Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünya, dışı, kerimde, kurani, yaşam

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam




KUR'AN DA DÜNYA DIŞI YAŞAM
Kur'ani Kerim'de UFO'larla temastan söz ediliyor mu? Bu ilahi metinde, günümüzün en ilginç sorunlarindan biri olan UFO ile ilgili mesajlara yer verilmis miydi? Genelde Kur'an etrafinda yapilan çalismalarla buna hemen 'evet' demek mümkün degil Kur'an'da bizden baska varliklarin mevcudiyeti söz konusudur ama bizim 'uzaylilar' diye tanimladigimiz, metabolizmalari bizimkine benzer yaratiklarin varligindan açikça söz eden ayetler var midir? "Uzayda canlilar var mi?" diye bir din adamina veya Kur'an yorumcusuna bir soru yöneltseniz alacaginiz cevap hemen 'evet' olacaktir Çünkü Kur'ani Kerim, insanlardan baska, en az dört türden bahsediyor Bunlar melek, cin, seytan ve ruhanilerdir Kur'an'a göre bütün bu türler bizim dünyamizin da içinde yer aldigi evrende yasiyorlar Ve hatta bizim mekanlanmizi bizimle paylasiyorlar Ancak, yapilan izahlar Isiginda, bu türlerle bizim metabolizmamiz arasinda bir benzerlik kurmak mümkün degildir Bununla birlikte, bu soyut varliklarin hemen hepsinin 'temessül' yani baska bir form içinde görünebilme yetenekleri vardir


Bizim aradigimiz, metabolizma bakimindan bize tam olarak benzemese bile bize yakin olan formlardir Peki kutsal kitabimizda, böyle bir varliktan söz ediliyor mu? Bunun cevabi süphesiz "evettir Kur'ani Kerim bu türlerin disinda bir de "Dabbe" den söz eder Dabbe kelimesi, daha çok canli, suurlu ve kendi arzusuyla yer degistirip yürüyebilen ve yeme içmeye ihtiyaç duyan varliklari anlatir Metabolizma açisindan cinden de melekten de Seylan'dan da farklidir Nitekim bu kelime daha çok hayvanlar ve insanlar gibi beslenmeye ihtiyaç duyan varliklari kapsamina alir Dabbe'nin tariflerini de yine Kur'an'da bulabiliyoruz

Evrende yalniz varolmak için yaratilmadik
Çok eski bazi rivayetlerde, insan neslinden önce Nesnas denilen bir türün, yeryüzünde yasadigi, o dönemde, yeryüzünün gerçek sahipleri olan bu varliklarin, ayni zamanda 'hilafet' yani bugün insanin üstlenmis oldugu Tanri'ya muhatap olma vasfi makaminda bulunduklari belirtiliyor Fakat bu tür,zaman içinde istikametini kaybettigi için toptan imha edilmisler ve onlarin yerine cin taifesi atanmistir Sonunda Allah, meleklere ve diger muhatap varliklara, insan diye bir varlik yaratacagini ve onlari yeryüzüne gönderecegini deklare edince, Kur'an'in yalin ifadesiyle 'cin', 'melek' ve "'seytan diye anilan türler, insan türünün evrendeki dengeyi bozacagini ve uzun savaslarla birbirlerini yok edeceKlerini belirterek itiraz ettiler (Bakara Suresi) Ama Allah onlara, 'sizin bttmediklerinizi de biliyorum' diyerek insani yaratti ve dünyaya 'halife' tayin etti Üstelik 'melek' dahil bütün varliklari, Adem'e secde etmeye çagirdi Bu, bir tür, üstün varligi tayin etme seremonisiydi Seytan bu çagriya uymadi ve insan türüyle her alanda savasacagini dile getirdi Kur'an'da genis genis anlatilan bu 'gaybi' hadise, aslinda ayni zamanda, insan türünün evrendeki mücadelesinde baska varliklarla da hesaplasmak zorunda kafacaginm açik bir kanitiydi
Demek insan, sadece kenaisine 'müsahhar' edildigi emrine verildigi belirtilen tabiata hükmetme mücadelesiyle kalmayacak, kendi varligini korumak icin, üstün formda yaratilmis varliklarla da mücadele etmek zorunda kalacak Kur'an'in açik ifadelerinden anladigimiz, bu mücadelenin cin ve seytan taifesiyle verilecegi yolundadir Üstelik bu her iki türle yaptigi mücadele 'enfüsi' (içsel) bir mücadeledir Yani liyakat ve kimlik mücadelesi Oysa Mülk Suresi, açik açik, uzaydan saldiracak bir türden; uzaylilardan söz ediyor Bunlarin özel kimlikler tasiyan varliklar oldugunu ayet metninde yer alan 'men' sözcügünden anliyoruz Ayette geçen 'men fi'sSemai' ifadesinde men, kim sorusuna verilen cevaptir Eger bu ayet gökten basimiza inecek ilahi belalar veya bir yildiz çarpmasi olsaydi, 'men' yerme 'ma' kelimesinin kullanilmasi gerekirdi Arapça'da 'men' ingilizceöeki 'Who' sözcügünün karsitidir "Ma* ise that' sözcügünün Demek ki, uzayda bizimle teke tek karsilastirilacak varliklar vardir ve var olmalidir

