Cahit Zarifoğlu'nun Hayatı |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cahit Zarifoğlu'nun HayatıCahit Zarifoğlu'nun Hayatı (1940 - 1987) 1940 yılında Ankara'da doğan Cahit Zarifoğlu aslen Maraşlıdır Babasının memuriyeti dolayısıyla ilk ve orta öğrenimini Siverek, Ankara, Kızılcahamam ve Kahramanmaraş'ta tamamladı 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi Öğrencilik yıllarında çeşitli kurumlarda çevirmen olarak çalıştı Dil kurslarına katılmak için Avrupa'ya gitti Bu vesile ile belli başlı Avrupa ülkelerini dolaştı Döndükten sonra özel bir lisede öğretmenlik, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ve TRT'de çevirmenlik, son olarak İstanbul radyosunda denetçilik görevinde bulundu Edebiyat çalışmalarına lise yıllarında başlayarak, Maraş gazetelerinde şiir ve hikayeler yazdı Yine Maraş'ta Açı dergisini çıkardı Sanat hayatının bir bölümünde şiirleri Papirüs, Türk Dili, Yeni Dergi’de yayımlandı Daha çok Diriliş, Edebiyat, özellikle de Mavera dergilerinde çıkan şiir, hikaye, günlük ve eleştirileriyle tanındı Bir süre, kurucularından olduğu Akabe Yayınları ve Mavera Dergisi'ni yönetti Yeni Devir, Milli Gazete ve Zaman gazetelerinde Ahmet Sağlam, Vedat Can, Abdurrahman Cem imzalarıyla yazdığı köşe yazılarıyla yakın bir dialog içine girdiği geniş bir okuyucu kesimince ilgiyle izlendi Ayrıca İslam, Kadın ve Aile, Gülçocuk ve bazı çocuk dergilerinde ürünleri çıktı Son yıllarda çocuk edebiyatına yöneldi Çocuklar için yazdığı kitaplardan biri olan Yürekdede Ve Padişah adlı eseriyle 1984'te Türkiye Yazarlar Birliği'nce çocuk edebiyatı dalında yılın yazarı seçildi Çizgi dışı şiiri ve kendine has şiir diliyle ilk bakışta zor anlaşılır ama son derece orjinal şiirler yazdı 7 Haziran 1987 yılında İstanbul'da vefat etti Mezarı İstanbul Beylerbeyi'nde Küplüce Mezarlığı'ndadır Yayınlanmış eserleri: “İşaret Çocukları” (Şiirler, 1967), “Yedi Güzel Adam” (Şiirler, 1973), “İns” (Hikâyeler, 1974), “Menziller” (Şiirler, 1977), “Yaşamak” (Günlükler, 1980), “Serçekuş” (Uzun Hikâye, 1983), “Ağaçkakanlar” (Masal, 1983), “Katıraslan” (Masal, 1983), “Yürek Dede ile Padişah” (Masal, 1984, Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü), “Savaş Ritimleri” (Roman, 1985), “Korku ve Yakarış” (Şiirler, 1986), “Bir Değirmendir Bu Dünya” (Denemeler, 1987), “Motorlu Kuş” (Masal, 1987), “Sütçü İmam” (Tiyatro, 1987), “Gülücük” (Şiir, 1989), “Ağaç Okul” (Şiir, 1990) |
Cahit Zarifoğlu'nun Hayatı |
10-09-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cahit Zarifoğlu'nun HayatıARZUHAL Çiledinmi Dünya tutar inilemen Ne saltanatı dünya pahada Ne saltanatı dünya pahada Ne kalbi altın mezarı şöhret Yer şahit Şahit bizler kardeşlerin Alevli hüzünlerdin mevla için Ne atın yıllar verdin hep Dirilsin diyordun ve yöneliyordu binlerle Kapkara parlak ışıklı ve ışıtan göz Kıvırcık utangaç ve uçurumlardan güvenlere götüren Ve yalın Henüz gelmiş gibi kınından Ne altın yıllar verdiğin hep Ve ağır ağır çeviriyordun O dalgın ve ağır yüzünü devrin Yuya yuya o güzel Elçiye Ne altın yıllar verdiğin hep Biriki bronz kişi konabilseydi önüne Ve ne altın yıllar daha çiledin Artık yalnız değil adımların Şimdi daha iri doğuyor sabahları Horantası bir hayli arttı güneşin Kişinin güzelliği ağa ustalarına göredir senin köylün olayım o uzak iklimleri erişilmez beldeye bakabilemezdik senin götürmen olmasa şu küçücük kalpte (yaman halimiz helal ettiremezsek) nice hakkın yüklü |
