Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri... |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri...HAYATI; 26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu 25 Mayıs 1983’te İstanbul’da yaşamını yitirdi Çocukluğu büyükbabasının Çemberlitaş'taki konağında geçti Bahriye Mektebi’nde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğrenim gördü Felsefe Bölümü'ndeki öğrenimini yarıda bırakarak 1924'te Paris’e gitti Bu kez Sarbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi almaya başladı 1925'te öğrenimini tekrar yarıda bırakıp yurda döndü 1926-1939 arasında İstanbul'da çeşitli bankalarda çalıştı 1939-1943 arasında Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Devlet Konservatuvarı, İstanbul Güzel Sanatlar Akadamesi’nde dersler verdi Yazarlık, yayıncılık yaptı İlk şiirleri 1922'de "Yeni Mecmua"da yayınlandı Milli Mecmua, Hayat ve Varlık dergilerinde yayınlanan şiirleriyle tanındı 14 Mayıs 1929- Ağustos 1936 arasında 17 sayı Ağaç dergisini yayınladı 1943-1971 arasında "Büyük Doğu" dergisini çıkardı Son Posta ve Yeni İstanbul gazetelerinde yazarlık yaptı "Sabırtaşı" (1940) oyunuyla 1947 CHP Piyes Yarışması'nda birincilik kazandı 1928'de basılan "Kaldırımlar" adlı şiir kitabı büyük ilgi gördü Bu kitabın ardından uzun süre "Kaldırımlar Şairi" olarak anıldı 1930’lardan sonra özgün şiirden koptu Mistisizmi İslami değerlere bağlayan, dinsel ve toplumsal bir kavga sanatına yöneldi "Sonsuzluk Kervanı" isimli şiir kitabını uzunca bir aradan sonra 1955'te yayınladı Şiiri, üstün bir algılama sorunu ve mutlak gerçeği, yani Allah'ı arama yolunda sonsuz bir uğraş olarak gördü Sağlam bir dil yapısına ve tirajik öğelere dayanan mistik eğilimli şiirlerinde çağdaş insanın bunalımlarını işledi Türk şiirinde bir gizem rüzgarı estirdi, Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın da aralarında bulunduğu birçok şair üzerinde etkili oldu Garip akımının ortaya çıkışıyla şiirden uzaklaştı Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi Anı, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı |
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri... |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri...UYAN YARİM (48899 Hit) Uyan yarim, uyan, söndü yıldızlar, Gün, karşı tepeden doğmak üzredir Her sabah güneşi seyreden kızlar, Mahmur gözlerini oğmak üzredir Uyan yarim, sesler geldi derinden, Karanlık oynadı, koptu yerinden; İlk ışık, kapının eşiklerinden, Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık, Baygın gözlerimi aldı aydınlık, İçimde tıkandı, kaldı ayrılık, Bu aydınlık beni boğmak üzredir NECİP FAZIL KISAKÜREK |
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri... |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri...ZİNDAN'DAN MEHMED'E MEKTUP Zindan iki hece Mehmed'im lafta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de geri adam, boynunda yafta Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim! Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli Bu yol da tutuktur hapse düşeli Git ve gel Yüz adım Bin yıllık konak Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! Bir alem ki, gökler boru içinde Akıl almazların zoru içinde Üstüste sorular soru içinde Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? Buradan insan mı çıkar, tabut mu? Bir idamlık Ali vardı, asıldı Kaydını düştüler, mühür basıldı Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"! Çatık kaş Hükümet dedikleri zat Beni Allah tutmuş kim eder azat? Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem! Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil Sayım var, maltada hizaya dizil! Tek yekün içinde yazıl ve çizil! İnsanlar zindanda birer kemmiyet; Urbalarla kemik, mintanlarla et Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat Yalnız seccademin yönünde şefkat Beni kimsecikler okşamaz madem Öp beni alnımdan, sen seccadem! Çaycı getir ilaç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksız aydan Karıştır çayını zaman erisin Köpük köpük, duman duman erisin! Peykeler, duvara mıhlı peykeler Duvarda, başlardan yağlı lekeler Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler Duvar, katil duvar yolumu biçtin Kanla dolu sünger Beynimi içtin Sükut Kıvrım kıvrım uzaklık uzar Tek nokta seçemez dünyada nazar Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz? Güneşe göç var da, kalan biz miyiz? Ses demir, su demir ve ekmek demir İstersen demirde muhali kemir Ne gelir ki elden, kader bu, emir Garip pencerecik, küçük daracık; Dünyaya kapalı, Allah'a açık Dua, dua eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu İplik ki incecik, örer boşluğu Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş Karanlığında nur, yeniden doğuş Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş! Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir 1961 Necip Fazıl Kısakürek Üstadın bu şiirini çok severim 1961 yılında Hapiste iken oğlu Mehmet`e yazdığı şiirdir Bu muhteşem dizeler Muhammed Alperen tarafından bestenelenerek çok gzl bir eser olmuşpaylaşmak istedim kardeşim ellerine sağlık |
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri... |
08-02-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Üstad Necip Fazil Kisakürek Şiirleri...ANNEME MEKTUP Ben bu gurbete ile düstüm düseli, Her gün biraz daha süzülmekteyim Her gece, içinde mermer döseli, Bir soguk yatakta büzülmekteyim Böylece bir lâhza kaldigim zaman, Geceyi koynuma aldigim zaman, Gözlerim kapanip daldigim zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim Son günüm yaklasti görünesiye, Kalmadi bir adim yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim |
|