Ses Bilgisi, Yazım (İmla) Kuralları |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ses Bilgisi, Yazım (İmla) KurallarıSES BİLGİSİ, YAZIM (İMLA) KURALLARI NOKTALAMA A SÖYLEYİŞ( TELAFFUZ) 1 Ses ve Seslerin Kullanımı Söyleyiş (Telaffuz) : En geniş anlamıyla konuşmayı sağlayan hareketlerin tümüne söyleyiş (telaffuz) denir Konuşmada ses tonu ve söyleyişin (telaffuzun) önemi büyüktür Boğumlama: Seslerden oluşan heceleri gerekli ses değerle-rini vererek bazı sesler ve heceleri atlamadan, değiştirme-den doğru,güzel ve iyi anlaşılabilecek biçimde söylemektir Tonlama : Anlatıma duygu, düşünce, heyecan, yumuşaklık, sertlik katmak amacıyla seste yapı> farklılığa tonlama denir İnsan sesi ton bakımından kalın, ince ve tiz olmak üzere üçe ayrılır Vurgu : Konuşma sırasında bazı sözcük veya hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine vurgu denirVurgu ikiye ayrılır: a) Sözcük (Kelime) Vurgusu: Konuşma sırasında bazı hecelerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine denir * Anlatımda vurgu söze duygu değeri katar; söylenen sözün daha anlaşılır olmasını sağlar ve ahengi canlandırır * Türkçede genel olarak vurgu son hecededir * Yer isimlerinde vurgu ilk veya orta hecededir: Ankara – İstanbul – Sakarya gibi * Kelimelere ek eklendiğinde, vurgu son heceden bu eke geçer: Kitap – Kitapçı – Kitapçılık – Kitapçılar… * Tek heceli kelimelerde vurgu yapılmaz * Pekiştirme ekleri alan sıfatlardaki pekiştirme ekleri vurguludur Dümdüz, Sapsarı, Masmavi * Birleşik kelimelerde normalde iki vurgu bulunur ancak genelde ilk kelimedeki vurgu daha güçlüdür Çanakkale b) Cümle Vurgusu: Konuşma sırasında bazı sözcüklerin diğerlerine göre daha kuvvetli, daha şiddetli söylenmesine denir * Türkçede vurgulu sözcük (öğe)yükleme en yakın sözcüktür * Vurgulu öğe aynı zamanda cümlenin de en önemli öğesidir O elbiseyi dün ben pazardan aldım Ben o elbiseyi pazardan dün aldım B TÜRKÇENİN SESLERİ VE ÖZELLİKLERİ * Türkçede ünlü ve ünsüz olmak üzere 29 ses vardır Bunların 8 tanesi ünlü, 21 tanesi de ünsüzdür ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASI: Dilimizdeki ünlüler söyleniş sırasında dilin, çenenin ve du-dakların aldığı biçime göre sınıflandırılır a Dilin durumuna göre: Dilin durumuna göre ünlüler kalın ve ince olmak üzere ikiye ayrılır Kalın ünlüler: a, ı, o, u İnce ünlüler: e, i, ö, ü b Alt çenenin durumuna göre: Alt çenenin durumuna göre ünlüler geniş ve dar olmak üzere ikiye ayrılır Geniş ünlüler: a, e, o, ö Dar ünlüler: ı, i, u, ü c Dudakların durumuna göre: Dudakların durumuna göre ünlüler düz ve yuvarlak olmak üzere ikiye ayrılır Düz ünlüler: a, e, ı, i Yuvarlak ünlüler: o, ö, u, ü ÜNSÜZLERİN SINIFLANDIRILMASI: Ünsüzler ağız boşluğundaki boğumlandığı yere (çıkak), sü-rekli söylenip söylenemediğine ve yumuşak (ötümlü) ve sert (ötümsüz) oluşlarına göre sınıflandırılır a Boğumlanmalarına (çıkak) göre: * Dudak ünsüzleri: Dudakların birbirine dokunmasıyla çıkar: b, m, p * Diş-dudak ünsüzleri: Üst dişlerin alt dudağa dokunmasıyla çıkar: f, v * Diş ünsüzleri: Dil ucunun üst dişlere yaklaşmasıyla veya dokunmasıyla çıkar c, ç, d, j, l, n, r, s, ş, t, z * Damak ünsüzleri: Dilin orta kısmının ön damağa ya da dil kökünün art damağa yaklaşmasıyla çıkar g, ğ, k, y * Gırtlak ünsüzleri: Bu ses, ciğerlerden gelen havanın ses