Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eski, hacivat, karagöz, kimlerdi, oyunu, sanatçılar, sergileyen

Karagöz Ve Hacivat Oyunu Sergileyen Eski Sanatçılar Kimlerdi? Karagöz Hacivat Oyunu

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karagöz Ve Hacivat Oyunu Sergileyen Eski Sanatçılar Kimlerdi? Karagöz Hacivat Oyunu



Karagöz ve Hacivat oyunu sergileyen eski sanatçılar kimlerdi? Karagöz Hacivat oyunu
Karagöz ve Hacivat oyunu sergileyen eski sanatçılar kimlerdi? Karagöz Hacivat oyunu

Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nin I Cildinde S654’de tespit ettiği devrinin ünlü Karagöz ustalarını şöyle sıralar: 1700 lü yıllarda yaşayan Bekçi Mehmet, Sarı Ahmet, Şerbetçi Emin, 1800 lü yıllarda Hayali Berber Sait, Hayali Hamit, Papol Ahmet Efendi, Kıbrıslı Agah Efendi, Hayal Küpü Emin Ağa, İhsan Efendi, Küçük İsmail Efendi, Sıracalı İsmail Efendi, Arap Cemal Efendi, Erenköylü Haydar Bey, Hımhım Hüsnü Efendi, Cerrah Salih Efendi, Kâtip Salih Efendi, Tahir Ağa, Arap Ömer Efendi, Kör İzzet Efendi, Yorgancı Abdullah Efendi, Şeyh Fehmi Efendi, Kâtip Mahmut Bey, Püsküllü Hüsnü EfendiYakın Tarihimizin Hayâlîleri: Kör İmam, Katip Salih, Cerrah Salih, Yorgancı Abdullah, Kantarcı Hakkı, Şekerci Derviş, Aktar Rıza, Usturacı Mustafa, Çilingir Ohannes, Küçük İsmail, Zenne Sait, Miralay Neşet Bey, Şeyh Tahir AğaBu ustaların asıl geçimlerini temin ettikleri birde meslekleri vardı Kimi marangoz, kimi demirci, kimi medrese de hoca idi

Karagöz TarihçesiGölge oyununun çıkış noktası uzakdoğu, Çin olarak bilinir Ticaret ve geziler sonucu Endonezya, Java ve Hindistan’da yaygınlaşan gölge oyunu mistik ve dinsel bir etkiye sahiptir Türkler Çin ile yakın ilişkileri dolayısıyla bu sanatı öğrenmişler ve kendi kültürleri doğrultusunda geliştirmişlerdir Uygur ve Budist duvar resimlerinde görülen tasvirler Çin gölge oyununda da görülür Topkapı Sarayı Müzesi’nde eserleri bulunan Mehmet Karakalem çalışmaları da bunlara benzer örneklerdir

Gölge oyunu tekniğinin Türk halk kültüründe ne zaman Karagöz adını aldığı hakkında çeşitli görüşler vardır Bunlardan en yaygın olanı Bursa efsanesidir Sultan Orhan devrinde (1324-1362) Ulucami’nin yapımında demirci ustası Kambur Bâli Çelebi (Karagöz) ile duvarcı ustası Halil Hacı İvaz (Hacıvat) çalışmaktadır Nekre tipler olan ikilinin arasında geçen nükteli konuşmalar diğer işçilerin dikkatini toplayıp, işlerini aksatmalarına sebep olur Cami inşaatı yavaş ilerler Durumu öğrenen padişah hiddetlenip her ikisini de idam ettirir





Yaptığı yanlışlığın bilincine varan padişah çok üzülür Padişahın musahibi Şeyh Küşterî padişahı teselli etmek için beyaz sarığını çıkarıp gerer ve arkasına bir şem’a (ışık) yakar Ayağından çıkardığı çarıklarıyla Karagöz ve Hacıvat’ın tasvirlerini canlandırıp nükteli konuşmalarını seslendirir Günümüzde de Karagöz perdesine “Şeyh Küşterî meydanı” denir ve Şeyh Küşterî Karagözcülüğün pîri – kurucusu kabul edilir (Evliya Çelebi Seyahatnamesi)

