Osmanlida Sadaka Taşlari Varmiş!! |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlida Sadaka Taşlari Varmiş!!Osmanlı'da sadaka taşları varmış, ihtiyacı olan sadaka taşının üzerindeki keseden, yabancı elçilerin de şaşkın ; şehadetleriyle, sadece ihtiyacı kadarını alırmış Aynı şey yolların üzerinde vakıflar tarafından kurulan konaklarda da uygulanır, yolcu eğer ihtiyacı varsa yatağının başucundaki keseden alabilirmiş Binitine ücretsiz bakılır, ücretsiz üç gün yemek verilirmiş Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş Allah (cc) kim-! senin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş "Kapıyı ( ört, ya da sırla" denilirmiş Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş "Lambayı söndür demezlermiş Allah (cc) kimsenin ışığını söndürmesin "Lambayı dinlerdir" derlermiş Lamba yakılmaz, uyandırılırmış Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağırılrnazmış "Agah ol erenler" derlermiş Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan Ona eren uyanık olurmuş İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış Hanımlar "Efendi" derlermiş beylerine, "siz" derlermiş Hanımefendiliklerini gösterirlermiş Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği ' için, adı "Karınca basmaz Efendiye çıkan insanlar varmış Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebmiş Kapı eşiğindeki ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş "Git bir daha gelme!" der gibi değil de "Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsun" eler gibi dizilirmiş Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış Bediüzzaman, kendisine arkadaşlık eden, vefa gösteren eski elbisesinden bir parçayı koparıp alırmış Yumurtayı ucundan, çok az kırar, fazla kırmayı tahrip olarak düşünür, tahribin hiçbir türünü sevmezmiş Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış "Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler, Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler" diye tarif eder Üstad N Fazıl bu hali Eskiler "Edeb Ya Hu!" derler, Onu görüyor gibi yaşamaya çalışırlarmış O varken başkasına bakmaz, Onu unutmuş gibi hallere girmezlermiş Ezel ve Ebed Sultanı'nın huzurunda nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa öyle hareket etmek isterlermiş "Bizi takip eden, her halimizi perdesiz, en¬gelsiz gören, şu anda bizim durumumuza bakan Allah var!" der gibi, o mânâyı hatırlatmak İçin her yere "Edeb Ya Hu!" yazarlarmış "Allah'ın huzurunda edeb" demekmiş bu insan nerede olursa olsun Allah'ın huzurunda değil midir? |
|