Prof. Dr. Sinsi
|
Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
Hakkında Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
Neden Başörtüsünü Çıkarmışlar?
Son dönemlerde “Türban” üzerinden başörtüsüne ve daha doğrusunu ifade etmek gerekirse aslında İslam’a gizli bir hücum,inanalar üzerinde sinsice psikolojik bir mücadele verilmektedir Başını örtmekten başka gayesi olmayan inançlı kızlarımız ve kadınlarımızı siyasi simge takıyorsun,sen aslında anneannelerimiz gibi örtseydin sana bir şey demezdik aymazlığı yaklaşımıyla inanan ve inandığı gibi yaşamak isteyen Müslüman Türk kadınına psikolojik ve manevi bir baskı tezgahlanmaktadır
Şaşırmaya hazır olun!
“Efendim, anneannelerimizin, annelerimizin başındaki örtü hiçbirimizi rahatsız etmedi bu güne kadar Çünkü onların başındaki, her türlü siyasetten uzak, tertemiz inançlarıyla örttükleri geleneksel örtüydü Nur yüzlü ninelerimiz ruhumuzu da aydınlatırdı Başımız açık olduğu için bizi yargılamaz, düşmanca bakmazlardı Aramızda herhangi bir ayrılıkta olmazdı Siyasi bir simge özelliği taşımıyordu Onun için lütfen türbanla başörtüsünü ayrı tutalım birbirinden Ne zaman ki, Suudi Arabistan ve İran modelini ülkemize uygulamaya başladılar böyle bir sorun da başladı, başlatıldı Kadınlarımız, kızlarımız bir anda hidayete erdiler Bütün sorunlar bitmiş gibi, türbanın peşine düştüler Başbakanımız önceleri hep ‘dinsel’ dediği türbanın, ‘siyasi’ simge olduğunu kabul etmiş görünüyor Ve ‘siyasi’ simgelere yasak getirilemeyeceğini vurguluyor ”
Evet,yanlış okumadınız,bunları dile getiriyorlar maalesef!
Müslümanları Başörtüsü-“Türban”kıskacına almak istiyorlar
Amaç ne açılmaya teşvik!
Neden?
Malum!
Bu zihniyet üniversitelere giriş kapısında kurulan “İkna odaları” zihniyetidir
Bu zihniyet İslam’ı gericilik sayan bir zihniyettir
Koftur,azdır ama sesi çok çıkar
Basının ve medyanın her köşe başında vardır çünkü!
Bu aralar başörtüsünü açanlara sarıldılar
Bu yazımızda da bizde onları kısaca tanıştıralım sizleri müsaade ederseniz!
Buyrun!
İsim vermeden tanıştırmak sanırım daha adil ve etik olacaktır Yorumları sizler yapacaksınız,kızmadan seviyeli ve medeni biçimde!
Birinci bayanımız,diyor ki:
”Her ne ise ve ne işse doğru, düzgün ve tam yapmalısınız Hele konu, dini vecibelerse ve inandığınızı iddia ediyorsanız çok daha önemli  Bende de ilk yıllarda geçerliydi bu dedikleriniz Ama bunu sürekli yapmak çok zor  'Nefis Meselesi’ni öne sürerek 'ben bu konuda dört dörtlüğüm' diyene de asla inanmam Yalandır O zaman zaten hepimizin peygamber olması gerekiyor!
Asla hiçbir şey benim düşlediğim ve düşündüğüm gibi değildi Okuduklarım, yaşamlarına tanık olduklarım, içlerinde bulunduğum durumlar… Ve bütün bu yaşanmışlar ışığında tecrübelendikten sonra sorgulamalarım daha da fazlalaştı Açıkça söylemek gerekirse sancılı bir süreç yaşadım ve başımı açmam benim kişisel devrimimdi diyebilirim
Fetva alma yolunu da kendimi rahatlatma adına denedim Doğrusunu söylemek gerekirse, içsel muhasebeye gittiğim dönemdi Hani içimi rahatlatmak adına fetva aldım, açmam doğrultusunda Bunların isimlerini veremem ama şunu diyebilirim; İslami kesimde bugün odak isimlerdi
Bir ayetin -sanırım ilk ayetlerden birinin- tam meali şudur: “Din güzel ahlaktır” diyor Yani her şey güzel ahlak üzerine kuruludur diye düşünüyorum Ve insanların inançları Yaradan’la kendileri arasında olmalıdır Yani hâlâ samimiyetle inanıp, tam uyan ve sadece Kuran'da yazana riayet edip riya katmadan, nefsini arındırmış olarak yüksek mertebede olan varsa büyük saygı duyarım  ”
İkinci bayanımız da demiş ki:
” Annem-babam hacı Aile ortamından etkilendim… Bir gün anneme ‘artık kapanıyorum’ dedim Aniden olduğu için şaşırdılar ve çok sevindiler Kapalı olduğum için birçok yere alınmadım Açılmamla birlikte her şey farklılaştı Psikologum da bir hobi edinmemi söylüyordu Eskiden beri içimde gizli bir dans merakı vardı Ama çevrem dolayısıyla yapamazdım Buna da cesaret ettim ve salsa kursuna yazıldım Şu an bu dansa âşığım diyebilirim Hobi olarak da kalmasını düşünmüyorum kesinlikle Profesyonel yapmak istiyorum Ruhuma hitap ediyor Benim amacım bir şeyleri atlatmak için yeni bir yaşam tarzıydı Bunu girdiğim yeni işle ve dans kursu ile başardım  ”
Üçüncü ve son olarak isim vermekte bir beis olmasa gerek sanırım,Eski istanbul belediye Başkanı Ali Mürfit Gürtuna'nın eşi Reyhan Gürtuna!
