Prof. Dr. Sinsi
|
Yaratılış Efsaneleri Oku
Bu yanıt, Erlik'i sevindirdi Erlik Körmös, insanlardan Törüngey denilen erkeğe yaklaştı Ona "Tanrı size yalan söylemiş Asıl, yasakladığı yemişlerden yemeniz gerekir Onlar daha tatlıdır Bir deneyin; göreceksiniz" dedi Erlik, uyumakta olan yılanın ağzına girdi; ağaca çıkmasını söyledi Yılan, ağaca çıkıp yasak yemişlerden yedi Doğanay'ın karısı Eje, yanlarına geldi Erlik, Törüngey ile Eje'ye de yasak yemişlerden yemelerini söyledi Törüngey, Tanrı'nın sözünü tutarak yasak yemişlerden yemedi Karısı Eje dayanamadı, yedi Yemiş çok tatlı idi Alıp kocasının ağzına sürdü Törüngey ile Eje'nin tüyleri birden döküldü Utandılar Kaçıp, herbiri bir ağacın ardına saklandılar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Derken Tanrı geldi Bütün ulus, kaçışıp bir köşeye gizlendi Tanrı, "Törüngey! Törüngey! Eje! Eje! Neredesiniz" diye haykırdı Törüngey ile Eje "Ağaçların arkasındayız" dediler, "Karşına çıkamıyoruz, utanıyoruz" Sonra, olanları bir bir anlattılar Tanrı, bildiği şeyleri duymanın öfkesi içinde herbirine ayrı cezalar verdi "Şimdi sen de Körmös'ten (Şeytan'dan) bir parça oldun" diyerek yılana verdi ilk cezayı "İnsanlar sana düşman olsun; seni görünce vurup, ezip öldürsünler!" dedi Eje'ye döndü, "Sen, Körmös'ün sözüne uydun Yasak yemişi yedin Cezanı çekeceksin Çocuk doğuracaksın Doğururken de acı çekeceksin Sonunda öleceksin, ölümü tadacaksın" Törüngey'e de şöyle diyerek cezasını verdi: "Körmös'ün aşını yedin Benim sözümü dinlemedin, Körmös Erlik'in sözüne uydun Onun adamları onun dünyasında yaşar, karanlıklar dünyasında bulunur Benim ışığımdan yoksun kalır Körmös bana düşman oldu; sen de ona düşman olacaksın Benim sözümü dinleseydin, benim gibi olacaktın Dinlemediğin için dokuz oğlun, dokuz da kızın olacak Bundan sonra ben, insan yaratmayacağım Artık, insanlar senden türeyecek "
Tanrı, Erlik'e de kızdı "Benim adamlarımı niçin aldattın ?" diye sordu öfkeyle Erlik "Ben istedim, sen vermedin" dedi, "Ben de senden çaldım Artık, hep çalacağım Atla kaçarlar ise düşürüp çalacağım İçip içip esrirler (sarhoş olurlar) ise birbirlerine düşürüp döğüştüreceğim Suya girseler, ağaçlara çıksalar bile yine çalacağım" Tanrı da, "Öyleyse; dokuz kat yerin altında ayı, güneşi olmayan karanlık bir dünya vardır Seni oraya atıyorum" diyerek Erlik'i cezalandırdı Her şey bitince, bütün insanlara birden şöyle dedi: "Bundan sonra kendi yemeğinizi kendiniz kazanacak, gücünüzle elde edeceksiniz; benim yemeğimden yemek yok Artık, yüz yüze gelip sizinle konuşmayacağım Bundan sonra size May-Tere'yi göndereceğim"![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
May-Tere, insanlara birçok şey öğretti Arabayı da May-Tere yaptı Ot köklerini, yenilebilecek otları insanlara öğretti Erlik, May-Tere'ye yalvardı: "Ey Gök Oğul, bana yardım et Tanrı'dan izin dile Yanına çıkmak istediğimi söyle Yardım et bana" May-Tere, Erlik'in dileğini Tanrı'ya iletti Tanrı aldırış etmedi May-Tere, altmış yıl yalvardı Sonunda Tanrı, Erlik'e haber gönderdi: "Düşmanlıktan vazgeçersen, insanlara kötülük etmezsen sana izin veririm, yanıma gelirsin!" Erlik, söz verdi Tanrı'nın katına çıktı Baş eğdi "Beni