Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kaynakları, türkiye, yeraltı

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları




Ülkemiz çesitli yeralti kaynaklarinin olusturdugu çok zengin servetlere sahip bulunmaktadir Bu kaynaklarin basinda; petrol, bor, toryum, altin, krom gibi madenlerimiz gelmektedir Türkiye'de



Petrol Varligi: Dahilî ve haricî vatan hainlerinin, yillarca Türkiye'de petrolün bulunmadigi, çok az olan rezervlerin de çok derinde olmasi sebebiyle ekonomik olmadigi, ihtiyaçlari karsilamaktan çok uzak oldugu yalanlari ile ülke insani, uyutulmaya çalisilmistir

Türkiye, güneyde, doguda, kuzeydoguda, kaliteli ve çok büyük petrol rezervlerine sahip ülkelerle komsu bulunmaktadir Bulundugu cografî konum itibariyle petrol olmadigini iddia etmek ya akil noksanligina ya da vatan hainligine delâlet eder Türkiye petrolündeki oyunlar, ikinci sikki temsil eden ihanet çetesinin eseridir

Ankara Ticaret Odasi (ATO) Baskani sayin Sinan Aygün 04032002 tarihli bir mektupla, Devlet Güvenlik Kurulu (DGK) üyesi ve Genelkurmay Baskani sayin org H Kivrikogluna "Petrol ve Türkiye Üzerine Oynanan Oyunlar" basligini tasiyan resmî bir rapor sunmustur Sayin Aygün, ATO'nun yayinlarindan (kitaplardan) bazilari ile bu mektubu ve raporu bize de göndermek lütfunda bulunmuslardir Kendilerine tesekkür ve saygilarimi sunarim Rapordaki çok önemli gerçekleri, özetler halinde sunuyorum: "

En güvenilir yöntem olan uzaydan, uydu vasitasiyla yapilan arastirmalarda, yerküresinin haritasi çikarilmistir ve 5000 metre derinlerde, çok büyük rezervler tespit edilmistir Bu rezervlerin büyük bir kismi ise Türkiye topraklari üzerindedir Nitekim bu tespitler birçok kaynak tarafindan da dogrulanmistir 1970'li yillarin ortalarinda dünyanin dev petrol sirketleri, Türkiye üzerinde uzaydan uydu ile petrol arastirmasi yapmislardir (genelkurmayin izni ile) Arastirma sonucunda Türkiye'nin 5000-5500 metre derinliklerinde, çok zengin petrol yataklarinin oldugu ortaya çikmistir Türkiye'de 20 yil müddetle Shell firmasinin Arastirma Genel Müdürlügünü yapmis olan Antony Hages sunlari söylemistir:

"Petrol ile ilgilenen herkes bilir ki; Türkiye, bir petrol okyanusu üzerinde oturmaktadir" Türkiye'de büyük rezervler oldugunu ortaya koyan tespit ve açiklamalar vardir Bunlardan birkaç örnek: -Hakkâri'de TPAO-Avusturya ve ABD tarafindan açilan ve "burada petrol yok" denilen kuyuda, son derece yüksek ve kaliteli rezerv bulundu
-Arce sirketi tarafindan 10 yil önce kapatilan kuyuda, Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgesinin en zengin yatagi bulundu (Cumhuriyet Gazetesi)
-Hava Kuvvetleri Komutani, Cumhur Asparuk: "Birakin Afganistan'i, Türkiye'ye bakin Dünyanin en zengin petrol yataklarinin Türkiye'de oldugunu biliyor musunuz?" (Star Gazetesi) -Ceylanpinar yakinlarinda 25 milyar varillik rezerv tespit edildi
-Adiyaman bölgesinde yüksek basinçli ve çok zengin dogalgaz yatagi bulundu
-Flash TV'de bir açik oturuma konuk olarak katilan Prof Dr Anil Çeçen, su bilgiyi vermistir: "Zamanin Cumhurbaskani Cevdet Sunay'a Sovyetler Birliginin o devirdeki Ankara Büyükelçisi, uzaydan yaptiklari arastirmalarda, Türkiye'nin çok zengin petrol yataklarini tespit ettiklerini ve bunlarin birlikte çikarilip isletilmesini teklif etti"
-Hakkâri ilinde, 3000 metre derinlikte Shell firmasinin 1991 yilinda açtigi ve "burada petrol yok" diyerek terkedilen kuyuda, zengin petrol damarina rastlanmistir -Geophysical Institute of Israil adli sirket, yaptigi arastirmalarda Trakya'da çok zengin dogalgaz, Diyarbakir'da ise petrol sahalari oldugunu açiklamistir
-TPAO'nun 20 yil önce terkettigi kuyulari alan özel sektörümüz, halen basarili bir sekilde isletmektedirler Basta DPT olmak üzere TPAO yetkilileri de halkimizi, Türkiye'de petrol olmadigina inandirmaya çalismaktadirlar DPT, Türkiye'de petrol çikarilmasinin son derece pahali ve riskli oldugunu söylemektedir Bütün gerçekler ortadayken bu nasil bir söylemdir? Halbuki dünya petrol devletleri sunlari söylemektedir:

"TÜRKIYE, TÜRKLERE BIRAKILMAYACAK KADAR, KIYMETLI BIR ÜLKEDIR" Bes sahifelik rapordan alinan bu gerçekler göstermektedir ki; resmî bilgi ve kaynaklara göre Türkiye, dünyanin en zengin petrol rezervlerine sahip bulunmaktadir

Bor Madenleri Kaynagi: Son zamanlarda gelisen teknoloji, bor mineralini bütün sanayi dallarinin, vazgeçilmesi mümkün olmayan ve alternatifi de bulunmayan temel girdileri konumuna getirmistir Petrolün alternatifi bor cevheridir Fakat borun su anda bir alternatifi yoktur ve olacagi da mümkün görülmüyor Yeralti kaynaklarimizin basinda bor cevheri gelmektedir Dünya bor rezervinin % 80'den fazlasina sahip bulunmaktayiz Rezerv ve kalite yönünden dünyada tekel durumundayiz

