Harran Kale Ve Surları (Harran) |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Harran Kale Ve Surları (Harran)Harran Kale ve Surları (Harran)Şanlıurfa Harran ilçesindeki elips şeklindeki Eski Harran şehrini kuşatan surların yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Günümüze Harran surları büyük ölçüde yıkılmış olarak gelmiş, yalnızca Halep Kapısı ayakta kalabilmiştir İbn-i Cübeyr Harran’ın büyük bir şehir olduğunu belirttikten sonra çevresinin yontma taşlardan son derece sağlam bir surla çevrili olduğunu yazmıştır İbn-i Şeddad ise surlarla ilgili daha ayrıntılı bilgi vermektedir: ”Çok müstahkem bir suru vardı Surların sekiz kapısı bulunuyordu Bunlar saatin yelkovanı yönünde güneyden başlayarak Rakka Kapısı, Büyük Kapı (Halep Kapısı), Niyar Kapısı, Yesit Kapısı, Fedan Kapısı, Küçük Kapı, Gizli Kapı ve Su Kapısı’dır Rivayete göre Su Kapısı üzerinde bakırdan yapılmış iki yılan tılsımı vardı Bunlar şehre yılanların zarar vermemesi için yapılmıştı” Bunun yanı sıra İbn-i Şeddad şehrin dış mahallesinin de şehir suruna bitişik ayrı bir surla çevrili olduğunu belirtmiştir RAChesney ilk defa Halep kapısı’nın gravürünü 1850 yılında çizerek yayınlamıştır Bu kapı yakın tarihlerde Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir Bu restorasyon sırasında Chesney’in gravürü dikkate alınmamış ve restorasyon hatalı yapılmıştır Bu kapı üzerindeki bir kitabede Selahattin Eyyubi’nin kardeşi El Melik El Adil tarafından 1192’de yapıldığı yazılıdır İslam kaynaklarından El Mukaddes-i Xyüzyılda bu kalenin Kudüs Kalesi gibi taştan yapıldığından söz etmiştir Ayrıca Emevi hükümdarı IIMervan’ın yaptırmış olduğu sarayın da burada olduğu ileri sürülmüştür İbn-i Cübeyr Harran Kalesinden de ayrıca söz etmiştir: ”Şehrin doğusunda, boş bir arsa ile ayrılmış müstahkem bir kalesi vardır Bu kalenin etrafına döşenmiş taşlarla yapılmış derin ve geniş bir hendek bulunur Bu hendek şehir suru ve kaleyi birbirinden ayırır Hendeğin suru da çok sağlamdır” XVIIyüzyılın ortasında Harran’a gelen Evliya Çelebi de bu kaleye değinmiştir: ”Urfa’dan güney tarafında dokuz saat giderek Harran Kalesine geldik Burayı da Nemrud yapmıştır Çöl içinde gayet sağlam bir kaledir Beşgen şeklinde olup, sanki usta elinden yeni çıkmış gibidir” Harran Kalesi dikdörtgen planlı olmasına rağmen düzensiz bir yapıdır Dört köşesine on ikigen birer kule yerleştirilmiştir Bu kulelerden kuzey tarafındaki kule tamamen yıkılmıştır Güneybatı ve kuzeydoğudaki kuleler kısmen ayakta olmasına karşılık, güneydoğudaki kulenin dışarısı yıkılmış, içerisi de kısmen ayakta kalmıştır Kalenin rölöve ve kesitlerini çıkarmış, kalenin 9000x13000 m ölçüsünde üç katlı olduğunu, içerisinde tonozlu 150 oda bulunduğunu belirtmişlerdir Bu kalenin İslam öncesi ve İslam devirlerinde üç ayrı dönemde yapıldığı sanılmaktadır Bunlardan Melik El Adil döneminde 1192’de yapılan büyük bölüm kalenin batı kesiminde olup, aynı zamanda burada beşik tonozlu büyük bir mescit, galeri ve çeşme olduğu sanılan bir de niş günümüze gelebilmiştir 1951 yılında kalenin doğu kesiminde yapılan kazılarda bazalt taşından at nalı şeklinde kemerli bir yapı ortaya çıkarılmıştır Bu kapıya ait olan kitabe parçalarında ise Numeyrilerin hükümdarı Meni’nin (Kavvam) ismi ile 1059 tarihi geçmektedir Büyük olasılıkla bu kitabe kalenin ikinci dönem yapımına aittir Ayrıca bu kapının iki yanında da başlarını geriye çevirmiş, zincirli birer köpek kabartması ile karşılaşılmıştır Kalenin güney cephesinin duvarları üzerinde yer alan Memluklu üslubunda yazılmış kitabenin El Nasr’a ait olduğu ve 1315 yılında yazıldığı anlaşılmaktadır Harran Kalesi’nde DrNurettin Yardımcı’nın yapmış olduğu kazılar sırasında yapı kalıntılarının dışında madeni kaplar, kazanlar bulunmuş olup, bunların büyük bir kısmı Urfa Müzesi’nde bulunmaktadır Kazılarda ortaya çıkarılan çok sayıda oda ve koridorlar üzerindeki çalışmalar devam etmektedir |
|