Rakının Manifestosu / Necmettin Topçu |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rakının Manifestosu / Necmettin TopçuI hadi söyle onlar biz değildik biliyorsun onların üniformaları, apoletleri vardı üç kişiydiler üç şeydiler: uluorta vuruyorlardı makam-ı buseyi söyle kimdi onlar bir tek sen gördün, bir tek sen biliyorsun çocukluğumdan yadigar bu iltihaplı trajediyi II gittiğimiz bu yol felç gibi müstakil, bir acıya iniyor az önce eski bir hayattan geçtik, daha doğmamış çocukların bile dahil edildiği bir oyundan… kaderin cilvesinden aşşağı inerken sadece, eski bir aşkın kapanış bilançosu ve biraz şarap vardı yanımda sen biraz prezervatif al, biraz rüzgar sonra beni iyi izle sonra gökyüzünü iyi izle bak nasıl da ayrılık çığlıkları atıyor altımda! III isterim ki sesime değsin isteğin hissi aman gülmeyesin bana küçük burjuvam bir mırıltı ki o kulaktan sekip kalp zarını deler: - kalk gidelim dağlara tütün kokan ovalara… … oy adıyaman, oy yolu yaman - şimdi öpebilir miyim seni? evet gittiler IV umut dediğin nedir ki mısto? eli mahkum affeder! V evcilleştirilemiyormuş hiçbir acı öğrendim her şey öyle hızlı değişiyor ki bu filmde örneğin kendini ağırdan satıyor diye herkes köylü kızına vurgun ama şoför her gece büyük hanımla yatıyor sonra aşçı… ne gelin görünüyor ufukta ne de kelin, ar damarı çatlak bir bacak arasına düşünce fesin şimdi bir günah gibi peşindeysem eğer, kitabıma söv! peygamberime kız! benim dinimde kıblem senin sesin… VI toplu taşımadayız beyler toplu bir katliamda önümüz bayram, önümüz kurban bacak aralarından çıkarıp başınızı kesin şu bananeciliği şu insalığı sağır eden sesi! görmüyor musunuz; hiç durmadan yeni bir onur eziyoruz trafikte ve küçük burjuvam korkma, puşt gibi döker kendini şimdi insalığın fikrine dipçiğin derisi… VII ah ne bitmez uzatmalarmış bunlar son dakikalara bir aşkı sığdırabilecek kadar diriyiz hâlâ bit dersen bitebilirim: eski bir hakem düdüğünün sesi var sanki sözünde bacak arandaki bu çayırda kuşlar yok artık güzelim kargalarla beraber onları da kovaladılar orada kasti tekmeler var, kırmızı bültenler… renk renk kartlar uçuşuyor gökyüzünde! VIII sosyalizme bir sır: aslında biz hep kaybetmiş sayılacağız, **** hakemin o taraflı zihninde! IX geçtiğim her sokağın başında bir kadın acıdan yapma bir kadın… ah ameli derdim senle değil, inan, acıtan yine kadın! X çocuklar ölü vatan selamet havada egzama havada kıyamet! XI amannnn yağlı ayrılık… değmesin dikkat! XII hiç durmadan bir kalp dolusu umutsuzluk boca ediyorum üzerine sayısız tırtıl kanatlarına kavuşuyor diyorsun ne güzel aç kalmış çocukların feryadını pudrayla kapatmayı bırak artık ameli sen beni dinle; çok para veriyorlar diyorum mutluluğun kellesine… hrant sırtındaki kurşunlara alıştı musa anter de öyle hala ekmek hasreti gibi duruyor türkiye ahmet’in gövdesinde ah ameli, küçük burjuvam… gözyaşların o kadar boşa ki çünkü öldürmeden siyaset yapılmıyor güzel ülkemin o güzel sesinde XII öldürmek istiyorsan beni aç bırak şımartma silahı zahmet verme tetiğe o zaman nefesim bir memur gibi kokuyor ah tüm sapkınlıklarıma sebep ameli; ülkemde bazı aşklar faşist oluyor XIV çocuk diyor ki; benden ne istersiniz ben zaten bir deri bir kemik - annem ekmek diyerek öldü sen biliyorsun: açlık sınırındaki mayınlara kaç şehit verdik ameli? dünyadaki tüm kara mayınları toplanmaya devam ederken onlar neden oradaydı? sen biliyorsun hepsini ameli… dünyaya küfür sana dipdiri bir aşk bıraktığımı söyleyeceğim son nefesimde konuş ameli… - annem ekmek diyerek öldü aç bir çocuk diyor ki; eyy güzel tanrım, cennet şimdi annemin neresinde! XV ah ameli… ben babama kızıp geceye yandım sen sevdalı külüme yetiştin XVI uzun lafın kısası; 21 yüzyılın rakı masasında ne devlet kurtarılabiliyor artık ne de bir aşk! Necmettin Topçu |
|