olan ikinci dereceden önemsiz bir kişinin ağzından da nakledilebilirVerilen bilgilerin anlatımının kültür seviyesisöyleyiş tarzıbilgi ve görgüsü de öykü ederken dikkate alınmalıdır Öykülerde olayın sunuş biçimi kadarolayın ne zamannerede geçtiği de önemlidirOlayın geçtiği yere mekan denirMekanda gereksiz tanıtımlar yerine olayın oluşundaki önemine göre belirgin ve ayırıcı vasıfları verilmelidir Öyküde kişi yahut kişilerin tanıtımı olayın akışı durdurularak ayrı ayrı değildiyaloglar içinde verilmelidirZira diyaloglar öyküyü tekdüzelikten kurtarır ve okuyanların ilgisini çekerAncak diyaloglar da “dedim””dedi” gibi tekdüze konuşmalardan ziyade konuşmanın ruh halini ve hareketlerini verecek nitelikte olmalıdır Başarılı öykü yazarları sonuç bölümüne okuru hazırlarlarSonuç bu yüzden pek sürpriz olmazKonu iyi hazırlanmış ve planlanmışsa sonuç bir sürprizle değilolayların ve konuşmaların tabii bir sonucu olarak ortaya çıkar Öykü umulmadık bir olay ile bitecekse yine okur buna hazırlanmalıdırKimi zaman olay bittikten sonra okur öykü kişilerinin ne olacağını düşünmeye terk edilirHatta kimi zaman sorularla sona erer Kimi öykü yazarları öykülerini bir sonuca bağlarken;kimileri hayatın akışını ve bütün olayların sürekli yaşandığı intibaını vermek içinöykünün başlangıcını ve sonunu vermemeyi yeğlerlerHayatın bir noktasından kesit halinde alınan olay bittikten sonra da hayat devam eder Edebiyatımıza Batı edebiyatından geçen öykü zaman zaman geleneksel anlatma formu içinde yer alan kıssa ile karıştırılmaktadırİç ve dış gözlem yapılmadan anlatılansadece insanlara faydalı bir ders çıkarma amacı taşıyan böyle kısa öyküleregeleneksel kültürümüzde kıssa adı verilmektedirGeleneksel öykücülük ve kıssa kültürümüzün en belirgin özelliğiolayın geçtiği yer ve zamana önem verilmemesidirBu tür öykülerde ağırlık kazanan tek şeyolay ve bu olaydan insanlara faydalı olacak bir ders çıkarmaktırModern tarzda yazılmış öykülerde ise iç ve dış gözlemlerden yararlanılır;kişizaman ve yer tasvirleri önem taşırKıssalarbu yönleriyle de modern öykülerden ayrılırlar Öykülerkonularını yazarın tasarladığı bir olaydan aldığı gibianılara da dayanabilirBu tür öykülere anı öyküöykülerin manzume şeklinde yazılmış olanlarına ise manzum öykü adı verilir Hikâyelerde düşündürmekten çok duygulandırmak ve heyecanlandırmak esastır Hikâyeler gerçek ya da düş ürünü bir olayı kısa şekilde anlatır Kısa oluşu yalın bir olay örgüsüne sahip olması genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatı türlerinden ayrılır Hikâyeler Batı'da romanla aşağı yukarı aynı dönemde oluşmaya başlamıştır Özelikle Realizm döneminde hikâye türü başlı başına bir tür olarak yetkinlik kazanmıştır Hikâye anlatım olarak romana benzer; ama aslında onun romandan çok farklı yanları vardır: • Hikâye türü romandan daha kısadır • Hikâyede temel öğe olaydır Romanda ise temel öğe karakter yani kişidir Hikâyeler olay üzerine kurulur romanlar ise kişi üzerine kurulur • Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri vardır Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir • Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez kahramanlar her yönüyle tanıtılmaz Romanlarda ise kahramanlar ayrıntılı bir biçim-de hemen her yönüyle tanıtılır Romandan farklı olarak hikâyede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle anlatılır Bu yüzden hikâyelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz • Öyküde olayın geçtiği yer (çevre) sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz Romanlarda olaylar çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir Bu çevreler çok ayrıntılı olarak anlatılır • Hikâyeler kısa olduğu için anlatım yalın anlaşılır ve özlüdür Romanlarda ise anlatım daha ağır ve sanatlıdır |
Halk Hikayesi Ve Modern Hikaye Arasındaki Farklar |
