Periyodik Cetvel Konu Anlatımı - Periyodik Cetvel Konusu Anlatımı |
09-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Periyodik Cetvel Konu Anlatımı - Periyodik Cetvel Konusu AnlatımıPeriyodik Cetvel Konu Anlatımı - Periyodik Cetvel Konusu Anlatımı Periyodik Cetvel Konu Anlatımı - Periyodik Cetvel Konusu Anlatımı Periyodik Cetvel Konu Anlatımı Periyodik Cetvel Hakkında Bilgi Periyodik Cetvel Özellikleri Periyodik Cetvel Konu Anlatımı Bugünkü anlama yakın periyodik sistem, 1869 yılında Rus kimyacısı Dimitri Mendeleyev tarafında yapılmıştır 1877 yılında Alman bilgini Lothar Meyer de Mendeleev''den habersiz olarak bir periyodik cetvel yapmıştır Bu iki cetvel hemen hemen birbirinin aynıdır Meyer; elementleri, cetvelinde fiziksel özelliklerine göre sıralamış, Mendeleev ise elementlerin atom kütlelerini dikkate alarak artan atom kütlelerine göre cetvelinde sıralamıştır Maddenin temel birimi atomlar Tek bir cins atomdan oluşmuş, kimyasal tekniklerle ayrıştırılamayan ya da farklı maddelere dönüştürülemeyen saf maddelereyse "element" adı veriliyor Dünya üzerinde bilinen elementlerin belirli bir şekilde yerleştirildiği sistem, periyodik tablo olarak adlandırılıyor Bağıl Atom Kütlesi Bir elementin, atom kütle birimi (atomic mass units: amu) cinsinden ortalama kütlesini belirtir Bu rakam, sıklıkla elementin izotoplarının da ortalama kütlesini belirttiği için, ondalıklı bir sayıdır Bir elementin bağıl atom kütlesinden atom numarasının (proton sayısının) çıkarılmasıyla, o elementin nötron sayısı bulunabilir Atom Numarası Bir atomda bulunan proton sayısı, elementi tanımlar ve atom numarası olarak adlandırılır Atomda bulunan proton sayısı aynı zamanda, elementin kimyasal karakteri hakkında da bilgi verir Periyodik tabloda sıklıkla karşılaşılan görünüm, yandaki gibidir Burada, element simgesinin altında verilen “bağıl atom kütlesi”, proton ve nötron sayısının toplamına eşittir Element simgesinin üstünde verilen atom numarası da, proton sayısına eşit olduğuna göre, bu iki sayının farkı bize elementin nötron sayısını verir Örnek: Kalsiyumun (Ca) nötron sayısı: Bağıl atom kütlesi – Atom numarası = 40-20= 20′dir Bu gösterim, periyodik tablonun dışında, örneğin herhangi bir anlatımda elementin adı geçerken de kullanılabilir Bazı durumlarda, bu iki değerin yeri tam tersi şekilde (atom numarası altta, bağıl atom kütlesi üstte) de olabilir Ek olarak, simgenin sağ tarafında, elementin + ya da – yükü de gösterilebilir Element Simgesi: Her elemente ait bir ya da iki harften oluşan simgelerin, uluslararası geçerliliği vardır Element simgeleri hakkında detaylı bilgi için tıklayınız Elektron Dizilimi: Uyarılmamış bir atomdaki elektronların konumlarını gösterir Kimyabilimciler, temel fizik bilgilerine dayanarak, atomların elektron dizilimlerine göre nasıl davranabilecekleri konusunda fikir yürütebilirler Elektron dizilimi, bir atomun kararlılık, kaynama noktası ve iletkenlik gibi özellikleri hakkında bilgi verir Atomların son enerji düzeylerine (en dış yörüngelerine) “valans düzeyi”, burada yer alan elektronlara da “valans elektronları” adı verilir Kimyasal tepkimelerde birinci derecede önem taşıyan elektronlar, valans elektronlarıdır Bir elementin periyodik tablodaki yerine bakarak, o elementin elektron dizilimi de anlaşılabilir Aynı grupta (dikey sırada) yer alan elementlerin elektron dizilimleri büyük benzerlik gösterir ve bu nedenle de kimyasal tepkimelerde benzer şekilde davranırlar Yükseltgenme basamağı (sayısı): Bir elementin, bileşiklerinde alabileceği değerliklerdir İngilizce’deki “oxidation state” kullanımına karşılık gelmektedir Periyodik tabloda yer alan elementler, gözterdikleri belirli ortak özelliklere göre gruplar halinde inceleniyor Bu gruplar hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse: 1- Alkali Metaller: Periyodik tablonun ilk grubunda (dikey sırasında) yer alan metallerdir Fransiyum dışında hepsi, yumuşak yapıda ve parlak görünümdedir Kolaylıkla eriyebilir ve uçucu hale geçebilirler Bağıl atom kütleleri arttıkça, erime ve kaynama noktaları da düşüş gösterir Diğer metallere