Xanthos |
09-14-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
XanthosXanthos, Yakınındaki yerleşimin adıyla, Kınık olarak da anılan Xanthos (Arnna), Fethiye-Kaş yolu üzerinde, Fethiye’ye 46 km uzaklıkta, Kınık köyünün yakınındaki Eşen çayının ayırdığı Muğla-Antalya il sınırındadır Dağlık Likya eyaletinin en eski ve en büyük kentidir Xanthos ırmağının vadisinde kuruludur Kent, Likya bölgesinin (Teke Yarımadası) idarî ve dinî merkeziydi Tarihi İÖVIIIyüzyıla kadar geri giden Xanthos, İÖ 545 yılındaki Pers istilasına kadar bağımsız bir şehir devletiydi Pers istilasında kentlerini kahramanca savunan Xanthos’lular, istilayı önleyemeyeceklerini anlayınca önce tüm kadın ve çocuklarını öldürmüşler, sonrada kenti ateşe vererek ve bu alevlerin içine kendilerini atarak topluca intihar etmişlerdir Bu kıyımdan kurtulan 80 aile ve başka yerlerden gelen göçmenlerce kent yeniden kurulmuştur Fakat 100 yıl kadar sonra çıkan bir yangınla Xanthos tekrar harabolmuştur Buna rağmen yeni baştan kurulan kent batı dünyası ile kurduğu iyi ilişkiler sonucu uzun süre önemli bir merkez olarak varlığını sürdürmüştür Bu durum da kötü bir sona ulaşmıştır İÖ 429 yılında Atina’lıların vergi istemelerine karşı çıkan Xanthos’lular kentlerinin tamamen harabolmasına neden olacak bir savaşın içine sürüklenmişlerdir İÖ333 yılında Büyük İskender’in bölgeye gelmesinden sonra büyük ölçüde Helenleşmişlerdi Bu dönemi, İÖ 309’daki Ptolemaiosların egemenliği izlemiştir Sonraları, İÖ 197’de Suriye Kralı III Antiochus’un eline geçen kent parlak bir dönem yaşamıştır İÖ II yüzyılda Xanthos, Likya Birliği’nin başkentidir İÖ 167’de bağımsızlığına kavuşan Xanthos, İÖ42 yılında Romalılar tarafından işgal edilmiş, kentin batısındaki Likya Akropolisi yıkılmış, kent halkı kılıçtan geçirilmiştir Bu olaydan bir yıl sonra, Roma İmparatoru Markus Aurelius kenti yeni baştan imar etmiştir Bizans döneminde piskoposluk merkezi olan Xanthos, yöreye Arap akınlarının başlamasıyla ISVII yüzyılda terk edilmiştir Xanthos kelimenin tam anlamıyla bir felaketler kentidir Kent esas olarak Likya Akropolu, Roma Akropolu ve bunların dışında kalan kısımlardan oluşmaktadır En ilginç yapıları Roma Tiyatrosu ve bu tiyatronun batı kıyısındaki yapılardır Bunlardan en kuzeydeki “Harpy Monument” olarak tanımlanmakta olup tek parça bir kaya üzerine oturtulmuş bir aile mezarıdır İlginç kabartmaları olan bu mezarın aslı British Museum’dadır Orijinal yerinde aslına uygun bir taklit bulunur Bu yapının yanında İÖ VI ve I yüzyıllardan kalma iki ilginç Likya mezarı dikkati çeker Xanthos’taki Kalıntılar ve Araştırmalar Kentin kalıntıları ilk olarak 1838 yılında Charles Fellows tarafından incelenmiştir Fellows çalışmaları sırasında elde ettiği tüm kabartmaları ve mimarî buluntuların önemli bölümünü Londra’ya götürmüştür Bu eserlerin tümü günümüzde Londra’daki British Museum’un Likya Eserleri Seksiyonunda sergilenmektedir 1950’den başlayarak, başta Pierre Demargne, Pierre Devambez ve Henri Metzger olmak üzere Fransız arkeologlar tarafından kazılar yapılmıştır Günümüzde kazıları Christian Le Roy sürdürmektedir Kentin ilk kapısı Helenistik Döneme aittir Bu kapı, batı kesimdeki Akropolise açılmaktaydı Güneydeki ana kapı ise Roma İmparatoru Vespasianus (İS 69-79) tarafından yaptırılmıştır; saçaklığında kentin ana tanrı ve tanrıçalarından Apollon, Artemis ve Leto’nun kabartmalarıyla süslü metoplar bulunmaktaydı; bunlardan ikisi British Museum’dadır Anıtsal bir “heroon” (anıt yapı) olan ve günümüze yalnız bir bölümü ulaşabilmiş ünlü Nereidler Anıtı, ana kapının kuzeydoğusunda yer almaktadır Pers sanatının etkisinin görüldüğü İÖIV yüzyılda yapılmış anıt, kalkerden yüksek çift kaidenin üzerindeki İon tapınaklarını anımsatacak mermerden bir mezar yapısı ile taçlanır İon düzenindeki sütunlar arasında 12 Nereid heykeli vardır Hükümdarın zaferlerini, avlarının kutlanmasını, kurban ve