Yedi dünya kavrami
Simdi biraz da insanin ilk yaradilisindan söz edelim Bize, Kur'an'da anlatilan sey Adem'in topraktan yaratilan
ilk insan oldugudur Adem, önce 'cennet'e konmus, burada, bugün eseysiz üreme diyebilecegimiz bir yöntemle ondan bir es Havva yaratilmis ve daha sonra da isledikleri bir hatadan sehvetlerine maglup olup, içinde yasadiklari atmosferi kirletmelerinden dolayi 'asagi' diye nitelenen dünyaya sürülmüstür Kur'ani üslupla Adem ile Havva'nin, yani ilk atalarimizin hikayesi böyledir Burada akla söyle bir soru gelir; Adem ile Havva cennette idilerse dünyaya nasil geldiler? Tabii ki hemen Allah'in her seye muktedir oldugunu söyleyeceksiniz Muhakkak ki Allah her seve muktedirdir Ama Adem'in cennetten çikarildiktan sonra tabi oldugu kanun, determinist ve sebep sonuç iliskisine dayanan evrensel kanunlardir Yani kudret yurdu sebep sonuç iliskilerinin geçerli oldugu evren olan cennet'ten çiktiktan sonra sebep sonuç iliskilerinin geçerli oldugu 'hikmet yurdu'na esyanin olusumunda sebep gerekliliginin ortadan kalktigi evrene geçti Burada her seyin bir vasitasi olmaliydi Dolayisiyla, cennetten çikarildiktan sonraki maceralarim akil yoluyla izah edebilmemiz gerekirdi Çünkü eger cennet bu dünya üzerindeyse, sürülme nasil gerçeklesmisti? Daha da önemlisi, eger Adem ile Havva atmosferimizin disindaki bir yerden dünyaya gelmislerse, zarar görmeden atmosferi nasil geçtiler Ve niçin ayri ayri yerlere düstüler Sonra ayri ayri yere düstükleri halde bulusma noktasini nasil bildiler ve nasil birbirlerini buldular? Ve hangi vasitalarla yön tayini yaptilar?
Herhalde Adem ile Havva'nin atmosferi olusmamis bir dünyaya gönderildiklerini iddia etme sansimiz yok Çünkü Rahman Suresi'nde Cenabi Hak, yerkürenin insanlar için nasil hazirlandigini safha safha anlatir

"Semayi yükseltti ve ona ölçü koydu Sakin bu ölçüleri bozmayin Siz de bu dengeleri koruyun ve dengeleri zorlamayin (Ve sonra) yeri 'Enam' için yasanabilir kildi Onda meyve ve salkimli hurmalar var Yaprakli taneler ve hos kokulu meyvelar var Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz? Ve insani fokurdayan balçiktan yaratti" 'Rahman Suresi,714)

Burada kastedilen 'sema' tefsirlerde iki anlamda kullanilir; atmosfer ve gökyüzü Her ikisi de belli ölçekler ve mizanlar üzerine kuruldu Bu 'ölçü' kavramiyla hem uzayin ruhunu teskil eden müthis denge kastedilir, hem de atmosferi teskil eden hava küresinde yer alan gazlarin gramajlari kastedilir Azot, gazlar ve oksijenin dagilim ve miktarlari insanin varligini en iyi sekilde sürdürebilmesi için gerekli miktarlarda tutulmustur Böylece atmosfer toprak kökenli varliklarin yasamasini saglayacak duruma getirildi Bu iki a
yetin hemen devaminda gelen iki ayet çok ilginç bir ikaz tasimaktadir Cenab' Hak, insani, 'dengeleri bozmamak' hususunda uyariyor ve ölçüyü elden kaçirmayin" diyor Çünkü insanin bir özelligi de bozmaktir

Adem ve Havva nereden geldiler?
O yüzden, Allah, ancak bugün, yani yaptigimiz ölçüsüzlükler ve ürettigimiz zararli gazlar yüzünden ozon tabakasinin delinmesiyle anlayabildigimiz bir konuya dikkatimizi çekiyor Atmosferdeki dengeyi bozabilecegimizi, bunun da sonumuzu hazirlayacagini hatirlatiyor Ve bu dengelerin korunmasi konusunda insani uyariyor Birinci sirada atmosferin yaratilmasi, yani asiri sicaklarla yerkürenin tabiatinda bulunan buharlarin yükselip atmosferi olusturmasi, ikinci etapta, bu atmosferdeki gazlarin insan tabiatina uygun miktarlarda düzenlenmesi, üçüncü etapta da yeryüzündeki bitki örtüsünün insan ihtiyacina göre ayarlanmasi (Rahman Suresi'nin üçüncü ayetinde dev agaçlardan ve ormansi otlaklardan bahsedilir Ala Suresi'nde ise bu dev otlaklarin yerin dibine geçirilerek onlardan akiskan bir sivinin yani petrolün var edildigi hatirlatilir) Nitekim önce dev otlaklar, ardindan meyve agaçlari ve taneli bitkiler ve nihayet nazenin varlik olan insanin dünyaya tesrifi "Biz insani fokurdayan balçiktan yarattik" diyerek Cenabi Hak, balçiktaki kimyasal aktiviteye dikkat çeker

Sonuç olarak insan yerküreye indirildigi zaman yerkürenin onu disardan gelecek meteor ve yabanci cisimlere karsi koruyacak atmosfer gibi bir koruyucusu vardi Peki öyleyse, Adem ile Havva, yine insanoglunun yasadigi ama artik yasanmaz hale getirdigi bir dünyadan, bir uzay araciyla dünyamiza gelmis olmazlar mi? Bizim neslimizin atasi olan bu iki insan, bizim dünyamiz gibi bir dünyadan geldiler dersek çok mu saçma olur?

