Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, boyları, destanı, hakkında, kağan, oğuz

Oğuz Kağan Destanı Hakkında Bilgiler Oğuz Boyları Kağan Destanı

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Oğuz Kağan Destanı Hakkında Bilgiler Oğuz Boyları Kağan Destanı



Oğuz Kağan Destanı Hakkında Bilgiler Oğuz Boyları Kağan Destanı
Oğuz Kağan Destanı Hakkında Bilgiler Oğuz Boyları Kağan Destanı
Türk destanlarından Hun-Oğuz destanları grubundandır

Oğuz Kağan Destanının beş ayrı yazması vardır Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir Bu yazmaların özeti şöyledir:

Nuh aleyhisselâmın oğlu Yâfesin büyük oğlu Türk, doğuda yerleşmişti Bunun ülkesine Türkistan denildi Türklerin ilk atası olan Türkün oğullarından büyüğü Kara-Han, Karı-Sayram şehrini başşehir edinmişti Yaylakları, İpanç şehri yakınlarındaki Or-Tag ile Kür-Tag, kışlakları da Porsuk şehri yanındaki Kara-Kum idi Kara-Hanın kardeşleri; Or-Han, Kür-Han ve Küz-Han adlarını taşıyorlardı Kara-Han, hârika olarak doğan oğluna bir yaşında iken ad koyacağı sırada, bu çocuk; Ben sarayda doğduğumdan, adım Oğuz olsun deyince, herkes şaşırmıştı Allahın varlığına ve birliğine inanan Oğuz, putperest annesinin sütünü sâdece bir defâ emdi Babası, Oğuzu, kardeşinin kızı ile evlendirmek isteyince o, Hak dîne girmeyi reddeden amcasının kızları ile evlenmedi

Oğuz, gençliğinde; yılkıları (at sürüsü) ve insanları yiyen, çok korkulan, azgın bir canavarı öldürerek büyük şöhret kazandı Oğuzun, teklif edilen kızlar ile evlenmeyiş sebebini öğrenen babası Kara-Han ile amcaları, onun gizli ve kendi dinlerine uymayan bir din taşıdığını anlayarak, bir av sırasında öldürmeyi plânladılar Suikastı anlayınca, baba ve amcasını öldürdü Avlanırken Gök-Işık içinde beliren Gök-Kızı ile evlendi Gök-Kızından üçüz oğlu olup; Gün-Han, Ay-Han, Yıldız-Han, bir rivayete göre de Gün-Alp, Ay-Alp, Yıldız-Alp adlarını verdi Başka bir gün yine avlanırken, göl içindeki küçük bir adada, dünyâ güzeli Göl-Kızını gördü Bununla da evlenen Oğuz, Göl-Kızından doğan üçüz oğullarına Gök-Han, Dağ-Han, Deniz-Han, başka bir rivâyete göre de Gök-Alp, Dağ-Alp, Deniz-Alp adlarını verdi Sonra, Oğuz Han bütün halkını toplayarak, ulu bir toy (ziyâfet) verdi Kırk yerde ağır sofralar kurdurdu Toydan sonra Oğuz Han, beğler ile halka yarlıg (ferman) çıkararak, şöyle buyurdu:

Ben sizlere oldum Kağan

Alalım yay hem de kalkan

Tamga olsun bize boyan

Gökbörü olsun oranı

Demir çıdalar olsun orman

Avlakta yürüsün kulan

İşte deniz, işte muran

Gün olsun tuğ, gök korıkan

Bundan sonra Oğuz Han, dünyânın dört yönüne yarlıg yazdı Elçilere verip gönderdi Bu fermanlarda şöyle deniyordu:

Ben Türklerin kağanıyım; dünyânın dört bucağının da hâkimi olsam gerekir Sizlerden itâatinizi istiyorum Kim benim buyruğuma baş eğerse, el olursa, hediyelerini kabul eder, kendisini dost sayarım Her kim de baş eğmezse, ona gazab eder, üzerine ordu çekip, baskın yapar, hemen astırıp, yok ederim!

