|
|
Konu Araçları |
biz namaz kılarız namaz bizi insan kılar |
'&Quot;Biz Namaz Kılarız, Namaz Bizi İnsan Kılar&Quot; |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'&Quot;Biz Namaz Kılarız, Namaz Bizi İnsan Kılar&Quot;'"Biz namaz kılarız, namaz bizi insan kılar" Hakkında '"Biz namaz kılarız, namaz bizi insan kılar" Namazın manası; Allah’ı “Sübhanallah” diyerek O’na yakışmayan her şeyden ve yaratılmışların alâmetlerinden ve yok olmaktan tenzîh ve takdîs etmek, “Elhamdülillah” diyerek ihsan ettiği dünya ve ahiret ni’metlerine şükretmek ve “Allahu Ekber” diyerek bütün isim ve sıfatlarıyla her şeyden üstün olduğunu ilân etmekle hürmet göstermektir Kâinatta îmandan sonra en büyük hakikat olan namaz Kur’an’da 70 kez emredilmiş bir şeâir-i İslâmiyedir Ve Resûlullah (asm)’ın “İslam dininin direği” dediği namaz; çok kıymettar ve mühim olmasıyla beraber ucuz ve az bir masraf ile kazanılabilen ve bütün ibâdetlerin fihristi hükmünde küllî bir ibâdettir Allah, şu kâinat sarayını kendisini tanıttırmak için inşâ etmiştir Namaz, O’nu tanımaktır Allah, âlemi kendisini sevdirmek için nihâyetsiz zînetler ile süslemiştir Namaz, O’nu sevmektir Allah, gördüğümüz hârika ihsanlarıyla bize olan muhabbetini gösterir Namaz, O’na muhabbet ve itaattir Allah, görünen nîmet ve ikramlarıyla bize olan şefkatini ilân eder Nihâyetsiz bir şefkat ise elbette nihâyetsiz bir hürmete layıktır Namaz, O’na hürmettir Allah, yaptığı mükemmel san’atlarla bize gizli güzelliğini gösterir Namaz, O güzele iştiyaktır Allah, benzersiz san’atlarıyla her şeyin kendisine has oluşunu ve kendi kudret eseri olduğunu i’lan eder Namaz, O’nu tek, benzersiz ve ortağının olmayışını kabul etmektir Namaz, yaratılışın asıl vazifesi ve kulluğun esasıdır Namaz insanı yokluk karanlılarından varlık âlemlerine getiren ve onu câmit bir taş, ruhsuz bir ot veya şuursuz bir hayvan değil de eşref-i mahlûkat ve halîfe-i zemin olarak yaratan Allah’a, şükür ve O’nu en üstün bir şekilde övmektir Namaz, bütün mahlûkatın ibâdetlerine işâret eden kudsî bir haritadır Namaz, yaratılmış olmayı, abd oluşu, âciz, fakir, kusurlu ve fâni oluşu ve elbette ki yaratana muhtaç oluşu kabul ve izhardır Yani namaz, kulluğun ilânıdır Namaz, haddini bilmektir Namaz, ibâdetlerin her çeşidini içeren nûrânî bir fihristedir Namaz, Allah’ın belirli vakitlerde manevî huzuruna yapılan davettir Namaz, mi’raçtır Her Allahu Ekber bir basamağıdır Namaz, Allah’ın kullarına hediyesidir Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağlılık ve yakınlık, ulvî bir münâsebettir Namaz sevgiliyle yapılan kudsî bir sohbettir Namaz, her bir ruh ve vicdanın lakayt kalamayıp iştiyak ile yapmak istediği ulvî ve nezih bir hizmettir Namaz, fânilere tenezzül ve minnet zilletinden kurtulup Bâki’ye müteveccih olmaktır Namaz, bizi unutan ve elimize geçmeyen dünyayı, “Allâhu Ekber” diyerek elimizle arkamıza atıp vefasız dünyaya onu unutmakla ceza vermek ve dertlerimizi kalbin ağlamasıyla rahmet dergâhına döküp, Allah’ın Rahmet kucağına sığınmaktır Namaz, Kalp, ruh ve duyguların gıdasıdır Namaz, kabrin arkasında devam etmekte olan beşer yolculuğunda bir bilettir Namaz, dünyada manevî kuvvet, kabirde gıda ve ziya, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde Burak’tırNamaz, îmanı ışıklandırıp inkişaf ettirendir Namaz, Allah’ın büyüklüğünü kalplere yerleştirendir Namaz, akılları Allah’a yönelten ve ilahî adalet kanunlarına itaat ettirendir Namaz, kâinattaki Allah’a âit nizamı i’landır Namaz, kâinat ile ahenktir Namazsızlık ise; ilahî düzenden çıkmak, ahengi bozmak ve Allah’ın va’dini ve rahmetini suçlamaktır |
'&Quot;Biz Namaz Kılarız, Namaz Bizi İnsan Kılar&Quot; |
10-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