Adem ile Havva, insan türünün bozgunculuk ve fesatçilik özelliginden dolayi, tükettikleri bir dünyadan uzaya atilmis iki kahramandi belki de Pekala söyle diyebiliriz; milyon milyon yil önce, bu evrenin bir baska aleminde, belki de bugün asiri sicaklar sonucu yasanmaz bir hale gelmis ama hala hayat izleri tasiyan Mars'ta yasayan insan nesli, kendi yanlislari ve günesin genisleyen sicaklik halesi sonucu artik o gezegende varligim sürdüremez hale geldi Ulastiklari teknolojiyi, türlerinin devamim saglamak için kullandilar Seçtikleri bir çifti, kapsüle koyup, buzul çagindan henüz çikmakta olandünya gezegenine firlattilar Gemilerinin adi 'Fülki'lMeshun' (hayat için gerekli her türlü kaynagi içinde barindiran gemi, uzay gemisi, denizalti vs gibi) idi Nitekim Kur'an'da bir iki yerde Cenabi Hak, "Zürriyyetiniz'i Fulki'l-Meshun ile tasidik" buyurur Ve ona benzer daha nice gemi yarattigim hatirlatir Bu geminin zahiri veya tarihi karsiti Nuh Tufani'nda kullanilan;
Cebrail'in (o en büyük melegin adidir, ileride melek kelimesi üzerinde de duracagiz) talim ve gözetimi altinda insa edildigi* belirtilen gemi olmakla biritkte bundan pekala yildizlar arasi seyahat eden bir gemiyi anlamak da mümkün Çünkü Kur'an 'atalarinizi' demiyor 'zürriyyetinizi' diyor Bu ifade bizim neslimizin akibetinden de haber verir gibidir Belki, bizim neslimiz de, yasadigi dünyayi yasanmaz hale getirdikten sonra, hayat belirtisi tespit ettigi buzul çagindan yeni yeni çikan bir gezegene neslinin örneklerini gönderecektir Tabii, yasayan insan nesli son nesil degilse Çünkü bazi kaynaklarda, su anda dünya üzerinde yasayan neslin insan irkinin 13 versiyonu oldugu ve insan irkinin bugüne kadar, en az alti dünya tükettigi belirtilir Bediüzzaman Saidi Nursi, "isaratü'li'caz" adli tefsir denemesinde, Bakara Suresi'ndeki "O Allah ki, yeryüzündeki her seyi sizin için yaratti Sonra göge yöneldi ve onu 7 uzay halinde düzenledi O, her seyin gerçegini bilendir" ayetini yorumlarken, 'Yedi' kelimesi üzerinde uzun uzadiya durur ve bu ayetten, "Yerküremiz gibi atmosferi bulunan yedi dünyayi anlamanin" mümkün olabilecegini hatirlatir Demek ki, biraz cesur bir yorumla, yedi dünyadan ve üzerinde yasayan insansi varliklardan söz etmek pek de akil disi olmayacak


Uzayda yasam var mi?
Uzayda melek ve ruhanilerin varligi, yeryüzünde insan ve hayvanlarin varligi kadar kesindir, denilebilir Kur'ani Kerim, bu gerçegi sayisiz ayetlerde anlatir Çagdas bir kelamci ve çagimizin en orijinal Kur'an yorumcularindan olan Saidi Nursi, "Sözler" adli eserinin 33 bölümünden birini tamamen, 'Melekler, ruhaniler ve uzayda hayat' konusuna ayirmis 29 Söz'ün tamaminda bu meseleyi ispat etmeye çalismisti Burada dikkatimizi en çok çeken bir cümle var ki, bu çalismamizin da kalbini teskil ediyor Ona göre, çok degisik cins ve türdeki uzaylilarin tamami, Kur'an taraf indan 'Melek' ve 'Ruhani' diye isimlendirilmislerdir Iterde melek ve ruhani kelimelerini ele aldigimizda görecegiz ki, melek nispeten nesnel varliklarin, ruhani tamamen soyut varliklarin adidir Simdi, Saidi Nursi'nin, Kadir Suresi'nin "O (gecede) melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle yeryüzüne inerler" mealindeki ayetinin yorumunu yaptigi bölümden bir pasaj aktaralim

