Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aksaray, ili

Aksaray İli

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aksaray İli



Aksaray ili



Aksaray, kuzey ve güney Anadolu dağlarının birbirinden uzaklaştığı İç Anadolu bölümünün orta Kızılırmak kesimine girer Kuzey yarım kürede ekvatordan 37-38 paralelleri, doğu yarım kürede 33-35 meridyenleri arasında yer alır Doğuda Nevşehir, Güneydoğuda Niğde, Batısında Konya ve Kuzeyde Ankara ile Kuzeydoğuda Kırşehir ile çevrilidir7997 km² yüzölçümünde geniş
bir alana sahiptir
Bölgede Hasandağı Melendiz Dağları ve Ekecik Dağı gibi volkanik dağlar
ile lavların meydana getirdiği platolar vardır Batıda ise Konya Ovasının büyük bir kesimi Aksaray sınırları içerisinde kalmaktadır
Melendiz Dağlarından çıkarak Tuz Gölüne dökülen Uluırmak, geniş bir plato meydana getirmektedir İlin önemli dağları Hasandağı(3268) ,Küçük Hasandağı (3040m) ve Ekecik Dağı (2033m)’dir
Aksaray’ın deniz seviyesinden yüksekliği 980 m’dir

AKSARAY KÖPRÜLERİ

Aksaray’ın idari sınırları içinde Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular devirlerine kadar bir çok köprünün bulunduğunu kalıntılardan anlamaktayız Bu köprüler eskiden yollar terk edildikten sonra, yakın köylerin taş ocağı haline gelmiş, taşları köylüler tarafından sökülerek çeşitli yerlerde kullanılmıştır Aksaray içinden geçen uluırmak üzerinde başlıca dört köprü bulunmaktadır

1-Kalanlar Köprüsü:

Dört gözlü köprünün Selçuklu eseri olduğu tahmin ediliyor 36 m uzunluğundadır Sultan II Abdülhamid’in Seraskeri Hacı Ali Paşa köprüyü onartmış ve ayaklarını takviye etmiştir Bu köprü ile beraber Başköprü ve Debbağlar köprüsünü de takviye ettirmiştir

2-Başköprü:

Bu köprü Uluırmak üzerindeki ikinci köprüdür Üç gözlüdür Kitabesi yoktur Evliya Çelebi Seyahatnamede Sultan Alaaddin zamanında yapıldığını kaydetmektedir İbrahim Hakkı Konyalı ise, Sultan IIKılıçarslan tarafından yatırıldığını kaydetmektedir

3-Nakkaş Köprüsü:

Nakkaş ve Meydan mahallelerini Dere mahallesine bağlar Üç gözü vardır Kitabesi mevcut olmayıp, Selçuklu dönemine ait olduğu bilinmektedir

4-Debbağlar Köprüsü:

Selçuklu dönemi eseridir Kitabesi yoktur Debbağlar mahallesinde olduğundan bu adla anılmaktadır Hacı Ali Paşa tarafından payandalarla takviye ettirilmiştir

IHLARA

Aksaray, Hristiyanlığın daha ilk yıllarında önemli bir din merkezi olmuştur Kayseri’li Basilus ve Nazianzos’lu Gregorius gibi mezhep kurucuları 4yy da burada yetişmişlerdir Mısır ve Suriye sisteminden ayrı bir manastır hayatının kurallarını bunlar tespit etmişlerdir Böylece Yunan ve Slav sistemi doğmuştur Mısır ve Suriyeli rahiplerin dünya ile olan ilişkilerini kesmelerine rağmen Basilus ve Gregorius’un rahipleri dünya ile olan ilişkilerini kesmiyorlardı Bu yeni anlayışın yeri Belisırma idi



Gregorius, teslis inancına yeni bir izah getirerek Hz İsa’nın Tanrılığı tartışmasında İznik toplantısı görüşlerine kuvvet kazandıran fikirler ileri sürdüBöylece Hristiyanlık tarihinde öncü Gregorius’un yetiştiği kayalık bölge (Belisırma,Ihlara,Gelveri) Manastır ruhuna uygun,kayalara oyulan kiliseler topluluğu halinde geldi Arap akınlarına karşı, Hasandağı’ndaki müdafaa kaleleri karşı koyunca bu kiliseler faal ibadet merkezi durumlarını devam ettirdilerIhlara vadisindeki kayalara oyulmuş bu freskli kiliseler, korunarak yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak zamanımıza kadar gelmiştirHristiyanlığın ilk yıllarından itibaren kayaların rahatlıkla kazılmasıyla meydana getirilen bu freskli kiliseler ve iskan yerleri 14 km boyunca Ihlara’dan Selime’ye kadar devam eden “IHLARA VADİSİ” içerisinde yer alırlar


