|
|
Konu Araçları |
efendimizin, kimlerdir, peygamber, torunları |
Peygamber Efendimizin Torunları Kimlerdir |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamber Efendimizin Torunları KimlerdirPeygamber Efendimizin Torunları Kimlerdir Peygamber Efendimizin Torunları Kimlerdir Zeynep Bint-i Ali b Ebî Tâlib (ra) Zeyneb binti Ali b Ebî Tâlib, Rasûlüllah (sas)’in torunudur Annesi, Rasûlüllah (sas)’ın sevgili kızı Hz Fâtıma’dır Rasûlüllah’ın vefatından yaklaşık beş yıl kadar önce dünyaya gelmiştir Zeyneb; zekî, akl-ı selîm sahibi, gayet düzgün ve edebî konuşan bir hanımdı Babası kendisini, amcasının oğlu Abdullah b Cafer’l-e evlendirdi Ondan Ali, Abbas, Ümmü Külsüm ve Avn el-Ekber adında çocukları oldu Annesi Fatımatü’z-Zehrâ’dan ve Esmâ binti Umeys’ten hadis rivayet etmiştir Hz Zeyneb, Kerbelâ’da kardeşi Hz Hüseyinle beraberdi Hz Hüseyin ve yanında bulunan yaklaşık 72 kişi şehîd edilip geri kalanlar esir alındı Esirler, Ubeydullah b Ziyad’a götürülmek üzere yola çıkarıldıklarında şehidlerin yanında geçirilmişler, bu arada kadınlar feryad edip dövünmeye başlamışlardır… Read the rest of this entry » Hazret-i Emame (ra) Peygamberimizin Torunu Anneleri Hazret-i Zeynep Babası Ebü’l As Büyükbabası Resulullah’ın devr-i saadetleri zamanında doğdu Rüşd çağına geldiğinde Hz Fatime’nin vasiyeti üzerine, “- Benden sonra Hazret-i Ali (ra) Emame ile evlensin” HzAli (ra) ile evlendi Ebül As’da aynı vasiyeti yapmıştı Düğün işlerini HzZubeyir (ra) deruhte etti Hicri 40 yılında Hz Ali şehit edilince, Muaviye Hzemame ile evlenmeği düşündü Emame ve ailesi böyle bir evliliğe karşı idiler Muaviye’nin baskı yapacağını daha önceden düşünen HzAli vefatı esnasında Muğayre İbn-i Nevfel’e vasiyet ederek, “- Benden sonra, Emame ile evlen” demişti Böyle olunca HzAli’nin vefatından sonra iddet müddeti tamam olunca HzEmame ile nikahlandı HzAli’nin (ra) düşündüğü oldu Muaviye, o zaman Medine valisi Mervan’a mektup yazarak, Emame’nin nikahına talip oldu ve bu iş içinde 1000 altın dinar sarfetmesini bildirdi Fakat Hazret-i Emame meseleyi haber alınca Mugayre’ye haber gönderdi bu işi bir an önce halletmesini bildirdi Mugayre’de Hazreti Hasan’dan müsaade alıp, Hazret-i Emame’nin nikah işini tamamladı Read the rest of this entry » Hz Hüseyin(ra) Ümm-i Hâris hazretleri anlatır: Birgün Resulullahın huzuruna varıp, bir rüya gördüğümü ve çok korktuğumu arzettiğim zaman, buyurdular ki: - Ne gördün? - Sizin vücudunuzdan bir parça kestiler, benim yanıma eklediler - İyi görmüşsün, Fatıma’nın bir oğlu olacak ve senin yanında kalacaktır Beraber mescidden çıktılar Bir müddet sonra, Hz Hüseyin dünyaya geldi Resulullah her sabah namazını kıldıktan sonra, mübarek yüzünü eshab-ı kirama çevirirlerdi Üzüntülü kimseler yüzünü görseler, mesrur olurlardı O gün sabah namazından sonra, yüzlerini döndürmeden, Hz Ali’yi çağırdılar Beraber mescidden çıktılar Eshab-ı kiram nereye, niçin gittiklerini anlayamadılar Tekrar dönerler diye oturdular İkisi Hz Fatıma’nın evine gittiler Peygamberimiz Hz Ali’ye, kapıda