Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Hayatından Kesitler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkün, nasihatı, tutulmayan

Atatürk'ün Tutulmayan Son Nasihatı

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ün Tutulmayan Son Nasihatı



Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk de her canlı gibi bir gün ölümü tadacağını çok iyi biliyordu Atatürk için de kaçınılmaz bir sondu ölüm… Dünyadaki hayatın sonlanması anlamındaki ölüm, zaman zaman Atatürk'ün de aklına gelirdi

Ölümü iç dünyasında hissettiği anlarda, düşünceleri sonsuzluğa yelken açardı Tüm bedenini yine böylesi duyguların kapladığı bir sonbahar günü Atatürk, Ankara Orman Çiftliği'nin yanından geçerken, en yakın arkadaşı, Münir Hayri Egeli'ye; hayata gözlerini kapattığı zaman defnedilmek istediği yeri vasiyet etti

Atatürk, sadece ebedi istirahatgahının yerini değil, aynı zamanda nasıl bir mezar istediğini de vasiyet etti Atatürk'ün vasiyeti, şimdiki Anıtmezarının bulunduğu Anıttepe değildi Arzuladığı mezar, büyük ,üstü kapalı bir mezar da değildi Yüce Atatürk, daha mütevazi, üstü açık ve gelen geçenin yoğun olduğu Orman Çiftliği'ne defnedilmek istemişti

Atatürk'ün vasiyetini en yakın arkadaşlarından Münir Hayri Egeli'den dinleyelim: “Mevsim sonbahardır Ankara'da Orman Çiftliği'nde idare ortasındayız Çiftlik müdürü Tahsin Bey, yanında Alman mimarı ile birçok yeni inşaat projeleri hakkında izahat veriyorlar…

Çiftliğin büyütülmesi plânları ele alınıyor, sıra karşıdaki bir tepeciğe geldi Orada bilmem hangi cinsi tavuklar için bir tesis yapılması düşünülmüş, Atatürk durdu, sonra 'olmaz, bu tepe için benim başka bir düşüncem var' dedi Sonra bana döndü 'benim için nasıl bir mezar düşünüyorsunuz?' diye sordu

Hepimizin dili tutulmuştu, zannedersem Afet Hanım söze atıldı 'böyle güzel bir günde, böyle şeyler nasıl aklınıza geliyor?' gibi bir cümle söyledi

Atatürk, güldü O gün bilhassa neşeli, yüzü sıhhat ışıklarıyla nurlanmıştı 'ölüm beşeriyetin değişmez kaderidir, marifet unutulmamaktır' dedi

Sonra uzun bir süre pencereden dışarı bakarak ilâve etti, 'şu tepeye bana küçük ve güzel bir mezar yapılabilir, dört yanı ve üstü kapalı olmasın, esen rüzgârlar bana yurdumun her yanından haber getirir gibi kabrimin üzerinde dolaşsın, kapısına Gençliğe Hitabe'm yazılsın, o tepenin olduğu yer yol uğrağıdır, her geçen, her zaman dua okusun!'

Orada bulunan herkes susuyordu…

Kimsenin bir kelime söyleyecek mecali kalmamıştı Alman mimar da önüne bakıyordu…

Atatürk 'Mamafih bütün bunlar benim fikrim… Türk milleti elbet bana münasip göreceği şekilde bir yer yapar' diyerek hüzünlü konuşmayı bitirdi

Aradan yıllar geçti o tepenin adı Hâtıralar Tepesi olarak öylece bomboş kaldı Türk milleti ebedî atasına lâyık olduğu Anıtkabir'i dikti (…) İnsan ihtiyatsız… Acaba diyor, Hâtıra Tepesi'nde de bir taş dikilip üstüne Gençliğe Hitabe'si yazılsa

Atatürk'ün vefatından sonra, nasıl bir anıt mezar tartışması başladı

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk vefat edince nereye defnin edileceği tartışma konusu oldu Atatürk'ün aziz hatırasına yakışan bir anıtmezar yapılabilmesi için hükümet özel bir komisyon oluşturdu Mezarın yeri ve biçimi konusunda karar verecek komisyon, yerli ve yabancı mimarlar, özel ve tüzel kurumların düşüncelerini aldı

Bu arada, o sıralarda yurdumuzda çalışan ve Ankara'nın ilk bayındırlık projesini yapan ünlü şehircilik uzmanı Prof Jansen'e, yeni Büyük Millet Meclisi'nin mimarı Prof Holzmeister'e, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mimarı Prof Taut'a ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde Prof Belling'e de başvuruldu

Yapılacak anıt mezar için, Çankaya, Etnografya Müzesi, Büyük Millet Meclisi'nin arkasındaki tepe (Kabatepe), Ankara Kalesi, Bakanlıklar (Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan arsa), Eski Ziraat Mektebi, Gençlik Parkı, Altındağ (Hıdırlıktepe), ve Gazi Orman Çiftliği gündeme geldi