kutsa Bana izin ver, ben de kendime gökler yapayım" diye yalvardı Tanrı, izin verdi Erlik, kendisi için gökler yaptı Adamlarını topladı, yaptığı göklere yerleştirdi; kendisi de başlarına geçti Çok kalabalık oldular Tanrı'nın en sevgili kullarından olan Mangdaşire, bu duruma çok üzüldü Üzüntü içinde düşündü: "Bizim öz kişilerimiz yeryüzünde sıkıntı çekip yoruluyor Erlik'in adamları ise, göklerde keyfedip duruyor " Mangdaşire, bu üzüntü içinde Erlik'e savaş açtı Erlik, daha güçlü çıktı Ateş ile vurup Mangdaşire'yi kaçırdı Mangdaşire, Tanrı'nın katına çıktı Tanrı, "Nereden geliyorsun?" dedi Mangdaşire, "Erlik'in adamlarının gökte oturması, bizim adamlarımızın ise yeryüzünde binbir güçlük içinde yaşamaları ağırıma gitti Erlik'in yandaşlarını yere indirmek, göklerini başına yıkmak için Erlik'le savaştım Gücüm yetmedi, o beni kaçırdı" diye yanıt verdi Tanrı, üzülmemesini söyledi "Erlik'e benden başka kimsenin gücü yetmez" dedi, "Erlik'in gücü senden çoktur Ama gün gelecek, senin gücün Erlik'in gücünden üstün olacak" Mangdaşire'nin yüreği serinledi, rahat rahat uyudu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Gün geldi, Mangdaşire güçleneceğini anladı O gün Tanrı, Mangdaşire'yi yanına çağırdı "Var git Güçlendin artık Erlik'in göklerini başına yıkacak güce kavuşturdum seni Dileğine ereceksin" dedi, "Sana, kendi gücümden güç verdim" Mangdaşire şaşırdı: "Yayım yok, okum yok Kargım yok, kılıcım yok Kupkuru bir bileğim var Yalnız bilek gücüyle Erlik'i nasıl yok edebilirim?" Tanrı, Mangdaşire'ye bir kargı verdi Mangdaşire, kargıyı alıp Erlik'in göklerine gitti Erlik'i yendi, kaçırdı; göklerini kırdı geçirdi Erlik'in gökleri parça parça oldu, yeryüzüne döküldü O güne değin dümdüz olan yeryüzü, o günden sonra kayalıklarla, sivri dağlarla doldu Görklü Tanrı'nın özene bezene yarattığı güzelim yeryüzü eğri büğrü oldu Erlik'in bütün yandaşları yere döküldü; suya düşenler boğuldu, ağaca çarpanlar sakatlanıp can verdi, sivri kayaların üstüne düşenler öldü, hayvanlara çarpanlar hayvanların ayakları altında kaldılar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
<>Erlik, varıp Tanrı'dan kendine yeni bir yer istedi "Benim göklerimin yıkılmasına sen izin verdin; barınacak yerim kalmadı" dedi Tanrı, Erlik'i yerin altındaki karanlıklar ülkesine sürdü Üzerine yedi kat kilit vurdu "Burada gün ışığı, ay ışığı görmeyesin Üzerinde sönmez ateşler olsun İyi olursan yanıma alır, kötü olursan daha derinlere sürerim" dedi Bunun üzerine Erlik, "Öyleyse ölmüş kişilerin canlarını bana ver; gövdeleri senin olsun, canları benim" dedi Tanrı, "Yo, onları sana vermeyeceğim" dedi, "İstiyorsan kendin yarat" Erlik eline çekiç, körük ve örs aldı Vurmağa başladı Bir vurdu, kurbağa çıktı Bir vurdu, yılan çıktı Bir vurdu, ayı çıktı Bir vurdu, domuz çıktı Bir vurdu, Albıs (kötü ruh) çıktı Bir vurdu, Şulmus (kötü ruh) çıktı Sonunda Tanrı, Erlik'in elinden çekici, örsü, körüğü aldı; ateşe attı Körük bir kadın, çekiç bir erkek oldu Tanrı, kadını tutup yüzüne tükürdü Kadın bir kuş olup uçtu Bu kuş, eti yenmez, tüyü yelek olmaz Kurday denilen kuştur Tanrı, erkeği de tutup yüzüne tükürdü O da bir kuş olup uçtu; adına Yalban kuşu dediler![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bu olanlardan sonra Tanrı, insanlara "Ben size mal verdim, aş verdim Yeryüzünde iyi, güzel, pak olan ne varsa verdim Yardımcınız oldum Siz de iyilik yapın Ben, göklerime çekileceğim, tez dönmeyeceğim" dedi