Gölge oyunu ülkemize Yavuz Sultan Selim’in 1517’deki Mısır seferi sonrası 16 yüzyılda gelmiştir Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim’in Memlük Sultanı Tomanbay’ın asılışını hayal perdesinde canlandıran bir hayal sanatçısını, oğlu Kanuni Sultan Süleyman’ın da görmesini arzu ederek İstanbul’a getirmesiyle gölge oyunu İstanbul’a gelmiştir Türkler 16 yüzyıl başlarında perde gerisinden gölge yansıtma tekniğini Mısır’dan almışlardır Mısır Memluklarının gösteri yaptıkları siyah, ışık geçirmeyen, arabesk motiflerle işlemeli tasvirleri, şeffaf ve renklendirilmiş deri üzerine işleyen Türkler, bu sanata farklı bir nitelik kazandırdılar Mısır oyunlarının olay örgüsünün birbirinden kopuk yapısını düzenleyip yeni bir biçim verdiler Oyun tipleri Osmanlı İmparatorluğu’nun bünyesinde barındırdığı halklar içinden ve mahalle geleneğinden seçilmiştir Karagöz Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yayılmış, çevre ülkelerde etkili olmuş, geniş bir coğrafyaya yayılmıştır Karagöz oyunu Mısır’a tekrar yeni biçimiyle dönüp ilgi görmüştür Bugün Mısır kuklasının adı Aragöz’dür

Nitekim bir çok gezgin, 19 yüzyılda Mısır’daki gölge oyununu anlatırken, bunun Karagöz olduğunu, Mısır’a Türkler tarafından sokulduğunu ve çoğunlukla Türkçe oynatıldığını belirtmişlerdir İslam dünyasında bu oyuna “Tayf-ül hayal”, “Zıll-i hayâl”, “Hayâl-el sitare” gibi adlar verilmiştir Bazı İslam mutasavvıfları eserlerinde hayâl sahnesini dünya’ya, perdedeki geçici hayalleri insanlar ve diğer varlıklara benzetmişlerdir Oyundaki hayaller nasıl perde arkasındaki sanatçı tarafından oynatılıyorsa, evrendeki varlıkları da görünmeyen bir yaratıcının hareket ettirdiği anlatılmıştır

16 yüzyılda hayâl oyununun yaygınlığını ve Osmanlı eğlence sanatlarının başlıcalarından olduğunu gösteren pek çok belge vardır Şeyhülislam Ebussuut Efendi’nin (1490-1574) hayâl oyununu ibret gözüyle seyretmenin cezayı gerektirmeyeceği yolundaki fetvası bunların en önemlisidir Ebussuut Efendi; “Gerçek biliminde yükselmek isteyenler için gölge oyununda büyük ibretler olduğunu gördüm Kişiler, kalıplar gölge gibi gelip geçiyor ve çabucak yok oluyor, onları oynatan ise bakî kalıyor” demiştir

Karagöz üzerine 17 yüzyıla ait belgeler daha çoktur Evliya Çelebi, Naima gibi yerli yazarların eserlerinden ve İstanbul’da bulunmuş Avrupalıların anı ve gezi kitaplarından öğrenildiğine göre Ramazan ayında kahvehanelerde, başka zamanlarda da evlenme, doğum, sünnet düğünü vs dolayısıyla saray, konak ve evlerde yapılan şenliklerde oynatılan bu oyunlar Osmanlı toplumunun belli başlı eğlencelerinden biriydi

19 yüzyılda da sarayın ve halk toplantılarının gözde eğlencelerinden olduğunu yine yerli ve yabancı kaynaklardan öğreniyoruz 19 yy’da 2 Mahmut dönemine ait kaynaklarda da Karagöz oyunu yer alır 1843’de Türkiye’yi ziyaret eden Gerard de Nerval seyahatnamesinde İstanbul’da seyrettiği Karagöz oyununu tüm ayrıntıları ile anlatır (Gérard de NERVAL, Doğuya Yolculuk, Çelik GÜLERSOY İstanbul Kitaplığı, İstanbul-1974, s: 85-94)

Yabancı kaynaklarda Karagöz oyunlarının açık saçık bulunduğuna dair yazılar vardır Bunlardan Jean Thévenot 1655-1656’da Türkiye adlı eserinde, bir hanımın nasıl olupta Karagöz oyunu izlediğini anlayamadığını yazar (Jean THéVENOT, 1655-1656’da Türkiye, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul-1978, s: 95-96)