'&Quot;Biz Namaz Kılarız, Namaz Bizi İnsan Kılar&Quot;Namaz'ın Manası Nedir? Namazın manası, Cenab-ı Hakk'ı tesbih ve ta'zim ve şükürdür Yani, celaline karşı kavlen ve fiilen "Sübhanallah" deyip takdis etmek Hem kemaline karşı, lafzan ve amelen "Allahü Ekber" deyip ta'zim etmek Hem cemaline karşı, kalben ve lisanen ve bedenen "Elhamdülillah" deyip şükretmektir Demek tesbih ve tekbir ve hamd, namazın çekirdekleri hükmündedirler Ondandır ki, namazın harekât ve ezkârında bu üç şey, her tarafında bulunuyorlar Hem ondandır ki, namazdan sonra, namazın manasını te'kid ve takviye için şu kelimat-ı mübareke, otuzüç defa tekrar edilir Namazınmanası, şu mücmel hülâsalarla te'kid edilir Namaz dinin direğidir (Hadisi Şerif) Namaz, ne kadar kıymetdar ve mühim, hem ne kadar ucuz ve az bir masraf ile kazanılır, hem namazsız adam ne kadar divane ve zararlı olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î anlamak istersen; şu temsilî hikâyeciğe bak, gör: Bir zaman bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, -herbirisine yirmidört altun verip- iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor Ve onlara emreder ki: "Şu para ile yol ve bilet masrafı yapınız Hem oradaki meskeninize lâzım bazı şeyleri mübayaa ediniz Bir günlük mesafede bir istasyon vardır Hem araba, hem gemi, hem şimendifer, hem tayyare bulunur Sermayeye göre binilir" İki hizmetkâr, ders aldıktan sonra giderler Birisi bahtiyar idi ki, istasyona kadar bir parça para masraf eder Fakat o masraf içinde efendisinin hoşuna gidecek öyle güzel bir ticaret elde eder ki; sermayesi birden bine çıkar Öteki hizmetkâr bedbaht, serseri olduğundan; istasyona kadar yirmiüç altununu sarfeder Kumara-mumara verip zayi' eder, birtek altunu kalır Arkadaşı ona der: "Yahu, şu liranı bir bilete ver Tâ, bu uzun yolda yayan ve aç kalmayasın Hem bizim efendimiz kerimdir; belki merhamet eder, ettiğin kusuru afveder Seni de tayyareye bindirirler Bir günde mahall-i ikametimize gideriz Yoksa iki aylık bir çölde aç, yayan, yalnız gitmeye mecbur olursun" Acaba şu adam inad edip, o tek lirasını bir define anahtarı hükmünde olan bir bilete vermeyip, muvakkat bir lezzet için sefahete sarfetse; gayet akılsız, zararlı, bedbaht olduğunu, en akılsız adam dahi anlamaz mı? İşte ey namazsız adam ve ey namazdan hoşlanmayan nefsim! O hâkim ise; Rabbimiz, Hâlıkımızdır O iki hizmetkâr yolcu ise; biri mütedeyyin, namazını şevk ile kılar Diğeri gafil, namazsız insanlardır O yirmidört altun ise, yirmidört saat her gündeki ömürdür O has çiftlik ise, Cennet'tir O istasyon ise, kabirdir O seyahat ise kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur Amele göre, takva kuvvetine göre, o uzun yolu mütefavit derecede kat'ederler Bir kısım ehl-i takva, berk gibi bin senelik yolu, bir günde keser Bir kısmı da, hayal gibi ellibin senelik bir mesafeyi bir günde kat'eder Kur'an-ı Azîmüşşan, şu hakikate iki âyetiyle işaret eder O bilet ise, namazdır Birtek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir Acaba yirmiüç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarfeden ve o uzun hayat-ı ebediyeye birtek saatini sarfetmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar hilaf-ı akıl hareket eder Zira bin adamın iştirak ettiği bir piyango kumarına yarı malını vermek, akıl kabul ederse; halbuki kazanç ihtimali binde birdir Sonra yirmidörtten bir malını, yüzde doksandokuz ihtimal ile kazancı musaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilaf-ı akıl ve hikmet hareket ettiğini, ne kadar akıldan uzak düştüğünü, kendini âkıl zanneden adam anlamaz mı? Halbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir Hem namaz kılanın diğer mubah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, âhirete mal edebilir Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder |
|