~~Beş Vakte Beş Yazi ~~ |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
~~Beş Vakte Beş Yazi ~~Vakit seher… Zamanın rahmine sabahın nutfesi düştü az önce Gün doğuyor yine ve yeniden Şimdi hatırla ki, sen de bir zamanlar yokluğun karanlığında yitiktin Kimsenin adını bilmediği, hatırını saymadığı bir yetimdin Hatırla ki, Rab bin seni yokluğun gecesinden varlık ufkuna eriştirdi Unutulmuşluğun gecesinde bırakmadı seni Rab bin seni sahipsiz de bırakmadı Şimdi seher vakti Sıyrıl gafletin gecesinden Sehere aç gözlerini Rab bine aç kalbini Uyan Uyan ve an seni hiç unutmayan Rabbin’i Herkes unutsa bile seni unutmayan Rab bini herkesin O’nu unuttuğu anda an! Kalk! Kalk ve miracına eşlik et En Sevgilinin Şimdi sabah namazı vakti * * * Vakit öğle Güneş göğün en yüksek noktasında Tıpkı gençliğin gibi Şimdi gün de bir delikanlı Heyecanlı ve telaşlı Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi, hiç akşam olmayacakmış gibi Oysa, güneş şimdi batmaya başladı Zirveye erişen herkes gibi o da alçalmaya başladı Akşama akıyor ışıklar artık Bil ki gün akşamlıdır; bil ki yazın sonu hazândır Vakit öğle O kadar gürültü var ki ortalıkta Kalbinin sesini duyamıyorsun bile Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin Telaşların arasından sıyrıl, yer ayır ruhuna Kalbini sonsuzluğa bitiştir Alnını secdeye değdir Şimdi öğle namazı vakti * * * Vakit ikindi Gün ihtiyarladı Güneş solgun rengini bırakıyor güller üstüne Hüzün renkli bulutlar sardı göğü Güneşin saltanatı bitmek üzere Zevale akıyor ışıklar Hatırla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun Tenin soluyor Gözlerinin feri çekiliyor Öbür kıyısındasın artık nehrin Güz yaprakları gibi Hem dalındasın hayatın hem de düşmeye hazırsınRüzgârı bekliyor gibisin İnceldiğin yerden kopmaya hazırsın Hoyrat bir rüzgâr artık zaman Şimdi ikindi vakti Secdeye koy alnını Zamanın Sahibini selâmla O’na konuş, O’nunla konuş; dualarını fısılda Sonsuzluğa tutun hece, hece Şimdi ikindi namazı vakti * * * Vakit akşam Gün ölmek üzere Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden Kızılca kıyameti kopuyor dünyanın Kara kefenini giyiniyor gün Gülün rengi soluyor, eşyanın cezbesi yitiveriyor Hatırla ki, senin de akşamın olacak bir gün Ömrünün ışıkları solacak Hayatının perdesi çekilecek Dudaklarında donacak gülüşün güneşi Zaman uçurumun olacak; gelen günün güneşi sana doğmayacak Şimdi akşam Herkesin senden uzaklaşacağı ölüm anını hatırla ki, sen de şimdi herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rab bine yanaşasın Seni sen yokken de bilen Rab bin, sen öldükten sonra da bilecek elbet Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak Hatırını yalnız O bilecek Sen de O’nu an şimdi Şimdi akşam namazı vakti * * * Vakit Yatsı Gün çoktan öldü Güneş ışıklarını topladı Gece hükmediyor âleme Güneşin saltanatı bitti Işıklar tükendi ufuklarda Renkler ellerini çekti eşyadan Gül soldu, gün soldu Göğe yöneldi gözler Hatırla ki, Sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın Bir adın kalacak geriye Bir mezar taşın hatırlayacak belki Seni Belki o da unutacak Düşün ki, unutuşun koyu karanlığı çökmüş üzerine Yokluğuna çoktan alışılmış Unutuluşun hepten kanıksanmış Kimsenin özlediği bile değilsin artık Hatırla bunları Hatırla ki, çoklarının Seni unuttuğu bu gece, herkesi unutup Sen de O’nu hatırla Çoklarının ışıklara kanıp sahte renklerin kuyularına daldığı bu gece, Rab bini an, Rabbine kan, Rabbine uyan Evet işte Şimdi yatsı namazı vakti |
|