Yardımcı ruhlarına döndü: "Şal-Yime; sen, rakı içip aklını yitirenleri, körpe çocukları, tayları, buzağıları koru Onlara kötülük gelmesin Sağlığında iyilik yapmış olanların ruhlarını yanına al; kendini öldürenlerinkini alma Zenginlerin malına göz dikenleri, hırsızları, başkalarına kötülük edenleri de alma Benim için, bir de kaganları için savaşıp ölenlerin ruhlarını da yanına al, benim yanıma getir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İnsanlar ! Size yardım ettim Kötü ruhları (körmösler) sizden uzaklaştırdım Körmösler size yaklaşırsa, onlara yiyecek verin, ama onların yiyeceklerinden yemeyin; yerseniz, onlardan olursunuz Benim adımı söylerseniz korumam altında olcakasınız Şimdi ben aranızdan ayrılıyorum, ama yine geleceğim Beni unutmayın, geri gelmez sanmayın Geri döndüğümde iyiliklerinizin, kötülüklerinizin hesabını göreceğim Şimdilik benim yerimde Yapkara, Mangdaşire ve Şal-Yime kalacaklar; size yardımcı olacaklar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Yapkara! Gözlerini dört aç Erlik senin elinden ölenlerin canlarını çalmak isterse, Mangdaşire'ye söyle; o güçlüdür![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Şal-Yime! Sen de iyi dinle Albıs, Şulbus yeraltındaki karanlıklar ülkesinden çıkmasınlar Çıkarlarsa, hemen May-Tere'ye bildir Ona güç verdim O, kötü ruhları koğar![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Podo-Sünku, Ay'ı ve Güneş'i bekleyecek Mangdaşire, yeryüzünü ve gökyüzünü koruyacak May-Tere, kötüleri iyilerden uzaklaştıracak![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Mangdaşire, sen de kötü ruhlarla savaş Güç gelirse benim adımı çağır İnsanlara iyi şeyleri, iyi işleri öğret Oltayla balık avlamayı, tiyin (sincap) vurmayı, hayvan beslemeyi öğret"![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Sonra, Tanrı uzaklaştı Mangdaşire, Tanrı'nın sözlerini yerine getirdi Olta yaptı, balık avladı Barutu buldu, sincap vurdu Gün geldi, Mangdaşire kendi kendine mırıldandı: "Bugün beni yel uçuracak, alıp götürecek" Bir yel geldi, Mangdaşire'yi uçurup götürdü Bunun üzerine Yapkara insanlara "Mangdaşire'yi Tanrı yanına aldı Artık, onu bulamazsınız Gün gelecek, beni de yanına çağıracak Nereye isterse oraya gideceğim Öğrendiklerinizi unutmayın Tanrı'nın yargısı budur" dedi![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İnsanları kendi haline bırakıp o da gitti![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
İkinci Yaratılış Destanı
