İçimden Geldi.....

Yasemin’in eli belki onuncu kez zile uzandı, yine basmadı Üzerinde yılların pisliğini taşıyan zilin düğmesi, sanki cehennemin kapılarından süzüyordu kendisini Kaçıp gitmek istedi, nereye olursa olsun koşmak,hiç durmadan, arkasına bakmadan, ölene kadar koşmak istedi

Hamileydi Yasemin
Hiç olmaması gereken bir bebek taşıyordu karnında
Birazdan öldüreceği bir bebek!
Öldürmek için bu kenar mahallenin lağım akan sokaklarında saatlerce arayıp bulduğu bu izbe binaya, karnında taşıyıp da getirdiği bebek

Başı döndü Yasemin’in, gözü karardı, duvara tutundu Eline sıvışan pislik bir kat daha artırdı bulantısını Havada asılı duran haşlanmış lahana ve üre karışımı koku nefes almasına imkan vermiyordu Hiç gelmemişti hayatında böyle bir yere Çok değil, daha geçen sene, böyle yerlerin olduğundan bile haberi yoku

Geçen sene Üniversitenin ilk yılı Her şey ne kadar farklıydı o zamanlar Yepyeni bir çevre, yeni arkadaşlar, eğlenceli zamanlar
İlk sevgili Ailesinin “dikkat et,serserinin biri bu” dediği sevgili Uğruna ailesiyle kavga ettiği sevgili Aşık olduğu, güvendiği, inandığı sevgili Birlikte hayatın bilmediği yönlerini denediği sevgili Uyuşturucuyu denediği gece kendisine tecavüz eden ve sonra da ortalıktan kaybolan sevgili

“bir milat gibi” diye düşündü Yasemin O’ndan önce ve O’ndan sonra Hala nefret etmeyi beceremediğini fark etti Halbuki o olaydan sonra yaşamı tam anlamıyla değişmişti Bir daha asla eskiden olduğu gibi açık ve dürüst olmamıştı ailesine karşı Eski arkadaşlarının ve dostlarının birer birer yitip gittiğini gördü

Birgül geldi onların yerine Ve de sayısız yeni “arkadaş” Bir türlü eğlence ve yatağın dışına çıkamayan arkadaşlıklar Yaşadıklarını anlayışla karşılayabilecek birine ihtiyacı vardı Yasemin’in Karşısındaki insanla bir iletişim, bir ilişki kurabilmek için bedeninden başka hiçbir şeyi olmayan Birgül gösterdi gerekli anlayışı Kendisinden hoşlanan, güzel bulan, beğenen her erkekle yatabileceğini öğretti Yasemin’e Hangi gece hangi “arkadaşında” kaldığını anımsamaz oldu genç kadın bir süre geçince

Kim bilir, korkmasaydı, açıkça konuşabilseydi o vakitler ailesiyle, belki onlar anlatabilirdi cinsel özgürlük ve fahişelik arasındaki ince ayrımı Yasemin’e

Olan olmuştu sonunda, hamile kalmıştı bol miktarda alkolün korunmayı unutturduğu bir gece
Doğuramazdı
Belki isterdi doğurmayı ama bunu düşünmedi bile Aldırması gerekiyordu bebeği ya, kürtaj için gereken parayı bulması imkansızdı Nasıl isteyecekti ailesinden, hangi yalana sığınabilecekti? Peki başka nereden bulabilirdi?

Birgül yetişti imdadına “Engin’in tanıdıkları var, O halleder, sen merak etme” dedi, telefonunu verdi Engin ağbi derdi Yasemin O adama, Birgül’ün takıntılarından biriydi işte, arada sırada bir yemek, bir iki kadeh içki sonrası yattığı yaşlı bir adam Akşam vakti Yasemin’i çağırdığı bürosunda anlayışla O’nu dinledi Engin Ağbisi “merak etme” dedi, “seni bir yere yollayacağım, beş dakikada hallolacak işin Ödemeyi de düşünme hiç” diye ekledi pis pis sırıtarak, “onu burada halledeceğiz”

