Meclisin Namusu |
12-25-2008 | #1 |
cansel
|
Meclisin NamusuSiemens’in çeşitli ülkelerde 2 milyar dolar rüşvet dağıttığını biliyoruz Mahkemede itiraf edilmiş ve hükme bağlanmış bir gerçek bu! Büyük yağmadan bazı Türk siyasetçi ve bürokratlarının da nemalandığı konusunda beyanlar ve hatta kanıtlar vardır Şirketin rüşvet dağıtmakta çantacı olarak kullandığı kişinin Türkiye’de bir bakan ile yemek yediği ve Siemens’e “adrese teslim ihaleler” verildiği medyada defalarca haber olmuş, mesele CHP’li Ahmet Ersin ve Ali Rıza Öztürk tarafından Başbakan’a yönelik soru önergeleri ile meclise taşınmıştır Rüşvet çamurunun bulaştığı pek çok ülke suçluları bulup cezalandırmıştır bile Yunanistan gibi bazıları ise rüşvet yiyen görevlilerini yakalayabilmek için Alman yargısı ile işbirliği yapmaktadır Bizdeki manzara ne? Başbakan, Siemens rüşveti hakkında muhatap olduğu sorular karşısında buzdan yapılma bir öfke heykeli gibi duruyor Sesi çıkmıyor ama sinirlendiği çok belli oluyor Ve meclisin en kullanışlı denetim mekanizmasını çalıştırmıyor Alman mahkemelerindeki belge ve bilgileri Türkiye’ye getirtmek için en küçük bir çaba ve istek göstermiyor Siemens’in Yunanistan’da partilere 12 milyon euro verdiği öne sürülmüştü aynı şey Türkiye’de de oldu mu? Oldu ise hangi partiler ne kadar aldılar? Çantacı ile hangi bakan yemek yedi? Siemens Türkiye’de sağladığı ihale kolaylıkları karşılığında rüşvet dağıttı mı, dağıttıysa kimler ne aldı? İki ihtimal var: Başbakan ya bu soruların cevabını merak etmiyor ya da her şeyi bildiği için böyle davranıyor! CHP Milletvekili Ahmet Ersin Siemens’le ilgili rüşvet iddiaları için bir Meclis Araştırma Komisyonu oluşturulmasını önerdi dün Artık hırsızlığı ve hırsızları saklamanın imkânı ve yararı kalmamıştır Çünkü bu çirkin çaba hırsızlığın kurumsal boyutta görünmesine sebep olmaktadır İktidar çoğunluğu meclisin itibarını korumak ve AKP’nin bir suç örgütü olmadığını göstermek istiyorsa bu önergeyi kabul etmelidir! ***** Olmayacak dua Milli Eğitim Bakanlığı, Halk Eğitim Merkezleri’nde kurulu sınava hazırlık kurslarını kapatmaya karar verdi Kurslar yeni yılla beraber tarihe karışacak Paralı dershaneye gidemedikleri için bu kurslarla yarışa hazırlanan yoksul ailelerin 250 bin çocuğu -evet 250 bin çocuk- ortada kalacak Kurslara binlerce öğretmen de ortalama 55 YTL saat ücreti ile katkıda bulunuyor Onlar da bu mütevazı gelir desteğinden mahrum olacaklar Neden? Bakanlık daha verimli, daha etkili bir alternatif mi getiriyor? Hayır Eğitim İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, kararın sonuçlarına dönük şöyle bir tahminde bulundu: “Şimdi bu çocuklar tarikat-cemaat dershanelerine mecbur kalacaklar!” Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, böyle bir sonucun çocuklara büyük haksızlık, Türkiye’ye de büyük kötülük olacağını görerek kararı iptal eder mi acaba? Zayıf bir ihtimal ama dua etmenin hiçbir zararı olmaz! ***** Tamamiyle duygusal Başbakan ekonomik kriz oyunundaki “doktor” rolünü iyice benimsedi Geçen gün ağır durumdaki hastasına öleceğini söyleyen bir doktor olmayacağını anlattı gerekçeleri ile Dün katıldığı önemli bir toplantıda ise krizin Türkiye’yi durdurmayacağını öne sürerek “Çünkü Türkiye’deki olay psikolojiktir” dedi! Bu gidişin sonu belli: Aksini iddia edenler için doktorun “deli raporu” vermesi tehlikesi vardır Başbakan’ın etki alanı içinde kalan kriz yorumcuları çok dikkatli olsun!
__________________
worapsow adige |
|