durup, kimseyi içeri sokmamasını emretmişlerdi Hz Hüseyin doğmuş, melekler tebrik etmek için gelmişlerdi Hz Ebu Bekir duramayıp, Hz Ali’nin evine gitti Sonra Hz Ömer, sonra Hz Osman ve bütün eshab-ı kiram Hz Ali’nin evine gittiler Read the rest of this entry » Hz Hasan (ra) Peygamber efendimizin, “Cennet gençlerinin seyyidi, efendisidir” buyurduğu, torunu Hz Hasan, 625 senesinin Ramazan ayının ortasında doğdu Peygamber efendimiz, kulağına ezan ve ikamet okuyup, ismini Hasan koydu Doğumunun yedinci günü akika olarak iki tane koç kesti Saçını da kestirip, ağırlığınca gümüş sadaka verdi Hz Hasan (ra) October 1, 2006 in Ali ibn Ebi Talib, Cennet GEnçlerininn Efendisi, Hz Hasan, Uncategorized Peygamber efendimizin, “Cennet gençlerinin seyyidi, efendisidir” buyurduğu, torunu Hz Hasan, 625 senesinin Ramazan ayının ortasında doğdu Peygamber efendimiz, kulağına ezan ve ikamet okuyup, ismini Hasan koydu Doğumunun yedinci günü akika olarak iki tane koç kesti Saçını da kestirip, ağırlığınca gümüş sadaka verdi Âlemlerin efendisi olan sevgili Peygamberimizin terbiyesiyle yetişip, büyüyen Hz Hasan, mükemmel bir tahsil ve terbiye gördü Peygamberimiz, HzHasan’ı çok sever, ona şefkatle muamele ederdi Bir defasında Hz Hasan, kardeşi Hz Hüseyin ile Resulullahın huzurunda güreşiyorlardı Resulullah efendimiz, Hz Hasan’ı teşvik buyurdular Anneleri Fatıma-tüz-Zehra, babasına dedi ki: - Ya Resulallah! Hasan büyüktür, hep onun tarafını tutuyorsunuz Hâlbuki küçüğe yardımcı olmak daha uygun değil midir? Bunun üzerine buyurdular ki: - Ya Fatıma! Cebrail aleyhisselam, Hüseyin’e yardım ediyor Ebu Eyyûb-el-Ensarî, Hasan ile Hüseyin’in, Resulullahın huzurunda oynadıkları sırada huzurlarına girince dedi ki: - Ya Resulallah! Sen bunları çok mu seviyorsun? Peygamber efendimiz de buyurdu ki: - Nasıl sevmem Bunlar benim dünyada öpüp, kokladığım iki reyhanımdır Ebu Hureyre’nin naklettiğine göre, birgün Resulullah efendimiz Hz Hasan’ı kucağına oturtmuştu O da mübarek sakallarıyla oynuyordu Resulullah efendimiz üç defa buyurdu ki: - Ben bunu çok seviyorum Sen de sev! Onu sevenleri de sev! Hz Hasan henüz akıl ve baliğ olmadan Resulullaha biat eden çocuklardandı Sekiz yaşına geldiği zaman, 632′de, önce dedesi, sonra da annesi Fatıma-tüz-Zehra vefat edince, yetim kaldı Bundan sonra da babası Hz Ali’nin terbiyesinde büyüdü Abdullah bin Sebe taraftarları fitne çıkarıp, Hz Osman’ın evini sardıkları zaman, onun imdadına gitti Babasının şehit olmasından sonra, altı ay halifelik yaptı Hz Hasan daha küçük yaştayken, Resulullah efendimizin; �Bu oğlum seyyiddir Ümit ederim ki, Allahü teâlâ onun vasıtasıyla iki tarafın arasını bulur� hadis-i şerifine mazhar oldu Cennet gençlerinin büyüğü Hz Hasan, zevcesi Cade binti Eşas tarafından, 669 senesinde zehirlenerek şehit edildi Cenaze namazını Said bin As kıldırdı Kardeşi Hz Hüseyin tarafından Medine-i münevveredeki Bakî kabristanlığına defnedildi Hz Hasan hakkında sevgili Peygamberimiz; �Hasan ile Hüseyin, cennet gençlerinin büyüğüdür Babaları onlardan