Bazi ileri teknoloji ürünlerinin (bilgisayar, cep telefonu vs) imalinde, uzay sanayiinde Türk borlari, olmazsa olmaz bir öneme sahiptir Türk bor kaynaklari, dünyanin asgarî 400 yillik ihtiyacini karsilayacak kapasitededir Bu bilginin sahibi olan konunun arastirmaci ve uzmanlarina göre, Anadolu'daki bu madenin miktari 10 milyar ton civarindadir (Bugünkü fiyatlara göre 15-20 trilyon dolar) Bu çok degerli cevher, ülke topraklarinin altinda, bu azîz milletin kalkinma ve refahina sunulmayi dört gözle beklemektedir Dahilî ve haricî ihanet çeteleri, petrolde oldugu gibi bu serveti de esir almis bulunmaktadirlar

Isletilmeyen, isletilmesine mani olunan madenlere "esir madenler" denilmektedir Bor; sanayinin her dalinda, su anda 450 çesitten fazla mamül maddenin üretiminde kullanilmaktadir Dayanikliligi ve sertligi saglamada, ara ürün olarak kullanilmaktadir Isiya son derece dayaniklidir ABD roketlerinde Türk borlari kullanilmaktadir Radar dalgalarini emdigi, absorbe ettigi için hayalet uçaklarinin imalinde kullanilmaktadir Sadece ABD de 600'den fazla proje, bor'un yakit olarak kullanilmasi ile ilgili patent almistir Borla çalisan otomobiller üretime girmistir "Bor minerali, ayni zamanda alternatif yakit teknolojisinin birincil arastirma ve kullanim kaynagidir Hava, ulasim ve savas uçaklari ilk defa ses üstü hizlara borlu yakitlar sayesinde ulasmistir Savas basligi tasiyan füzelerin kullandigi yakit, uzaya gönderilen uydulari yörüngelerine tasiyan ve oturtan roket motorlari, borlu yakitlar kullanirlar Yapilan arastirmalar bor mineralinden sifir emisyonlu, çevre dostu bor motorlarinin üretim ve kullaniminin önünü açmistir

Bor, Ingiltere, Fransa ve özellikle ABD'de askerî arastirmalarin yogunlastigi bir mineraldir Son yillarda borun problemsiz bir yakit olarak, özellikle süpersonik ve hipersonik hizlara ulasan uçaklarda kullanildiginda süphe yoktur (Bor Gerçegi) isimli eserin ön sözünden-Eti Holding Bas Müf MM Çinki"

Altin Varligimiz: "Türkiye, günümüzde isletilebilir önemli miktarda altin rezervine sahip oldugu halde, bunlardan yararlanamayan dünyadaki tek ülkedir Oysa bilinen sahalarin isletmeye alinmasiyla Türkiye, Avrupa'nin en fazla altin üreten ülkesi olma potansiyeline sahiptir Söz konusu potansiyel, devreye sokuldugunda ortalama 160 ton/yil altin ithalatimizin tamami, yurt içindeki üretimle karsilanabilir hale gelecektir Türkiye, altin potansiyelinin tahmini amaciyla yapilan arastirma sonucuna göre 6500 ton ve üstü rakamlara ulasabilecegi hesaplanmistir 6500 tonluk rezervin (300 dolar/ONS) fiyatiyla degeri, yaklasik 70 milyar dolardir Ülke ekonomisinde yaratacagi katma deger ise bunun 5-6 katina kadar çikabilir"

Krom (Kromit) Varligimiz: Bu maden, ülkemizin önemli yeralti kaynaklarindan biridir Krom üretimi bakimindan dünyanin önde gelen ülkeleri arasindayiz Dünya rezervinin %10'u Türkiye'de bulunmaktadir Bulgular, bu payin %10'un üzerine çikabilecegi yönündedir ½unu kesinlikle unutmamamiz gerekir Maden varligimiz yabancilar tarafindan arastirilip tespit edilmis ancak daima, kasten, bilerek rezervler düsük gösterilmistir Tipki verimli petrol kuyularinin, "petrol yok" yalani ile kapatildigi gibi Onun için bugün, ülkede bilinen ve tespit edilen maden varligimiz daha genis rezervler ihtiva etmektedir Borda Türkiye, dünyada tekel durumunda oldugu halde yabanci sirketler kasten, "Türkiye'de bor tükenmistir, çok az rezerv vardir" vs gibi yillarca rapor yayinlamislardir "Krom cevheri, dünya sanayiinin vazgeçilmez bir üretim girdisidir Atmosfer korozyonuna, kimyasal etkilere, asinmaya karsi yüksek direnç göstermesi, çok sert olmasi sebebiyle çelik ve öteki minerallerin korunmasinda kaplama olarak yaygin bir sekilde kullanilir Silâh sanayiinin, ikamesi olmayan çok önemli bir girdisidir" Türkiye, dünyanin en büyük kromit ihraç eden ülkesidir Türk kromitleri, dünya krom pazarlarinda her zaman üst seviye fiyatlarla talep edilen, kaliteli, metalürjik kalite cevherler olarak aranmaktadir Ülkemizin, bu cevherden maksimum fayda saglayabilmesi için, kaynaklarin (ferrokrom ve paslanmaz çelik) üretimine yönlendirilmesi, bu sanayinin acilen kurulmasi sarttir Türkiye'nin, paslanmaz çelik tüketimi 100000 ton/yil civarindadir (Yillik 200 milyon- 1 milyar dolarlik ithalat söz konusudur)

Toryum Varligimiz: Bu maden, roket ve uçaklarin imalinde, seramik ve elektrik aletleri yapiminda, aydinlatmada kullanilmaktadir Çok önemli kullanildigi alan ise nükleer enerji sanayiidir Nötron absorbsiyonu ile (uranyum-223'e) dönüstürülerek nükleer enerji kaynagi olarak kullanilmaktadir Dünya toryum rezervinin büyük (1/2) bir bölümüne sahip olmamiza ragmen, uzun yillardan beri bir türlü nükleer santraller insa edemedik Çünkü; birileri, "nükleer santralleri içine sindirememektedir" Disaridan pahali enerji ithali, sanayiye en pahali enerji satmayi, halkin fakirlesmesini içlerine çok güzel sindirmektedirler Enerji açiginin kapatilmasi için acilen bu santrallerin de devreye girmesi, millî bir borçtur


Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları





Türkiye'nin yeraltı kaynakları, Enerji Hammaddeleri (kömür, bitümlü şeyl, petrol), Süstaşları, Türkiye'nin Özel Mineral ve Taşları, Metalik Madenler ve Endüstriyel Hammaddeler şeklinde 5 başlık altında sunulmaktadır Ayrıca yine bu bölümde Türkiye'nin Madencilik Tarihi'ne ışık tutan materyaller sergilenmektedir




