Hazar Kültürü |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hazar KültürüHazarlar yerleştikleri bölgede kısa zamanda güçlü bir devlet kurabilmişlerdir Devlet yaşamı nedeniyle göçebeliğin yanı sıra yarı yerleşik bir yaşam düzeni kurmuşlardır Türk kökenli bir ulus olarak Orta Asya'dan gelme göçebelik karakteri tümüyle silinmemiştir Özellikle yaz ve kış aylarında değişik bölgelerde oturma geleneği Hazar devletinde de sürdürülmüştür Kış aylarında genellikle kentlerde yaşarlar, ilkbahar gelince kentlerden çıkarlar ve kışa kadar yayla ve bozkırlarda yaşarlardı Başkent İdil büyük bir yerleşme merkeziydi, İdil'in yanı sıra ikinci büyük kentleri Semender binlerce bağ ve meyve bahçeleri ile ülkenin tarım merkezi görünümündeydi Başkent İdil kenti büyük surlarla çevrilmiş geniş bir alana yayılmıştı Bütün kentlerde çarşılar ve hamamlar bulunuyordu Evler tahtadan veya keçeden yapılıyordu Yapı malzemesi olarak az miktarda balçık kullanılıyordu Yalnızca kağanın sarayı tuğladan yapılmıştı Kağanın sarayı Volga üzerinde bir adanın içinde, çevresi duvarlarla örülmüş olarak bulunuyordu Ada ile kentin batı kısmı arasında köprü vardı Doğu kesiminde halk, batı kesiminde ise saraydaki görevliler yaşıyorlardı Halk arasında çeşitli dinlere inananlar beraberce yaşıyorlardı Tarım, ticaret ve küçük el sanatları halk arasında yaygındı Devlet hazinesinin gelir kaynağı ise dış ticaretti Volga yöresi ile Orta Asya arasında çok sayıda kervan gidip geliyordu Hayvan ürünleri, dokuma, bal, baharat, meyve ve şarap dış ticaretin ana ürünleriydi Ruslar kuzeyden getirdikleri kürkleri İdil pazarlarında satarlar, karşılığında Hazar ülkesinin ürünlerinden alırlardı Hazar ülkesinden transit geçen mallardan devlet yüzde onbir vergi alırdı Bu gelire Bulgarlar, Macarlar ve diğer bağlı kavimlerden alınan haraçlar da eklenince Hazar İmparatorluğu'nun epeyce zengin bir devlet olduğu ortaya çıkmaktadır Bu zenginliğin büyük ölçüde askeri güce, bir ölçüde de vergi toplayanların ve gümrük görevlilerinin uyandırdığı saygıya dayandığı incelemelerde anlaşılmıştır Hazar ülkesindeki madenler ve tarım ürünleri nedeniyle Araplarla ticaret de fazlaca gelişmişti Hazar İmparatorluğu uygar dünyanın önde gelen devletleri arasında yer alıyordu Kabile düzeyinde yaşayan kuzey komşularına oranla, kozmopolit bir ülkeydi Bu nedenle de devlet yönetiminde hoşgörü asıl sayılıyordu ve her türlü din ve kültür etkilerine açıktı Güzel sanatlar ve el sanatlarında, moda ve giyim dahil olmak üzere çok ileri bir düzeye sahiptiler Bizans Prensi Hazar Kaganı'nın kızı ile evlendiğinde Hazarlılar çok değerli çeyizler göndermişlerdi Prensesin elbisesini çok beğenen Bizanslılar buna benzer elbiseleri erkekler için yaptılar Altın ve gümüş madenlerine sahip olduklarından süslemelerinde ve el işlerinde bu madenlerin etkisi görülmekteydi Hazar sanatı eski dönemlerin ve çevredeki diğer sanatların etkisi altında kalmıştır Desenleri çoğunlukla Sasani etkisi gösteriyordu Çatal, bıçak ve gümüş desenleri ise Perslerinkine benziyordu Bizans sanatı da değişik açılardan Hazar ülkesine etki yapmıştır Sarkel Kalesi'nin dehlizlerinde ele geçen değerli mücevherler ve diğer malzemelerde değişik sanatların yansımaları görülmüştür Hazarlar'ın ilk başentleri Belencer ve Semender'in civarında yapılan kazılarda da bazı değerli eşyalar ele geçmiştir Bulunan eşyadan anlaşıldığına göre Hazar sanatı kendi dönemine göre ileri düzeyde bulunuyordu Buna göre, Hazarlar'ın değerli eşya ticaretinde de ileri oldukları söylenebilir Bugün Rusya sınırları içerisinde yer alan Hazar ülkesindeki bazı arkeolojik merkezler baraj sularının altında bırakılmış ve böylece insanlığın Hazar kültürü ile ilgili yeni kazılar yapabilmelerine olanak kalmamıştır Hazar devleti göç ve ticaret yolu üzerinde kurulmuş olduğundan hem Orta Asya, hem de Doğu Avrupa ticareti üzerinde egemen durumdaydı Hazar kentleri birer ticaret merkeziydi Barış dönemlerinde, ticaret ve zenginlikle beraber, kentler gelişme gösteriyordu Hazar devletinin hoşgörüsü bağlı kavimleri de ticaret yapmaya yöneltiyor ve Hazar devleti bunlardan da pay alıyordu Hazarlar'ın sağladıkları barış ortamı Kuzey Karadeniz bölgesinde ticaret ve ekonominin gelişmesine büyük yardım sağlamıştır Karaçay'lar, Balkarlar, Tatlar ve Kafkas boyları Hazarlar'ın günümüzdeki kültürel ve hatta bir bakıma da etnik uzantılarıdır Hazarlar Türk-Hazar dilini konuşuyorlardı Karaçaylar, Balkarlar ve Kafkasyalılar da bu dilden arta kalan pek çok sözcük bulunmaktadır Polonya'da yaşayan Karaylar bile eski Hazar Türkçesini kullanmaktadırlar Karaylar bütünüyle Hazar kültürünün günümüzde yaşayan temsilcileri olarak görülebilirHazarlar Doğu Avrupada İdil (Volga) kıyıları ile Kırım Yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk kavmi Hazarlar Hun akınları sebebiyle batıya göç ederek Rusyanın güneyinde Kırımdan Hazar Denizine kadar Volga ve Dniester Nehirleri arasında kalan arazide yerleştiler Zamanla bölgeyi tam anlamıyla hakimiyetleri altına aldılar ve diğer Türk boyları üzerinde üstünlük kurdular Bizanslılarla anlaşarak 586 yılından itibaren İran eski hanedanlarından ve Zerdüştliğe inanan Sasanilerle de |
|