Naat |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
NaatNAAT Seccaden kumlardı Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı! Mescit mü'min, minber mü'min Taşardı kubbelerden tekbir, Dolardı kubbelere "amin!" Ve mübarek geceler, dualarımız, Geri gelmeyen dualardı Geceler ki pırıl pırıl, Kandillerin yanardı! Kapına gelenler, ya muhammed, Uzaktan, yakından- Mü'min döndüler kapından! Besmele, ekmeğimizin bereketiydi; İki dünyada aziz ümmet, Muhammed ümmetiydi Konsun -yine- pervazlara Güvercinler; "hu hu" lara karışsın Aminler Mübarek akşamdır; Gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi Nerde kaldın ey resul, Nerde kaldın ey nebi? Günler, ne günlerdi, ya muhammed; Çağlar ne çağlardı; Daha dünyaya gelmeden Müminlerin vardı Ve birgün, ki gaflet Çöller kadardı, Halime'nin kucağında Abdullah'ın yetimi, Amine'nin emaneti ağlardı! Hatice'nin koncası, Aişe'nin gülüydün Ümmetinin gözbebeği, Göklerin resulüydün Elçi geldin, elçiler gönderdin Ruhunu allah'a, Elini ümmetine verdin Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke'de bunalırsan Medine'ye göçerdin Biz dünyadan nereye Göçelim ya muhammed? Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet Altın devrini yaşıyor Diller, sayfalar, satırlar (ebu leheb öldü) diyorlar: Ebu leheb ölmedi, ya muhammed; Ebu cehil, kıtalar dolaşıyor! Neler duydu şu dünyada Mevlid'ine hayran kulaklarımız: Ne adlar ezberledi, ey nebi, Adına alışkın dudaklarımız! Artık, yolunu bilmiyor; Artık, yolunu unuttu Ayaklarımız! Kabe'ne siyahlar Yakışmamıştır, ya muhammed, Bugünkü kadar! Haset, gururla savaşta; Gurur, kafdağır17;nda derebeyi Onu da yaralarlar kanadından, Gelse bir şefkat meleği İyiliğin türbesine Türbedar oldu iyi! Vicdanlar sakat Çıkmadan yarına İyilikler getir, güzellikler getir Adem oğullarına! Şu gördüğün duvarlar ki Kimi taif'tir, kimi hayber'dir Fethedemedik, ya muhammed, Senelerdir! Ne doğruluk, ne doğru; Ne iyilik, ne iyi Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi Günahın kursağında Haramların peteği! Bayram yaptı yabanlar: Semave'yi boşaltıp Save'yi dolduranlar Atını hendeklerden -bir atlayışta- Aşırdı aşıranlar Ağlasın yesrib, Ağlasın selman'lar! Gözleri perdeliyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı Yere dökülmeyecekti, ey nebi Yabanların gözünde kalacaktı! Konsun -yine- pervazlara Güvercinler; "hu hu"lara karışsın Aminler Mübarek akşamdır; Gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! Ne oldu, ey bulut, Gölgelediğin başlar? Hatırında mı, ey yol, Bir aziz yolcuyla Aşarak dağlar taşlar, Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar? Uçsuz bucaksız çöllerde, Yine, izler gelenlerin, Yollar gideceklerindir Şu tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil; Peygamberlerindir, meleklerindir Örümcek ne havada, Ne suda, ne yerdeydi Hakkı göremiyen Gözlerdeydi! Şu kutu, cinlerin mi; Perilerin yurdu mu? Şu yuva-ki bilinmez, Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu?- Kuşlarını, bir sabah, Medine'ye uçurdu mu? Ey abva'da yatan ölü Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü; Hatıran, uyusun çöllerin Ilık kumlarıyla örtülü! Dinleyene hala, Çöller ses verir: "yaleyl!" susar, Uğultular gelir Mersiye okur uhud, Kaside söyler bedir Sen de, bir hac günü, Başta muhammed, yanında ebubekir; Gidenlerin yüzbin olup dönüşünü Destan yap, ey şehir! Ebubekir'de nur, osman'da nurlar Kureyş uluları karşılarında Meydan okuyan bir ömer bulurlar; Ali'nin önünde kapılar açılır, Ali'nin önünde eğilir surlar Bedir'de, uhud'da, hayber'de Hak'kın yiğitleri, şehid olurlar Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı; Yerde kalmazdı ruh kanadlıydı Konsun -yine- pervazlara Güvercinler; "hu hu"lara karışsın Aminler Mübarek akşamdır; Gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! Vicdanlar, sakat çıkmadan, Ya muhammed, yarına; İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Adem oğullarına! Yüreklerden taşsın Yine imanlar! Itri, bestelesin tekbir'ini; Evliya, okusun kur'an'lar! Ve kur'an'ı göznuruyla çoğaltsın Kayışzade osmanlar! Na'tini gaalip yazsın,mevlid'ini süleyman'lar! Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin sinan'lar! Çarpılsın, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar! Gel, ey muhammed, bahardır Dudaklar ardında saklı Aminlerimiz vardır! Hacdan döner gibi gel; Mi'raç'tan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır! Bulutlar kanad, rüzgar kanad; Hızır kanad, cibril kanad; Nisan kanad, bahar kanad; Ayetlerini ezber bilen Yapraklar kanad Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat! Çöllere dökülsün yıldızlar; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilal-i habeşi sustuysa Ezanlarını davud okusun! Konsun -yine- pervazlara Güvercinler; "hu hu"lara karışsın Aminler Mübarek akşamdır; Gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! Arif Nihat Asya |
|