|
|
Konu Araçları |
bulgaristan, cumhurbaşkanı, eski, itiraf, jelevden, jelu, tarihi |
Bulgaristan Eski Cumhurbaşkanı Jelu Jelev'den Tarihi İtiraf |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bulgaristan Eski Cumhurbaşkanı Jelu Jelev'den Tarihi İtirafBulgaristan eski Cumhurbaşkanı Jelu Jelev'den tarihi itiraf Yazar Balkan Günlüğü Gazetesi Saturday, 13 June 2009 Bulgaristan'ın eski Cumhurbaşkanı Jelu Jelev, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin zorunlu göçe tabi tutulmalarıyla ilgili, ''Soya dönüş süreci büyük bir suçtur Bunun 100 binlerce kişiyle bir tür alay etme olduğunu, aynı zamanda manevi bir soykırıma eş değer olduğunu vurgulamak istiyorum'' dedi Jelev, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneğinin (BALGÖÇ) Bursa Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla düzenlediği ''Zorunlu Göçün 20 Yılı'' etkinlikleri kapsamında Tayyare Kültür Merkezi'nde (TKM) düzenlenen konferansta, tarihin yeniden yazılamayacağını, ancak bundan bazı dersler alınabileceğini söyledi Bulgaristan'dan Türkiye'ye yaşanan zorunlu göçün tarihsel sürecine değinen Jelev, Türklerin zorunlu göçe tabi tutulmasıyla sonuçlanan bu dönemin Bulgaristan'da ''Soya Dönüş Süreci'' olarak adlandırıldığını belirtti Jelev, şöyle konuştu: ''Soya dönüş süreci, komünist rejimin Bulgar halkına ve Burgaristan'a karşı gerçekleştirmiş olduğu en büyük suçlardan, cinayetlerden biridir Bu süreç, doğrudan Bulgaristan Türklerine yönelik olmasına ve bu süreçte en çok onlar acı çekmesine rağmen, 'soya dönüş süreci' vatanımızın alnına öyle bir utanç lekesi sürdü ki, uzun yıllar bunun Bulgaristan Komünist Partisi'nin ve Todor Jivkov rejiminin yaptırımı olduğunu anlatmak zorunda kaldık'' -''BU GERÇEKTEN POLİTİK BİR AKILSIZLIKTIR''- Jelev, komünist rejimin Bulgar halkına karşı da suç işlediğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Soya dönüş süreci, büyük bir suçtur Bunun 100 binlerce kişiyle bir tür alay etme olduğunu, aynı zamanda manevi bir soykırıma eş değer olduğunu vurgulamak istiyorum Böyle bir yaptırımı ömrünü tamamlamış bir komünist rejimin yapabileceğini vurgulamak istiyorum Soya dönüş süreci, Bulgar Komünist Partisi'nin ve Todor Jivkov'un bir yaptırımıdır Bu Bulgar halkının davası değildir Bulgar halkı, diğer halk ve ırklara karşı bir düşmanlık beslemeyen bir halktır Bütün bunlara yabancı olan bir halktır Soya dönüş süreci, çok çirkin bulduğumuz bir kavramdır Çünkü içerik ve uygulama yöntemi açısından Bulgaristan Türklerinin soya dönüşünü değil, Bulgarların politik ve etnik açıdan soysuzlaşmasını ifade eder ya da bunun bir ifadesi olarak algılanabilir Nereden ve nasıl bakılırsa bakılsın, bu gerçekten politik bir akılsızlıktır 20 yüzyılın sonunda insan hakları, azınlık hakları, kişisel özgürlükler konusu insanlığın ana meselesi olmuşken, ülkedeki en büyük azınlığı asimile etmeye kalkmak, bunların adlarını değiştirmek, ana dillerini konuşmalarını yasaklamak, ulusal kıyafetlerini, dini bayramlarını, gelenek göreneklerini yasaklamak şeklindeki politikanın başarılı olabileceğine inanmak, bütün dünya kamuoyunu inandırabileceğini düşünmek, gerçekten bir akılsızlık ve politik bir adiliktir'' -''TÜRKLERİMİZE BORÇLUYUZ''- Her kötülüğün altında bir iyilik yattığını, bu süreçle ilgili yaşanan protestoların Todor Jivkov rejiminin düşüşünü hızlandırdığını dile getiren Jelev, şöyle dedi: ''Bugün Bulgaristan demokratik bir ülkeyse, piyasa ekonomisi olan bir ülkeyse, Avrupa Konseyi, AB, NATO gibi uluslararası örgütlere üyeyse, tüm bunları bir anlamda bizim Türklerimize de borçluyuz 20 yıl önce Jivkov'un komünist rejimine karşı insan haklarının iade edilmesi için mücadeleye giriştiklerinde, onlar Bulgaristan'da demokrasinin yerleşmesine yardımcı oldular'' -MESUT YILMAZ'IN KONUŞMASI - Eski Başbakanlardan ve Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz da Türklerin Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutuldukları dönemde Dışişleri Bakanı olduğunu anımsatarak, Türk-Bulgar ilişkilerinin ve Bulgaristan'daki Türk azınlığın sorunlarının, kendisini tüm siyasi hayatında takip eden sorunlar olduğunu söyledi Cumhuriyetin ilanından 1989'daki zorunlu göç olayına kadar Türkiye'ye Bulgaristan'dan yarım milyon soydaşın göç ettiğini kaydeden Yılmaz, 1989'dan önce yaşanan göç hareketlerinin göç edenlerin arzusuyla ve iki ülke arasında yapılan anlaşmalar uyarınca gerçekleştiğini savundu Yılmaz, şunları kaydetti: ''Ancak 1989'da o zaman ki Bulgar yönetimi, Türk asıllı Müslümanlara zorunlu göç uygulaması yapmıştır Onları toplu bir sürgüne mahkum etmiştir Komünist Bulgar yönetimi, Türk azınlığı asimile etmeyi başaramamıştır Bu asimilasyon projesinin başarısızlığa uğramasının 3 temel nedeni vardır 1'incisi zamanlama yanlıştı Asimilasyon projesini dünyada özgürlük rüzgarlarının esmeye başladığı dönemde yapmaya kalkıştılar Bulgar yönetiminin asimilasyonu hayata geçirmek istediği dönem, tarihin akışına ters bir döneme denk gelmiştir 2'ncisi, Jivkov yönetimi bu mezalime karşı Türk azınlığın gösterebileceği tepkiyi de yanlış hesaplamıştır Onlar Türk toplumunun bu baskı politikasını, asimilasyonu kolaylıkla kabulleneceğini, boyun eğeceklerini hesap etmişlerdir Ama böyle olmamıştır Türk azınlık benliğine, diline, dinine, kültürüne sahip çıkmıştır Uygulanan tüm baskılara rağmen direnmiştir 3'üncüsü ise Türk hükümetinin takınacağı tavrın Bulgar yönetimince yanlış hesaplanmasıdır Onlar Türk hükümetinin de bu meseleyi çok fazla büyütmeyeceğini sanmışlardır Türkiye tüm imkanlarını kullanarak soydaşlarına sahip çıkmıştır Başka ülkelerde yaşayan Türk azınlıkları, o ülkelerle aramızda bir barış köprüsü olarak görüyoruz'' Tayyare Kültür Merkezi'ndeki etkinlik kapsamında, zorunlu göçe ilişkin bir de fotoğraf sergisi açıldı |
|