efdaldir� buyurdu Hz Hasan oniki imamın ikincisidir Birincisi Hz Ali’dir Vilâyet yolunda bütün velîlere feyz ve ihsanlar, bu oniki imam vasıtasıyla gelir Onbeş erkek ve sekiz kız evladı olan Hz Hasan’ın soyundan gelenlere Şerif denir Resulullah efendimizin soyu, Hz Hasan ve kardeşi Hz Hüseyin’in çocukları ile devam etmiştir Peygamber efendimiz birgün Hasan, Hüseyin, Fatıma ve Ali�yi, abası altına alıp, Ahzâb suresinin 33 ayetini okuyup; “Ey ehl-i beytim! Allahü teâlâ sizlerden ricsi, her kusur ve kirleri gidermek istiyor ve sizi tam bir taharet ile temizlemek irade ediyor” buyurduktan sonra, şunları ilave ettiler: �Allahım! Benim ehl-i beytim bunlardır!� Her müslümanın sevmesi lazım gelen ehl-i beytten olan Hz Hasan, beyaz ve güzel yüzlü olup, yüzü Resulullaha çok benzeyen yedi kişiden birisidir Resulullah efendimize ondan daha çok benzeyen kimse yoktu Resulullaha benziyor Birgün Hz Ebu Bekir, ikindi namazını kıldıktan sonra, yolda oynayan Hz Hasan�ın yanına gitti Onu omuzlarına aldı Hz Ali�ye buyurdu ki: - Ya Ali! Sana değil de, tamamen Resulullah efendimize benziyor Bunun üzerine, Hz Ali tebessüm etti Hilm, yani yumuşaklık, rıza, sabır ve kerem, yani cömertlik sahibiydi İki defa her şeyini Allah rızası için dağıttı Bir kişinin, münacatında; �Ya Rabbî! Bana on bin altın ihsan eyle!� dediğini işitince, aceleyle evine gitti ve adamın münacatında istediğini gönderdi Bol sadaka verirdi Alış-verişlerinde pazarlık eder, ucuz almaya çalışırdı Kendisine dediler ki: - Bir günde binlerce dirhem sadaka veriyorsun da bir şey satın alırken niçin uzun uzun pazarlık edip yoruluyorsun? - Verdiklerimi Allah rızası için veriyorum Ne kadar versem yine azdır Fakat alış-verişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasıdır Aldığı bir hediyeye değerinden fazla karşılık verirdi Yirmibeş kere yaya olarak hacca gitti Birgün Abdullah bin Zübeyr ile yola çıkmıştı Bir hurmalıkta dinlendiler Abdullah bin Zübeyr dedi ki: - Ağaçta hurma olsaydı, iyi olurdu Hz Hasan, sessizce duâ etti Bir ağaç hemen yeşerip hurma ile doldu Orada bulunanlar; �Bu sihirdir� dediler Hz Hasan buyurdu ki: - Hayır, sihir değil, Resulullahın torununun kabul olan duâsı ile cenab-ı Hak yaratmıştır Hz Hasan, kızına ve yeğenlerine nasihat eder; �İlme çalışınız! Ezber zorunuza gidiyorsa, yazınız ve evlerinize götürünüz� buyururdu Aslında ben bilmiyormuşum Hz Hasan ve Hüseyin birgün çölde gidiyorlardı Bir ihtiyarın abdest aldığını gördüler Abdesti doğru almıyor, şartlarına uymuyordu Yaşlı olduğu için, �Böyle abdest sahih olmaz� demeye sıkıldılar Yanına giderek dediler ki: - Mübarek efendim! Birbirimizden daha iyi abdest aldığımızı söylüyoruz Birer abdest alalım Hangimizin haklı olduğunu bize bildirir misiniz? Önce Hz Hasan, sonra Hz Hüseyin güzel bir abdest aldılar Aldıkları abdest tamamen birbirinin aynıydı İhtiyar, dikkatle baktı ve sonra dedi ki: - Evlatlarım! Aldığınız abdestin birbirinden hiçbir farkı yok Aslında ben abdest almasını bilmiyormuşum Abdest almasını şimdi sizden öğrendim |
|