Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
türkcemiz, uydurmacılık

Türkçemiz Ve Uydurmacılık

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkçemiz Ve Uydurmacılık




Türk dili, dünyanın en sağlam ve güçlü bir dilidir
Merhaba Efendim,
Bu hafta Sizlere, Türkçe konusunda çok bilgili bir hocamız Faruk K Timurtaş’ın “TÜRKÇEMİZ ve UYDURMACILIK” isimli eserinden söz etmeye çalışacağım
Bu eseri her Türk’ün okuması,Türkçe- Edebiyat vede Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim görenlerin ise sadece okumaları değil, ezberlemeleri gerekir Eser,o derece dolu ve kullanılan dil bir o kadar akıcıBiz lise ve üniversitede dönemlerimizde Faruk Kadri Timurtaş’ı okurduk, fakat şimdi çok daha iyi anlıyorum ki, sadece okurmuşuz Ne büyük bir kayıp “Dil meselesi bir milli müdafaa meselesidir Dilimizi korumak,vatanı korumakla birdir Çünkü, dil de vatan kadar, tarih kadar, gelenek ve töre kadar azizdir Dil de bayrak gibi, aile gibi mukaddesattandır
Lütfen ifadenin doğruluğuna, şıklığına ve akıcılığına bakınız,
Hocaların hocası rahmetli Timurtaş, bu güzel anlatımına şöyle devam ediyor: “Dil sevgisi vatan sevgisi, ana sevgisi gibidir; sınırsızdır, her türlü fedakarlığı gerektirecek kadar engindir Bundan dolayıdır ki Yahya Kemal şu mısra’ı söylemiştir:
“Bu dil ağzımda annemin sütüdür
Helal süt emenler vatanı da, dili de her şeyden üstün tutarlar Sütü bozuk olanlar ancak dili bozmağa kalkışırlar
Günümüzde kelimelerden vazgeçmek –sanki- bir alışkanlık haline geldi“Mesela”dan vazgeçelim, “imkan”dan vazgeçelim, “ihtimal”den, “vaziyet” ten, “teklif”ten, “tavsiye”den, “eser”den, “defter”den, “kitap”tan, “şiir”den,“mevsim”den vazgeçelim, böylece Türkçe 150-200 kelimeden meydana gelen “kabile dili” gibi bir şey olsun Bu mümkün mü? Geçen gün “mesele” kelimesini düşündük Bazı çevreler, “mesele” yerine “ sorun”u kullanıyorlar
Felaket bu kadarla kalmıyor Şu kelimelerin yerinede yine o Türkçe,olmayan “sorun”u kullanıyorlar: “mesele”, “engel”, “pürüz”, “aksilik”,“terslik”, “arıza”, “rahatsızlık”, “sakatlık”, “kıtlık”, “sıkıntı”, “bozulma”…
Biraz daha kafa yorsak, gazetelere biraz daha göz atsak, o uyduruk “sorun”un dilimizden kaç kelimeyi kovduğunu kolaylıkla görebiliriz
“Her kelimenin arkasında bir hatıra, bir tarih, bir kültür vardır” Diyor,
Faruk Hocamız ve devam ediyor: “Millet” ve “milli” kelimeleri “istiklal”kelimesi atılırsa Büyük Millet Meclisi, Milli Mücadele, Kuva-yı Milliye, milli irade, milli hakimiyet; İstiklal Harbi, “Ya istiklal, ya ölüm” söz ve mefhumlarına gölge düşmez mi? Halka mal olmuş, millileşmiş her kelimenin etrafında bir deyim, milletçe unutulmayan bir hatıra yok mudur?”
Kıymetli Profesörümüzün Devletin “dil” üzerindeki tasarrufunu da şu şekilde ifade ediyor:
“Dildeki gelişmeler mutlaka kendi kanunları içerisinde olmalıdır,gerek fert olarak gerek cemiyet ve gerekse devlet olarak dil üzerinde tasarrufta bulunamayız

Günümüzde iki dilli sözde aydınlar da çoğaldı Normalde Türk İnsanı gibi konuşuyor Ama bir mikrofon uzatıldığında veya şu gazeteye iki satır yazı yaz denildiğinde, başlıyor uydurukça döktürmeye Rahmetli Hocamız kitabının bir yerinde diyor ki: “Dili sadeleştirme ve özleştirmede çok aşırıya gidenler, çıkmaz bir yoldadırlar Bu görüş akla da, ilme de aykırıdır Tabii dilden, yaşayan, konuşulan canlı dilden uzaklaşmamak gerekir Bir zümrenin benimseyip kullandığı sun’i bir dil “argo” olmaktan ileri gidemezYazı dili, bütün milletin ortak dilidir, umumi dildir Yazı dilleri, bütün halkın benimsediği ortak konuşma dillerine dayanırlar
Konuşma dilinden uzak bir yazı dilinden bahsedilemez Bu sebeple
sadeleştirme ve özleştirmede aşırı gitmemek; konuşma dilinden, canlı dilden ayrılmamak yerinde olur

Dili sadeleştiriyoruz diye, güzel Türkçemizi, tarzancaya benzetmek için can atan uydurukçular ne olacak? Bunların gayesi ne?
“Dili özleştirmek kimsenin anlamadığı kelimeleri dile sokmakve herkesin bildiği kelimeleri dilden atmak demek değildir Türkçe,Türk milletinin konuştuğu dildir Bu dil aslen Türkçe ve Türkçeleşmiş kelimelerden meydana gelmektedir Dil davasının dilde mutlak bir tasfiye yapmak değil, dili sadeleştirmek olduğunu bugün de hala anlamamış bir zümre bulunmaktadır Dilde sun’i bir buhran meydana gelmesinin sebebi, bu zümrenin yanlış tutumu ve hatalı davranışıdır

Değerli okuyucularım, şu anlaşıldı ki, bu güzel kitabın tanıtımı,
bir tek yazı ile gerçekleşmiyecek Arzu ederseniz, birkaç hafta sonra tekrar dönebiliriz

KİTABIN ADI……:TÜRKÇEMİZ ve UYDURMACILIK
YAZARI…………:PROFDRFARUK KADRİ TİMURTAŞ
YAYINEVİ………:BOĞAZİÇİ YAYINLARI

TEŞEKKÜR:
YAZILARIMI DİKKATLE TAKİP EDEN VE BENİ YÜREKLENDİREN
MUHTEREM SABİT NEFER KARDEŞİME TEŞEKKÜR EDERİM

VEHBİ


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.