Bir Deniz Masali'ndan Mektuplar: |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bir Deniz Masali'ndan Mektuplar:(1) 08 Haziran 2001, bu tarihi yaşadığım sürece unutmıyacağım; arkasından bakakaldığım, uğruna hayatımı yaktığım, bir nehir olup ummanına aktığım, bir gidiş gittin ki taptığım, belli değil neyaptığım! BİR DENİZ MASALI'nı yazmak, BURUKACI'yı yazmak, seni anmak, için için yanmak, bir gün döneceğini sanmak, bir çocuk gibi ağlamak faydasız Gizemli bir sevi masalının derinliğinde, bir geceyarısı serinliğinde, mavilerin sensizliğinde, sensizliğin kimsesizliğinde bir tuhaf oluyorum, dolu dolu seninle yaşıyorum, nasıl olur diye şaşıyorum, her zaman yaptığım gibi son noktayı koymak yerine, en baştan başlıyorum Ben çok güçlü biriyim, ancak odamın perdeleri solgun yüzlü, sana gelmek istiyorum, karşıma çıkan yollar pürüzlü Buruklaştı versiyonlar, bitmeyen danslar şimdilerde daha bir hüzünlü Hangi cennetten geldim bu cehenneme bilemiyorum, "gitme kal, bitmesin bu masal," diyemiyorum; içimdeki derin acılarla kabaran duyguselini dindiremiyorum, sensizliği sindiremiyorum (2) Sen benim ağlayan martımsın, bitmeyen masalım, yarılanmış şarkım, burukacım, pistteki sonsuz dansımsın Ancak bunlar neye yarar? Nereye kadar? Oysa yığın yığın laflar var içimde sana anlatılacak! İnsan bir kez sever değil mi? Hep öyle derler; ben ikinizi de sevdim, hem de ölesiye!Birinizi diğerinizden ayırmadım; aynı anda iki kişi sevilir mi? Sevilir elbet, hem de çıldırasıyaNe yazık ki ikinizi de yitirdim, içimdeki beni bitirdim Biriniz üç yıl önce bırakarak gittiniz, diğeriniz bugünlerde, hep düşünüyorum, nerde hata yaptım ben nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, seninle çok mutlu olurdum, olur olmaz her yerde Ben son üç yıldır yaşadım mı? Yaşamadım, yaşadığımı sandım, bazı şeyleri aşamadımAncak aynadaki gözlerimde gördüğüm, bir kördüğüm olmuş ki içim; sorma içimdeki 'ben' ne biçim, birşey var bildiğim: Hala sizin için ağlamaktayım; sizin için yanmaktayım, ben yaşıyorum ancak bir ben bilirim, ben nasıl yaşamaktayım! (3) Yarılanmış bir şarkıdır, bitmeyen bir danstır, bitmeyen bir masal; yarılanmış özlemler yumağıdır aşkımız Aynadaki gözlerimde gördüğüm; derin acılar, tarifsiz kederler içinde olduğum, içim sanki kördüğüm Seninle yansam, tutuşsam, özlesem, sorma içimi sanki cehennem Gözlerimde acılarım, kaygılarım, yüreğimde sancılarım, sana doğru koşmaktayım Mavilerin sensizliğinde, yakamozlarla parıldayan denizin derinliğinde, bir geceyarısı sessizliğinde, yokluğunda seninle olmak, seni duymak, seni yaşamak bir tutkudur benim için, özlemlerin en koyusuyla sana sarılmak Şimdi kimbilir nerede, kimlerlesin; bir bilsen hep kulaklarımdadır bir duyguseli olan sesin! Sen biricik Prensesim, bir sevgiseli olan sevdiğim; uğruna hayatımı verdiğim; derin bir tutkuyla taptığım; yıllar var ki beklediğim, yolunu gözlediğim, meleğim, nerdesin, kimlerlesin sevdiğim, neredesin yıllar var ki beklediğim, yolunu gözlediğim, neredesin yıllar var ki özlediğim sevdiğim? Seni anmak, seninle yanmak, bir gün geleceğini sanmak değişmez kaderim oldu Sen benim biriciğim, sen benim unutulmazımsın, sana tek diyeceğim, sensin benim tek sevdiceğim Kafam daraldı daraldı, hafızamda bir ismin kaldı, gözlerim karardı karardı, karşımda bir resmin kaldı Resmin bana bir duyguseli gibi bakarken, ben bir sevgiseli olup sana doğru akarken, sen içimde kasırga gibi eserken, ben saçımdan tırnağıma seninle