ENERJİ HAMMADDELERİ


Enerji hammaddelerinin büyük bölümünü, kömür, petrol, doğalgaz gibi (bitkisel ve hayvansal kökenli) fosil yakıtlar oluşturmaktadır Ancak son zamanlarda, jeotermal enerji kaynakları ile nükleer yakıt hammaddesi olarak kullanılan uranyum ve toryum mineralleri de enerji hammaddesi olarak kabul edilmektedir

Bu bölümde gaz halinde bulunan doğalgaz ile sıcak su-buhar halinde olan jeotermal kaynaklar dışındaki enerji hammaddeleri sergilenmektedir Türkiye'de enerji hammaddelerine dayalı olarak çeşitli elektrik santralleri ve petrokimya sanayi tesisleri faaliyet göstermektedir Ayrıca enerji hammaddeleri, sanayi tesislerinde, ısınmada ve ulaşım araçlarında çok yaygın bir şekilde kullanılmaktadır
Bu bölümde Türkiye'nin enerji hammaddeleri yeralmaktadır Radyoaktif mineraller, kömür, petrol, bitümlü şeyl, asfaltit vb

KÖMÜR NEDİR?
Kömür; bitkisel kökenli organik maddeler ve inorganik bileşenlerden oluşan tortul bir "kayaç"tır Bataklıklarda bitki ve ağaç kalıntılarının üst üste yığışarak çökelmesi ve milyonlarca yıllık bir süreç içerisinde kimyasal ve fiziksel etkilerle değişime uğraması sonucu oluşur

KÖMÜRLEŞME OLAYI
Kömürleşme; bir kömürü oluşturan organik madde birikimine, basınç ve sıcaklık etkidiğinde bu maddede meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişimlerin tümüdür Ortamdaki basınç ve sıcaklığın artmasına bağlı olarak bu organik maddenin bünyesindeki su, uçucu maddeler (CO2 , CO , O2 , CH4 , NOx , SO2 , H2S , H2 vs) azalmakta, karbon oranı, kalori değeri (antrasit seviyesine kadar) artmaktadır Burada ideal fiziksel ve kimyasal değişimlere bağlı olarak aşağıdaki kömürleşme seviyeleri ("rank") görülmektedir
Turba - Linyit- Alt Bitümlü Kömür -Bitümlü Kömür(Taşkömürü)- Antrasit -Grafit


Ok yönünde, metamorfizma şiddeti (basınç + sıcaklık etkisi ) artmakta,
Karbon yüzdesi ve kalori miktarı artmakta,
Buna bağlı olarak su ve uçucu maddeler azalmaktadır

RADYOAKTİF MİNERALLER
Birçok mineralin kimyasal bileşiminde yer alan Toryum ve Uranyum, yer kabuğunun doğal radyoaktif 2 elementidir Uranyum'un nükleer parçalanmasını kontrollü bir şekilde kullanan insan, Uranyum'dan büyük miktarda enerji elde eder Radyoaktif mineraller, nükleer santrallerde enerji üretmek için çok aranan minerallerdir Dünyadaki Uranyum üretimi yaklaşık olarak yılda 50000 ton civarındadır 10cm çaplı(yaklaşık 1kg) bir Pehblend (Uraninit) minerali nükleer santralde kullanıldığında elde edilen enerji 12 ton kömürden elde edilen enerjiye eşittir

SÜSTAŞLARI
Süstaşları, ya da diğer bir deyişle kıymetli ve yarı kıymetli taşlar, tarih öncesi çağlardan beri, güzellik, zenginlik ve güç simgeleri olarak kullanılmışlardır
Süstaşları doğal olarak oluşan minerallerdir Ancak onları diğer minerallerden ayıran bazı temel özellikler vardır Bunlar, dayanıklılık, güzellik ve az bulunabilirliktir (nadirlik) Bu temel kriterlerin dışında, taşınabilirlik, şeffaflık, kesilebilirlik, parlatılabilirlik, ışık yansıtma, renk oyunları ve bünyesinde safsızlıklar içerme gibi bazı özellikler de taşların değerlerini belirleyen ve artıran diğer unsurlardır
Süstaşları sınıflamalarında kıymetli taşları, yarı kıymetli taşlardan ayıran kesin bir tanımlama yoktur Yüzyıllardan bu yana sürüp gelen geleneğe göre, elmas, zümrüt, safir, yakut kıymetli taşlar, diğerleri ise yarı kıymetli taşlar olarak kabul edilirler
TÜRKİYE'NİN ÖZEL MİNERAL VE TAŞLARI
Bu bölümde, bulunuşu itibarıyla mineraller dünyasında Türkiye adı ile birlikte anılan, lületaşı, oltutaşı, şeffaf kristal diyaspor, kemmererit gibi mineraller sergilenmektedir
Ayrıca, isimlerini Anadolu'daki antik yerleşim yerlerinden alan mineraller de bu bölümde yer almaktadır Örneğin İstanbul'da Kalkedon'dan kalsedon, Muğla'da Alabanda'dan almandin, Manisa'da Sardis'den sard, Bandırma'dan pandelmit vb gibi

METALİK MADENLER
Metalik Madenler; demir, krom, alüminyum, bakır, kurşun, çinko, antimuan altın, gümüş vb gibi bir çok yararlı metal ürünün kaynağını oluştururlar Doğada metalik cevher mineralleri genellikle, gang mineralleri adı verilen ve metal elde edilmesinde istenmeyen bileşenlerle birlikte bulunurlar Bu nedenle metalik madenler, ergitilmeden önce kırma, öğütme ve çeşitli zenginleştirme işlemlerinden geçirilirler

Bu bölümde yurdumuzda işletilen önemli metalik madenler sergilenmektedir Türkiye'de metalik madenlere dayalı olarak, demir-çelik, alüminyum, krom kimyasalları-ferrokrom, bakır ve gümüş sanayi tesisleri kurulmuştur Ayrıca altın, kurşun, çinko, antimuan gibi metalik madenlere yönelik olarak üretim yapan çeşitli tesisler faaliyet göstermektedir


ENDÜSTRİYEL HAMMADDELER
Endüstriyel Hammaddeler; bor, trona (doğal soda), mermer, feldispat, kil, kaolen, bentonit, sepiyolit, manyezit, tuz, perlit, pomza, alçıtaşı, sölestin vb gibi metalik olmayan madenlerdir Günlük yaşamımızda sıkça kullandığımız, seramik, cam, yapı, kimya vb gibi bir çok sanayi ürününün elde edilmesinde ana girdi olan endüstriyel hammaddeler, metalik madenlere oranla daha kolay ve basit işlemlerden geçirilerek kullanıma sunulurlar

