Gönlü Kalmasın |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Gönlü KalmasınSelim Aru* anlatıyor: 27 Ekim Nöbetçiyim Saraya öğleden sonra Hasan Rıza Bey geldi, -"Hatay'dan bir haber var mı soruver" dedi Biliyorsunuz Hatay'ı gayet yakından takip ediyor, o haliyle -"Hayır, bir şey yok henüz efendim" dedi Akşam Atatürk'ün odasının kapısı açık Celal Bey ayakta, Atatürk şezlonga uzanmış, yanındaki koltukta Salih Bozok oturuyor Ben içeriye girdim, denizin üstünde bir vaveyla (çığlık) koptu Atatürk birden irkildi ve pencereye doğru gitmek istedi Salih Bey ve Celal Bey koluna girdiler, pencereye götürdüler Kuleli talebeleri, bütün mektep, bir vapur tutmuşlar, Atatürk'ün Cumhuriyet Bayramını kutlamaya gelmişler Atatürk eliyle camı sildi, sonra yaklaşarak ince sesi ile, -"Sen ne büyük milletsin" dedi Tekrar şezlonga getirdiler, oturdular Celal Bey'le çıkıyoruz, seslendi -"Celal Bey, geçen defa Mim Kemal Bey suyu alırken benim canım yandı, ne yapsak acaba?" dedi Celal Bey de, -"İzin verirseniz bu defa Mehmet Kamil Bey alsın " dedi -"Ya, öylemi yapalım, iyi olur" dedi Çıkıyoruz, kapıdan yine seslendi: -"Vazgeç, yine Mim Kemal Bey alsın, gönlü kalmasın" Kendi canının acıması pahasına başkasının kalbini acıtmamak endişesi * Selim Aru 1936-38 yıllarında köşkte ikinci katip olarak çalışmış, 1986 'da vefat etmiştir KAYNAK: Atatürk'le Yaşadıklarını Anlattılar, Nazmi Kal, Bilgi Yayınevi, Kasım 2001 ISBN: 975-494-949-2, Sayfa: 21-22 |
|