Gazi Orman Çiftliği

Atatürk, Gazi Orman Çiftliğine defnedilmek istiyordu Atatürk'ün vasiyetini bilenler, Anıtmezar'ın Gazi Orman Çiftliği'ne yapılmasını savundular Çiftliğin yeşilliğini, gezi yeri oluşunu ve Atatürk'ün, kendisi tarafından kurulan bölgeye defnedilmesi halinde, yaşadığı zamana ait anılarının içinde mutlu olacağı savunuldu

Ancak, bu görüşe karşı olanlar da vardı Karşı görüştekiler, Gazi Orman Çiftliğinin, gazinoları, bahçeleri ve türlü eğlence yerleri ile Ankara halkının belli başlı bir gezi yeri olduğuna dikkat çekerek; “Atatürk'ü buraya gömmek, burada kaynayan neşeli hayatı söndürebilir Gerçekten bir hayat kaynağı olan ve ölmüş sanılan bir ulusu canlandıran Atatürk'ün ölüsü, daha sessiz bir yere yatırılmalı Çünkü Ata, Orman Çiftliği'ni bir mezarlık değil, bir dinlenme ve eğlence yeri olarak yaptırmıştı” görüşünü savundu

Altındağ

Atatürk için düşünülen diğer bir yer ise bölgenin en yüksek tepesi olan Altındağ'dı Tepe, şehrin her yerinden ve çok uzaklardan görünmesi bakımından bir anıt yapmaya elverişliydi Ancak, Altındağ'ın çok dik tepe olması ve vatandaşın bu tepeye çıkmasının zorluğu göz önüne alınarak, Altındağ'dan da vazgeçildi Atatürk gibi bir büyük devlet adamının şehrin ortasındaki bir tepeye gömülmesi, gelenek dışı görülerek Altındağ fikri de elendi

Ziraat Mektebi

Atatürk'ün anıtmezarı için Ziraat Mektebi de düşünüldü Ancak, yapılacak anıt, ne kadar büyük olursa olsun, tepeler arasında istenilen gösteriş, ululuk sağlanamayacağı düşüncesiyle sıcak bakılmadı Tek sebep de bu değildi Şehre de uzaktı Ziraat Mektebi'ni isteyenler, Atatürk'ün Ankara'ya gelişini bir başlangıç olarak düşünmüştü Oysa, ölümü, bir “son” değildi Çünkü Atatürk, yeni Türkiye'yi ölmez değerler, düşünceler üzerine kurmuştu Ölen, Atatürk'ün sadece 'fani vücudu' idi O'nun ortaya koyduğu ilkeler, ölümsüzdü

Kabatepe

Anıtkabir için, yeni Büyük Millet Meclisi'nin arkasındaki Kabatepe de teklif edilmişti Burayı ileri sürenlerin başında Büyük Millet Meclisi'ni yapan ünlü Mimar Prof Holzmeister geliyordu Bu ünlü mimar, Atatürk'ün sağlığında Çankaya Köşkü'nü yapan sanatçılardan biriydi Fakat Kabatepe fikri, komisyonda tutulmadı

Bakanlıklar

Anıtmezar için o zamanlar, şimdiki Milli Eğitim Bakanlığı'nın bulunduğu arsa da düşünüldü Komisyona, Anıtkabir'in bu arsaya kurulması da teklif edildi Fakat bu yer, şehrin ortasında ve günlük hayatın en işlek bir alanı olduğu için uygun görülmedi

Ankara Kalesi

Atatürk'ün anıtmezarı için, Ankara Kalesi de komisyonun üzerinde düşündüğü yerlerdendi Burada yapılacak anıt, çok uzaklardan da görülebilirdi Kale, başkentin sembolüydü Kurtuluş Savaşı'nda Ankara Kalesi, halk türkülerine bile girmişti Bundan başka, kale, şehrin tarih bakımından ünlü bir anıtıydı Atatürk'ü bu tarih hazinesine yatırmak, O'nun yüce kişiliğine çok uygun düşerdi

Karşı düşüncede olanlar, Türk Ulusunun kurtarıcısı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Atatürk'ün, yeni bir çağ açmış olan bir başkan olduğunu ileri sürüp; “O, Türk Ulusunun geçmişinden çok geleceğini temsil eder O'nun koyduğu ilkeler, gelecekte daha mutlu olmamız için yapacağımız işlerde bize ışık tutar Bundan ötürü Atatürk'ü görevini tamamlamış tarihî, eski bir anıtın içine gömmek doğru değildir O, tek başına bir değerdir Başka bir tarihî desteğe ihtiyacı yoktur” düşüncesini savundu