doluyken, mutlu olabilir miyim sensizken? Unutma, rüzgar eserse ve geceyse, yağmur yağıyorsa inceden, uykuların bölünüyorsa usulca, bil ki çevreyanında ben varım Yollar alır gider beni dönemem, maviler yığılır üzerime; Uludağ'dan huzursuz akşamlar iner, yalnızlık kopkoyu oturur yüreğime; caddedeki araçların motor gürültüsü geceye meydan okur, gözlerimin önünde uçuşur şaşkın umutlarım Uzaktan düğün alayları geçer, küsüveririm sana şakacıktanBilemezsin, bilemiyeceksin, ama unutma: Rüzgar eserse ve geceyse, yağmur yağıyorsa inceden, uykuların bölünüyorsa usulca, bil ki çevreyanında ben varım Ne olur gitme kal,bitmesin gizemli masal (4) Bir bitmeyen sevdasın esen başımda, bir gizemli masal, bir deniz rüyası, bir burukacı, zaman zaman yüreğimde bir sancı, bir gelip bir giden dinmeyen acı Bir yarılanmış romansın, çok uzun sürmüş bir öykü, lirik bir şiir, üzerine titrediğim, bir türlü bitiremediğim, bir ömür yettiremediğim derin bir iz, bir gizsin çözemediğim Dalgaların kumları öptüğü yerde, senin gittiğin, benim dönmeni beklediğim yerde, eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, inan seninle başka olurdum, bütün bedenimle aşka olurdum ve eski günlerdeki gibi çocuk, eski günlerdeki gibi mutlu olurdum, mutluluğun her aşamasında seni bulurdum Öyle yukarılarda durma, biraz aşağı in ki,anlaşılsın derinliği sevginin, benimki ölçülere sığamaz, ama ölçütleri anlaşılsın senin ki; yukarılardan bakıp ta vurma, kalbimi bir aç ta bak, anlarsın mutlak; dikkat et kırılgandır savurma, mevsimsonu kırlangıçların gitme zamanıdır, bakarsın dinmeyen fırtınalar başlar, yeryüzünde ağlar bütün aşklar; başlar içindeki derin sızın ansızın, ne bir dostun kalır ne eski hızın, şimdi bende olanlar sende de olur, uzun uzun bir hüzün Hülyalı gözleriyle bir aşık, bedenini sarmış rengarenk sarmaşık, bir mutlu, bir hüzünlü karışık, ayrılıklara terkedilmelere alışık; gördüğü helezonik bir ışık, ışığın sonunda sen, az ötede karanlıklarda bekleyen ben; ne olur eskileri unut, bu karanlıkta uzanan ellerimi tut, beni yüreğinin en gizli köşesine oturt, deniz altta kalsın üstümde bulut; tut ellerimi çıkar,eskileri unut, acılar denizinde boğuluyorum, denizin derinliğinde bir batıyorum, bir çıkıyorum, dalgalar beni aşıyor, tutunamıyorum, yazık, eyvah çok yazık! Boğulduğumu anlıyorum (5) Denizlerde buldum sizi, denizlerde yaşadım sizlerle, biriniz bir denizde, diğeriniz çok uzak öteki denizdeDenizin mavilerinde, akköpüklü dalgaların kumları öptüğü yerde, kumsalda, martıların yanında hep ikinizle yaşadım; martı kanatlarına adınızı, akköpüklü dalgalara yalnızlığımı yazdım, sonra deniz masalları yazdım sizlere uzun uzun , içinde bir sürü hüzün vardı, bu hüzünler yaşadığım hayat kadardı Ancak bu masallar hep kesintiye uğruyordu, mutluluk yoktu, olmuyorduMutlu sonla bitmiyordu bir türlü, bir yerlerde birşeyler oluyordu, engellere takılıyordu aşamadığımız, mutsuz olup acılarla yaşadığımızGüzel başladığımız seviler yitiyordu, masal bitiyordu Siz benden uzak, ben sizden uzak, cennetle cehennem arasındaki boşluğa doğru gidiyordu Gözleriniz vardı çok güzel, biriniz çim yeşiliydi, bakmaya kıyamazdım, dayanamazdım, içim bir tuhaf olurdu, yitireceğimi anlar, ağlardım Diğeriniz kahvenin en güzeli, en soylusuydu, sevgimin en koyusuydu, bakınca gözlerine duyduğum bir hüzün duygusuydu içimi kaplayan, beni sana bağlayan, bir sevgiseli olup çağlayan, bakarken hüzünlenip ağlayanNe gözlerdi Allahım ne