Modern Zamanlarda Annelik |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Modern Zamanlarda AnnelikModern Zamanlarda Annelik Hakkında Modern Zamanlarda Annelik Modern Zamanlarda Annelik Teknolojik gelişmeler, tarih içinde birçok buluşun ve düşünce akımlarındaki gelişmelerin etkileşimi ve bilgi birikimi ile ortaya çıkmaktadır Teknik ilerlemeler, insanlığın doğuşu ile birlikte sözkonusudur Ancak, Batı’da 18 yüzyılda sanayileşme devrimi ile başlayan ve günümüze kadar gelen dönemde, teknik gelişmeler ve ortaya koyduğu toplumsal olgular daha önceki dönemlere göre çok hızlı ve büyük ölçeklerde olmuştur Hatta son yirmi yıl içindeki iletişim teknolojisindeki gelişmelerle birlikte bahsedilen bilgi toplumu döneminde teknolojik bilginin süratli değişiminin insan hayatını da etkilediğine şahit olunmaktadır Bu gelişmelerin seyri Batı’dakinden farklı şekillerde olsa bile toplumumuzun derinden etkilendiği, hem temel kurumların hem de bireylerin hayat tarzına kadar toplumsal yapımızın farklılaştığı, önemsenmesi gereken bir husustur (Şadoğlu, Yaşar, Kadın Kimliği, 1997) Tüm bu gelişmeler günümüzün “modern zaman” olarak nitelenmesini gerektirmiştir Modern zaman, geleneğin önem ve değerini kaybettiği, yeni formlar alarak şekillendiği ya da farklılaştığı bir ölçüye de işaret etmektedir Kentleşme ve içi boşaltılan değerler Ülkemizde 1950’li yıllarla birlikte yaşanan kentleşmenin kaotik ve istenmeyen sonuçlarından biri, değerlerin boşalmasıdır Kırdan göçen insanın kendine ait olan kimliği, değerleri ve ideallerinin kentte karşılığını bulamaması nedeniyle ve tutunduğu değerlerle örtüşmeyen yapının daha baskın olmasıyla büyük bir çelişki ve gerilim yaşanmıştır Bu gerilimle birlikte toplumsal yapımızda ortaya çıkan ve sosyolog Ogburn’un tabiriyle “kültürel boşluk” olarak tanımlanan bir olumsuz süreç yaşanmaktadır Sözkonusu sürece sebep olan kentleşme serüvenimiz, aslında bireyin toplumsal hayatta en önemli dayanaklarından olan değer ve değer yargılarının zamanla içinin boşalmasıyla ve tanımsızlaşmasıyla gelişen bir sürecin başlangıcıdır Modern zamanlarda annelik bu durumdan etkilenen ve geleceğin toplum yapısını da etkileyecek olan önemli bir kilit noktasıdır Anne olmakla birlikte yaşanan duygu ve paylaşımlar evrensel bir özellik göstermektedir Ancak ülkemizde kentleşme hızı ve yükselen tüketim beklentileriyle birlikte toplumumuzda yemek alışkanlıklarından giyim tarzına, vücut dilinden ruh üslûbuna, adabı muaşeret denilen görgü kurallarına değin birçok önemli alanda bir değer kaybı yaşandığı gözlenmektedir Bu da çocukluktan itibaren bireyleri güven bunalımına sokmaktadır Günümüzde anneliğin ve aile kurumunun önemi ve değeri hususunda da bir kırılma yaşanmaktadır Alain, diğer okullardan önce bir duygu okulunun gerekli olduğunu ve bu işlevi de ailenin yerine getirdiğini belirtmektedir Şüphesiz bu duygu okulunun temelini anneden çocuğa aktarılan değerler oluşturmaktadır Aile hayatı çocuğa ilk duygusal dersleri verir Anne, çocuğun babadan önce ilk eğiticisidir O halde günümüz annelerinin çok dikkatli ve bilinçli hareket etmelerinin geleceğin sağlıklı toplumu için önemi ortadadır Gençlik sorunları ile ilgilenen araştırmacılarımız, gençlere önceki nesilden değer aktaramama sorununun yaşandığı ve bunun tarih ve kimlik sorunu olan gençlerin yetişmesine vesile olduğu üzerinde ısrarla durmaktadırlar Son yıllarda Batı toplumları, kapitalistleşme ve sanayileşme ile birlikte, anneliğin ve aile kurumunun zayıfladığı, bundan toplumun zarar gördüğü bilinciyle bu değerleri yeniden canlandırmanın yollarını aramaya başlamıştır Bunun için çalışan annelere doğum sonrası uzun süreli ücretli izinler verilmiş ve esnek iş saatlerine dayalı mesai anlayışı getirilmiştir Bunun nedeni; annenin çocuğuna daha çok vakit ayırarak çocuğun fiziksel ve psikososyal yönden en iyi şekilde yetişmesini ve annelik sorumluluğunda moral değerleri almasını sağlamaktır Günümüzde özellikle anneler tarafından dile getirilen önemli bir husus; çocukların anne karnında iken birçok bilgiyi öğrendikleri, dünyayı algılama ve çevrelerini keşfetmede kendi nesillerine kıyasla daha çabuk kavradıklarıdır Yaşanılan çağın bilgi çağı olması ve bu dönemde