Vadi içinde akan melendiz çayından görünüm

İlk çağlarda Kapodokya Irmağı anlamına gelen Patamos Kapadokus ırmağının ortasında tabiatla tarihin birarada bulunduğu Ihlara Vadisindeki kiliselerin ilk örnekleri MS 4 yya kadar inmektedir Ihlara vadisindeki kiliselerin resim tekniği iki kısma ayrılır
Ihlara civarındaki kiliseler Kapadokya tipi diye bilinen sanatı gösterir
Orta kısmında Belisırma bölümünde bulunanlar ise, Bizans tipi resimlerle süslüdürler Böylece iki bölgeyi ayıran kaynaktan doğan iki ayrı tip saymak gerekmektedir Birinci gruptakiler;Eğritaş,Ağaç altı,Kokar,Pürenliseki ve Yılanlı kiliselerdir

İlk Hristiyanlık dönemine yakın olan bu kiliselerde; incil sahneleri, Aziz Basilus ve Gregorius’un anlayışlarına göre çizilmişlerdir Uzun metinler verilmiştir
Teferuatta Mısır ve Suriye etkileri görülmektedir Ağaçaltı kilisesi son dönem Roma ve Sasani etkisindedir ve daha fazla doğu havası taşımaktadır


Ağaçaltı Kilisesi

Aziz tasvirleri Kapadokya ve Bizans tipinden çok ayrıdır Plan V ve VI yy yapılarına uygundur Bu bölgedeki diğer üç kilise ise, ayrı bir grupturAzizler diğerlerine benzer, fakat ortaçağ özelliğine kaymıştır İncil’den az metin verilmiştir Bunlarda da Suriye etkisi açıktır Göreme ve diğer kiliselerde rastlanmayan özellikler ve ifadeler vardır Bütün resimlerde İncil sahnelerinin sembolik bir üslupla gösterildiği dikkati çekmektedir

Kötülük kaynağı olarak şeytan ve kadın bu sahnelerde yer alır Elbiseler Suriye ve İran tipindedir IX ve X asırlarda İslam halifelerine bağlı bölgelerde kullanılan cinstendir İsa’nın yemek masasındaki eşyası, bindiği hayvan hepsi de Bizans ve Kapadokya tipinden uzak,Mısır Hristiyan sanatı ve romanesk resim özellikleri taşır


Sümbüllü Kilise

Belisırma bölümündeki kiliseler açıkça Bizans tipindedir Bazı küçük ayrıntılar yerli veya daha doğudan gelen etkilere örnek ise de genel üslup Bizans’tır

Bütün bu kiliselerden sadece ikisinin tarihi tespit edilmiştir Direkli Kilise (976-1025), Saint Georges Kilisesi ise (1283-1295) yıllarına aittir Sonuncusu çağının sanatının tipik bir örneğidirBir Selçuk Sultanının elbisesini gösteren resim, Türk hükümdarının himaye ve yardımı ile bu kilisenin yapıldığına belge teşkil etmektedir

Xyyortasında Bizansın Toroslar ve Klikya Bölgelerini geri almasıyla Ihlara bölgesinde de yeni kiliselerin yapıldığını görmekteyiz Bahaddin Samanlığı Kilisesi, Sümbüllü Kilise ve Direkli Kilise resimleri bu yüzyılda işlenmiştir Ala Kilise, Akhisar’daki Çanlı Kilise ve Karagedik Kilisesi XI yy başlarındaki Bizans sanatına örnek teşkil eder Eski kiliselere sonradan bazı Bizans tipi resimler de ilave edilmiştir Bu davranış, XI yy da Selçuk Türklerinin bölgeye gelmesiyle son bulur Fakat bölgedeki dini hayat devam eder Bölgenin kilise hayatı 1924’deki nüfus mübadelesiyle son bulur