Bu bölümde yurdumuzda işletilen önemli endüstriyel hammaddeler sergilenmektedir Türkiye'de endüstriyel hammaddelere dayalı olarak, kimya, seramik, refrakter, cam, çimento, yapı-boya sanayi ve ticari tesisleri faaliyet göstermektedir
Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü Web Sitesinde Alınmıştır



Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları




Sanayi sektörüne ham madde sağlayan madencilik sektörü bu yönüyle ülkemizin temel taşı olan sektörlerinden biridir Çeşitlilik ve rezerv açısından oldukça zengin maden yataklarına sahip olan Türkiye, birçok madende dünyanın en büyük rezervlerine sahiptir Dünya maden sektöründe rekabet gücümüzün yüksek olduğu en önemli madenlerimiz bor, toryum, linyit, mermer, manyezit, nadir toprak elementleri, zeolit, trona, barit, feldispat ve sodyum sülfattır

Endüstriyel minerallerde dünya rezervlerinin yüzde 25’i, dünya bor mineralleri rezervlerinin yüzde 62’si, bentonit rezervlerinin yüzde 20’ si ve perlit rezervlerinin de yarısından çoğu ülkemizde yer almaktadır

Türkiye’de petrol ve kömür dışında 4,400 maden yatağı bulunmaktadır Bu kaynaklardan elde edilen madenler sanayi sektöründe ham madde olarak kullanılmakta, üretim fazlası ihraç edilmektedir

Bugün, Türk madencilik sektöründe 53 farklı maden ve mineralin üretimi yapılmaktadır Madenlerimiz; ’’endüstriyel ham maddeler’’, ’’metalik madenler’’ ve ’’endüstriyel ham maddeler’’ olarak gruplandırılır

Türkiye’de madenciliğin yüzde 85’i kamu sektörü, yüzde 15’i özel sektör tarafından yapılmaktadır Başlıca üreticiler Eti Holding AŞ Türkiye Taş Kömürü İşletmesi (TKİ), Karadeniz Bakır İşletmeleri (KBİ), Türkiye Demir Çelik İşletmesi (TDÇİ), Tekel, Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) ve özel sektördür Üretimde; kamu sektörü mineral yakıtlar ve metalik cevher üretiminde ağırlıklı iken özel sektör endüstriyel ham madde üretiminde yoğunlaşmıştır

Bor Mineralleri
Çok geniş kullanım alanına sahip olan bor mineralleri ve kimyasallarının kullanıldığı sanayi dalları cam ve seramik sanayi, temizleme ve beyazlatma sanayi, yanmayı önleyici madde yapımı, tarım, metalurji ve nükleer uygulamalardır

Türkiye dünya bor rezervlerinin üçte ikisine sahiptir Bor minerallerinin görünür rezervi 640 milyon tonun üzerinde muhtemel rezervi ise 870 milyon tonun üzerindedir En büyük tinkal yatakları Eskişehir’in Kırka bölgesinde yer alır Kolemanit cevheri Kütahya-Emet, Balıkesir-Bigadiç ve Bursa-Kestelek bölgelerinde yer alır

Ülkemiz bor minerali üretiminde ABD’nden sonra dünyada ikinci büyük üreticidir Ülkemizde üretilen bor minerallerinin yüzde 10’u doğrudan mineral olarak kullanılırken, geriye kalan kısmı bor türevlerinin üretimi için kullanılmaktadır

Türkiye, bor minerali ihracatında ham maddenin yanısıra asitborik, susuz boraks, boraks pentahidrat, boraks dekahidrat ve sodyum perborat gibi rafine ürünler ihraç etmektedir Bor tuzlarının Türkiye’deki tek üreticisi ve ihracatçısı Eti Holding AŞ’dir Etibank’ın ham bor üretimi B2O3 bazında 450000 ton/yıl civarındadır Bu üretimin yaklaşık yüzde 50’si kolemanit, yüzde 20’si üleksit ve yüzde 30’u tinkal konsantresi olarak gerçekleştirilmektedir Üretimin bir kısmı Kırka ve Bandırma’da kurulu bor türevleri tesislerinde pentahidrat, dekahidrat, borik asit ve sodyum perborata dönüştürülmektedir 2000 yılı bor ve türevlerine ait üretim incelendiğinde üretimin yüzde 51’inin ham bor yüzde 35’nin ise rafine bora ait olduğu görülmektedir

Tabii boratlar ihracatımız 2001 yılında bir önceki yıla göre yüzde 16 azalma göstererek 96 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir ABD, İtalya, İspanya, Hollanda, Japonya ve Çin önemli alıcı ülkeler olarak dikkat çekmektedir

Kromit
Metalik cevherler grubunda yer alan krom, özellikle metalurji, kimya, refrakter ve döküm sanayilerinin ana ham maddesidir

Dünya kromit madenciliğinde yüzde 6’lık üretim payı ile dikkati çeken ülkemiz 25 milyon tonluk rezerve sahiptir Türkiye’nin halen 2 000 000 ton/yıl tüvenan krom cevheri ile 160000 ton/yıl ferrokrom üretim kapasitesi mevcuttur Üretim ve ihracatta en önemli ürün ferrokromdur

En önemli yataklar Elazığ–Guleman, Erzincan-Kopdağ, Köyceğiz-Fethiye, Muğla, Eskişehir, Karsantı-Pozantı- Adana, Harmancık, Orhaneli-Bursa ve Pınarbaşı-Kayseri’ de bulunur

2001 yılında krom ihracatımız 24 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir En önemli pazarlar Rusya, Norveç, Ukrayna ve Slovakya olmuştur Ferrokrom ihraç ettiğimiz en önemli pazarlar ise ABD, Hollanda ve Belçika’dır

Manyezit
Özellikle ısıya dayanıklı refrakter malzeme yapımında kullanılan manyezit, ülkemizin dünya maden sektöründe rekabet edebileceği madenlerden biridir Dünyadaki önemli rezervlerden birine sahip olan Türkiye’nin manyezit rezervi 168,4 milyon tondur Bu rezervin büyük bölümü Kütahya-Eskişehir üçgeninde yoğunlaşmaktadır Bunun yanısıra Erzincan ve Çanakkale’de de mevcut yataklar bulunmaktadır