"Hakikat katiyyen gerektirir ve hikmet kesinkes ister ki, yeryüzü gibi, uzayin da hem de bilinçlisekeneleri (oturanlari) bulunsun Ve o sekeneler yaradilis bakimindan oturduklari yildizlara uygun yaradilista olsun Kur'an bütün bu yaratiklari melek ve ruhaniler diye isimlendiriyor
"
Evet isin gerçegi bunu gerektiriyor Uzayda bizim gibi bilinçli canlilar var ve olmalidir Nitekim, dünyamizin, küçüklügü ve basitligine ragmen bilinçli yaratiklarla dopdolu olmasi ve üstelik zaman zaman bosaltilip yeniden doldurulmasi bize su gerçegi açiklar; yildizlarla ve burçlarla bezenmis uzay da suurlu ve idrak sahibi yaratiklarla dopdoludur O yaratiklar da, tipki insanlar ve cinler gibi su muhtesem kainatin seyircileri, gözetleyicileri ve yorunculandiriar Uzayin yapisi, niceligi ve niteligi, böyle yaratiklarin varligini gerektinyor, zorunlu kiliyor
evrenin bu muhtesem varligi çapli ve genis bir tefekkürü, onu tam anlamiyla kavrayacak bir kullugu gerektirir Oysa insanlar ve cinler, bu tefekkür ve kullugun milyonda belki birini bile yapamiyorlar Bu muhtesem yaradilisi daha üst bir suurla temasa edecek ve onun Yaratici'sina karsi sükranlarini sunacak daha üstün formda yaratilmis varliklara ihtiyaç vardir Meleki ve ruhaniler de bunlardandir"
"Bazi hadislerin bize verdigi isaretlerden sunu anliyoruz ki, bu yaratiklar, uzayda basibos gibi görünen seyyar cisimleri meteor,bulut ve tanimlanamayan sair uçan cisimleri yildizlari karanlikta hizla akip gittikleri için yildiz seklinde algiladigimiz UFO'lari da bu çerçeveye sokabilirizbinek olarak kullanip evrenimizde olup bitenleri temasa ediyorlar O varliklar, bu seyyarelerehizla akip giden, görünüp ve bir anda yok olabilen seylerbinerek, yasadigimiz su nesnel dünyayi gözetlerler Bineklerinin tesbihatini yaparlar" (Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, Mukaddime)

