Attar Ve Pendname Adlı Eseri |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Attar Ve Pendname Adlı EseriAttar ve Pendname adlı eseri Hakkında Attar ve Pendname adlı eseri Attar ve Pendname adlı eseri Feridüddin-i Atar (ö 589-1193), İranlı (Nişapurlu) bir şair tasavvufçudur Hayatı boyunca hep attarlık yani eczacılık ve hekimlik yaptığı için bu ünvanla anılmıştır Mevlâna ile çağdaş olan Attar, onunla Nişapur’da görüşmüştür Bu sırada on yaşlarında olan Mevlâna’ya babası Bahaüddin Veled, Attar’ın elini öptürmüştür Binlerce eser okuyarak kendini yetiştiren Attar’ın en tanınmış iki eseri Pendname ve Mantıku’t-tayr’dır Diğer eserlerinin sayısı çoktur Bir ahlâk kitabı olması ve eskiden Türk okullarında okutulması bakımından ‘Pendname’ üzerinde kısaca duracağız Türkçe’den başka İngiliz, Fransız, Alman, İsveç ve diğer Avrupa dillerine çevrilen Pendname, Türkçe olarak birkaç kez şerhedilmiştir Attar’ın Öğretim Metodu ‘Mantıku’t-tayr’ isimli eserinde “Kendini bilen, Allah’ı da bilir” sözünü açıklamak için kuşları uzun bir yolculuğa çıkaran; tasavvufa ilişkin fikirlerini bir çok kuşun diliyle anlatan şair, Pendname’de başka bir metod kullanmıştır Burada ahlâk ve edep kurallarını, gençlere kısa formüller halinde vermeyi uygun bulmuştur Pendname’de Attar, yüz yılı aşkın hayatında edindiği sayısız deneyimlerini torunlarına kısa yoldan öğretmek isteyen sevimli bir dede gibidir Okuyucusuna tatlı ve sevecen bir dille hitap eder: “Yavrum, oğlum, kardeşim, ey aziz, ey güzel huylu, ey aziz can, biricik yavrum” gibi sözlerle karşısındaki insanın daha baştan gönlünü kazanmaya çalışır Çünkü öğüt veren kimsenin, karşısındakini etkileyebilmek için, kendini ona sevdirmesi gerekir Attar, öğütlerini genelde dört rakamıyla verir Yani tavsiyelerini dört madde içinde toplar “Dört şeyden dört şey ürer”, “Dört şey dört şeyle tamam olur”, “Dört şey herkes için iyidir” gibi sözlerle öğütlerini özetler ve onları kolayca öğrenilip hatırda tutabilecek şekle koyar Örnek: Geri çevrilmesi mümkün olmayan şeyler Elden gittikten sonra geri döndürülmesi imkansız olan şeyler dörttür: Ansızın, ağzından çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok Söylenmiş sözü nasıl geri alabilirsin? Sonra hiç kimse olmuş bir kazayı geri çeviremez Attığın ok nasıl geri döner? İşte boşuna harcadığın ömür de böyledir Düşünmeden söz söyleyen çok pişmanlıklar çeker Söyleyemediğin sözü söyleyebilirsin fakat söylediğini gizleyemezsin, geri alamazsın Ömrün her nefesini ganimet bil, çünkü gittikten sonra bir daha geri dönmez Hiç kimse kazayı başından savamaz Kazaya razı olan da kötü bir harekette bulunmamış olur Selamette kalmak isteyen, ağzına mühür vurmalıdır Ömre ne kadar değer versen yeridir Çünkü elden gittikten sonra bir daha bulmazsın (1) --------------------------------------- (1) İhya Tercemesi, (trc Ahmet Serdaroğlu), IV, 750-755 |
|