Hac Ve Umre İlkeler Ve Amaçlar |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hac Ve Umre İlkeler Ve AmaçlarHac ve Umre İLKELER ve AMAÇLAR Hakkında Hac ve Umre İLKELER ve AMAÇLAR Hac ve Umre İçeriği : İLKELER ve AMAÇLAR Başlığı : İbadetler öz ve amacı itibariyle kulun yaratanı ve O'nun üstün kudreti karşısında aczini itiraf etmesi, kendini kuşatan sonsuz zaman dilimi, uçsuz bucaksız var-lıklar âlemi içinde konumunu bilip ona göre tavır alması ve bu ruh hali içinde O'nunla iletişim kurması demek olduğundan neticede bireyin mutluluğuna, bireyin kendi-sini tanımasına, kendisiyle ve toplumla barışık yaşama-sına, bunun devamında da toplumsal huzur ve barışın ku-rulmasına hizmet eder İbadetlerin taşıdığı hikmetler bu sıra dahilinde özetlenebilirse de, bir dine mensup olan-ların yeryüzünde tek bir cemaat oluşturarak yılda bir defa belli bir yer ve zamanda birlikte ibadet etmesi demek olan hac ibadetinde durum biraz daha farklıdır Kutsal zaman ve mekân inancı hemen bütün dinlerde mevcuttur ve esasen haccın temelinde, ulûhiyyetin her-hangi bir yerde tecellîsine ilişkin inanç yatar İslâm dininde de, kutsal mekân ve zaman telakkisi hac ibadeti bünyesine yerleştirilmiştir Hac sözcüğünün "kasıt, yöneliş ve yürüyüş" anlamına gelmesi, bir bakıma hac ibadetine saygınlık ve kutsiyet atfedilen birtakım özel mekânlar üzerinden Allah'a yü-rünmesi şeklinde sembolik bir mahiyet kazandırır Kur'ân-ı Kerîm'de özellikle hac törenleri, bu törenlerin yapılacağı zaman ve yerlere ilişkin olarak kullanılan "haram aylar, belde-i haram, hurumâtullâh, şeâirullah" vb ifadeler, sembolik saygınlık ve kutsiyet ifadeleri-dir (meselâ bk el-Mâide 5/1, 2; el-İsrâ 17/1; el-Kasas 28/57; el-Ankebût 29/67) Haccın nostaljik boyutu, inanan bir kimsenin inanç kökleriyle bağlantısını tazelemesi bakımından önemlidir Müslümanlık açısından düşünüldüğünde İslâm peygamberinin ve arkadaşlarının tevhid ve adaleti hâkim kılma mücade-lesi, bu süreçte yaşanmış acı tatlı anılar, âdeta bir film şeridi gibi bu kutsal mekânları ziyaret eden kişi-nin gözünün önünden geçer Bu nostalji, inanan kişiye daha yoğun bir dinamizm kazandırır ve daha üst düzeyde bir sahiplenme şuuru verir Haccın lâhûtî boyutu, mahşeri andırmasıdır Farklı dil, ırk, bölge ve kültürlere, sosyal konum ve ekonomik güce sahip insanların eşit statüde ve aynı renk ve tip elbiseler içinde toplanması, akın akın koşuşturması ve topluca ibadetler etmesi, bir bakıma âhirette yaratıcı-nın huzurunda dirilişi ve toplanışı hatırlatır Hac mü-mini âhiretteki bu diriliş ve toplanmaya hazırlar, bu bilinci kazanmasında ona yardımcı olur Gerçekten de hac ibadetinde müslüman, İslâm'a gönül vermiş olmanın mutluluğunu ve hazzını daha yakından idrak eder, yeryüzündeki bütün müslümanlarla birlikteliğin ve kardeşliğin kolektif şuuruna erer Dünyanın çeşitli böl-gelerinden âdeta her biri bir temsilci ve gözlemci sıfa-tıyla Mekke'ye akın eden müslümanlar, mîkat denilen be-lirli