Cahit Zarifoğlu'nun Hayatı |
10-09-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cahit Zarifoğlu'nun HayatıBAŞIM EĞİK DİLİM KAPALI GÖZLER Asrımızın zarif düşünceli gençlerinden biri Kederli elini Temiz alnına koyarken fikretmek için Çocukların susması Kuşların ve kedilerin uzaklaşması Haritaları üzerine bezlerin atılması Lambaların kısılması Kadınların bir vakit konuşmadan Yaşaması gerekebilir Ve açılabilir görüntümüz Sahnemiz perdemiz: Hergün bir miktar kros boksit asit Ve arenamız Dokuzyüz milyon müslüman rüyalarını hatırlamadan uyanabilir Baş efendimiz Görüntümüz Sahnemiz Perdemiz Eğer dualanmasaydı sesimiz Eğer yaradandan o güzel ağız Açık ve seçik Dilemesiydi demeseydi 'Allah Sesinizi Mağrıptan Maşrıka Kadar Duyursun' Düşünmezdim üzerinde Binmezdim deli deli koşan küheylan Bildim Sensin Sen Sen Diri Diri Diri Şahım Diri Şahım Diri Diri Dirilt Alemi Alemi Alemi Alemi Çünkü dokuzyüz milyon müslüman rüyalarını hatırlamadan uyanmıştır Bunların üzerine ezan Ucu sancılar vuran Bir kırbaç olmalıydı Her duyan Bağrını açmalıydı akan kanı da sevdayı da yorumlamaya almalıydı Hayır dokuzyüz Milyon müslüman Tarihin hülyalarından vazgeçmiş olabilir AMA BEN Elim dizlerime Vur Kalk Müslümanlar uyanın Eller Dizlere Vur Kalk Yumruklar dizlere vur vur AMA BEN Ama ben Ama ben Ama ben Korku gerek tenlere etim kalbur Deşer bakışın kıyar da kıyar Korku gerek reca gerek Yanlış anlaşılmış olabilir Sesini duyuyorum kendimin/kelimeler kendinden emin değil Yanlış anlaşılmış da olabilir Aklım başımda mı! Değil Ve sesimi duyuyorum Kaburgalarımın gelip artık kavuşamadıkları iniltiden -Kulun korktuk şerrinden Ağzımız yerlerde kaldı gerçek dilimizden akmadı Kuldan korkarken gel zaman git zaman Bir hayat ki haşa korkmadan yaradandan Ama elbet ruhumun vazgeçilmez akışı baş çarptığım kayalıklar Irmaklarımın altından akan ırmak Sandal sefalarım Marmara toprakları Ama söyle olmuşsa yüzüme karşı söyle neyi inkar ettim Dilediğim en güzel hayat Çöplerin içinde rüya aradım Düştümse eğer sana bakarken düştüm Sen dinç zaman İşte kuluçkan Bereketle taşan yağ küpleri gibi Parmaklardan akan çeşmeler gibi İşte sinem kalabalık ve kendine zinde Kullardan pervasız nesillerden biri Aha Şeyhefendim Aha yüreğim Göz kapanır akıl susar susar akıl İstersen haydi haydi haydi Yeryüzünün bütün gümbürtülerini çağır Çehrenden o azgın maskeyi dök O evleri kedere boğ Nasıl olsa her kucaklandığın dalgada Bir gemi kadavrası gibi ikiyüz yıl parçalandın Mahşerinde uyanacaksın Ağzının Korkuyorum o nedenle Başım eğik Dilim kapalı |
|