Demiş ki Gürtuna:
“Bağlama nasıl bir şey biliyor musunuz, bir yere mensubiyetiniz vardır, hemen otomatik olarak onların şekillerine girersiniz Ben hayatta onlardan olmadım Estetik kaygılarım da vardı, modern giyinmeye çalıştım Kocaman pardösülerle, uzun büyük eşarplarla hiç dolaşmadım ”
“Başörtüsü, giysiyi bambaşka bir şeye dönüştürür O kadar bıçak sırtı bir şey ki örtünme Örtünmenin getirdiği bir tarz var Ama hem modern olmak istiyor hem de başörtüsü bana uyum sağlasın diyorsanız, çok zor Modacı bir arkadaşım vardı, örtülü tek müşterisi bendim Bazen bir kıyafetle gelirdi, "Çok yakışacak Reyhan bu sana  " derdi Giyerdim gerçekten de harika olurdu, ama başörtüsü taktığım anda bütün havası değişiverirdi Yıllar içinde kendimce yöntemler buldum Başörtüsünü bir aksesuar olarak tanımladım Ve sadeliğe gittim, tek renk giydim ”
“Son 5-10 yıldır Çünkü sürekli okuyorum Ben 20 yaşında evlendim, peş peşe üç çocuk doğurdum, onları yetiştirdim Kendimi düşünecek vaktim olmadı Hayat da bu arada geçti, gitti Şimdi 47’yim ve bir sürü şeyin farkındayım O yüzden de artık örtünmemeye karar verdim Ama hálá fevkalade inançlı biriyim  ”
“Herkesin olgunlaşmaya başladığı bir yaş var Ben kadınların 35’ten sonra olgunlaştığını düşünüyorum, 40’a doğru, en azından bana öyle oldu Çok okumaya başladım Zaten sade bir yaşam sürerim, pek sosyal değilim, kendimi tamamen kitaplara verdim Bu tabii içsel yolculuğumun çok zenginleşmesine sebep oldu Bir tür uyanış Tabii bir günde bu noktaya gelmedim, yıllar aldı, 10 küsur yıl  ”
“Türkiye’de de, yurt dışında da kamusal alana uyum sağlayacak bir görünüm içinde olmak istedim Bu da suç değil herhalde”
“Zihnen ve ruhen işi bitirmiştim Ben gerçekten hazırdım Önce yurtdışında başımı üç gün açtım Neden yaptım bunu? Tamam zihnim karar verdi ama bedenimin bir alışkanlığı var 30 yıl buna alışmış olan bedenim ne cevap verecek, ne kadar uyum sağlayacak, ölçmek istedim Bu, içimde hissettiklerim Dışarıdan insanların algısına gelince, sanırım şapka takınca onların gözünde modern bir kadına dönüşmüştüm Bir başka deyişle, örtü takan kadın imajından zaten çıkmıştım Bunları tabii sonradan fark ettim Şapkadan sonra açınca, sırıtmadı “
“Öyle bir noktaya geldim ki, belki de bu kadar okuduğum, kendimi geliştirdiğim için, düşünmeye çok fırsatım olduğu için, büyüdüğüm için  İnsanlığın ortak paydalarını buldum  İnanç olarak, günlük yaşantı olarak, değerler olarak  Tüm bunlar beni bu noktaya getirdi Örtünme olayının beni bir sınıfın içine otomatik olarak soktuğunu fark ettim Ve o sınıfın içinde; nereye gidersem gideyim, ağzımdan dünyanın en doğru lafları da çıksa da sürekli önyargıyla yaklaşıldığını fark ettim ”
“Benim dindarlığım değişmedi Hálá 5 vakit namaz kılıyorum İnsani değerlerim aynı Öyle bir şey ki başörtüsü, kimse sizi görmüyor, sadece o bez parçasına bakıyor Ben de bundan kurtulmak istedim! Ne sihirli bir bez parçasıymış diyorum Herkes bundan besleniyor Dost da düşman da Herkesin rant konusu İşte bu örtü, yıllarca benim de kafamdaydı Ben onu çıkararak, kafamı kurtardım Çünkü tenis maçı gibiydi Biri oradan vuruyor, biri buradan Başımızı nereye çevireceğimizi bilemiyoruz Bir de sosyal hayatta sıkıntılarını yaşıyoruz Şimdi dünya varmış diyorum ”
Not:Burada başörtüsüne bez parçası denmesi ve kurtuldum demesi sanırım nasıl bir ruh haliyle başörtüsüne baktığının bir ipucu olmaktadır
‘’Mümin kadınlara söyle gözlerini (haramdan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, zıynetlerini açmasınlar, bunlardan görünen kısmı müstesna Başörtülerini yakalarının üstünü (kapayacak surette) korusunlar’’(Nur suresi, ayet 31)
‘‘Ey Âdemoğulları! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir libas birde giyip süsleneceğiz bir libas indirdik Takva libası ise o daha hayırlıdır’’(El-arad suresi ayet26)
|