10-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halk Hikayesi Ve Modern Hikaye Arasındaki FarklarHALK HİKAYESİ NEDİR? Hikaye türünün en eski örnekleri olan ve destandan modern hikayeye geçişi sağlayan anonim eserlerdir Başka bir tanım yapacak olursak Türk edebiyatı verimleri içinde 16asırdan itibaren görülmeye başlanan genellikle aşıklar tarafından nazım-nesir karışık bir ifade tarzı ile dinleyicilere karşı anlatılarak nesilden nesile intikal eden yer yer masal ve destan özellikleri gösteren hikayelerdir (Albayrak Abdullah 1993) GENEL ÖZELLİKLERİ Türk edebiyatında bu özelliğe sahip ilk örnek Dede Korkut Hikayeleridir Genellikle aşk konusunun işlendiği halk hikayelerinde zaman zaman kahramanlık konularıyla dini konuların işlendiği de görülmüştür Nazım- nesir karışık olarak anlatılan bu hikayelerin gelişip yayılmasında saz şairlerinin önemli bir fonksiyonu vardır Pertev Naili Boratav'ın ‘belki eskiden destanların üzerine almış yeni ve orijinal bir nevin mahsulleri diye nitelendirdiği hikayeler destanlardan; mutlaka tarihi bir vakaya dayanmaması nazım-nesir karışık oluşu ve zamanla nesir kısmının ağırlık kazanması şahısların ve olayların anlatımında takınılan gerçekçi tavır kahramanlıktan çok aşk maceralarına yer verilmesi destanlarda yer alan olaylar kesin bir sonla bitmediği halde halk hikayelerinde kesin bir sonun bulunmaması halk hikayelerinde söz konusu edilen olayların ve kişilerin oldukça azalması toplum karşısında anlatılmaları hikayedeki manzum kısımların genellikle saz eşliğinde dile getirilmesi değişik bir anlatılma üslup ve geleneğinin olması belli yerlerinde tekerleme adı verilen belli söz kalıplarının bulunması gibi hususlarda ayrılmaktadır Ayrıca destanlar belli bir daire teşkil ederler Hikayelerde özellikle aşk maceralarını işleyenlerde böyle bir daire söz konusu değildir Hikayenin kahramanı aşık olur sevgilisine kavuşma yolunda çeşitli maceralara girer sonunda kavuşur veya kavuşamaz ama hikaye de orada biter Destanlarda böyle kesin bir son mevcut değildir Destanlara en yakın duran Köroğlu ve Dede Korkut Hikayeleri'nde böyle bir tesir görülmektedir Halk hikayelerinde anlatılan ilişkiler toplum içi olup fertler ve tabakalar arasında cereyan eder Hikayelerde olağanüstü özellikler epeyce azalmıştır Halk hikayeleri Boratav'a göre destandan romana geçiştir Hikayeler masallara göre oldukça uzundur Özellikle koşma şeklinde söylenen şiirler duyguyu yoğunlaştırmaya yarar Halk hikayeleri daha çok aşıklar tarafından kahvelerde düğün ve benzeri toplantılarda erkeklere hitap eder Halk hikayelerinin destan döneminin kapanmasından sonra ortaya çıktığı kanaati yaygındır Nitekim Türk edebiyatında halk hikayelerinin en eski örneği sayılan Dede Korkut Hikayeleri de destandan halk hikayeciliğine geçiş dönemi ürünü olarak kabul edilmektedir10 yy' dan itibaren halk hikayelerinin belki de destandan boşalan yeri doldurmak üzere ortaya çıktığı söylenebilir (Koz M Sabri 1981) Aşk ve kahramanlık konularının çokça işlendiği halk hikayelerinin gerçek hayat olaylarından ayrılan kendilerine göre bir mantık örgüsü vardır Bu mantık idealist ölçüler göre şekillenmiş bir hayat anlayışını savunur Bunun sonucu hikaye kahramanı idealist bir kişiliğe sahiptir Son olarak şunu unutmamak gerekir ki; kendi içinde tutarlı bir mantığa dayanmak şartıyla halk hikayelerinde olmayacak şey yoktur (Koz M Sabri 1981) SOSYAL BİLGİLER AÇISINDAN ÖNEMİ Başta da dediğimiz gibi Sosyal Bilgiler her türlü bilgiden yararlanan ve bu bilgiler ışığında kendini geliştiren bir disiplindir Sözlü ve yazılı materyaller bu konuda büyük bir katkı sağlamıştır Sözlü ve yazılı edebiyat ürünlerinden birisi olan Halk hikayeleri Sosyal Bilgilerin disiplin olmasında büyük bir destek olmuştur Sosyal Bilgiler dersinin işlenişinde hikayelerin özellikle de halk hikayelerinin dersin işlenişine etkisi büyüktür Öğrencilerin dersi hikayeyle birlikte yürütmesi onların dersi daha kolay ve kalıcı şekilde anlamalarına olanak sağlar Halk hikayelerinin konularının bir çoğunun da halkın yaşantısından halkın yaşadığı sorunlardan ve de olaylardan meydana geldiği için bu konuda halk hikayeleri Sosyal Bilgiler öğreniminde ve öğretiminde büyük bir yardımcıdır |
|