tellerine çarpmasından ve ağızda hiç bir engele uğramadan çıkmasıyla oluşur Türkçede gırtlak ünsüzü olarak sadece h sesi vardır b Sürekli söylenip söylenmeyeceğine göre: Ünsüzlerin söylenirken ses yolunun kapanmasına veya sürekli açık olmasına göre sınıflandırılmasıdır Ünsüzler söylenirken ses yolu kapanıyorsa süreksiz, sürekli açık kalıyorsa sürekli ünsüzler adını alır Bunu belirlemek için ünsüzün başına bir ünlü getirilir Ak, süt, iç seslerini söylerken ses yolu tıkanmaktadır Özzzzzzzzz, elllllllll, offffff seslerini söylerken ses yolu açık kalmaktadır Bu özelliğine göre ünsüzler ikiye ayrılır: * Sürekli ünsüzler: f, ğ, h, j, l, m, n, r, s, ş, v, y, z * Süreksiz ünsüzler: b, c, ç, d, g, k, p, t c Yumuşak ve sert oluşlarına göre: Ünsüzler ses tellerinde titreşime uğrayıp uğramadığına göre yumuşak (tonlu) ve sert (tonsuz) olmak üzere ikiye ayrılır * Yumuşak ünsüzler: Ses tellerinin titreşmesiyle oluşan ünsüzlerdir b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z * Sert ünsüzler: Ses telleri titreşmeden oluşan ünsüzlerdir ç, f, h, k, p, s, ş, t ÜNLÜ VE ÜNSÜZ UYUMLARI ÜNLÜ UYUMU Türkçede iki tür ünlü uyumu vardır a Büyük ünlü uyumu: Dilin durumuna göre ünlülerin kalınlık incelik bakımından uyumudur Türkçe sözcüklerde ilk hecede kalın ünlü varsa, ondan sonraki hecelerde kalın ünlü; ince ünlü varsa ince ünlü gelir Bu kurala büyük ünlü uyumu denir “Ağaçlar çiçek açtı” cümlesinde ilk hecede a kalın ünlüsünden sonra a- a- a kalın ünlüleri; çiçek sözcüğünde ise, i, e ince ünlüleri; açtı sözcüğünde a- ı şeklinde kalın ünlüler gelmektedir * Türkçe olduğu hâlde bu kurala uymayan bazı sözcükler de vardır kardeş < karındaş, anne < ana, elma < alma vb Bu sözcüklerin asılları ünlü uyumuna uyarlar * Bazı ekler Türkçe sözcüklere eklendiğinde ünlü uyumuna uymaz - yor eki : geliyor, yazıyor, okuyor vb - mtrak eki : mavimtrak, yeşilimtrak, sarımtrak vb - ki eki : sabahki, akşamki, dünkü vb - daş eki : yurttaş, vatandaş, dindaş, yoldaş vb - leyin eki : geceleyin, sabahleyin, akşamleyin vb - iken eki : silerken, bakarken, yazarken vb b Küçük ünlü uyumu: Küçük ünlü uyumu sözcüklerdeki ünlülerin düzlük yuvarlaklık, darlık-genişlik bakımından uyumudur 1 Türkçe sözcüklerde düz ünlüler (a, e, ı, i) den sonra düz ünlüler gelir 2 Yuvarlak ünlüler (o, ö, u, ü) den sonra; a Düz- geniş (a, e) ya da b Dar-yuvarlak (u, ü) gelir Bu kurala küçük ünlü uyumu denir ÖR: bekledim, kömürlük, gövdesi, umursamaz, tarafsızlık, yorgunluktan ÖNEMLİ:KÜU, kelimenin tamamında değil, komşu iki hece arasında aranır: yumurtacı, yuvarlaklık, görebilmişti… * Bazı sözcükler Türkçe oldukları hâlde küçük ünlü uyumuna uymazlar Armut, çamur, kabuk kavun, avuç, kavuşmak, yağmur vb * yor eki KÜU’yu devamlı bozar: olmuyor ÖNEMLİ: Yabancı sözcüklerde, birleşik kelimelerde ve tek hecelilerde ÜNLÜ UYUMU KURALI aranmaz SES OLAYLARI a Ünsüz Benzeşmesi(Sertleşmesi – Ünsüz Uyumu): Sonunda f,s,t,k,ç,ş, h,p ünsüzleri bulunan kelimeler “c,d,g” yle başlayan bir ek aldığı zaman ekin başındaki yumuşak ünsüzler sertleşerek “ç,t,k” olur sınıf-da değil sınıfta Türk- ce → Türkçe at-gı değil atkı çiçek- ci değil çiçekçi 1905’te, * Ünsüz benzeşmesi yabancı dillerden dilimize giren bazı yabancı sözcükler ile birleşik sözcüklerde aranmaz İstikbâl, mahdut, makbul, işgal, meşgul ile