kıyasla, özkütleleri de oldukça düşüktür Hepsi de, tepkimelerde etkindir En yüksek temel enerji düzeylerinde bir tek elektron taşırlar Bu elektronu çok kolay kaybederek +1 yüklü iyonlar oluşturabildikleri için, kuvvetli indirgendirler Isı ve elektriği çok iyi iletirler Suyla etkileşimleri çok güçlüdür, suyla tepkime sonucunda hidrojen gazı açığa çıkarırlar 2- Toprak Alkali Metaller: Periyodik tablonun baştan ikinci grubunda (dikey sırasında) yer alan elementlerdir Sıklıkla beyaz renkli olup, yumuşak ve işlenebilir yapıdadırlar Alkali metallerden daha az tepken (tepkimelere girmeye eğilimli) karakterde olmalarının yanında, erime ve kaynama sıcaklıkları da daha düşüktür İyonlaşma enerjileri de alkali metallerden daha yüksektir Toprak elementleri ismi, bu gruptaki elementlerin toprakta bulunan oksitlerinin, eski kimyabilimciler tarafından ayrı birer element olarak düşünülmesinden gelir 3- Geçiş metalleri: Sertlikleri, yüksek yoğunlukları, iyi ısı iletkenlikleri ve yüksek erime-kaynama sıcaklıklarıyla tanınırlar Özellikle sertlikleri nedeniyle, saf halde ya da alaşım halinde yapı malzemesi olarak kullanılırlar Geçiş elementlerinin hepsi, elektron dizilimlerinde, en dışta her zaman d orbitalinde elektron taşırlar Tepkimelere giren elektronlar da, d orbitalindeki elektronlardır Geçiş metalleri sıklıkla birden fazla yükseltgenme basamağına sahiptir Çoğu, asit çözeltilerinde hidrojenle yer değiştirecek kadar elektropozitiftir İyonları renkli olduğu için, analizlerde kolay ayırt edilirler 4- Lantanidler: Geçiş metallerinin bir alt serini oluştururlar ve toprakta eser miktarda bulunmaları nedeniyle, “nadir toprak elementleri” olarak da isimlendirilirler En önemli ortak özellikleri, elektron değişiminin yalnızca 4f orbitaline elektron katılımıyla gerçekleşmesidir Özellikle +3 değerlikli hallerinde, birbirlerine çok benzeyen özellikler gösterirler Kuvvetli elektropozitif olmaları nedeniyle, üretilmeleri zordur Çoğunun iyon hallerinin karakteristik renkleri vardır 5- Aktinidler: Bu elementlerin en önemli ortak özelliği, elektron katılımının 5f orbitalinde gerçekleşmesidir Geçiş metallerinin bir alt serisi konumundadırlar ve doğada çok ender bulunabilirler 6- Transaktinidler: Aktinidleri takip eden elementlere bu ad verilir Uranyumdan daha büyük olan bu elementler, yalnızca nükleer reaktörlerde ya da parçacık hızlandırıcılarda elde edilebilirler Geçiş elementlerinin bir alt bölümüdürler Metaller ya da ametaller arasındaki yerleri, kesin olarak belirlenememiştir 7- Ametaller: Metal özelliği göstermeyen elementlerdir Metaller çözeltilerde katyonları (pozitif yüklü iyonları) oluştururken, ametaller anyon (negatif yüklü iyon) oluşturma eğilimindedir Metallerin aksine iyi iletken değillerdir ve elektronegatiflikleri çok yüksektir Metaller ve ametaller arasında özellikler gösteren bazı yarıiletken elementler, “metaloidler” olarak da adlandırılır Halojenler ve soygazlar da ametal doğadadır 8-Halojenler: Periyodik tablonun 7A grubunda bulunan, tepkimeye eğilimli ametallerdir Bu gruptaki elementlerin hepsi elektronegatiftir Elektron alma eğilimi en yüksek olan elementlerdir Doğada sert olarak değil, mineraller halinde bulunurlar Element halinde 2 atomlu moleküllerden oluşurlar Oda koşullarında flor ve klor gaz, brom sıvı, iyotsa katı haldedir Erime ve kaynama noktaları grupta aşağıdan yukarıya doğru azalır Zehirli ve tehlikeli elementler olarak bilinirler 9-Soygazlar: Periyodik tablonun en son grubunu oluşturan, tümü tek atomlu ve renksiz gaz halinde bulunan elementlerdir En dış yörüngeleri elektronlarla tamamen dolu olduğu için son derece kararlıdırlar ve tepkimelere eğilimleri de çok düşüktür Bu davranışları nedeniyle de “soygaz” adını almışlardır Atmosferde bulunurlar ve sıvı havanın damıtılmasıyla elde edilirler İlk keşfedilen soygaz, hidrojenden sonra en hafif element olan helyumdur Radon, çekirdeği dayanıksız olan, radyoaktif bir elementtir Çok düşük olan erime ve kaynama noktaları, grupta yukarıdan aşağıya gidildikçe yükselir İyonlaşma enerjileri, sıralarında en yüksek olan elementlerdir |
|