Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
biraz, cinaî, kokusu, müge, saçlarımın, senöz

Müge Senöz - Biraz Cinai Bir Kokusu Var Saçlarımın..

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müge Senöz - Biraz Cinai Bir Kokusu Var Saçlarımın..





Derin bir soluk aldı şehir; vakit gelmişti
Ölüme beş kala yalana dört nala gitmeliydi
Siyah atların sırtında hızını ayarlayamamış sevişmeler davet edilmemişti cenazeye
Oysa fesleğen kokusunu bir tek onlar unutmamıştı…

Bir kadının sigara tutuşuna âşık olan erkekler tanıdım
Ki adları ayyaş bir tenin gölgeliğiydi
Sessiz film oynarken ağlayan erkekler tanıdım
Ki boyları derin bir uçurum rengiydi
Serseri bir zamanın ziyaretçisi kafiye takıntıları vardı sonra
Sonrası iyilik güzellikti…
Sanrılı odalarda soğuk sevişmeler büyürdü
Göğüs altında saklanan mektuplar yalnızlık kokardı
Gün geçtikçe sarardı soluklar
Ve gece töre cinayetlerine kurban verirdi karanlığını
Oysa hatırı sayılır bir kadındı şehir arsızlık imtihanında
Arz-ı endam ederdi mengene bakışlı saat yosması

Bir kadının sigara tutuşuna âşık olan erkekler tanıdım
Ki adları tutkulu bir ihanetin yeminiydi
Sessiz film oynarken ağlayan erkekler tanıdım
Ki boyları ahşap bir yalnızlığın bedeliydi
Gösteri sonrası makyajını silerken eşcinsel falcı Tarot kartları yepyeni yollar çizerdi keten atlaslara
Divan örtülerinin düzen tutmayan kenarına iliştirilirdi Çocuk özlemi
Oysa hazır değildi yıllar evlat edinmeye sarı gözlü esmer çocukları-
Ki onlar hayatın üvey yalanları -

Bir kadının sigara tutuşuna sadece şairler âşık olurdu
Ve şair bir adam her daim zencefil kokulu sade kahve telvesiydi
Şehir en çok bu yüzden intihar etti……

Gereksiz bir kavganın sonunda duvardaki gölgelerin alnını öpecek kadar sağır hayata;
kimsenin anlamaya meyil vermeyeceği kadar karışık bir tamlama…
Ruh hastasıyım kabul ediyorum dedi kadın
Oysa saniyeler önce dingin bir hayatı olduğunu ilan ediyordu şehrin köpek suratlı ağır abilerine
Selamını aldım diye başladı adam sesinin şiddetini ayarlayamadığı konuşmasına
Noktaya varana dek çok badire atlatacaktı cümleleri; biliyordu
Umursamadı Gerçi ne vakit umursamıştı ki bir kadının uzun boyunu
Evet dedi kadın kısa bir iç çekiş arasında Evet dedi adam
Yaklaşıyordu gece sevişmenin kıyısına
Bu kadar kolaydı işte bazıları için bir kadının içine akmak
Bu kadar zamansızdı bazı kadınlar için bir adamı tüm çıplaklığı ile kabul etmek
Oysa büyük sözler verilirdi başka kıtalarda aşk için
Ve aşk her daim sevişmenin ön koşulu kabul edilirdi

Bunları yazmak istedim sana sıhhatsiz satırlarımda
Biraz eylül güneşinin şeytan tırnaklarına yararından,
biraz tarçın kokulu reçel kaynatmanın öneminden söz edecektim
Yazacak gücüm olursa eski giysilerden ikinci el hayatlar kurmayı da anlatacaktım
Hesaplamıştım yani; satır satır ezberlemiştim gülüşünü
Ama ani bir yağmur yağdı şehre
Eylül saçlarını savura savura gitti
Ben en çok ekimi severim gerçi
Doğum günümü çok az insan hatırladı
Doğum günümü hatırlayan çok az insana minnet duydum
Yaşlanınca böyle oluyormuş zahir insan hatırlanmak istiyormuş

Gülme; yaşlanıyorum işte Saçlarımda beyaz teller gününü gün ediyor
Vazgeçmedim ama ben tehlikeli bir renk kıvamında yürümekten
Dağınıklığını toparlayamadım odamın
Cam kenarına yerleştirdim fesleğenleri
Kimse bilmez ne kadar severim ben ıhlamur kokusunu
Bir sen belki? Sahi …
Kış yaklaşıyor; yalnızlık mevsimi değildir kış
Hep buna inandım bilirsin
Ama ben ne zaman sahiden yalnız oldum ki?
Korktum yalnızlığımla yüzleşmekten…
Aynada gördüğüm sureti affetmek çok zamanımı aldı
Tehirli bir zehirim belki de şehrin en taşlıklı geçidinde

Basit kafiyeler bunlar; bin üç kişilik tenzih listesi yazmalıyım
Ardından kuru temizlemeciye göndermeliyim yakaları düzene iliklenmeyen gömleklerimi
Ruhun çamurlu seslerini temizleyecek bir şarkı sipariş etmeliyim bir de
Yüksek ökçeli ayakkabılar almalıyım cazibeli ayrılıklar için

Biraz uyumalıyım; mutlaka güneşin doğuşunu izlemeliyim
Fotoğraf çekmeyi özledim
Ah ben bu imgeyi ne kadar çok kullandım susuşlarımda
Siyah beyaz kareler insana yalan söylemez sandım
Garip değil mi yalana meyilli gözlerin doğru heceler peşinde koşması?
Vatansız bir sanrı gibi adımlıyorum adımın alnıma düşürdüğü yazgıyı
Karanlıktan korkuyorum artık Kendimden korkmayı öğrensem iyi mi olurdu?
Sorular itina ile kaldırıldıkları sandıklardan çıkıyor bir bir
Naftalin kokusu alerji yapıyor avuçlarımda
Seni özlüyorum Hepsi bu…

Bir şarkının hayatın akışını bozacağına inanıyorum…
Hiç dinlemiyorum ağır aksak kadınlık durumlarını
Biraz cinai bir kokusu var saçlarımın
Bunun için özür diliyorum çocukluğumdan
Geç kalıyorum tüm görüşmelere
Özgeçmişime işliyorum yaralarımın dökümünü
Bileşik fiiller her durumda bitişik mi yazılır sorusuna yanıt veriyorum üşenmeden
Seni özlüyorum Hepsi bu…

Anlamak zor belki cümlelerimden
Yetenek istiyor işte erkeklik
Ağzı bozuk kadınlığım da buradayım dediğine göre vakti geldi son cümlenin…
Hepsi bu…

MÜGE SENÖZ

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.