Türkler'de Başlık - Eski Türklerde Başlıklar |
09-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkler'de Başlık - Eski Türklerde BaşlıklarTürkler'de Başlık Türkler'de Başlık - Eski Türklerde Başlıklar Türk tarihinde en eski başlık örnekleri Orta Asya döneminden kalmadır Topkapı Sarayı'nda bulunan ve çok değerli resimler içeren Fatih Albümünde ve Orta Asya'nın çeşitli yerlerindeki Uygur duvar resimlerinde bu döneme ilişkin birçok erkek ve kadın başlıkları saptanmıştır Bu dönemde Türk başlıkları genellikle posttan yapılıyor ya da sarıklı keçe-külahlardan oluşuyordu 11 yüzyıldan kalma, Kâşgarlı Mahmud'un Divanü Lügati't-Türk adlı sözlüğü başlık olarak "börk" sözcüğüne ve bunun "sukarlaç", "kızıklıg", "kuturma" ve "kıymaç" adlarıyla anılan dört ayrı çeşidine yer vermiştir Börklerin üstünde yer alan süslemeler ve sarıklar, giyenin mesleğini ve toplumsal konumunu yansıtırdı Börk daha sonra İran ve Anadolu'ya göç eden ve buralarda yerleşik ya da göçebe yaşamı süren Türkmenler'de, Selçuklu ve Osmanlı ordularında da kullanılmıştır Günümüzde de Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kimi yörelerinde, börk denilen bir tür başlık kullanılmaktadır Osmanlılar'da börk Yeniçeri Ocağı'nın resmi başlığı olarak 1826'ya kadar kullanılmıştır Yeniçeri börkü "üsküf" diye de anılmış ve bu başlık yalnızca törenlerde giyilmiştir Yeniçeri Ocağı'na bağlı askerlerin rütbe ve sınıflarına göre farklılık gösteren börkleri vardı Günlük yaşamlarında yeniçeriler keçe-külah giyerler, üzerine de sarık sararlardı Osmanlılar'da asker sınıfı dışında sivil halkın, devlet ve din adamlarının, padişahların kendilerine özgü başlıkları vardı Bu dönemin en yaygın başlığı kavuk ve külahtı Kavuk, yüzü çuha, içi astarlı, astar ile yüz arası pamukla doldurulmuş ve üzerinden çeşitli biçimlerde dikilmiş bir başlıktı Kullanan kişinin toplumsal durumuna ve görevine göre "kallavi", "mücevveze", "horasani", selimi", "yusufi", "örf", "kâtibi", "molla kavu¬ğu" ve "tac" gibi kavuk çeşitleri vardı Kavuk hiçbir zaman sanksız giyilmez, üzerine mutlaka kırmızı, siyah, beyaz ve yeşil renklerde sarık sarılırdı Padişah, sadrazam, vezir ve beyler değerli taşlarla süslenmiş kavuklar giyerlerdi Osmanlılar'da kavuk II Mahmud'un 1832'de fesi resmi başlık olarak kabul etmesine kadar kullanılmıştır Din adamları ise sarık sarmayı sürdürmüşlerdir Osmanlılar'da 19 yüzyıldan 20 yüzyıla kadar fes yaygın bir biçimde, resmi başlık olarak kullanılmıştır Türkler'in 16 yüzyılda Cezayirli denizciler aracılığıyla tanıdığı fes bir süre Türk denizcileri ve İstanbullu kadınlar tarafından da giyilmiştir 1827'de Koca Hüsrev Paşa kumandasında İstanbul'a gelen Osmanlı donanmasındaki gemicilerin başlarındaki fes, padişah ve ileri gelen devlet adamlarınca çok beğenilmiş ve bir süre sonra da askerlere zorunlu başlık olarak giydirilmiştir Tanzimat'tan sonra devlet memurları ve İstanbul halkınca da giyilmeye başlanan fes Cumhuriyet'in ilanının ardından 25 Kasım 1925'te çıkarılan ve Şapka Kanunu olarak bilinen yasayla kaldırıldı ve Türkiye'de genel başlık olarak şapka kullanılmaya başlandı Türkler'de kadın başlıkları da her dönemde değişiklik göstermiş, döneme, modaya ve toplumsal duruma göre birçok başlık çeşidi kullanılmıştır Kadınlar fes giydikleri dönemde fesi yemeni, yazma, tülbent, krep gibi örtülerle süslemişlerdir Öteki kadın başlıkları arasında tepelik, tas, tac gibi fazla yaygın olmayan ya da özel günlerde giyilenler de vardır Tanzimat'tan sonra yaygınlık kazanan hotoz da, saç ya da yardımcı kumaşlar ve takılar kullanılarak giyilen bir kadın başlığıydı Kaynak: Temel Britannica |
|