akbaba, kurtdereli, üçgen, Akdeniz, kırkbayır vb b Sert Ünsüzlerin Yumuşaması (Ünsüz Değişimi) Sözcük sonlarındaki sert ünsüzler (ç, k, p, t) sesli harfle başlayan bir ek aldıklarında yumuşarlar: ç – c ; k – ğ ; p – b ; t – d olur Bu kurala sert ünsüzlerin yumuşaması denir ağaç – ağacı ekmek – ekmeği söğüt – söğüde kitap – kitaba vb * Tek heceli sözcükler ile yabancı dillerden dilimize giren bazı sözcükler bu kurala uymaz iç- içi ; ok- oku; kırk- kırkı; kata – kata; yat – yatı vb gayret – gayreti; ehemmiyet- ehemmiyeti vb hukuk – hukuku ; millet- milleti vb c Ünlü türemesi: * -cık / -cik eki alan bazı kelimelerde araya bir ünlünün girdiği görülür: Bir-cik→biricik, az-cık→azıcık, genç-cik → gencecik, dar-cık→daracık… * Pekiştirilmiş bazı kelimelerde de ünlü türemesi olabilir: Yalnız → yapayalnız, çevre → çepeçevre, gündüz → güpegündüz, düz → düpedüz, çıplak →çırılçıplak d Ünsüz türemesi: *Bazı birleşik fiillerin oluşumunda ünsüz türemesi görülür: Af etmek – affetmek his etmek – hissetmek *Bazı sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde sözcüklerde aynı türeme ortaya çıkar Örnek : af-ı = affı had-i = haddi hak-ı=hakkı *Ünlüyle biten sözcüklere, ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelemeyeceği için bu ünlülerin arasına “y,ş,s,n” ünsüzlerinden uygun olan biri gelir Bu ünsüz türemesine kaynaştırma da denir Örnek : oku-y-an okuyan baba-s-ı babası yedi-ş-er yedişer elma-n-ın elmanın e Ünlü Düşmesi: * İki heceli olan kimi sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerinde bulunan ünlüyü düşürürler Omuz – um = omzum oğul – u = oğlu * Baz birleşik fiillerin oluşumunda ünlü düşmesi olur: Kahır olmak =Kahrolmak Sabır etmek= Sabretmek * Bazı sözcükler yapım eki alırken ünlü düşmesi olur: İleri – le – mek =ilerlemek koku – la – mak=koklamak f Ünsüz Düşmesi: * -cek ,-cak küçültme eki alan bazı kelimelerde olur: Küçük-cük=küçücük minik-cik=minicik * Bazı sözcükler yapım eki alırken ünsüz düşmesi olur: Yüksek-l-mek=yükselmek Alçak-l-mak=alçalmak g Ünlü Daralması: * Fiillerin sonlarında bulunan geniş ünlüler (a, e) “-yor” ekinin darlaştırıcı özelliğinden dolayı daralarak, (ı, i, u, ü) dar ünlülerine dönüşür Buna ünlü daralması denir bekl-e-yor > bekl-i-yor kalm-a-yor > kalm-ı-yor özl-e-yor > özl-ü-yor soll-a-yor > soll-u-yor *Tek heceli olan “de- ,ye-“ fiillerinde de darlaşma görülmektedir: De-y-en=diyen ye-yor=yiyor De-y-erek=diyerek ye-y-en=yiyen Türkçenin başlıca ses özellikleri şunlardır: 1 Türkçe sözcükler büyük ve küçük ünlü uyumuna uyar Ancak bu kurala uymayan çok az sayıda sözcük ve ekler vardır 2 Türkçe sözcüklerde ilk heceden sonra (ikinci üçüncü hecelerde) o, ö ünlüsü bulunmaz Bulunan sözcükler Türkçe değildir Atom, horoz, radyo vb 3 Türkçede uzun ünlü yoktur, âlim, nâzım, âşık gibi sözcükler Türkçe değildir 4 İki ünlü yan yana gelmez İki ünlü yan yana geliyorsa araya bir kaynaştırma sesi (harfi) girer Oku-y-an, bağla-n-acak, masa-s-ı vb İki ünlü yan yana bulunan saat, şair, şiir, fiil, muayene, reis, maalesef vb Türkçe değildir 5 Türkçe sözcüklerde f, h, j sesi yoktur Mahkeme, tüfek, jilet, jandarma, ajanda, vb Ancak tabiat taklidi seslerden oluşan sözcükler bu kuralın dışındadır Fısıldamak, of, vb 6 Türkçede c, ğ, l, m, n, r, v, z sesleri sözcüğün başında bulunmaz Yani bu seslerle