Türkiye’de en önemli manyezit üreticisi Kümaş Kütahya Manyezit İşletmesidir Çitosan Konya Krom Manyezit Tuğla Sanayi’de diğer önemli üreticilerden biridir
İhraç ettiğimiz manyezit ürünleri arasında tabii magnezyum karbonat ve ateşe dayanıklı tuğla en büyük paya sahiptir

2001 yılında manyezit ihracatı yüzde 3’lük artışla 36 milyon dolar olarak gerçekleşirken, Avusturya, Ukrayna, İran ve İspanya en önemli alıcı ülkeler olmuştur

Bakır
Endüstride yaygın olarak kullanılan bakırın başlıca kullanım alanları, elektrik-elektronik, inşaat, ulaşım, kimya, kuyumculuk ve boya sektörleridir

Türkiye’nin görünür bakır rezervi 3,7 milyon ton metal bakır, toplam rezerv miktarı ise 15,8 milyon tondur Türkiye bakır rezervi bakımından üç önemli bölgeye sahiptir; Doğu Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Trakya

Bugün Türkiye’nin bakır cevheri üretiminin büyük bir çoğunluğu özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir En önemli üretici aynı zamanda blister bakırın tek üreticisi olan Karadeniz Bakır İşletmeleridir Çayeli Bakır İşletmesi, Etibank Küre Bakırlı Pirit İşletmeleri de bakır üretimi yapan diğer önemli işletmelerdir

2001 yılı bakır cevherleri ve konsantrelerine ait ihracatımız 34 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, Bulgaristan Japonya, Çin ve Finlandiya en önemli pazarlar olmuştur

Çinko
Çinko, kullanım açısından demir dışı metaller içerisinde alüminyum ve bakırdan sonra gelen en önemli üç metalden birisidir En çok galvanizlemede kullanılmakla beraber, pirinç alaşımı ile döküm kalıpları yapımı, çinko oksit yağlı boya ve lastik üretimi kullanıldığı diğer alanlardır

Türkiye’nin çinko rezervi yaklaşık 2,7 milyon tondur Türkiye’nin dünya çinko rezervindeki payı yüzde 2,07 olmasına karşın cevher üretimi ancak yüzde 0,28 civarındadır Oksitli cevher yatakları Orta Toroslarda Zamantı (Kayseri-Niğde-Adana) bölgesinde yer alır Ayrıca Konya, Malatya, Bingöl ve Bitlis’te küçük rezervler bulunmaktadır

Türkiye’de yılda yaklaşık 40000 ton çinko metali üretme kapasitesine sahiptir Bu üretimin yarısı iç piyasada tüketilmekte, kalanı ise ihraç edilmektedir İhracat, üretimdeki artışa parelel olarak artış göstermektedir Ülkemizdeki en önemli çinko üreticisi Çayeli Bakır İşletmeleri’dir

2001 yılında 18 milyon dolarlık çinko cevheri ve konsantreleri ihraç edilmiştir İhracatta Yunanistan, Belçika-Lüksemburg, Bulgaristan ve Finlandiya ilk sıralarda yer almaktadır

Feldispat
Feldispat cam sanayii, seramik sanayi, kaynak elektrodları ve boya sanayinde kullanılan önemli bir endüstriyel ham maddedir

Türkiye 130 milyon tonluk rezervle dünya toplam rezervleri içinde yüzde 10’luk paya sahiptir Önemli feldispat yatakları Manisa, Demirci, Kütahya-Simav, Aydın-Çine ve Muğla-Milas bölgelerinde yer alır

Türkiye’de feldispatın büyük bir kısmı özel sektör tarafından üretilmekte ve yüzde 90’ı ihraç edilmektedir Feldispat ihracatında, ihraç edilen en önemli ürün ham feldispatın dışında öğütülmüş feldispat ve yüzdürülerek arıtılmış feldispattır
1990 yılından itibaren düzenli bir şekilde artan feldispat ihracatımız 1999 ve 2000 yılındaki artışın aksine 2001 yılında yüzde 30’luk düşüşle 27 milyon dolar olmuştur Feldispat ihracatı yaptığımız ülkeler arasında İtalya, İspanya ve Endonezya ilk sırada yer almaktadır

Mermer ve Diğer Doğal Taşlar
Türkiye’nin görünür, muhtemel, mümkün doğal taş rezerv toplamı 5,2 milyar m3-13,9 milyar ton civarındadır Bu rezervin büyük bir bölümü Afyon, Balıkesir, Muğla, Eskişehir, Denizli, Tokat, Çanakkale, Konya, Bilecik, Kırşehir ve Elazığ illerinde bulunur

Türkiye’de üretilen mermer çeşitleri arasında Afyon Beyazı, Bilecik Pembe, Marmara Beyazı, MKemalpasa Beyazı, Karacabey Siyah, Elazığ Vişne, Denizli Traverten ve Trakya Graniti örnek verilebilir

Ülkemizde mermer üretiminde faaliyet gösteren 20 civarında entegre tesis, orta büyüklükte 40 işletme ve 1500 civarında irili ufaklı atölye yılda 1,2 milyon ton mermer işletmektedir

Mermer, blok veya kesilmiş-parlatılmış olarak ihraç edilmektedir İhracat değerlerinde katma değeri en yüksek ürün işlenmiş ürünlere aittir Sektörün ihracat potansiyeli, yatırımlara paralel olarak hızla gelişmektedir Özellikle işlenmiş mermer ihracatı sürekli artış içindedir 2001 yılında toplam doğal taş ihracatımız bir önceki yıla göre değer bakımından yüzde 20 oranında artarak 223 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir Bu değerin 154 milyon doları işlenmiş mermere, 53 milyon doları blok mermer ihracatına, 16 milyon doları ise granit ve diğer sert taşların ihracatına aittir İşlenmiş mermer ihracatında en önemli pazarlar ABD, İsrail, Türkmenistan, Suudi Arabistan ve İspanya olmuştur

Ham-plaka ve blok mermer ihracatın en fazla artış gösterdiği ürün grubudur Bu ürünlerin 2001 yılı ihracatı, yüzde 77’lik artışla 53 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir İspanya, İtalya, Çin ve Almanya en önemli pazarlardır

2001 yılında 16 milyon dolarlık granit ve sert taş ihracatı gerçekleştirilmiştir Bu ürünlerde en önemli alıcı ülkeler Almanya, İtalya ve Yunanistan olmuştur Granit, ihracatı yeni gelişmekte olan bir sektör olmakla beraber bu alandaki yatırımların artmasıyla, ihracat değerlerinde de artış beklenmektedir