sınırlarda dünyayı, dünyevî farklılığı, hatta ben-cilliği ve ihtirasları temsil eden elbiselerini çıkarıp hepsini eşitleyen, birleştiren, onları dünya Müslümanlığının bir üyesi olmanın bilincine erdiren ihram elbisele-rini giyerler Artık "ben" yok, "biz" vardır Müminler bir ufuktan diğerine akan beyazlar seli içinde yok olur, âdeta ölmeden önce ölümü ve âhiret hayatını yaşarlar İhram, kişinin kendini geçici kaygı ve bağımlılıklardan kurtarışının sembolüdür İhram süresince toplumsal barışı ve bütünlüğü bozucu, bencilliği uyandırıcı, geride bıra-kılan geçici haz ve menfaatleri hatırlatıcı mahiyetteki her türlü eşya ve fiiller yasaklanmıştır Arafat vakfesi, insanın dünyaya ayak basışını ve kıya-mette Allah'ın huzurunda bekleyişini hatırlatır Hac ru-hun Allah'a yükselişini temsil ettiğinden, Kâbe hedef de-ğil, belki sonsuzluğa ve bu mânevî atmosfere geçişin baş-langıcıdır Kâbe etrafında dönerek gerçekleştirilen ta-vaf, kâinatın ve yaratılışın özeti, teslimiyetin ve ilâhî kadere boyun eğişin sembolü sayılır Koşmak anlamına ge-len sa‘y, bir canlılık, bir arayıştır, esbaba tevessül-dür Hacda dıştan bakıldığında sembolik davranışlar şek-linde gözüken her ibadetin ve şeklin bir anlamı, mümini eğitici ve bilinçlendirici bir yönü vardır Hac ibadeti esnasında bu anlam ve bilinci yakalayabilen, haccın hik-metlerine nüfuz edebilen müminler, eski hata ve günahla-rından arınarak hayata yeni bir canlılık ve şuurla döner-ler Hac onların hayatında kalıcı etkilere sahip bir dö-nüm noktası olur Müminin yükümlülük şartları gerçekleş-tiğinde bir an önce hacca gitmesinin tavsiye edilmiş ol-masının bir anlamı da budur Esasen hac ibadeti, bir ba-kıma, hem İslâm'daki diğer ibadetlerin topluca ve bir a-rada sergilenişi görünümündedir, hem de namaz, oruç ve zekât ibadetlerinden izler taşır Hacca giden mümin, na-mazlarda yönelip durduğu Allah’ın evine bizzat gelmiş, namazda yaşadığı Allah'la buluşma şuurunu daha yakından hissetmeye başlamıştır İhrama girmek, namazdaki iftitah tekbiri mesabesindedir; her ikisinde de dünya arkada bı-rakılmaktadır İhramlının özel günlerde birtakım dünyevî zevklerden geri durması da oruç ibadetini çağrıştırır Hac bir yönüyle de toplumsal bütünleşme, kaynaşma ve a-rınmanın bir anlamda üniversal çapta gerçekleştirilmesidir Peygamberimiz’in, Allah rızâsı için hacceden ve haccın özel günlerinde cinsel ilişkiden ve diğer yasaklardan sakınan kimsenin anasından doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak memleketine döneceği şeklindeki ifadesi (Buhârî, “Muhsar”, 9-10; Müslim, “Hac”, 438), haccın her bakımdan bir büyük arınma oluşuyla ilgi-lidir Haccın dünyevî-insanî boyutu da vardır Hac başta i-nananların bir güç gösterisi mahiyetindedir Hacda dün-yanın dört bir tarafından gelen müslümanlar, hem daya-nışma ruhunu daha derinden ve daha coşkulu hissetmiş hem de birbirlerinin yanında ve arkasında olduklarını, bir-birlerini desteklediklerini münasip bir dil ile