biçim, tuhaflaşırdı içim (6) Şimdi kimbilir kimlerlesiniz nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, ben bambaşka bir ben olurdum, başımdan aşağı sen olurdum, sende beni bulurdum Birgün herşeyin bittiğini, gidenlerin dönmediğini, öyle veya böyle mutlaka yittiğini anlıyor insan Uğruna canlar verilen seviler başkalarıyla paylaşılıyor; herşeye karşın yaşam devam ediyor, bir anılar kalıyor belleklerde, o zaman sana zayıflığım beliriyor; seni hala unutamadığımı, sensiz yapamadığımı, bir yanımın noksan kaldığını anlıyorum Ne varsa yaşantımda en güzel, gittiler oldular el Yalnızlığın dayanılmaz yazgısını, cennetle cehennem arasındaki boşlukta yaşıyorum Tel örgüye takılanın ben olduğumu , yırtılanın benim pantolonum olduğunu geç te olsa anlıyorum Ve öğreniyorum formülü: Aynanın arkasındaki sır, katranlı kağıtla kaplıdır, formül bunda saklıdır Geceleri dünyayı aydınlatan ayın, gerçekte bir taş ve kum yığını olduğunu artık ben de biliyorum Yine de başaramıyorum, ikinizi de unutamıyorum (7) Bitmek bilmiyen bir gecede doğmayan güneşi beklemek, cennetle cehennem arasındaki boşlukta yaşamak, bir sevgiseliyken sevgisizler gölünde yüzmek, mutlu olmak isterken acılar denizinde boğulmak, dışlanmak, itilmek, bitmek, yitip gitmek, bir duyguseli olup sana doğru akmak ve yıllardır arkandan bakmak nasıl bir duygudur bilir misin? Dilimizden düşürmeyip andığımız, hiç bitmiyicek sandığımız, için için yandığımız, hayat yalan, aşk yalan, sen ve ben yalanPembe bir tablodur gördüğümüz, aslında çözülmez bir kördüğümüz; arkasından türlü dümen döndürdüğümüz dünya yalan, insanlar yalan, sen ve ben yalan Gerçek sandığımız bugünler bittiğinde, alabildiğine maviler yittiğinde, şimdi varolan seviler gittiğinde,akköpüklü dalgalar kumları öptüğünde, yalnızlığım dalgaların med-cezir bileşkesinde basite indirgendiğinde, bu gitgel olayında martı kanatlarına yazılı adımız silindiğinde, denizdeki dalgaların arkasından duyulmazsa sesin, fesleğen kokmazsa nefesin, narçiçeği dalından yere düşerse, tiryakisi olduğum dudakların sıcaklığını yitirirse ve bu sevi biterse, bil ki ben de biterim Zirveye çıktıkça gürleşir ormanlar, dağ başlarında Tanrıya daha yakındır insanlarAncak yine de mutlu olamaz insanlar, yaşadıkça insanlar Biribirimizi sever göründüğümüz, arkasından türlü dümen döndürdüğümüz, dünya yalan, insanlar yalan, sen ve ben yalanBunlardan arta kalan bir çıkar ilşkisi, bir talanGerisi yalan (8) Sevgilerle acıların kesiştiği noktada BURUKACI başlar Acıyı, tanımadığınız kişilerden çekebilirsiniz, ancak burukacıyı sadece sevdiklerinizden çekersiniz Sevilenin sevene ettiğini,ancak bir seven bilir Övülen, övene teşekkür eder, sevilen sevene eziyet eder Ölesiye sev, öylesine yan, yıllar yılı bağlan, koş git ardından, sonra bir gün bakmışsın başkasının kolunda, sana bir dönüp bakmasın da gel de ağlama Yıllar yılı çek ayrılığın acısını, çek sancısını, yıllardır sen çekerken cefasını, birgün el sürüversin de sefasını gel de ağlama Uzun uzun bir hüzün içimde, kumsaldayım yine, dalgaların kumları öptüğü yerde, martılar bir köşede sessizce duruyorlardı, denizde cıvıl cıvıl oynaşan balıklar yoktu, dalgalar akköpüklü değildi, dalgaların arkasından sesin duyulmuyordu Büyü bozulmuştu BİR DENİZ MASALI hep sürecek, asla bitmiyecekti Masal bitmişti, herşeyimi yitirmiştim, sen gitmiştin, kahrolası yaşamda yine birbaşıma kalmıştım Sana hep söylerdim, yine söylüyorum "GİTME KALBİTMESİN BU MASAL" ERDEN ERKİN |
|