Pozitif Düşünmek |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Pozitif DüşünmekPozitif düşünmek Olay, kişi ve nesne/objelere iki türlü yaklaşırı z: Müspet (olumlu, pozitif), menfi (olumsuz, negatif) Nötr bir nesneyi/hâdiseyi, olumlu veya olumsuz; olumsuzu olumlu veyahut olumluyu olumsuz değerlend irebilir, görebilir iz “Oh bardağın yarısı dolu!” veya “Vah, yarısı boş!”; “Ne güzel, rahmet yağdı!” veya “Hay aksi yine yağmur bastırdı!” diye aynı olayı farklı yorumlar, farklı değerlend iririz En olumsuz şeyleri bile pozitif bakışımız la güzele çevrilebi lir veya güzel yönlerini öne çıkarabil iriz Hz İsâ (as), köpek leşinin koku ve çirkinliğ ini nazara verenlere karşılık, “Ne güzel dişleri var!” diyerek; müsbet bakış dersi verir Pozitif bakış sevinç, lezzet, hareket; negatifi ise elem, hüzün, durağanlı k, karamsarl ık getirir İman, pozitif, olumlu bir bakıştır Her zaman güzel düşüncele r ve enerji yayar Bediüzzam an, olumlu düşünmeyi, “Güzel gören güzel düşünür Güzel düşünen hayatında n lezzet alır” 1 şeklinde formüle eder Güzel/olumlu düşünme zihin tarlasına güzel; olumsuz düşünme ise menfî mânâlar ekmek demektir “Yapamam, başaramam” tarzında negatif yaklaşıml ar; peşinen olumsuza şartlanma ktır O takdirde kişi gerçekten de yapamaz Daha doğrusu ona oldurulma z Şiddetli bir arzuyla “Yaparım, ederim, başarırım” diyerek beynini, duyguları nı motive edip programla yan da başarır Menfî, yanlış, bâtıl fikirleri atarak beynimizi, gönlümüzü olumlu düşüncele rle aydınlatm alıyız Problemle rini halledeme miş; sıkıntı, stres, gerginlik deryasınd a yüzen adam olumlu düşünemez Yaklaşım tarzımız çok önemlidir Nesneleri “idrak-algılama” biçimine, yâni taktığımı z gözlüğün renk ve mahiyetin e göre kıymetlen diririz Nazar ve niyetimiz sevgiyi nefrete, nefreti sevgiye; üzüntüyü sevince, sevinci eleme; korkuyu cesarete, cesâreti cebanete; ağlamayı gülmeye, gülmeyi ağlamaya; günahı sevaba, sevabı günaha çevirir Ağlayan, dünyayı ağlar gördüğü gibi; her şeyin çürüyüp, solup, yok olup gittiğini düşünen, başta rûhu, hayatı, gençliği, sevdikler i, yakınları, malı-mülkü de solup gidecek diye düşünür Tıpkı, eşyanın mahiyetin i, hâdiseler in sırrını tam kavrayama dığı için üzülen-büzülen, ağlayıp-sızlayan çocuk gibidir Meselâ, “ölümü”, yokluk değil varlık, ayrılık değil kavuşma, bitiş değil paydos, terhis ve mekân değiştirm e olarak gören; firakın sillesini yemez, “kavuşmanın” sevincini yaşar Müsbet düşünceyl e bakış, pozitif güç, olumlu enerji pompalar Hem ferdî, hem de toplu gayretin, çalışmala rı katladığı nı kendimiz ve çevremizd e müşâhede ederiz İmân müsbettir, ispattır; üretimdir İmânlı bakış; olumsuz hâdise ve duygulara da olumlu yaklaşmay ı sağlar Hayatı bir bâr (yük) değil; bahar yapar |
|