başkala-rına göstermiş olurlar Hac bu dayanışma ruhunun canlı tutulmasının bir vesilesidir Görüşüp tanışmaya vesile olması yanında hac, bir yönüyle de üretilen bilginin tanıtımının yapılacağı uluslararası bir fuar içeriği de taşır Hac esnasında günlük giysilerinden soyunup, bembeyaz lekesiz ihram örtülerine bürünen müslümanlar, her türlü gösteriş ve alâyişten uzaklaşmayı, ziynet ve servetle böbürlenmemeyi, insanlar arasındaki eşitliği, ölümü ve ötesini hatırlamayı fiilen yaşayıp öğrenmeleri yanında, kötü arzu ve alışkanlıklarından da sıyrılıp, tertemiz yeni bir yaşayışa başlama iradesini de sergilerler İh-ramlı için konulan yasaklar, hiç kimseye hatta haşerele-re bile zarar vermeme, bütün yaratıklara şefkat ve mer-hamet, zorluklara sabır, kısaca kişiye düzenli ve disip-linli yaşama melekesi kazandırır Böylece hac farîzasını eda eden müslümanlar, Allah'ın hoşnutluğunu kazandıkları gibi çevresindekilere faydalı olma, hiç değilse zarar vermeme alışkanlığı kazanmış olurlar Hz Peygamber işte bu anlayışla haccedenler için "Kim Allah için hacceder de (bu esnada, Allah'ın rızâsına uymayan) kötü söz ve davra-nışlardan ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı müstesna) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner" (Buhârî, “Hac”, 4; Müslim, “Hac”, 438) buyurmuştur Haccın sebebi ve namazlarda kıblegâhımız olan Kâbe, yeryüzünde Allah'a ibadet için yapılan ilk binadır Al-lah'ın emri ile Hz İbrâhim ve oğlu Hz İsmâil tarafın-dan Mekke'de yapılmıştır İnşaat tamamlandıktan sonra, Cibrîl (as) tavafın ve haccın nasıl yapılacağını fii-len göstermiş; Hz İsmâil de bunu Hicaz halkına ögretmiştir Hz İbrâhim'den sonra müşrikler tarafından haccın zamanı ve eda edilişi üzerinde yapılan tahrif ve değişiklikler, Resûl-i Ekrem'in Vedâ haccındaki uygula-ması ile tekrar aslî haline dönmüştür Hz Peygamber bu haccında İslâmî haccın nasıl yapılacağını amelî olarak göstermiş, hataları düzeltmiş ve "Hac menâsikini benden alın, benden gördüğünüz gibi yapın" (Müslim, “Hac”, 310) buyurmuştur Bununla birlikte, Hz Peygamberin bu uygulamasında hangi fiil ve alt ibadetlerin hac ibadetinin aslî ve talî unsurları olduğu, terkedildiğinde nasıl telâfi edi-leceği konusu ayrıntıyla belirtilmediği için, bu husus daha sonraki dönemlerde fakihler arasında tartışmalı kalmış, her bir fıkıh mektebi kendi bakış açısına göre bir değerlendirme yapmıştır Haccın rükün ve şartları, vacip ve sünnetleri, hac yasaklarının ihlâli halinde ne gerekeceği konularındaki farklı ictihadlar, esasen bu değerlendirme farklılıklarını yansıtır Öte yandan hac ibadeti içinde yer alan ve bir kısmı sembolik davranış-lardan ibaret olan fiiller (menâsik), çoğunluk itibariy-le Hz Peygamber'den görüldüğü şekliyle yapılması gerek-tiğinden taabbudî nitelikte ise de, bir kısmı o günkü şart ve imkânlarla da alâkalı emir ve tavsiyelerdir Böyle bir ayırım da hac ibadetinin ifası konusundaki görüş ayrılıklarına zemin hazırlamıştır |
|