Pomza
Türkiye, pomza rezervleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir Araştırma yapılmış alanlarda yaklaşık 3 milyar m3’lük pomza rezervi olduğu tahmin edilmektedir Rezervler İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaşmıştır Mevcut yataklar Orta Anadolu’da özellikle Ürgüp Avanos ve Kayseri’nin Talas-Tamarza-Develi bölgesinde yoğunlaşmıştır Ayrıca Doğu Anadolu bölgesinde Bitlis, Van, Ağrı, Kars, Ankara, Isparta ve Muğla illerinde bulunur

Tekstil sektöründeki eğilimlere bağlı olarak değişim gösteren pomza taşı ihracatımız, tekstil sektöründeki daralmanın etkisiyle düşüş trendine girmiştir 2001 yılı pomza ihracatımız 5 milyondolar olarak gerçekleşmiştir İhracat yaptığımız önemli ülkeler Hollanda, ABD Fas ve Tunus’tur

Barit
Türkiye dünya toplam barit rezervinin yüzde 2,1’ine sahiptir Bu rezervler dövülmüş, ufalanmış veya ham, iyi kalitede barit içerir Barit yatakları Konya, Maraş, Muş, Antalya ve Kütahya’da yer alır

En önemli barit tüketicilerinin yakınında yer alan Türkiye, ihracat için iyi imkanlara sahiptir 2001 yılında barit ihracatımız mevcut pazarlara artarak devam etmiş, Rusya, Suriye, Yunanistan ve Romanya ilk sıralarda yer almıştır

Bentonit ve Kaolin
Türkiye’de bilinen bentonit yatakları Edirne-Enez, Çankırı, Tokat-Reşadiye, Ankara-Kalecik ve Giresun-Tirebolu’da bulunur Türkiye’de dövülmüş bentonit üretimi geçen 20 yıl süresince düzenli olarak artmıştır 2001 yılı bentonit ihracatında, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya ilk sıralarda yer alan pazarlarımızdır

Başlıca kaolinit grubu kil minerallerinden oluşan bir kayaç olan kaolin özellikle seramik, kauçuk, çimento ve kozmetik sanayinde genellikle dolgu ve kaplama maddesi olarak kullanılmaktadır

Türkiye’deki kaolin rezervleri Marmara Bölgesinde Balıkesir ilinde, Nevşehir, Bolu Niğde, Çanakkale, Eskişehir ve Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alır

2001 yılı kaolin ihracatı 5 milyon dolar olarak gerçekleşirken, İspanya, Tunus ve Birleşik Arap Emirlikleri önemli pazarlarımız olmuştur

Selestit (Stronsiyum Sülfat)
Türkiye’nin bilinen ekonomik yatakları Sivas’ın Akkaya köyündedir Görünür rezerv 600000 ton ve toplam potansiyel rezerv 2 milyon tonun üzerindedir

Türkiye selestit ihracatı, dünya selestit ihracatının büyük bir bölümünü oluşturur
Türkiye’de ki en önemli üretici firma Barit Maden AŞ’dir ve üretimin tamamını ihraç etmektedir

2001 yılında selestit ihracatımız bir önceki yıla göre büyük bir artış gösterek 4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir G Kore, Almanya, Japonya ve Hindistan alıcı ülkeler olmuştur

Perlit
Dünyadaki perlit rezervlerinin yarısından çoğu Türkiye’de bulunur En önemli perilt yatakları; Cumaovası, Manisa, Biga, Soma, İzmir-Dikili, Konya ve Erzincan- Mollaköy’de bulunmaktadır

2001 yılında 3 milyon dolar olarak gerçekleşen perlit ihracatında Belçika-Lüksemburg, Hindistan ve Fransa ilk sıralarda yer almaktadır

Diğer Önemli Maden ve Mineraller
Türkiye zengin endüstriyel madenlere sahiptir Ticari olarak üretilen diğer maden ve mineraller; refrakter ve seramik killeri, alçı, sepiyolit, diatomit, zeolit, kükürt, kurşun, gümüş, antimon, alüminyum cevheri, alçıtaşı, fosfat, tuz, sodyumsülfat, kuvars, endüstriyel kum, dolomit, talk, wollastonit, kıyanit, kalsit, zımpara taşı ve kalsiyum florittir


Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları




PETROL hayatın her alanında Hiçbir enerji kaynağı şimdiye kadar insanoğlunun yaşamına petrol kadar dâhil olmamıştır Petrolü ya hammadde ya da doğrudan enerji kaynağı olarak kullanmaktayız Polyesterden plastiğe, ilaç hammaddesinden makyaj malzemelerine, tarımdan bilgisayar çipine varıncaya kadar günlük hayatta kullandığımız hemen her şeyin üretiminde petrol hammadde olarak kullanılmaktadır Bunun yanında ham petrolün rafinerilerde işlenmesinden elde edilen petrol ürünleri de yakılmak suretiyle ısı ya da güç elde etmede kullanılmaktadır Gelişmiş ülkeler ve uluslararası organizasyonlar daha bundan bir kaç yıl öncesine kadar petrolün ekonomideki öneminin artık azaldığını ve eskiden olduğu gibi petrol arzındaki şokların ekonomiyi fazla etkilemeyeceğini iddia ediyorlardı Oysa petrole olan talep gittikçe artıyor Önümüzdeki yıllarda talep artışının en çok gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin edilse de, gelişmiş ülkelerin petrol bağımlılığında bir azalma beklenmiyor

Arzı kısıtlı olsa da petrole olan talep artmaya devam ediyor: Halen dünyamızda 12 günde bir 1 milyar varil petrol tüketiyoruz Bugün en iyi şartlarda tükettiğimiz her iki varil başına ancak bir varil petrol keşfediyoruz ve ucuz petrol devri açıkça sona erme yolunda Bilindiği gibi petrol yenilenemeyen bir kaynak Önemli olan petrolün ne zaman biteceği değil, dünyadaki petrolün yarısını ne zaman tüketmiş olacağımız Çünkü o noktadan sonra, arz talebi karşılamayacak, ucuz ve kolay petrol devri kapanacak Bugün yüksek gibi görünen petrol fiyatları ise tarihe petrolün ucuz olduğu dönem olarak yer alacak