Vadi nin genel görünümü

VADİNİN OLUŞUMU
Vadiye çok yakın hasan dağı ve çevresi, Neojen (Genç Tersiyer) ve IV Zamanda oluşmuşturBu zamanda oluşan yükselmelere karşın havzalar oldukça düşük kalmıştır Hasan Dağı volkanın püskürmesine neden olan tektonik hareketler sonunda çevre yüzeyini geniş bir volkanik tabaka kaplamıştır Aynı hareketler sırasında kalkerin basınç ve sıcaklık etkisiyle yarattığı kırık hattan fışkıran doğal sıcak suyu, Yaprakhisar ve Ihlara arasında bulunan Ziga Kaplıcaları’nda görebilirsiniz Çevrenin yapısal karakterini derinden etkileyen volkanik püskürme sonucu oluşan tüf taşları, rüzgar, erozyon ve diğer doğa etkenleri ile aşınmış, Selime ve Yaprakhisar’da karşınıza çıkan değişik görünüm ve renklerde Peri Bacaları’nı yaratmıştır Tektonik hareketler, bazı yerlerde yumuşak tüfün, bazı yerlerde gri, yeşil ve kahverengi tonlarının hakim olduğu ve iri tanelerle ufalanan kayaların kapladığı alanları çöküntüye uğratmıştır Ihlara Vadisi boyunca ilerleyen Melendiz Çayı da bu tür çökmenin sonucu oluşan kanyon vadinin tabanını oyarak daha büyük bir derinlik kazanmıştır Yer yer 100 veya 120 metre derinliğe varan vadiyi ikiye bölerek akan Melendiz Çayı (ilk çağlarda bu ırmağa Kapadokya ırmağı anlamına gelen Potamas Kapadokus denilirdi Aksaray yakınlarında Uluırmak adını alarak Tuz Gölü’ne ulaşır

Doğa, insan, tarih ve sanat olgusunu bu denli bir araya getirebilen ve bu gerçeği ancak kendisine yaklaştığımız zaman simgeleyen Ihlara Vadisi sakladığı bu sırrı kendisiyle beraber olduğunuzda açıklayacaktır sizlere

VADİ İÇERİSİNDEKİ KİLİSELER

Vadi içerisinde 105 kilise vardırBunlardan ziyarete açık olanlardan bazıları ise; Eğritaş Kilisesi, Ağaçaltı (Daniel)Kilisesi, Sümbüllü Kilise, Yılanlı Kilise, Kokar Kilise, Pürenliseki Kilisesi, Eskibaca Kilisesi, Saint Georges (Kırkdamaltı) Kilisesi, Direkli Kilise ve Ala Kilisedir

SULTANHANI


Aksaray’ın 42 km batısında, Sultanhanı kasabasında bulunan Kervansaray 1229’da 1 Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır 1278’ de Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından genişletilmiştir Dıştan yazlık ve kışlık bölümlerin boyu 11690 mdir Yazlık kısmının eni 4935 m boyu 6175 m’dir Kışlık kısmının eni ise 3290 m boyu 5515 m‘dir Yazlık ve kışlık kısmının toplamı 4866 m²’yi bulmaktadır

Yazlık kısmının geometrik şekillerle süslenmiş muhteşem bir portali vardır Han içinde bulunan tüm yapı özellikleri itibariyle Sivas’taki Gök Medreseye benzemektedir Sivri kemerin hemen altında (Elminnetül Lillah) ‘Kudret Allahındır’ duası yazılıdır



Kervansarayın ilk kitabeside mukarnaslı dış portal nişini çeviren süs kemerinin iki tarafında altıgen madalyonlar içinde sağda ve solda yer almaktadır Uzun bir dehlizden geçtikten sonra avluya varılır Burada arabalara mahsus revak şeklinde yerler, sol tarafında ise kemerli ve yolculara mahsus odalar, salonlar, iki hamam ve ambarlar vardır

Avlunun ortasında Sasani ateşgedelerinde olduğu gibi dört kemer üzerine dayanmış bir mescit bulunmaktadır Bu mescit Selçuklu süsleme sanatının en
güzel örneğini sergilemektedir Yazlık kısmın sonunda, batı duvarında tezyinat bakımından giriş portalinden geri kalmayan bir portali vardır Bununda dış portalde olduğu gibi sağında solunda birer niş bulunmaktadır Kitabe kemer ve nişlerin üzerindedir

Basık kemerli bir kapıdan girilince kışlık kısma geçilir Üstü tonozla örtülü bu kısım kare kasetli dört kısa, sekiz ayak dizisi, beş sahana ayrılmaktadırOrtadaki sahan diğerlerinden daha büyük ve geniştir Tam ortadaki yerin yukarısı pandantiflerle sekiz kenarlı kasnağa oturan bir kenarlı kasnağa oturan bir kubbe ile örtülmüştür İçeriyi kubbe feneri ile duvarının sağına ve soluna dörder dipteki duvarda ise, üç olmak üzere yukarılara açılmış mazgal biçiminde iki pencere aydınlatmaktadır Bunlardan başka ışık ve hava alacak yeri yoktur