başlayan sözcükler Türkçe değildir Cami, lâle, marul, nane, raf, vazife, zerdali vb 7 Sözcük sonunda b, d, c, g sesleri bulunmaz Kitab, derd, ilac, vb Bu seslerle biten sözcükler kitap, dert, ilaç biçi- minde söylenir 8 Sözcüğün başında iki ünsüz yan yana bulunmaz Bulunanlar Türkçe değildir Plan, kredi, tren 9 Sözcüğün sonunda üç ünsüz ses yan yana bulunmaz Bulunanlar Türkçe değildir Sfenks, kontr 10 Sözcük kökünde aynı cinsten iki ünsüz yan yana bulunmaz Millet, hürriyet, tasavvur, hassas vb Türkçe değildir C YAZIM (İMLA) KURALLARI a Büyük harflerin yazımıyla ilgili bazı kurallar: * Belli bir tarih bildiren ay, gün adları büyük harfle başlar 23 Ekim 1923 Cuma günü *Ay ve gün adları yanlarında sayı olmadan kullanıldıklarında küçük harfle başlayarak yazılır Bu yıl şubat ve mart ayları çok soğuk geçti * Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar ve meslek adları büyük harfle başlar Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Sayın Ali Kaya, Ahmet Bey, Dursun Efendi, Doktor Behcet Uz, Mareşal Fevzi Çakmak, Prof Dr Talât Tekin, **** İbrahim, Avcı Mehmet Paşa vb * Akrabalık bildiren sözcükler başa gelmediği sürece büyük harfle başlamaz: Zeynep teyze – Ahmet dayı Dayı Ahmet – Baba Kemal * Millet, kavim, boy, oymak, din, mezhep isimleri ve bunlara mensup olanlara verilen isimler büyük harfle başlar: Türk, Türkler, Yunan, Alman, Arap… Oğuz, Kazak, Tatar, Özbek, Tacik… Müslüman, Musevî, Hıristiyan… Müslümanlık, İslâm, Musevîlik, Hıristiyanlık… Şiilik, Budizm, Malikîlik, Hanefîlik… Hanefî, Şafiî, Alevî, Budist, Katolik… * Dil ve lehçe isimleri büyük harfle başlar: Türkçe, Farsça, Fransızca, Macarca, Fince… * Yön bildiren kelimeler bir bölge veya ülke adından önce gelirse büyük, sonra gelirse küçük yazılır Kuzey Kıbrıs’a tatile gittik Kıbrıs’ın kuzeyine tatile gittik Doğu Anadolu’nun coğrafyası… |
Ses Bilgisi, Yazım (İmla) Kuralları |
10-21-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ses Bilgisi, Yazım (İmla) KurallarıAnadolu’nun doğusundaki dağlar… * Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar Ancak dünya, güneş ve ay kelimeleri terim olarak kullanılıyorsa özel isim olduğu için büyük; diğer anlamlarında kullanılıyorsa cins ismi olduğu için küçük harfle başlar: Ay’ın yakından çekilmiş fotoğrafları insanlığı pek şaşırtmıştı Şair sevgilisinin yüzünü aya benzetir Yazın Güneş ışınları Dünya’ya dik olarak gelir Sabahtan beri dünya kadar yer dolaştık b Sayıların yazımıyla ilgili bazı kurallar : * Sayılar rakamla da yazıyla da yazılabilir Bununla ilgili kesin bir kural olmamakla beraber uygulamada edebî karakter gösteren sayılar yazıyla yazılır Otuz beş yaş şiirini çok severim İki hafta sonra mahalleden taşınacağız * Buna karşılık ölçü ve istatistiksel veri ifade eden sayılar rakamla yazılır 100 lira, 15 kilogram, 20 metre, 150 kilometre * Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir On ikiye beş kala, beşe çeyrek kala, yediyi on üç geçe vb * Sıra sayıları rakamla da yazıyla da yazılabilir Rakamla yazıldığında, rakamdan sonra nokta konur veya rakamdan sonra kesme işareti konularak ek yazıyla yazılır 3 gün, 5 sıra, 6 madde; 3’üncü gün, 5’inci sıra, 6’ıncı madde vb * Üleştirme sayıları yazıyla gösterilir İkişer, üçer, onar, beşer beşer, ikişer ikişer vb * Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır Bir yıl üç yüz altmış beş gündür saat dokuzu beş geçe vb c Ek olan -ki ile bağlaç olan “ki”nin yazımı : * Türkçede ek olan- ki kendisinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılır Sınıftaki çocuk / elindeki kitap =Sıfat yapan “-ki” eki Elindekini masaya bıraktı=İlgi zamiri olan “-ki” eki * Bağlaç olan “ki” bağımsız bir sözcük olarak daima ayrı yazılır Soğuk su içme ki hasta olmayasın Bir de baktım ki kimse kalmamış Ben yorulmadım ki d Ek olan -de ile bağlaç olan “de”nin yazımı : * Türkçede ek olan -de kendisinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılır Elinde mavi bir çanta vardı Etrafında kimse yoktu Ne ben senin köyünde edebilirim, ne sen benim obamda * Ek olan – de, bağlı olduğu sözcüğün son hecesine ünsüz benzeşmesi bakımından uyar – de / – da ekleri -te / -ta’ya dönüşür Sokakta yalnız yürüyordu Aradıklarını bu kitapta bulabilirsin * Cümle içinde dahi anl***** gelen “de, da” bağlacı bağımsız bir sözcük olarak ayrı yazılır Gel Osman’ım, otur da yemek ye Zeynep akıl etti de başına bir kova su döktü e Birleşik sözcüklerin yazımı ile ilgili bazı kurallar : Türkçede birleşik sözcükler genelde şu yollarla oluşturulur: 1 İki sözcüğün araya ek alamayacak biçimde birleşmesiyle oluşurlar: Açıkgöz – Hanımeli 2 En az birisinin gerçek anlamının dışında kullanılmasıyla oluşurlar: ateşböceği, yerelması, adamotu vb 3 Ses aşınmasıyla (ünlü düşmesiyle) oluşurlar: cuma-ertesi cumartesi kahve-altı kahvaltı pazar- ertesi pazartesi vb Birleşik Sözcüklerin Yazımı: Birleşik sözcüklerin bir kısmı bitişik bir kısmı da ayrı yazılır A Bitişik yazı> birleşik sözcükler 1 Ses düşmesine (aşınmasına) uğrayan birleşik sözcükler bitişik yazılır kahve-altı – kahvaltı pazar- ertesi – pazartesi sütlü-aş – sütlaç ne asıl – nasıl kayın-ana – kaynana vb azletmek, emretmek, hükmolunmak, nakletmek vb 2 Birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğrayan birleşik sözcükler bitişik yazılır aslanağı (bitki), gelinparmağı (üzüm), aslanpençesi (bitki), kuşburnu (bitki), deveboynu (boru), itdirseği (arpacık), kızılkanat (balık) vb 3 Birleşik fiiller bitişik yazılır düşünebilmek, yapabilmek, uyuyakalmak, gidedurmak, çıkagelmek, uçuvermek vb 4 Ev, ocak ve yurt kelimeleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır: Bakım evi, aş evi, radyo evi, sağlık ocağı, öğrenci yurdu… B Ayrı yazı> birleşik sözcükler 1 Etmek, olmak, vb yardımcı fiillerle kurulan birleşik fiillerde, isim herhangi bir ses düşmesine uğramazsa bu tür birleşik fiiller ayrı yazılır arz etmek, alay etmek, not etmek söz etmek, yok olmak, ilan etmek vb 2 Birleşme sırasında anlam değişikliği olmayanlar ayrı yazılır ada balığı, kırlangıç balığı, iskele kuşu, Ankara keçisi, ardıç otu, sakız ağacı, ateş çiçeği, kuş üzümü, çavuş üzümü, kuru fasulye vb 3 Sıfat tamlaması yapısındaki birleşik sözcükler ayrı yazılır akar amber, çalar saat, döner ayna, döner kapı, yatar koltuk, çıkmaz sokak, yazar kasa, görünmez kaza vb Not:Birleşik sözcükler ile ayrı yazı> birleşik sözcükler için Türk Dil Kurumu yayınlarından Yazım Kılavuzu’na bakınız f Kısaltmaların yazımı : * Kısaltmalardan sonra gelen çekim ekleri kesme ile ayrılır Ekler son harfin okunuşuna göre belirlenir; kelimenin uzun şeklinin okunuşuna göre değil: MEB’e, TBMM’nin, TCDD’ne değil TCCD’ye, İTÜ’nden değil İTÜ’den |