Bu sırada sağdaki Çin Kağanı, kıymetli hediyelerle elçisini gönderip, itâatini saygı ile arz etti; onunla dost oldu Soldaki Urum Kağan, itâatlerini bildirmediğinden ordusunu çekip, onların üzerine yürüyen Oğuz Han, kırk gün sonra Muzdağ (Buzdağı) eteğine gelince otağına güneyden bir ışık girdi ve içinden, gök tüylü, gök yeleli iri bir erkek böri (kurt) çıktı Bu Gök-Böri konuşarak, Oğuz Hana; Ben senin orduna kılavuz olarak önde yürüyeceğim dedi ve böyle yaptı

Muzdağdan sonra Gök-Börinin kılavuzluğunda batıya yürüyen ordusunun başındaki Oğuz Han, İtil-Müren (Volga Nehri) boyundaki Karadağ önünde yapılan savaşta, kalabalık ordulu Urum-Kağanı yendi, kaçırttı Urum-Kağanın kardeşi olup, Oğuza itâat eden ve saklandığı kaleleri teslim eyleyen Urum-Beğin oğluna, itâatle teslim olması üzerine, Türkçe saklayan, koruyan manâsında Saklar (Eslar/Slav) adı verildi Zaferden sonra, Uluğ-Ordu Beğ adlı birisi, ulu ağaçlardan yaptığı kayıklarla, orduyu İtilden öteye-batıya, geçirdiğinden, Oğuz Han onu mükâfâtlandırarak, İtilin batısındaki ülkeleri ona bağışladı ve kendisine oğyuk-ağaç mânâsında Kıpçak-Beğ adını verdi

İtil Nehri kuzeyinden karanlıklar ülkesinde yaşayan Kıl-Barak veya İt-Barak kavmini de itâat altına alan Oğuz Han, anayurdu korumak için, Uygun uruğunu vazifelendirmiştir Anayurttan, Afgan ve Hind üzerine sefere çıkan Oğuz Han, yolda her zaman bindiği ala aygırı kaçıp, tepeleri dâimî karlı Muzdağın karları içine gitti Buna çok üzülen Oğuz, ordusundaki cesur, soğuğa dayanıklı bir beğin, dokuz gün içinde gidip bu atı karlar içinde tutup, getirmesine çok sevindi Onu mükafâtlandırarak Tanrıdağlar bölgesinin karlı yaylaklarını ona bağışlayıp; Sen, buradaki beğlere baş ol ve senin adın hep Karluk olsun dedi

Afgan ve Hind ellerini fethetti Sonra, İran üzerine Horasana yürüdü Yolda, duvarları altından, pencereleri gümüşten, çatısı ve kapısı demirden ulu bir konak gördüler Bunun kilitli kapısını açmak, çok zor olduğundan, Oğuz Kağan pek becerikli, hünerli bir kişi olan askerlerinden Tömürdü-Kağul adlı birisine, Kal-Aç diyerek, buranın kapısını açmasını buyurduSeferde yağmalar ve savaşlarda alınan ganimetlerini taşımak için ağaç araba yapan usta askeri çok beğenen Oğuz Han, ona yüklü arabanın yürürken çıkardığıKang-Kang sesine göre Kanglı adını verdi

Oğuz Han, Dağıstandaki Tarku ve Derbend bölgelerini fethederek oradan Şirvan, Aran, Mugan ve Gürcistan ülkeleri üzerine gelip buraları da feth eyledi Yaz sıcağında, ordusuyla Sabalan ve Arar dağlarındaki Alatağ (Ağrı Dağı) yaylaklarında ordusu ile yayladı Her iki dağa da Türkçe adlar verildi Oğuz Hanın, bu çevrede fethettiği ülkeye Türkçe Azar-Baygan adı verildi

Oğuz Han, Alatağ yaylasında iken Gürcistan, Irak, Anadolu ve Suriye ülkelerine elçiler gönderip, itâat etmelerini bildirdi Kış gelince Mugan Çölünü geçerek, ordusu ile orada ve Kür ile Aras nehirleri arasındaki Aran (Karabağ) kışlağında kışladı Baharda Gürcüler itâat ettilerse de sonradan caydılar Oğuz Han, kendi oğullarını, iki yüzer kişi ile bu küçük kavmin üzerine gönderdi ve buradan ordusuna erzak tedârik ettirdi

