Sana Bugün Bir Tabla Aldım |
08-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sana Bugün Bir Tabla AldımSana bugün bir tabla aldım yüzümde izmarit izleri… sana bugün bir tabla aldım yarım içtiğimiz sigaralar için teypte meleğin dansı, belini kavramış bileğim ve boynumda soğuk öpüşlerin aynı melodinin yüz yetmiş üçüncü tekrarında aynı hayal aynı yüz küflü kolye(n) nem ve yaprak aynı ölümün tekrarında farklı bir intihar için sana bugün yeni bir hayat aldım mutlu olabilirsin kırmızı mum var ! ve önümde bir yaprak yerine sırtımda terlemiş atlet peşin sıra ıslak adımlarla banyodan odana uzanan o ince koridorda yumuşak dudakların için koşan bir adam… devam et şarap şişeleriyle sevişmeye yelkovanın akrebini kefenlemeye ve narkoz yemiş muhabbet kuşunu susturmaya teypte meleğin dansı nasıl olsa! derinliğinde kaybolmuş hayal, gül yüzlü hayal, su berrağı hayal, hatırla bir hayal vardı bizim olan pencereye yansıyan siluet ve siluete tutunmuş göğüslerinde başucu şarkıları mutlu olabilirsin leke var mavi var kaçış var! ve ölümün girdabında sancı, biriktirdiğimiz sana bugün oyuncu bir bakış aldım sahnede alkış, perdede kan sana bugün oyuncu bir bakış aldım yazdığımız senaryolar için “adem” yazıp “havva”da yarım kalan bir çok buruşuk kağıt gibi satır aralarına sığdırdığımız aşk kadar hüzünbaz ve bir işçinin yüzündeki alçı tozu gibi beyaz ve yorgun ve ağır ve aksak ve hiç onure edilmemiş diyalektiklerimiz kadar paramparça kalktığın şah aştığın engel bendim mayıstım hazirandım temmuzun ortasıydım yarım bıraktığın senaryolarda yarım bastığın izmarittim ben tablanda can çekişen duman kadar hissiz sana bugün oyuncu bir bakış aldım ağustosu terk edip eylüle koşarken alkışlanacağın kuru kalabalığın olmak için omzuma dayadığın başına yumuşak bir göğüs ve evcilik için doktor kalbine kaçırdığım bir çuval cesaret olmak için anlıyor musun? bu kahrolası avuçlarında dinlediğin melodi bendim ben! teypte meleğin dansı, kırmızı mum, oyuncu bir bakış, sahnede alkış, perdede kan, tablada izmarit birkaç boktan söz diziminde Tanrı ve göğsüne iliştirilmiş buruşuk son : “yumuşak dudaklarında felçli bir aşkın saçlarını ateşe verdiler senin göğüs uçların bunu anlamaya yetmeyecek” |
Sana Bugün Bir Tabla Aldım |
08-26-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sana Bugün Bir Tabla Aldımyüzümde taşıdığım kuyu soğuk iklim, ağır yaprak tenimde durup dönüp dokunduğum yük yağmurun aramıza çektiği perdeyi yırtıyorum ---- hiçbir aşk titremez sonsuza değin, bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum ve insan kanatlarından da ayrılır bir gün ----- kendime inandığım gibi inanmıştım ona da aşk olanın ötesinde bir aşktan söz etmek, aaaaaaah bir inançtı desem bu kadar dağılmam kendimi şimdi bu dünyaya fırlatılmış gibi hissetmem, bundan ----- Beni bilmediğim bir dünyaya attı Bir cümlem yok, darrrrğğmadaaaaaaanıım, bundan Bir düşümüz vardı, "birlikte yaşamak" koymuştuk adını, çok acıyor, belki bundan ---- unutmadım aramızdaki beceriksiz dili dünya yordu bizi Benim de söyleyemediklerim var Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu, geldikçe anlıyorum ki, biz, bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile ---- ne kışa ne yaza uygun kalbim, çatlat aramızdaki donmuş dili, yokluğunun sebebini anlatamadım kendime, yokluğun ne vakittir karlı bir tepe gibi içimde ayağa kalk, yaklaş, dilini döndür ağzında, de ki: ben onunla denizin dövdüğü dilsizzz taşlar üstünde sustuydum Birhan Keskin |
|