Aniden açılan kapı daldığı anılardan uyandırdı Yasemin’i En az yüz kiloluk bir kadın aksi aksi bakıyordu yüzüne “Ne istiyon?” diye sordu ters bir sesle “Şey” dedi yasemin, “ben Doktor Raif beyi” “Doktor mu?” diye güldü kadın, havlamayı andıran bir sesle Kolundan çekti Yasemin’i içeri, “dikilme orada, tüm mahalleyi toplayacaksın başımıza” diye söylendi Raif masanın üzerine attığı ayaklarını indirmeden yan dönüp baktı Yasemin’e, suratı seğirir gibi oldu, kafasını sallayarak soru sorduğunu anlattı “BenEngin Ağbi” diyecek oldu Yasemin Sonunu getiremedi, “Haaa” dedi Raif, şişman kadına dönüp “Leyla, al şunu içeriye de hazırla bakalım” dedi elindeki rakıdan bir yudum daha almadan önce Hala “doktor ha” diye söylenip kendi kendine gülen şişman kadının arkasından bir robot gibi yürüdü Yasemin Aklı çalışmıyordu artık, donup kalmıştı neredeyse Yaşadıklarının şoku emirlere itaat etmekten başka çare bırakmıyordu O’na

Yemek masasından bozma bir kürtaj yatağı vardı girdikleri odada Bir kenarı oyulmuş, oyuğun iki tarafına bacakları koymak için tahta destekler çakılmıştı “Soyun” diye emretti şişman kadın Yasemin’e Çırılçıplak kalınca elleriyle önünü kapatmaya çalıştı Yasemin, kadının yiyecekmiş gibi bakan gözlerinden utanarak “Uzan” oldu ikinci emir Eski kürtajlardan kalan kan izlerine dokunmamaya çalışarak itaat etti genç kadın “Bir örtü” diyecek oldu, Leyla’nın öfkeli bakışları karşısında bitiremedi sözlerini Leyla, Yasemin’in bacaklarını desteklerin üzerine yerleştirdi Bir tekmeyle oyuğun altına iteklediği çöp kovasında duran eski kürtaj kalıntılarından havalanan sinekler odayı doldurdu

Raif odaya girdiğinde üzerinde mezbaha işçilerinin giydiği plastik önlüklerden vardı “Bir zamanlar beyazmış” diye düşündü Yasemin Köşedeki lavabodan çıkardığı aletleri masanın kenarına dizen Raif bir sigara yaktı Ayakta duramıyor, sallanıyor, eli ayağına dolaşıyordu Üzerindeki kanları önlüğüne sildikten sonra ekartörü Yasemin’in içine yerleştirdi Genç kadın acıyla inledi Raif bir an bile umursamadan penseti soktu Yasemin hafif bir çığlık koyverdi Leyla bir tokat attı genç kadına, “kes sesinin, herkesi başımıza mı toplayacaksın?” diye bağırdı “Uyuşuyuştur” konuşamıyordu Yasemin “Bir iğne kaç para biliryor musun sen?” diye söylendi Leyla Raif kazımaya başlamıştı bile İçi parçalanıyordu sanki genç kadının Gözleri Raif’in içtiği sigaranın uzayıp giden külüne takıldı kaldı

Raif “tamamdır” dediğinde saatler geçmişti sanki Halbuki sigarası bile bitmemişti henüz İzmariti Yasemin’in bebeğinden artakalanların üzerine attı, biraz daha kirlenen önlüğünü çıkarıp Leyla’nın eline tutuşturdu Başıyla çıkmasını işaret etti şişman kadına Leyla suratında iğrenç bir sırıtışla odadan çıkar çıkmaz da Yasemin’in başucuna yöneldi “Şimdi gelelim ücrete” dedi bir eliyle pantolonunun fermuarını indirip diğer elini Yasemin’in göğsüne atarken

İrkilerek uyandı yasemin, göğsündeki eli sanki bir yılanmış gibi iteklerken Kerem uykusunda hafifçe homurdanarak sırtını döndü Sokaktan süzülen loş ışığın gölgelerinde odasının tanıdık çizgilerini tanıması zaman aldı “Ne korkunç bir kabustu” diye düşündü Yasemin yatakta doğrulurken Terlemiş, nefes nefese kalmıştı

Yanında rahat rahat uyuyan delikanlıya baktı “Ne yakışıklı çocuk” diye düşündü, tam sevgili olacak biriydi Kerem
Yoksa adı Ekrem’miydi?
Yavaş yavaş sıyrıldı gördüğü kabusun bulutları
Uyanıklık yanında düşünceleri de taşıdı
Adetinin bir hafta gecikmiş olduğunu anımsadı
Bir kez daha ruhu karardı