Alatağdan ordusu ile sefere çıkan Oğuz Han, Anadolu ve Irak üzerine yürüdü Buraların uluları gelerek, savaşmadan itâat ettiler Kış bastırınca, Oğuz Han, ordusu ile Dicle Nehri boyunda kışladı İlkbaharda Şam üzerine yürüdü Bütün Raka ve Şam ülkesi itâat ettiyse de üç yüz altmış kale kapılı Antakya şehri direnince, bir yıl süren kuşatmadan sonra, burası da zaptedildi Oğuz Han, Antakyada tahta geçti Yanındaki doksan bin askerini bu şehre yerleştirip, kışladı Askerlerin çoluk çocuğunu da bu ulu şehirde barındırdı Bu şehirden Altı oğlunu (Filistin ve Mısır ülkeleri) Tekfurun üzerine öncü olarak gönderdi Eğer itâat etmezse ordusu ile kendisinin de geleceğini bildirdi İki gün ve iki gece süren savaşta yenilen Tekfur, yakalanarak Antakyada Oğuz Hana gönderildi Oğuz Han itâatini arz eden Tekfuru haraca bağlayıp yeniden kendi ülkesine hâkim tâyin etti Yunan ve Frenk ülkesinin durumunu Tekfurdan öğrenen Oğuz Han, üç oğlunu Yunan, üç oğlunu da Frenk ülkelerini itâat ettirmeğe gönderdi Tekfur da kendi elçisi ile bu iki ülkeye tez elden şu haberi yolladı: Bu Oğuzlar, çok büyük kudret ve kuvvet sâhibidirler Güneşin doğduğu yerden buralara kadar bütün ülkeleri ellerine geçirmişlerdir Onlara hiç kimse dayanamaz Siz de kendi isteğinizle, yıllık vergi vererek, onlara itâat ediniz Karşı çıkıp da halkınız kırılmasın Sonunda, Frenk ve Yunan ülkeleri itâat edip, haraca bağlandılar Üç yıl Antakyada kışlayan Oğuz Han, Bağdat İsfahan yolu ile İrana gelip, Demevan Dağından, Horasan-Herat (Afgan) yolu ile ülkesine dönmeğe karar verdi

Oğuz Han Amuderyayı (Ceyhun) geçerek, Ilak ülkesindeki Semerkand bölgesine vardı Buhara sınırındaki Yalbulağaz mevkiine geldi Anayurduna erişti Elli yılda dünyâyı feth eden ulu cihangiri, Kanglı ve Uygurlar, dokuz günlük yoldan gelerek karşıladılar Kürtak Yaylağına gelen Oğuz Han burada, bin evi doyuracak koyun ile dokuz yüz kısrak kestirerek, ulu bir toy verdi Oğuz Hanın yanında soylu, yaşlı, uzun tecrübeli ve ak saçlı bir Düşüme(vezir) vardı, adı Uluğ-Türk idi Bu vezir, bir gün rüyâda gördü ki, bir Altın Yay doğudan batıya doğru gidiyor Uyanıp, rüyâyı, Oğuz Hanın ve neslinin cihan hâkimiyetine tâbir etti Bunun üzerine Oğuz, oğullarını çağırıp, avlanmalarını istedi Büyükler doğuya, küçükler batıya doğru ava çıktılar Gün, Ay, Yıldız yolda bir Altın-Yay; Gök, Dağ, Deniz de yolları üzerinde üç Gümüş-Ok bularak dönüp babalarına getirdiler Buna çok sevinen Oğuz Han, okların herbirini küçük oğullarının birisine verdi: Ok, yaya tabidir, onu atarken de öyle olunuz dedi Sonra dönüp, Altın-Yayı üçe bölerek, her parçasını büyük oğullarından birisine verdi: Bunlara, Boz-Oklar dedi Sonra, büyük kurultay toplayarak, yanına kırk kulaç boyunda bir direk diktirip, üzerine bir altın tavuk koydu ve dibine bir Akkoyun bağladı; soluna da kırk kulaçlık direk diktirip, üzerine bir Gümüş-Tavuk koydurdu ve dibine bir Karakoyun bağladı Oğullarından Bozokları, sağ (doğu) yanına, üç-okları da sol (batı) yanına oturtarak, kırk gün, kırk gece yiyip içtiler Ulu toy yaptılar Sonra Oğuz Han ülkesini altı oğlu arasında bölüştürdü ve rûhunu teslim etti


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.