(Burada Seyyare kelimesine küçük bir not düselim Teyyare, uçan kanatli nesnelere verilen isimdir Seyyare ise, uçmaktan çok son derece büyük bir hizla akip giden kanatsiz vasitalari anlatmaktadir Her ikisi de 'binek' diye anilmaktadir Acaba, UFO'ya yani ingilizce 'deki, Tanimlanamayan Uçan Cisim'e tek kelimelik bir isim verilmek islenseydi Seyyare'den uygun ne bulabilirdik?) Yukarida Saidi Nursi'den aldigimiz metinde bir tek sey yaptik Bilinen klasik ifadelerin yerine mesela, sema yerine uzay, suur yerine bilinç gibi günümüzde kullanilan kelimeleri yerlestirdik Ve gördük ki "pekala uzaylilar var" ve üstelik bizi gözetliyorlar Hatta bir hadiste peygamberimiz, "Cennet ehli, 'yesil kuslarin 'cevf'lerine binerek cennet yurdunu gezecekler" diyor Arapça'da 'tare' 'uçtu' demektir Tayr' ise uçan seye verilen ad Eh geçmiste bir tek kuslar uçtugu için de Kur'an'da ve hadiste 'tayr' kelimesinin geçtigi her yerde bu kelime 'kus' olarak isimlendirilmis, Kur'an'in belirttigine göre Hz isa, imana çagirdigi insanlara söyle diyordu; "Ben size çamurdan kusa benzer bir sey yaparim Sonra ona kendi ruhumdan üflerim yani enerji yüklerim o da Allah'in izniyle uçar" diyordu Demek ki her uçan kus degildi ve her 'tayr kelimesiyle ifade edilen seyin illa da kus olmasi gerekmiyordu Cevf ise "bosluk, çukur, oyuk, iç bosluk' anlamindadir Eger siz 'tayr' kelimesinin yerine 'uzay araci' veya 'uçan cisim':'cevf kelimesinin yerine de 'pilot kabini' kelimelerim yerlestirirseniz, yukarida bahsi geçen hadisi, "Cennet halki, yesil renkliyesilin, temiz bir çevrenin sembolü oldugunu unutmayalimuçan araçlara binip kabininden cennet yurdunu temasa ederler" seklinde tercüme edebilirsiniz Tuhaftir bu hadis, nedense bana hep Jetgiller'i hatirlatmistir Öyle ise çikip, evrenimizi bizimle paylasan uzaylilar vardir ve bunlar kullandiklari 'seyyarelerle (UFO'larla) bizi temasa ediyor yani izliyor ve hatta, bozgunculugumuzu önlemek ve dünyamizi korumak için bizi gözetliyorlar dersek, abartili bir ifade kullanmis olmayiz
Bir itiraz ve izafiyet"
"Uzaylilar var" denildigi zaman hemen ileri sürülen bir itiraz var Deniliyor ki, "Günes sisteminde baska dünya yok Bize en yakin yildiz grubu yani galaksi Andromeda'dir ve bize su kadar milyar isik yili mesafededir Bu kadar uzun bir mesafeyi nesnel varliklarin asip gelmeleri mümkün degildir Bu izah, daima ileriye dogru akmak üzere ayarlanmis insan mantiginin bir eseridir Oysa isinlanma ve rölativite bu itirazlari sonuçsuz birakmaktadir Kur'ani Kerim'de Hz Süleyman'in "gudvvuha üehrun ve revahuha üehrun' (gidisi bir ay, gelisi bir ay)" diye nitelendirilen binegi ile, Betkis'in tahtinin, bir saniyenin de altinda bir zaman içinde Yemen'den bugünkü Kudüs'e isinlanmasi bu itirazlara açik cevaplar veriyor (Sebe' Suresi, 10 Ayet ve devami) Guduv gidisi, revah gelisi anlatir Kisacasi Süleyman'in bineginin hizi, gidisdönüs altmis gün/saattir Kur'an'in ifadesinde bir gün, bizim saydiklarimizla 1000 bin yildir Demek ki, Süleyman'in bineginin hizi 1000 x 60 = 60 bin yil/saattir Bu da saniyede 1000 isikyili demektir (22/47)
insanin kesfettigi en büyük hiz simdilik isik hizidir (Oysa tasavvufta 'nur hizi' denilen ve hayalden daha süratli olan bir hiz birimi vardi) Isigin saniyedeki sürati 300 bin kilometre olduguna göre ki isik uzayin bütün kavislerini ve bükeylerini tarayarak geçerHz Süleyman'a verildigi belirtilen binegin hizi isik hizindan da yüksektir Bu da akla bugünkü verilerin Isiginda anlatacak olursak isinlanma süratinin hizini gösteriyor Çünkü, Belkis'in tahti, göz kapayip açincaya kadar Yemen'den Kudüs'e tasinmistir Ve üstelik bunu da "Reculün indehu mine'l kitabi ilmün" (kitabi bilgilereki, bu tecrübi bilgileri de anlatiyor sahip bir adam) diye vasiflandirilan bir insan basarmisti Bu ifade, bize bilimsel çalismalarla insanligin varabilecegi sinirlari çok net olarak gösteriyor Çünkü, bu isi yapmaya Cin taifesinden bir 'ifrit' de talip olmustu Ancak onun tanidigi süre biraz daha uzundu Yani 'ayaga kalkip oturacak kadar' bir süre Hz Süleyman bu süreyi uzun buldu ve bugünün ifadesiyle teknolojik bilgiye de sahip olan yardimcisindan talep etti ve taht bir anda hazir oldu Belkis, gelip de tahtim orada bulunca ona soruldu; "Bu taht senin mi?" Belkis'in verdigi cevap, bugün 'sanal gerçekçilik' diye nitelendirilen bilimin de ilk tanimi idi: "Sanki o !" Bugün sanal varliklara ingilizce'de 'sanki o' denilmesi oldukça ilginç degil mi? Demek ki, bizim kendimizi isik hizina hapsedip, onun üzerinde nesnel varligin tasinmasini yadsimamiz, sadece ve sadece bilgilerimizin henüz ilkellikten kurtulmamis olmasindan kaynaklaniyor

Bizim isik hizina hapsedilmis olmamiz, baska yaratiklarin da bu hiza hapsolunduguna inanmamizi gerektirmez Uzayda,elbette tabiatlari yasadiklari gezegenin tabiatina uygun dizayn edilmis varliklar vardir ve olmalidir Nitekim, UFO'lann varligi nerde ise sabit olmustur Amerika Birlesik Devletleri'nin, 1960 yilinda baslattigi Apollo serisi uzay uçuslarina "refakatçi" uçan cisimlerin eslik ettigi, hem astronotlarin ses kayitlariyla, hem de çekilen resimlerle ispat edilmistir Bilindigi gibi Ay'a ilk inen Apollo 14'ten çikip Ay'da yürüyen ve burada hatira resmi çektiren astronotlarin arka planinda iki UFO poz vermisti Bu tarihi uzay yolculugunun iki UFO'nun refaketinde gerçeklestigini NASA çok iyi bilmektedir Hatta hatirlarsaniz, bu resmi basan Time dergisi tez elden toplatilmisti Keza astronotlarin ses kayitlarinda bu cisimlerden açik açik söz edildigi ve Ay'da son derece ahenkli esrarengiz bir müzigin duyuldugu haberi de o siralarda basma yansimisti Burada, özellikle cinlerin 'temessül etme' (istedigi forma girip, gözükme) kabiliyetinden haberdar olanlar diyebilirler ki, UFO'lar, cinlerin bir oyunudur Bu pek de akla uzak olmaz Cinler atmosfer içinde böyle görüntüler verebilirler Ancak Apoilo 14'e refakat eden uçan cisimler atmosfer disinda bunu gerçeklestirmislerdi Demek ki, bunlar cinler olamazlardi