Çankaya

Atatürk için düşünülen diğer bir yer ise, Atatürk'ün, uzun yıllar oturduğu Çankaya'ydı Çankaya, O'nun anıları ile doluydu Ata, Çankaya'yı da çok severdi O, “Benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya'dır” sözünün bir vasiyet sayılmasını bile istedi

Çankaya'yı isteyenler, Türk Ulusunun Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu, daha sonraki inkılâpların plan ve programlarının burada hazırlandığına vurgu yaptı “Anıtkabir Çankaya'da yapılmalı; Ata'nın anıları canlı tutulmalıdır” görüşü dile getirildi Bu teklifi, birçok fikir adamları ve bu arada birçok yazar destekliyordu Anıtkabir'in Çankaya'da yapılmasına karar verilmek üzereydi

Mithat Aydın, Rasattepeyi önerdi

Anıtkabir'in kurulacağı yerin kesin olarak tespiti için Büyük Millet Meclisi'nde 17 kişilik bir üst komisyon kurulmuştu Başbakanlıktaki komisyona, bu konuda gelen teklifler, dosyalar hâlinde düzenlenmiş, Büyük Millet Meclisi'ne gönderilmişti Komisyon üyeleri, dosyaları incelemişti

Anıtkabir'in ya Çankaya'da ya da Etnografya Müzesi'nin bulunduğu yerde kurulmasına karar verilmek üzereydi Toplantıda Komisyon Başkanı “Teklif edilen yerleri incelediniz Üye arkadaşlar başka yerler de arayabilirler” dedi Anıtkabir Komisyonu üyelerinden Mithat Aydın, ileri sürülen yerlerin hiçbirini uygun bulmuyordu Ertesi gün Ankara'nın birçok yerlerini bu amaçla gezdi, inceledi

Aydın Milletvekili olan Yüksek Mühendis Mithat Aydın, otomobili ile çıkamadığı yerlere yayan tırmanıyordu Etlik, Keçiören, Cebeci, Altındağ'ı gezdi En son, o zamanlar üzerinde birkaç küçük yapı bulunan Rasattepe'ye çıktı Bu tepe, şehrin ortasındaydı Çevresi boştu Burada yapılacak Anıtkabir, çok uzaklardan görülebilirdi

Mithat Aydın, komisyonun son toplantısında, Anıtkabir yeri olarak Rasattepe'yi önerdi Tepenin özelliklerini anlattı Fakat daha önce Çankaya üzerinde düşünce birliğine varmış olan üyeler, kararlarından dönmüyordu

Özgeevren'in, “Türkiye'nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk'ü kucaklamış olacaktır” sözleri komisyonu ikna etti Aynı gün yapılan ikinci toplantıda, birçok üyeler söz aldı

En son Süreyya Özgeevren söz aldı Rasattepe'nin Anıtkabir için çok elverişli özelliklerini anlattı ve sözlerini şöyle bağladı:

“Rasattepe'nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki, hayali genişçe olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım Rasattepe, bugünkü ve yarınki Ankara'nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmen'de, öteki ucu Etlik'te olan bir hilal (yarımay)'in tam ortasında, bir yıldız gibidir Ankara, hilalin gövdesidir Anıtkabir'in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır; Türkiye'nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk'ü kucaklamış olacaktır Atatürk'ü böylece bayrağımızdaki yarımayın (hilal) ortasına yatırmış olacağız

Atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır! Ben bu açıklamayı, birçok aydın kişilere ve bu arada Hüseyin Cahit Yalçın'a da yaptım Bu büyük fikir adamı, Atatürk'ün yatacağı yerin böyle açıklanmasında, gelecek nesilleri teşvik etmek bakımından büyük faydaların olacağını söyledi Atatürk Anıtkabir'i için Rasattepe'ye oy verecek olanlar, Atatürk'e olan minnet borçlarını ödeme yolunu tutmuş olurlar!”

Süreyya Özgeevren'den sonra İçel Milletvekili Emin İnankur söz aldı ve bir anısını anlattı Emin İnankur, eski bir öğretmendi Atatürk, onu çok severdi Ata çok defa O'nu yanına alır, şehri birlikte gezerlerdi Gene bir gezide yolları Rasattepe'ye düşmüştü Atatürk, şehrin buradan seyrettikten sonra Emin İnankur'a dönmüş ve: “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri…” demişti

Emin İnankur'un ve Süreyya Özgeevren'in bu açıklamalarından sonra, Rasattepe'yi beğenenler çoğunluğu sağladı Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılması, büyük çoğunlukla kararlaştırıldı Karar, hükümete bildirildi Rasattepe 1561939'da bedeli ödenerek kamulaştırıldı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.