Ses Bilgisi, Yazım (İmla) Kuralları |
10-21-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ses Bilgisi, Yazım (İmla) KurallarıD NOKTALAMA İŞARETLERİ a Nokta () : *Nokta bir duygu, düşünce ve isteği tam olarak anlatan cümlenin sonuna konur Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi Ak akçe kara gün içindir * Kısaltmalardan sonra kullanılır Prof (profesör), Dr (Doktor), Cad (Cadde), Alb (Albay) T (Türkçe), Fr Ancak bazı kısatmalardan sonra nokta kullanılmaz TDK (Türk Dil Kurumu) TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) MEB (Millî Eğitim Bakanlığı) * (i)nci anlamında sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılır IV Murat, II Mehmet (Fatih Sultan Mehmet), 20 cadde, 21 yüzyıl * Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları ayırmak için kullanılır 162006, 1951919, 1102006 Tarihlerde ay adı yazıyla gösterildiğinde araya nokta konmaz 1 Haziran 2006, 19 Mayıs 1919, 1 Ekim 2006 * Bir yazıda madde numaralarından sonra konur I 1 A a II 2 B b b Virgül (,) : *Bir cümlede arka arkaya sıralanan eş görevli sözcükleri ve sözcük gruplarını ayırmak için kullanılır Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar? * Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır Fakat yol otomobillere yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez * Cümle içinde ara sözleri ayırmak için kullanılır Şimdi, efendiler, müsade buyurursanız, size bir sual sorayım * Hitap için kullanı> sözcüklerden sonra kullanılır Sayın Başkan, Değerli arkadaşım, * Anlama güç katmak amacıyla kullanı> sözcükler arasında kullanılır Kanun diye, kanun diye kanun tepelerdi c Noktalı virgül ( : *Cümle içinde virgül bulunan eşit bölümleri, türleri birbirinden ayırmak için kullanılır Türkçeden, tarihten yedişer; fizikten, kimyadan beşer numara aldı *Biçimce aynı, anlamca birbirine bağlı cümleler arasında kullanılır Vatan için ölmek de var;fakat borcun yaşamaktır Çok çalışmalıyız; çünkü başarının anahtarı çalışmaktır d İki nokta ( : * Kendisinden sonra örnek verilecek cümlenin sonuna konur: Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem * Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur: Derler: İnsanda derin bir yaradır köksüzlük; Budur âlemde hudutsuz ve hazin öksüzlük (Yahya Kemal Beyatlı) * Yazıda karşılıklı konuşmanın başlayacağını, birisinin söze başlayacağını belirtmek için kulanılır Dizdarbaşı: - Ali Usta dükkanı arayacağız, dedi Koca Ali cevap verdi: - Niçin? e Üç nokta (…) : *Tamamlanmamış cümlelerin sonunda kullanılır Cümleye susma anlamı katar - Anneniz nasıl oldu? - Onu dün… * Kaba sayıldığı için veya bir başka nedenden dolayı açıklanmak istenmeyen sözlerin yerine üç nokta konur Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz * Bir metinde alınmayan cümle veya bölümlerin yerine kullanılır : Mümtaz, bu dükkâna bakarken hiç farkında olmadan Mallarmé’nin mısraını hatırladı: “Meçhul bir felâketten buraya düşmüş…” (Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur) * Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayaline bırakıldığını göstermek için kullanılır Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı… Faruk Nafiz Çamlıbel f Soru işareti (?) : *Soru anlamı bildiren cümlelerin sonunda kullanılır – Beyim, dedi Bunu satmıyor musunuz? – Hangisini? – Şu keçeyi canım! Kenan Hulusi Koray * Bilinmeyen yer, tarih vb durumları belirtmek için kullanılır Türk halk felsefesinin, Türk nükteciliğinin ve mizah dehasının büyük mümessili Nasreddin Hoca da (Hâce Nasirüddin) bu asırda yaş>ıştır (1208 ?