Kavramlara yolculuk
Dabbe; bu kelimeye öncelik vermemizin iki nedeni var Birincisi, bu kelime ile kastedilen varliklarin metabolizma olarak bize benzeyen varliklarin kastedilmis olmasidir Elmalili Hamdi Yazir, "Hak Dini Kuran Dili" adli tefsirinde dabbe kelimesine su açiklamayi getirir; "Hafif, hissettirmeden yürüme, debelenme demektir Hayvanlar ve böcekler için kullanilir, içkinin vücuda yayilmasL bir çürügün etrafina bulasmasf gibf hareketi gözle tesbit edilemeyen canlilar için kullanilir"su halde, tren otomobil, bisiklet gibi sunu hemen hatirtatalim, bu tefsir yazildiginda bilinen mekanik yürüyücüler bunlardan ibaretti Bunlara bugün robotlar dahil daha birçok eklemeler yapmak mümkündür
Bununla beraber, "Allah her dabbeyi sudan yaratti Onlarin bir kismi ayaksizdir karni üzerinde sürünür, bir kismi iki ayaklidir, bir kismi dört ayak üstünde yürür" (Nur suresi 24/25)" ayetinde zikredildigi gibi bütün yürüyen canli türlerim' içine alir ikincisi, dabte diye nitelen varliklarin yerde ve gökle bulundugunun belirtilmesidir Dabbe kelimesinin Kur'ani Kerim'de flc geçtigi yer Bakara Suresi'nin 164 Ayetidir Bu ayette 'dabbe' kelimesiyle yeryüzündeki kuslar hariç her türlü yürüyen canlilar kastedilmistir

ikinci 'dabbe' kelimesi ise Hud Sure"i'nin 6 ayetinde geçer Burada da yeryüzündeki dabbelerden söz edilir Yeryüzünde rizki Allah'a ait olmayan hiçbir canli yoktur, ki, onlarin karar kildiklari yeri de varacaklari yeri de bilir (Bu bilgilerin) hepsi Kitabi Mübin'dedir" Burada Kitabi Mubin'den maksadin ne olduguna girmek konumuzun disinda kaliyor Ayette "dabbe"nin "nekre" (belirsiz isim) olarak kullanilmasi çok ilginçtir Bu ifade tarziyla Cenabi Hak, ayette geçen dabbenin kesinlikle, "hayvan" tarifi içine girecek dabbeden olmadigina, onun bambaska bir varlik olduguna dikkat çeker Asagida tefsirim yapacagimiz Nemi Suresi'nin 82 Ayeti, bu dabbeden maksadin ne oldugunu netlestirir Dabbe tefsirlere göre, 'deprenip duran her tür canli' anlamina kullanilmis Ayette geçen "fi'lArdi" (yeryüzünde) ifadesi, tahsis için degildir Yani bu kelimenin sadece dört ve daha çok ayaklilari degil, ayni zamanda iki ayakli insan gibi varliklari da kapsamina aldigini hatirlatmak içindir

Bize benzeyen yaratiklar
Diger bir ilginç husus da bu ayetten hemen sonra, uzayi ve uzayin alti günde yaratildigim anlatan ayetin gelmesidir Dabbe kelimesi ayni surenin 56 ayetinde de geçer Burada da benzer ifadeler kullanilir Ancak bu sefer dabbe'nin mekani belirtilmemistir ve bütün yaratiklarin Allah tarafindan idare edildigi hatirlatilir Su ana kadar, 'dabbe' kelimesiyle yer arasinda sürekli bir irtibat vardi Ama asagida verecegimiz ayette 'dabb' yere has kilinmamis, aksine yer ile birlikte gökteki dabbelerden söz edilmektedir iste bizi yakindan ilgilendiren ayeti NahI Suresi'nin 49 ayeti net bir sekilde yer ve gök dabbelerinden bahseder Dabbe kelimesiyle metabolizmalari bize benzeyen yaratiklarin kastedildigim bir kere daha hatirlatarak ilgili ayeti aktaralim: "Göklerde ve yerde mevcut bütün 'dabbeler' ve meleklerdabbenin gök denince hemen akla gelen meleklerden ayri tutulduguna hasseten dikkat etmek gerekirhiç büyüklenmeden Allah'a secde ederler" Yani onun emrine uyarlarBurada özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar söyle siralanabilir Birincisi; Dabbe kelimesiyle metabolizmasi bize benzeyen, daha dogrusu elemental canli yaratiklar zikredilmektedir ikincisi, ilk iki ayette dabbe kelimesi 'dünya' ile sinirli tutuldugu halde bu ayette 'gökteki dabbeler'den yani uzayli diye niteleyebilecegimiz, suurlu, bilinçli, inisiyatif sahibi yaratiklardan söz edilmektedir Üçüncüsü, 'dabbe' ile anlatilmak istenen canlilarin, soyut varliklar olan 'melek'lerden farkli oldugunun hasseten vurgulanmis olmasidir Ve nihayet dördüncüsü, her topluluk gibi gök ve yer dabbelerinin de ilahi emirlere uymaktan baska çareleri olmadigi vurgulanir

Casiye Suresi'nin 4 ayeti de ilginçtir Bu ayette ise dabbe kelimesi, insanlardan ayri tutulur ve söyle buyurulur: "Sizin yaradilisinizda ve çogaltip yaydigi dabbelerde ibret almasim bilenler için deliller vardir" (Casiye, 4)