Çok sağlam durumda iç portal, daha kuvvetli rölyefler halinde geometrik yıldız geçmeler ve rozetlerle işlenmiştir Karatayhanın iç portali bunu örnek alarak aynen tekrarlamıştır Bu iki portalin Alaaddin Keykubat zamanında, hol kısımlarıyla birlikte tamamladığına bir işarettir Mukarnaslı tromplar üzerine oturan kubbe, süslemeleriyle holdeki sade taş minareyi canlandırır Kubbenin külahı yıkılmıştır

Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olup, işletim hakkı Sultanhanı Belediye Başkanlığına aittir

ANTİK NORA VİRANŞEHİR (Helvadere Kasabası)

Aksaray'ın 30 km güneyinde Hasandağı'nın ete­ğinde kurulan Nora Kasabası, Helenistik devirden itibaren iskan görmüş, stratejik mevkide önemli bir askeri merkezdir Roma, Bizans devirlerinde de öne­mini koruyan kasabada bugün bir çok kilise bulun­maktadır Ayakta kalan yapılar Bizans devrine aittir Bu kiliseler kısmen tahrip olmuşsa da çeşitli freskler halen göze çarpmaktadır Viran şehir kalıntıları Aksaray’ın güneyinde bulunan Hasandağının eteklerinde bir platonun üzerindedir Yerleşme vadi tabanında büyük ölçüde dolgu toprağı altında kalmış, yamaçlarda ise daha iyi korunmuştur Evlerin bir kısmı işlenmemiş kaya parçalarıyla kabaca inşa edilmiştir ve düz çatı ile örtülü tek bir mekandan oluşmaktadır Bir kısım ev ise moloz taş ile inşa edilmiş olup, tonoz örtülüdür Her iki tip evde Aksaray’ın kırsal alanında bu güne dek aynı şekilde uygulanmıştır Viranşehir planlı yol ağı olmayan savunma amacıyla kurulmuş bir yerleşmedir Temsili yapı olarak yalnız kiliseler vardır Sütunlu caddeler ve su iletim sistemi ise bulunmamaktadır Kuzeybatı’daki akrapol ile küçük bir kalenin dışında herhangi bir tahkimat mevcut değildir Viranşehir bir Roma dönemi nekropolü içinde gelişmiştir ve bu mezar tümülüslerinin inşaatı, önceleri yeni kurulan kentin sınır bölgelerinde de sürmüştür Kiliselerin çoğu haç planlıdır Bazilika bulunmamaktadır Tümü erken Bizans dönemindendir Tarihlenebilen en geç yapı yaklaşık olarak MS 7yy aittir Buna karşılık çevredeki bazı manastırlar orta Bizans döneminden kalmadır

İSLAM ESERLERİ
1-Ulu Cami(Karamanoğlu Cami) (Merkez)
2-Eğri Minare (Merkez)
3-Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü)
4-Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez)
5-Kılıçarslan Türbesi (Merkez)
6-Yunus Emre Türbesi (Ortaköy İlçesi Reşadiye Köyü)
7-Kaya Cami (Güzelyurt İlçesi)
8-Selime Sultan Türbesi (Selime Kasabası)

1ULU CAMİ (KARAMANOĞLU CAMİİ )(Merkez)
Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde,1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı yazılıdır

Anadolu Selçuklu Beyliklerinin tipik süslemeleri ile bezenmiş batı portali ile iç mekana ve doğu kale duvarlarına girilen,diğer yanda sağlam payandalarla desteklenen cami,yatık dikdörtgen bir plana sahiptir Mehmet Bey’ in oğlu İbrahim Bey zamanında 1482-1483’de büyük tamiratlar görmüştür Bugünkü minaresi 1925’te yapılmıştır

2EĞRİ MİNARE (KIZIL MİNARE) (MERKEZ)
Selçuklu dönemine ait olup,1221-1236 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare olarak anılmaktadır Dört köşe bir kaidenin üzerine oturtulan silindirik gövde,ince bir silme ile iki kısma bölünmüş,alt kısmı mavi ve yeşil çini mozaiklerle kaplanmıştır

Minare yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya olması nedeniyle 1973 yılında çelik halatlarla bağlanmıştır Yanındaki cami, sonradan yapılmıştır

kaynak:aksaray gv tr


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.