yemek sahneleri gibi konuları içeren kabartmaları ile birlikte üst bölümü British Museum’da bulunan anıtın yalnız temelleri yerinde durmaktadır Anıtın kuzeyinde ve doğusunda, Bizans döneminde değişikliğe uğramış iki Bazilika dikkati çeker Doğuda, av ve savaş sahnelerinin yanı sıra, dansözlerin betimlendiği kabartmalarla süslü İÖIV yüzyıl ortalarına ait bir Lâhit vardır Güneyde, kentin Helenistik döneme ait surlarının kalıntıları görülür Kuzeybatıda, Akropolisin dışında doğuda, İÖIV yüzyıla tarihlenen çokgen sur kalıntısı bulunur Batıda da, surların bir bölümü algılanabilmektedir Kuzeybatıdaki çokgen surun kuzeyinde, 4,35 m yüksekliğe kadar olan bölümü ayakta bulunan Likya Mezar Anıtı yer alır Özgününde Akropoliste konumlandığı anlaşılan Mezar yapısının, Tiyatro inşa edilirken bugünkü yerine taşındığı belirtilir Akropolisin dışında, kuzeyde yer alan Tiyatro, Romalılar zamanında İSII yüzyılda yapılmıştır İki yandaki tonozlu girişlerinin yanı sıra, yarım yuvarlak orkestrası, oturma basamakları (cavea) ve sahne binası (skene) ile iyi durumdadır Hemen batısında, İS 1 yüzyıla, Romalılar zamanına ait Kule Mezar kalıntısı görülür Kuzeyinde ise, İÖIV yüzyıla, tarihlenen Likya Mezar Anıtı bulunur Diğer mezar anıtlarından farklı olarak, 8,59 m yüksekliğindeki eserin 3,37 m yüksekliğindeki kaidesi büyük blok taşlarla örülmüş, üzerine 3,56 m yüksekliğindeki sivri kemerli lâhit yerleştirilmiştir Kaidenin içindeki İÖ 540-530’lara tarihlenen Güreşenler kabartması İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir Bu anıtın hemen kuzeyindeki Harpiler Anıtı 8,87 m, yekpare kaidesi 5,43 m yüksekliğindedir Nereidler Anıtı gibi, Pers sanatının etkilerini yansıtan anıtın mezar odası olan gövdesi, çocuklarının ve ailesinin diğer üyelerinin kurbanlarını kabul eden hükümdar ve eşini betimleyen mermer kabartmalarla süslüydü British Museum’a götürülen özgün parçaların yerine 1957 yılında alçı mulajları yapılmıştır Ayrıca, ölülerin ruhlarını simgeleyen kadın figürlerini taşıyan sirenler de tasvir edilmiştir Kabartmaların üslubuna göre, Mezar Anıtı İÖ 480-470’lere yerleştirilmektedir Kuzeyindeki kare plânlı Agora, Romalılar zamanında, İSII-III yüzyıllarda yapılmış olmalıdır Sütunlu dört holü ile kapıları görülebilmektedir Doğudaki ana girişin yanında Bouleterion (meclis binası) bulunur Agora’nın kuzeydoğusundaki yaklaşık 11 m yüksekliğindeki Yazıtlı Stel, iki basamaklı krepis (mezar odası) üzerinde yükselen dört tarafı yazıtlı kaide, dışa taşkın düz çatı ve aslanlı kaide üzerinde oturan hükümdar heykelinden oluşmaktaydı Üstteki heykel dışında, diğer kısımları büyük ölçüde korunabilmiştir Kaidenin üzerinde yer alan mezar odasındaki hükümdarın zaferlerini betimleyen kabartmaların bir bölümü British Museum’da, geri kalanları ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde bulunmaktadır Kentin kuzeydoğusunda, surların yakınındaki Aslanlı Mezarın kaidesi yerde durmakta, İÖ 550-540’lara tarihlenen kabartmalarıyla mezar odası British Museum’da yer almaktadır Bu eser, Xanthos’taki bilinen en erken tarihli mezar yapısıdır Aslında Aslanlı Mezarın kuzeybatısında, Roma Akropolisinde kaidesi görülen ve İÖIV yüzyıla yerleştirilen Payava Mezar Anıtı da British Museum’da bulunmaktadır Yine Roma Akropolis’inde konumlanmış Kule Mezar İÖ IV yüzyıla aittir Kuzeyde Nekropolis’teki kayaya oyulmuş mezarların ve lâhitlerin farklı dönemlere ait olduğu belirtilmektedir Bunlardan, boğaya saldıran aslanların betimlendiği Lâhit, İÖV yüzyıl ortalarına tarihlenmektedir Surlarla kuşatılmış Akropolisin içinde, kuzeydoğuda ise Bizans Kilisesi yer alır Batı kesiminde, yalnız kaidesi günümüze gelebilmiş Artemis Tapınağı, doğusunda Bizans Sarnıcı ile bir ev kalıntısı görülür Kentin güneydoğu köşesinde de, doğrudan sert toprağa oturan ve birkaç odadan oluşmuş evler dikkati çeker
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|