Tefsirler, ayetin metninde 'yer' kelimesi geçmedigi halde, bu çogaltilip yayilan yaratiklari yer ile irtibatlandirmislar Oysa metin, "Ve fi halkikum ve ma yebussu min dabbetin" seklindedir ki, "min" ile dabbeler içinde bir türe dikkati yogunlastirir Bu türün "insan" kelimesiyle birlikte anilmasi da ona benzerligi ihtar eder Aslinda ayette insan kelimesi de geçmemektedir 'Halkikum' kelimesindeki 'kum' zamiri insana bakar Bu 'kum' zamiri, dogrudan insana baktigi ve çokluk ifade ettigi halde, Dabbe kelimesinin "min" ile tahsis edilmesi ve "nekre" (belirsiz) olarak kullanilmasi, ister istemez zihni, yeterince bilimeyen bir türe yönlendiriyor 'Yabussu' kelimesi ile de bu varligin seri bir sekilde çogalip yayilabildigine dikkat çekilir

Ve geldik, 'dabbe' kelimesi konusunda bize en ilginç fikirleri verecek ayete Nemi Suresi'nin 82 ayetinde insanlarla konusacak dabbeden söz edilir Ve bu kiyamet öncesinde görülecek bir türdür ki, insanliga akibetini söyleyecek "Söz sabit olacagi zaman (yani kiyamet öncesinde), onlar için yerden bir canli çikaririz insanlara, Allah'in ayetlerini ve maksadini anlayamadiklarini söyler"


Alıntıdır




Alıntı Yaparak Cevapla

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam

Eski 08-20-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam




Buyrun başlayalım ;


1 - " Nitekim, dünyamizin, küçüklügü ve basitligine ragmen bilinçli yaratiklarla dopdolu olmasi ve üstelik zaman zaman bosaltilip yeniden doldurulmasi bize su gerçegi açiklar;"


Zaman zaman boşaltılması,doldurulması ne demektir?


2 - " üstün formda yaratilmis varliklarla da mücadele etmek zorunda kalacak"


Kuran'da bana insandan üstün formda yaratılan varlığın geçtiği ayeti yazabilir misin?

İnsan neden "halife" sıfat aldı ve dahi yazıda geçen ruhanilerin secde etmesi istendi?


3 - " Oysa Mülk Suresi, açik açik, uzaydan saldiracak bir türden; uzaylilardan söz ediyor"


30 ayetlik mülk süresinde "açıkça" geçtiğini buyurduğunuz ve " nedense " yüzyıllardır görmediğimiz ayeti yazar mısınız?


4 - " Adem ile Havva cennette idilerse "


Bana Kuranda "havva" adının geçtiği bir ayet bulabilir misin?


5 - " Semayi yükseltti ve ona ölçü koydu Sakin bu ölçüleri bozmayin Siz de bu dengeleri koruyun ve dengeleri zorlamayin (Ve sonra) yeri 'Enam' için yasanabilir kildi Onda meyve ve salkimli hurmalar var Yaprakli taneler ve hos kokulu meyvelar var Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz? Ve insani fokurdayan balçiktan yaratti" 'Rahman Suresi,714)"


Yahu böylesi bir çarpıtma olur mu?Yazmadan hiç mi bir çek etmeyiz yazıyı

Bakalım Rahman suresi 7-14 ayetlere


7 Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu *

8 Sakın dengeyi bozmayın

9 Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın

10 Allah, yeri canlılar için yaratmıştır

11 Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır

12 Yapraklı daneler ve hoş kokulu bitkiler vardır

13 O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

14 Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı



Hani nerde sakın bu dengeyi kısmı,fokurdayan toprak kısmı,neden aradan 9ayet çıkartılmış (eksik tartmayın diyerek hangi dengeyi bozmayın demiş olacağı anlaşılacağı için olabilir mi? )


6- " Rahman Suresi'nin üçüncü ayetinde dev agaçlardan ve ormansi otlaklardan bahsedilir "


İşte Rahman suresi 3ayet ( " 3 İnsanı yarattı" )Sadece bu kadar

Yok Kuran diye fantastik edebiyatın kitaplarından biri mi okundu şaşıyorum


7 - " Ala Suresi'nde ise bu dev otlaklarin yerin dibine geçirilerek onlardan akiskan bir sivinin yani petrolün var edildigi hatirlatilir "


Al'a sureside çarpıtılmış,hemde öyle ki buyrun bahsi geçen iki ayet ;


4 (Topraktan) yeşil otu çıkaran,

5 Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren



Nerde yerin dibine geçirilen?Neden özellikle " yeşil" renk vurgulanmışÇünkü herkes bilir ki yeşil renkli bitki suda kalınca kararır


Burada duruyorumZira buraya kadar bile (yazının 1/4'ü ) atladığım yerler hariç ana tespitlerim haricinde adem,havva başlığı altında sanki futuristik bir öykü okuyorum,vasıtalara binmek vsvs


Yahu arkadaş Kur'an zaten dünya dışı yaşamın/yaşam formlarının olduğunu onlarca ayette söylüyor"Alemleri yaratan" ifadesinde "alemler" sadece üzerine bastığımız yer mi?