Gök yoktu, yer yoktu Yalnızca, sonu olmayan bir deniz vardı Tanrı Ülgen (Aakay, Kurbustan), bu denizin üzerinde uçuyordu Konacak sert bir yer arıyordu, bulamıyordu Böyle uçarken gönlüne doğdu Bir ses "Önündeki nesneyi yakala" diye fısıldadı Ülgen, bu fısıltıyı yineledi Ellerini öne doğru uzattı O sırada su yüzüne bir taş çıkmıştı Ülgen, taşı yakaladı, üzerine kondu Taşın üstünde ne yapacağını düşündü Uçsuz bucaksız suyun içinden Ak Ene (Ak Ana), süzülüp Ülgen'in karşısına çıktı ve "Yarat" dedi; üç kez yineledi Ülgen "Nasıl?" diye sordu Ak Ene "Yaptım oldu de, yaptım olmadı deme" dedi Sonra, Ak Ene kayboldu Bir daha da görünmedi Ülgen, insanlara şu buyruğu verdi "Var olana yok demeyin; vara yok diyen de yok olur!"![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ülgen, "Yer yaratılsın!" dedi; yer yaratıldı "Gökler yaratılsın!" diye buyurdu; gökler yaratıldı Böylece bütün dünyayı yarattı Sonra, üç büyük balık yaratıp, yeri onların üzerine yerleştirdi Balıklardan ikisini yerin kenarına, üçüncüsünü ortasına temel yaptı Ortada bulunan balığın başı kuzey yönündedir Bu balık başını eğerse, kuzeyden yayık (tufan) olur Başını daha aşağı eğerse, yeryüzünde su basmadık bir avuç yer kalmaz Onun için bu balık, büyük bir zincirle bir direğe bağlanmıştır Onu, Mangda-Şire yönetir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Ülgen, dünyayı yaratırken ay ve gün ışığının dokunduğu Altın Dağ'da oturdu Bu dağ, gök ile yer arasında idi Dünya'nın yaratılışı altı gün sürdü Yedinci gün Ülgen yatıp uyudu; sekizin gün kalktı![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif) ![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bizim Ay ve Güneş'imizin dünyasından başka, doksan dokuz dünya daha vardır Bunların hepsinde birer uçmag (cennet), birer tamu (cehennem) vardır Herbirinde insanlar bulunur En büyük dünya, Han Kurbustan Tengere'dir Bay-Ülgen, bu âlemin yönetimini yardımcılarından olan Mangızın Matmas Burkan adlı ruha vermiştir Bu dünyanın yerinin adı Altın Telegey'dir Cehennemi, Mangız Toçiri Tamu'dur Bu tamuyu, Matman Kara adlı bir zebani yönetir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Doksan dokuz âlemin ortancası, Ezre Kurbustan Tengere'dir Ezre Tengere'yi, Belgein Keratlu Türün Musıkay Burkan'a verilmiştir Yerinin adı, Altın Şarka'dır Cehennemi, Tüpken Kara Tamu'dur Bu cehennemi Matman Karakçı yönetir![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Kişioğullarının bulunduğu bizim dünyamız, en küçük dünyadır Adına, Kara Tengere Dünyası denilir Bu dünyayı, May-Tere yönetir Cehenneminin adı, Kara Teş'tir Bu cehennemi, Kerey Han yönetir Bizim dünyamızın üzerinde otuz üç kat gök vardır![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
Bay-Ülgen, birgün denize bakarken, suyun üstünde bir toprak parçasının yüzdüğünü gördü Toprağın üzeri, insan gövdesine benzeyen bir kil tabakası ile kaplıydı Ülgen, "Bu cansız toprak, kişi olsun!" diye buyurdu Toprak, kişi oldu Ülgen, ona Erlik adını verdi; olduğu yere bıraktı Erlik, giderek Ülgen'i buldu Ülgen de onu yanına aldı; kendisine küçük kardeş yaptı Bir zaman sonra Erlik, Ülgen'i kıskandı Ondan daha güçlü olmak istedi Ülgen'e imrendi, "Ben de onun gibi olmalıyım" diye düşündü Düşüne düşüne Ülgen'e düşman oldu Ülgen bunun yerine, Mangdaşire'yi yarattı Sonra da, bizim dünyamızda yedi kişi yarattı Bunların kemikleri kamıştan, etleri topraktan oldu Kulaklarına üfledi, can verdi burunlarına üfledi, akıl verdi En sonra da, yine bir kişi yarattı ve May-Tere adını verdi Ona "Bu insanları sen yönet" diye buyurdu![frmsinsi.com](images/smilies/frmsinsi.gif)
|