Petrolün alternatifi halen mevcut değildir Bu aşamada ancak, kısmi bir ikameden söz etmek mümkündür Bu ikameyi sağlayabilecek kaynakların kesintiye uğramadan, kolay, ucuz ve yedek desteğe ihtiyaç duymadan insanoğlunun enerji ihtiyacını tamamen karşılaması ihtimali ise çok azdır Alternatif enerji kaynakları ve teknoloji, ısıtmada ve elektrik enerji üretiminde petrolün yerinin kısmen doldurulmasına imkân sağlasa da ulaşım sektöründe küresel çapta bir ikame yakın gelecekte gözükmemektedir

2000 yılından itibaren dünyanın en çok ticareti yapılan jeo-stratejik ve politik bir ürün olan petrolün piyasası, bilinmeyen bir yöne sapmış durumda Piyasanın yönünü belirlemede arz ve talepten başka doların konumu ve değeri, kıymetli metallerin değeri, türev piyasaları ve faiz oranları gibi diğer etmenler ilerde şüphesiz daha belirgin rol oynayacak 2009 yılına kadar normal şartlarda petrol fiyatlarında sürekli artış yaşanmayacak Fakat o tarihten sonra devreye girecek yeni büyük üretim sahalarının olmaması ve o zamana kadar bulunacak olanların da 2014'ten önce üretime başlamasının zor olacağı kabul edilirse, muhtemelen 2015'te arzın talebi karşılamaya yetmemeye başlayacağı tahmin ediliyor

Petrol ithalatına bağımlı ve toplam enerji tüketiminin çoğunu petrolün oluşturduğu gelişmekte olan ülkeler en ağır darbeyi alacak Petrol ekonomisinin geleceğinin tehlikede olduğu ihtimalinin göz ardı edilmesi, gerek ülke ekonomileri gerekse dünya ekonomisi ve hatta insanoğlu için çok ciddi sonuçlara yol açacak B-Planına sahip olmayan ülkelerin geleceği karanlık Ayrıca petrole bağımlı ülkeler ihtiyaçlarını gidermek için petrol zengini ülkelere her türlü baskıyı sürdürecek Suudi Arabistan, Sudan, Venezuela ve İran bu bağlamda risk altında

Sonuç olarak; enerji politikamızda önemli revizyonlar gereklidirPetrol bağımlılığımızı ikame edecek teknolojik ve jeo-stratejik yatırımlara önem verilmelidir Bu bağlamda ülkemizin geleceği ile birebir alakalı olan ve hayati önem taşıyan bio-teknoloji yatırımları ve teşvikleri arttırılmalı bu konuda stratejik bir plan yapılarak acilen devreye sokulmalıdır Sanayi devrimini kaçıran, bilişim devrimini ise tam manası ile kavramayan bir ülkede biyo-teknoloji devrimini kaçırmamak; ulusal ve uluslar arası platformda söz sahibi olabilmek ve geleceğimizi nasıl etkileyeceğini tartışmamız ile birlikte yeni çözümler üretmemiz gerekir



Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları




27 trilyon dolarlık maden rezervi olan Türkiye, 1985’ten bu yana atıl duran maden sahalarını özel sektöre açtı Halen mevcut 17 bin maden sahasından ilk etapta bin 488’i için 31 Mart’ta ihaleye çıkılacak Ancak ihale öncesi yasa değiştirilip bürokrasi azaltılınca sadece arama ruhsatı için 2 bin başvuru geldi

Enerji Bakanlığı, 1985 yılından bu yana gerek bürokratik sıkıntılar, gerekse finansal zorluklar nedeniyle işletilemeyen madenleri özel sektöre devretmeye hazırlanıyor Ruhsatları iptal edilen ve atıl olarak bekletilen 17 binin üzerindeki maden sahasının ilk etapta bin 488’i, ihaleye çıkarılacak 31 Mart’taki ihale öncesi ise madenlere ilgi büyük Çünkü yasada yapılan değişikliklerle bürokrasi azaltılarak yatırımcının güveni kazanıldı

2 Bin Başvuru Geldi
Maden sahaların satışına yönelik olarak star’a konuşan Maden İşleri Genel Müdürü Yener Cander, Maden Kanunu’nda değişiklik yapan 5177 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ardından 5 Mart’tan itibaren maden sahalarına yönelik müracatları toplamaya başladıklarını, 10 gün içinde de 2 binin üzerinde müracat geldiğini açıkladı Cander, yatırımcıya ilk olarak 3 yıllık arama ruhsatı verdiklerini, ruhsat sahibinin burada ekonomikliği olan bir cevher bulması halinde, madenin ve rezervin durumuna göre 10 yıldan 60 yıla kadar işletme ruhsatı alabileceğini söyledi

250 Bin Kişiye İş
Cander, artık önceki yıllarda olduğu gibi çok basit nedenlerle ruhsat iptaline gidilmeyeceğini, kanunla ruhsatın güvence altına alındığını söyledi İhaleye çıkacak olan bin 488 maden sahasının yaklaşık 700’ünün mermer ve dekoratif taşların bulunduğu sahalar olduğunu belirten Cander, ‘Bu kaynakları bir an önce ekonomimize kazandırmamız gerekiyor’ dedi 25 yıldır arama faaliyetlerinin hız kestiğini söyleyen Cander, atıl durumdaki maden sahalarının özel sektöre devriyle yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlanacağını söyledi

Ruhsat Sudan Ucuz
Maden ruhsatlarını, mermerde en fazla 100 hektar, diğer madenlerde ise en fazla 2 bin hektar alanla sınırladıklarını belirten Cander, kişinin istediği taktirde yan yana birden fazla alanın ruhsatını alabilmesinde de bir mahsur bulunmadığını söyledi Cander, arama ruhsatları için yapılacak masrafın da düşük olduğunu, sadece talep harcı olarak 140 milyon TL, ruhsat verme harcı olarak da 350 milyon TL talep ettiklerini söyledi Cander, işletme ruhsatlarında ise bu harçların 2 milyar TL’ye kadar çıktığını kaydetti Arama ve işletme yapılabilmesi için de ayrı bir sermaye gerektiğini anlatan Cander, maden sahalarının değil ruhsatın ihalesini yaptıklarını, maden sahalarında cevher bulunup bulunmadığına dair yatırımcıya taahhüt veremeyeceklerini de ekledi