-1284) * Bir bilginin kuşkuyla karşılandığı durumlarda kullanılır Ankara’ya üç(?) saatte gelmiş * Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur: Ruhunu karartan neydi, yağmur mu yağıyordu; yoksa şimşekler mi çakıyordu? g Ünlem işareti (!) : *Sevinç, coşku, heyecan, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerden sonra kullanılır Ey Türk Gençliği! Yaşa! Varol! – Nasıl yaparsın bunu! * Seslenme ve hitap sözlerinden sonra kullanılır – Ak tolgalı Beylerbeyi haykırdı: İlerle! Yahya Kemal Beyatlı * Bir söze alay, kinaye ve küçümseme anlamı kazandırmak içinde kullanılır Çok bilgili (!) olduğunu söylüyor Evi biriktirdiği (!) parayla almış h Kısa çizgi (-) : *Sözcükler bölünürken satır sonunda kullanılır * Dil bilgisinde sözcüklerde kök ve ekleri ayırmak için kullanılır baş-kan “başkan” baş-ar-mak “başarmak” baş-ak “başak” * Eski harflerle yazılmış metinlerdeki tamlama ve bileşik sözcüklerin Latin harflerine çevrilmesinde ögeleri ayırmak için kullanılır Divanü Lûgati’t – Türk bi-çâre Hakimiyet-i Milliye menfaat-perest vb * Bazı terim, kuruluş ve şehir adları arasında kullanılır Eğitim-öğretim, ad-soyad Fen-Edebiyat Fakültesi vb Türkçe- Fransızca Sözlük Ankara- İstanbul yolu vb * Matematikte çıkartma işareti olarak kullanılır 27 – 17 = 10 ı Uzun çizgi (–) : *Satır başında konuşmaları göstermek için kullanılır – Buraya yeni mi taşındınız? – Kaç yaşındasın? * Tiyatro eserlerinde konuşanın adından sonra kullanılır SÜTÇÜ– Hanım abla kaç litre süt alacaksın? PİŞEKAR– Sana oraya git demedim, zihninden orasını bir geçir KAVUKLU– Zihnimin gözü ufaktır geçmez efendim i Tırnak işareti (“…”) : *Herhangi bir metinden ya da başka bir kişiden alınan bölümleri ve sözleri göstermek için kullanılır Deveye, “Neden boynun eğri?” diye sormuşlar O da “Nerem doğru ki?” demiş * Özel olarak belirtilmek istenen sözleri göstermek için kullanılır Tam bir cümlenin sonuna “nokta” konur j Ayraç (Parantez) ( ( ) ) : *Cümlenin yapısıyla ilgili olmayan açıklama ve sözler ayraç içine alınırO tarihte (1980) henüz sen yoktun * Tiyatro eserlerinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak için kullanılır Kavuklu- Pekâla (Düşünür) Buldum, ne olacak? k Kesme işareti ( , ) : * Aşağıda sıralanan özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Kişi adları, soyadları ve takma adlar: Atatürk’üm, Fatih Sultan Mehmet’e, Muhibbi’nin, Gül Baba’ya, Sultan Ana’nın, Yurdakul’dan, Kâzım Karabekir’i, Yunus Emre’yi, Ziya Gökalp’tan, Refik Halit Karay’mış, Ahmet Cevat Emre’dir, Namık Kemal’se *Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılır Nice’ler (Nisler) Bordeaux’lu (Bordokslu) *Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır MEB’in, TDK’nin, TV’ye, mm’yi, cm’den *Cümlede rakamları ayırmada kullanılır Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilân edildi 2’inci kat, * Manzum yazılarda ölçü gereği düşürülen harfin yerine kullanılır Şu karşıki yüce dağlar Acep bizim dağlar m’ola? Kara yaslı benim anam Oğul der de ağlar m’ola? Sümmani |
|