Zindan Mehmed'e Mektup - Necip Fazıl Kısakürek |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zindan Mehmed'e Mektup - Necip Fazıl KısakürekZindan Mehmed'e Mektup Zindan iki heceMehmed'im lafta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim! Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli Bu yol da tutuktur hapse düşeli Git ve gel Yüz adımBin yıllık konak Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! Bir âlem ki, gökler boru içinde! Akıl, olmazların zoru içinde Üstüste sorular soru içinde: Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? Buradan insan mı çıkar, tabut mu? Bir idamlık Ali vardı,asıldı; Kaydını düştüler, mühür basıldı Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"! Çatık kaş Hükümet dedikleri zat Beni Allah tutmuş, kim eder azat? Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem! Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil; Sayım var, maltada hizaya dizil! Tek yekun içinde yazıl ve çizil! İnsanlar zindanda birer kemmiyet; Urbalarla kemik, mintanlarla et Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat Yalnız seccademin yönünde şefkât; Beni kimsecikler okşamaz madem; Öp beni alnımdan, sen öp seccadem! Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan Karıştır çayını zaman erisin; Köpük köpük, duman duman erisin! - Necip Fazıl Kısakürek - |
|