Ömrünün Son Anındadır |
09-08-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ömrünün Son AnındadırÖmrünün son anındadır Ömrünün Son Anındadır Hastadır Derin derin öksürmektedir Vuslatın kapıda beklediğinin farkındadır Birkaç günde sararan güzelim siması, ashabını derin bir sessizliğe itmiştir O’na bakan bütün gözler, yaşlarını içe akıtsa da, gözbebeklerinde toplanan tanelere hakim olamamaktadır Yanaklarından süzülen gözyaşları, O’na gözükmeden sessizce silinmektedir Aslında gözyaşları içerideki günahları da akıtır, siler ve temizlermiş… Ama o, bütün bunların ötesinde, biraz sonra çıkacağı “Büyük Huzur”un eşiğinde, 23 yıllık peygamberliğinin muhasebesindedir En Sevgili’nin, en sevdiğinin yanına ve yakınına gitmenin heyecan ve özlemi içindedir Denir ki, ölüm meleği bütün edebi, saygısı ve güzelliğiyle O’na görünür Kendisine iki şey teklif eder Ya dünyada ebedî kalmak ya da Yüce Rabbine gitmek! Ölüm meleği görevini yapar ve Peygamberimize sorar: “Rabbin sormaktadır Muhammed hangisini ister?” Ama şu cümleciğide ihmal etmez ölüm meleği: “Ey Allahın elçisi! Göktekiler seni özlemektedir!” Sevgili Rasul’ün kurumuş dudakları hafifçe aralanır Gözleri derûnî bir uzaklığın, sarsan bir âlemin açılan perdelerine bakmaktadır Dudaklarından şu cümle dökülür: “Bu kul da Rabbini çok özlemiştir!” Ötesi ne olabilir ki? Bu cümleden sonra ne yazılabilir çaresiz noktaları peşi sıra soralamaktan başka? Yazılsa yazılsa belki şu yazılabilir: “Allah’tan razı olanlar, razı edilecektir!” Doç Dr Nihat Hatipoğlu |
|