Sufiler 18000 boyutun olduğunu ve insanlığın bunun sadece 5-6'sını bilebildiğini söyler

Bunlar var


Ama bir senaryoyu kanıtlayacağız diye Kur'an bu kadar çarpıtılmaz ki?

Hayır,çarpıtmaktan günah olarak korkulmuyor anladım da,yahu bütün müslümanlar bu kadar cahil mi?Her hikayeyi yutacak


Yazıda tutacak bir yer bulsam tutacağımda,Asimov ve Tolkien şeker olur bu fantastik yaklaşımlar yanında

Alıntı Yaparak Cevapla

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam

Eski 08-20-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur'an-İ Kerim'de Dünya Dışı Yaşam











Reborn Nickli Üyeden Alıntı



Buyrun başlayalım ;

1 - " Nitekim, dünyamizin, küçüklügü ve basitligine ragmen bilinçli yaratiklarla dopdolu olmasi ve üstelik zaman zaman bosaltilip yeniden doldurulmasi bize su gerçegi açiklar;"

Zaman zaman boşaltılması,doldurulması ne demektir?

2 - " üstün formda yaratilmis varliklarla da mücadele etmek zorunda kalacak"

Kuran'da bana insandan üstün formda yaratılan varlığın geçtiği ayeti yazabilir misin?
İnsan neden "halife" sıfat aldı ve dahi yazıda geçen ruhanilerin secde etmesi istendi?

3 - " Oysa Mülk Suresi, açik açik, uzaydan saldiracak bir türden; uzaylilardan söz ediyor"

30 ayetlik mülk süresinde "açıkça" geçtiğini buyurduğunuz ve " nedense " yüzyıllardır görmediğimiz ayeti yazar mısınız?

4 - " Adem ile Havva cennette idilerse "

Bana Kuranda "havva" adının geçtiği bir ayet bulabilir misin?

5 - " Semayi yükseltti ve ona ölçü koydu Sakin bu ölçüleri bozmayin Siz de bu dengeleri koruyun ve dengeleri zorlamayin (Ve sonra) yeri 'Enam' için yasanabilir kildi Onda meyve ve salkimli hurmalar var Yaprakli taneler ve hos kokulu meyvelar var Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz? Ve insani fokurdayan balçiktan yaratti" 'Rahman Suresi,714)"

Yahu böylesi bir çarpıtma olur mu?Yazmadan hiç mi bir çek etmeyiz yazıyı
Bakalım Rahman suresi 7-14 ayetlere

7 Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu *
8 Sakın dengeyi bozmayın
9 Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın
10 Allah, yeri canlılar için yaratmıştır
11 Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır
12 Yapraklı daneler ve hoş kokulu bitkiler vardır
13 O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
14 Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı


Hani nerde sakın bu dengeyi kısmı,fokurdayan toprak kısmı,neden aradan 9ayet çıkartılmış (eksik tartmayın diyerek hangi dengeyi bozmayın demiş olacağı anlaşılacağı için olabilir mi? )

6- " Rahman Suresi'nin üçüncü ayetinde dev agaçlardan ve ormansi otlaklardan bahsedilir "

İşte Rahman suresi 3ayet ( " 3 İnsanı yarattı" )Sadece bu kadar
Yok Kuran diye fantastik edebiyatın kitaplarından biri mi okundu şaşıyorum

7 - " Ala Suresi'nde ise bu dev otlaklarin yerin dibine geçirilerek onlardan akiskan bir sivinin yani petrolün var edildigi hatirlatilir "

Al'a sureside çarpıtılmış,hemde öyle ki buyrun bahsi geçen iki ayet ;

4 (Topraktan) yeşil otu çıkaran,
5 Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren

Nerde yerin dibine geçirilen?Neden özellikle " yeşil" renk vurgulanmışÇünkü herkes bilir ki yeşil renkli bitki suda kalınca kararır

Burada duruyorumZira buraya kadar bile (yazının 1/4'ü ) atladığım yerler hariç ana tespitlerim haricinde adem,havva başlığı altında sanki futuristik bir öykü okuyorum,vasıtalara binmek vsvs

Yahu arkadaş Kur'an zaten dünya dışı yaşamın/yaşam formlarının olduğunu onlarca ayette söylüyor"Alemleri yaratan" ifadesinde "alemler" sadece üzerine bastığımız yer mi?
Sufiler 18000 boyutun olduğunu ve insanlığın bunun sadece 5-6'sını bilebildiğini söyler
Bunlar var

Ama bir senaryoyu kanıtlayacağız diye Kur'an bu kadar çarpıtılmaz ki?
Hayır,çarpıtmaktan günah olarak korkulmuyor anladım da,yahu bütün müslümanlar bu kadar cahil mi?Her hikayeyi yutacak

Yazıda tutacak bir yer bulsam tutacağımda,Asimov ve Tolkien şeker olur bu fantastik yaklaşımlar yanında






Açıkçası bu yazıyı alıntılarken biraz acelem olduğu için kontrol edecek zaman bulamadımCevabınızı okuyunca konunun yanlış olduğunu farkettimkonuya uygulanacak muamele size kalmış sevgili Reborn

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.