Bürokrasi Sıfırlandı
Maden Kanunu’nda yapılan değişikliklerle yatırımcının önündeki bütün engelleri kaldırmaya çalıştıklarını söyleyen Cander, Maden Kanunu’na ek çıkarılan ve tüm bakanlıkların ilgili birimlerine gönderilen yönetmeliklerle, daha önceki yıllarda 2-3 yılda halledilebilen bürokratik işlemlerin 3 aya indirildiğini, böylelikle de yatırımcının önündeki en büyük engeli aştıklarını belirtti Cander, önümüzdeki günlerde yayınlanacak İzin Yönetmeliği’yle de, 10 bakanlığın 22 ayrı biriminden alınması gereken izinlerin, müracat yapılması halinde, Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından alınabileceğini söyledi Cander, ‘Bu çerçevede genel müdürlüğümüz bünyesinde bir Koordinasyon Dairesi Başkanlığı oluşturduk Kişi ruhsatı aldıktan sonra 3 ay içerisinde izin için başvuracak Kişi hiçbir zorlukla karşılaşmayacak Tek merciye tek izin prensibiyle, önceden 3 yıl sonra faaliyete geçebilen işletmeler artık 6 ayda kurulabilecek ve bürokrasiye son verilmiş olacak’ dedi

Madenciliğin Yıldızı Parlayacak
Maden İşleri Genel Müdürü Yener Cander, Türkiye’de geleceğin sektörünün madencilik olduğunu söyledi ‘Şu anda ihracatta gözde sektörler otomotiv ve tekstil olarak gösteriliyor Ancak otomotiv sektöründe yüzde 82 civarında ithal girdiler var Yani 10 milyar dolarlık bir ihracat yaptığımızda bunun 85 milyar dolarını ithal ediyoruz Ama madenlerde öyle birşey yok Madenciliğin ilerleyen yıllarda yıldızı daha çok parlayacak Lokomotif olacak’ dedi

Vicdanen Rahatız
İşletilmesi yıllardır tartışılan İzmir’in Bergama ilçesindeki Ovacık Altın Madeni, yeniden faaliyete geçmeye hazırlanıyor Tesisi 445 milyon dolara Normandy Madencilik AŞ’den satın alan Koza Altın Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek, madende düzenlediği basın toplantısında ‘Beklentim bu madeni iki hafta içinde işletmeye açmak En kısa sürede üretime geçeceğiz’ dedi Altın aramalarının iddia edildiği gibi siyanürle değil, sondajlama ile yapıldığını bildiren İpek, gazetecilerin ‘Vicdanen rahat mısınız?’ sorusuna ise ‘Evet Vicdanen rahatız’ yanıtını verdi Tesisi 445 milyon dolara aldıklarını söyleyen Akın İpek ‘20 milyon dolarını ödedik Geri kalanı, üretime geçilirse ödenecek’ diye konuştu

Tesisin satışı sırasında başka bir grup pazarlık halindeyken araya girip aldıklarını söyleyen İpek ‘Biz kaparoyu verdikten sonra 8 şirket daha talip oldu’ dedi Maden ile ilgili şimdiye kadar 15 idari dava açıldığına dikkat çeken İpek, ‘Bu davaların 4’ü lehimize sonuçlanmış, 11 dava ise devam ediyor Birçoğu zaten sürelerini doldurmuş izinler ve ruhsatların iptali ile ilgili Biz şimdi bu izinleri yeniden alıyoruz Üretim izni için gerekli işlerin yüzde 98’ini tamamladık’ dedi Türkiye’nin 400 milyar dolara karşılık gelen 6 bin 500 ton altın rezervi bulunduğunu da belirten İpek, ‘Türkiye, dünyada altını olup da çıkarmayan tek ülke Mevcut altın rezervini kullanabilsek ABD’den sonra dünya ikincisi oluruz’ dedi


Alıntı Yaparak Cevapla

Türkiye Yeraltı Kaynakları

Eski 06-27-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiye Yeraltı Kaynakları




Türkiyenin Yeraltı Zenginliklerine DOĞALGAZ da Eklendi

Zonguldak havzasında 300- 600 milyar metreküp kömür içinde büyük bir gaz potansiyeli tespit edildi Rezerv, ülkemizin 10- 20 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç Dr Sedat İnan, Zonguldak taşkömürü havzasında, Türkiye’nin 20 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek kömür gazı rezervi bulunduğunu söyledi

Enstitünün son çalışmalarıyla ilgili TÜBİTAK'ın Gebze kampusunda basın toplantısı düzenleyen Doç Dr Sedat İnan, “Petrol zengini olmayan ülkemizde petrol, doğalgaz ve kömür gazı araştırmalarının itinayla yürütülmesi gerekiyor” dedi Doç Dr İnan şunları söyledi:“Enstitü olarak Güneydoğu Anadolu Petrol bölgesi, Trakya petrol ve doğalgaz bölgesi ile Zonguldak taşkömür havzasında detaylı araştırmalar yaptık Zonguldak taşkömürü havzasında kömür varlığına bağlı olarak 300- 600 milyar metreküp kömür içinde bulunan bir gaz potansiyelinin varlığını tespit ettik Bu rezerv, ülkemizin 10- 20 yıllık tüm doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte

Doç Dr İnan, verilerin ardından Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun kömür gazı üretimi için ihale gerçekleştirdiğini ve ardından kömür gazının kullanılması için üretim sondajlarının başladığını kaydetti Doç Dr İnan, Türkiye’de sadece Zonguldak’ta bulunan taşkömürünün içindeki kömür gazı üretimi projesinin ardından linyit kömüründen de gaz üretmek amacıyla çalışma yürüttüklerini anlattı Doç Dr İnan şöyle devam etti:“Son yıllarda linyit kömüründe de gaz potansiyelinin olabileceğini değerlendirerek ülkemizde yaklaşık 10 milyar ton rezerv bulunduğunu ortaya çıkardık İlk çalışmayı da Soma havzasındaki yaklaşık 1 milyar tonluk linyit kömürünün içinden gaz çıkarabilmek amacıyla o bölgede çalışma yapılacak Şu anda proje hazırlandı ve TÜBİTAK'a sunuldu Desteklenmesi halinde önemli bir proje başlatılmış olacaktır

ABD 30 YILDIR YAPIYOR
Kömürden gaz üretiminin ABD’de 30 yıldır devam ettiğini de kaydeden Doç Dr İnan, “Jeolojik nedenlerden dolayı petrol zengini değiliz Ancak kömür kaynaklarımızdan elde edeceğimiz kömür gazı ile bu eksikliğimizi giderebiliriz Kömür gazı, kömür yataklarının içinden sondajla çekildiği için ‘kömür gazı’ olarak adlandırılıyor Ancak bildiğimiz doğalgazın kalitesi ile aynı” dedi


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.