çocukların bilişsel yapılarının gelişmeye açık olması kimseyi şaşırtmamaktadır İki yaşındaki çocuğun cep telefonu, bilgisayar gibi iletişim araçlarını kullanabilmesi, doğduğundan itibaren teknoloji ile muhatap olmasındandır Teknolojiyle birlikte doğan yeni neslin, teknolojinin dayattığı değerleri ve tarzları benimsemeleri ile birlikte yaşanılan yüzyılın en önemli çatışma alanlarından ve sonuçları bakımından geleceğimizi etkileyen olgulardan biri anne-çocuk etkileşimi olarak karşımıza çıkmaktadır Günümüz anneleri “ateşten gömlek giymek” gibi ağır bir yükümlülük içindedir Bir yandan toplumsal yapımızda kentleşmenin sancılı süreci, bir yandan kitle iletişim araçları ile bilgisayar ve internetin çocuk ve genç bireyler üzerindeki olumsuz etkisi ile birlikte değerlerin, içinin boşalması veya yıpranması ile kimliksiz, bencil, örfüne, geleneğine yabancı bireyler yetiştirmeye uygun şartların hasıl olduğu önemli bir gerçektir Bu nedenle annelerin geleceğin teminatı olan çocuklarını yetiştirirken karşılaşabilecekleri tehlikelere karşı bilinçli ve bilgili olmaları önemlidir Çocuğun, annesi ile olan etkileşiminde bir sorun yaşadığında, olay hakkında açıklama yapan, duygu ve mantık ölçülerini kullanan, ikna eden bilgili bir anneye ihtiyacı vardır Ancak ülkemizde kadınlar arasında okuma yazma oranının dahi halen çok düşük olması, anne ile çocuğu arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine yol açmaktadır Modernite ve annelik İçinde sevgi, saygı, hoşgörü, merhamet, adalet, fedakârlık, dayanışma gibi duygu ve değerlerin hakim olduğu bir aile yuvasını çocuklarına yaşatma görevi anne başta olmak üzere ebeveyne düşmektedir Boşanmaların arttığı, evlenme oranlarının hayli düştüğü ülkemizde bu sorunların nedenleri ebeveynin sağlıklı model olmaması ve ailelerin çocuklarına yeterince sorumluluk vermemeleridir Günümüzde kadınların çalışma hayatında yer almaları, değişen teknolojilerle farklılaşan sosyo-kültürel yapı, aile içi rollerin de değişmesi yeni hayat tarzlarından biri olan “bebeerkil aile” yapısını ortaya koymuştur Bebeerkil aile yapısında ebeveynleri tarafından merkeze konan, aşırı bir sevgi ve hoşgörü gösterilen çocuk, diğer aile yapılarından (geniş aile, çekirdek aile) farklı olarak bencil, şımarık ve sorumsuz yetişecektir Psikologların belirttiğine göre; sınırsız ve kuralsız yetiştirilen çocuklar ergenlikte annelerine şiddet uygulamaktadırlar Nöropsikiyatr Nevzat Tarhan modernitenin, annelik duygusunu zayıflatarak, sadece bencil istekleri peşinde koşan, yalnızca hoşlandığı şeyleri yapan ve anlık zevkleri düşünen bir nesil yetiştirdiğini belirtmektedir Halbuki anne, çocuklarıyla ilişkisini doyasıya yaşarsa, çocuğun temel kişilik örgüsü sağlam olacaktır Kadının annelik duygusu zaafa uğrayınca, çocuk istenmeyen bir biçimde yetişecektir Tarhan’a göre modernizm, kadını özgürleştirirken, annelik bağını zayıflatmıştır (Prof Dr Nevzat Tarhan, Kadın Psikolojisi, 2005) “Çoğumuz sahabelerin hayatlarını ezbere bilen, menkıbelerden bahseden, savaşları bir belgesel filmin ayrıntısından daha ayrıntılı anlatma yeteneğine sahip olan anneannelerin, babaannelerin torunları olma şansını yaşadık Onlar bilge kişilerdi Onlar sözlü kültürün temsilcileriydi Yazılı kültürün aksine onlar, fikirlerini sözle açıklayanlardı ve onlar tecrübelerin ve sosyal tarihin aktörleriydi” (Edibe Sözen, Kadın Kimliği, 1996) Bu noktadan hareketle annelerimizden masal dinleyerek, ana-babalarımızla akrabayı ziyaret ederek kültürel değerleri içselleştirdiğimiz bir kuşak olarak kendi çocuklarımızla kıyaslandığında daha şanslı bir nesil olduğumuzu söyleyebiliriz Teknoloji sayesinde anlık değişimlerden ibaret olan bir dünyada çocuklarımızın zihninde kalıcı izler bırakmak konusunda en büyük sorumluluk annelere düşmektedir Sözlü kültür-Yazılı Kültür-Dijital Kültür şeklinde tasavvur edilecek toplumsal değişim ekseninde yaşanan sıçramaların izleri modern zamanların anneleri ile çocukları arasındaki iletişim alanlarında görülmektedir Dünya ile ilgili her şey, düşünce süzgecinden geçirilmeden bireylere yetişmektedir Anne ve babaların dikkatini bu noktaya çekmek çok önemlidir Semra Demirkan Aile ve Sosyal Araştırma Uzmanı |
|