Abdülaziz ve II Abdülhamit devirlerinde bazı Karagöz sanatçıları Mızıkayı Hümayun himayesine alınmışlardır Bu dönemde yetişen Karagöz sanatçılarının kimisinin tekkelerden (Şeyh Fehmi Efendi, Müştak Baba), kimisinin medreseden (Darphaneli Hafız Efendi, Hafız Mehmet Efendi) kimisinin Enderundan (Enderunlu Hakkı Bey, Enderunlu Tevfik Efendi), kimisinin katiplikten (Katip Salih Efendi), kimisinin cerrahlıktan (Cerrah Salih Efendi), pek çoğunun da esnaflıktan (Yorgancı Abdullah Efendi, Püskülcü Hüsnü Efendi, Kantarcı Hakkı Efendi, Hamamcı Süleyman Efendi, Yemenici Andon Efendi, Çilingir Ohannes Efendi) olduğu görülür

Saray için getirilen, önceleri saray düğünlerinde perde diyen Karagöz çok kısa zamanda halka kendini sevdirdi Sonuçta Karagöz çeşitli Hayâlîler eliyle halk arasında büyük rağbet gördü Geniş Osmanlı coğrafyasındaki tüm tipleri bünyesinde barındıran bir folklor, edebiyat, etnoğrafi, müzik, mizah ve hiciv sergisi kimliği kazandı

Esnek yapısı itibariyle doğaçlamaya ve güncel olayların işlenmesine son derece açık olan Karagöz perdesi, zamanının en önemli toplumsal yergi vasıtasıydı Halkın beğenmediği hükümet kararlarını eleştirdiği ve kamuoyunu temsil ettiği dönemler vardır Osmanlı’nın son dönemlerinde Karagöz sanatçıları devlet ileri gelenlerinden bazılarının hırsızlığını, rüşvetçiliğini vs perdede canlandırdıkları için bu taşlamalar çok keskin bulunmuş, oyunlar yasaklanmıştır Devlet ileri gelenlerinin perdeye yansıtılmaları ağır cezalara bağlanmış, bu yasaklamalardan sonra Karagöz sıradan, kaba saba bir güldürü durumuna düşmüştür

20 yy’da Türk Halk edebiyatı ile ilgili araştırmalar başlamış fakat hızla başlayan batılılaşma çabası ile Karagöz oyunu gözden düşmeye başlamıştır 20 yüzyılın ilk çeyreğinde bir süre daha yaşayan Karagöz, zaman içinde tiyatronun, sinemanın daha sonra da televizyonun hayata girmesiyle önemli ölçüde etkisini kaybetmiştir

Bu yüzden hayaliler Karagöz oyun tekniğinde bazı değişiklikler yapmaya çalışmışlardır Ahmet Rasim, “Muharrir Bu Ya” adlı eserinde Hayali Katip Salih’in kanto söylettiği ve muhafazakarlar tarafından eleştirildiğini anlatmaktadır

Ancak Karagöz oyunlarının etkisini kaybetmesindeki sebep sadece teknoloji alanındaki gelişmeler olmamıştır 17 yüzyılda başlayan batılılaşma çabaları yirminci yüzyılın başlarında etkisini göstermeye başlamış, geleneksel Türk tiyatrosunun en önemli özelliği olan doğaçlama geleneği terkedilmiş bunun yerini batı tiyatrolarında olduğu gibi yazılı metinler almıştır Yazılı metne bağlı kalarak oynatılan Karagöz oyunları, yeni oyunlar yazılamadığı için çağa ve insanların kültürel gelişimlerine ayak uyduramamış, eskiden oynatılan oyunların aynısının tekrar tekrar perdeye getirilmesi insanların ilgisini çekmez olmuştur

Yenileştirme çalışmaları Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de devam eder 1910 yılında Beyoğlunda “Canlı Karagöz Sahnesi Operet Kumpanyası” adlı topluluk kurulur Komik-i Şehir Naşit Efendi burada deneme amacıyla canlı Karagöz olarak sahneye çıkmıştır

Doğaçlama geleneğine geri dönülmesi durumunda Karagöz eskiden olduğu gibi saygın ve yaygın bir duruma gelebilecektir, aksi takdirde önümüzdeki on yıllar içinde Karagöz sanatımız tarih kitaplarının arasında kalıp yok olmaya mahkumdur Karagöz günümüzde sayıları azalan Hayâlîler tarafından yaşatılmaya çalışılmaktadır

1966’dan sonra düzenlenmeye başlayan festivaller yarışmalar sonucunda bir çok başarılı hayalinin varlığı ortaya çıkmış, yeni oyunlar kaleme alınmıştır Yazılan oyunların pek çoğu perdede oynamaya uygun olmasa da konu tekrar gündeme gelmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.