Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
davası, etnik, iblis’in, ilk, köken

İblis’İn İlk Etnik Köken Davası

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İblis’İn İlk Etnik Köken Davası




Senai Demirci’nin Zaman gazetesinde 21 Aralık tarihli yazısından sadece benim yazıma giriş olacak bölümü alıntılamakla başlayayım:
“Uğrunda emek vermediği, doğuştan edindiği bir özelliğe dayanarak kendini ‘üstün’ başkasını ‘aşağı’ görme geleneğini İblis başlattı ‘Ben ateştenim’ diyordu ‘topraktan’ Adem’e (as) karşı İlk etnik köken davası, İblis’in küfrüyle sonuçlandı Adem (as) özür dilemişti Melekler özür dilemişti Şeytan özür dilemedi O gün bugündür de özür dileyenlere karşı olageldi O gün bugündür de, ‘Adam’ olana hatasını bilmek düştü Ademoğlu olmak özür dilemekten yüksünmemek oldu Geciktirdiğim /geçiştirdiğim özür dilemelerin her birinde şeytana muhalefet fırsatını kaçırmışım meğer Dilemediğim /dillendiremediğim tüm özürlerden özür diliyorum
***

Adem tövbe etmiştir Çünkü ne yaptığını nefsinde bilmiş, anlamıştır İnsanın yaptıklarından pişman duyabilecek bir varlık olduğunu böylelikle göstermiştir Ve “kendini bilen Rabbini bilir” kelamının ilk örneği olmuştur Çünkü ‘Rahman’ ve ‘Rahim’ isimleri olandır bağışlayan Bunun genişleyen anlamlarını ‘okumak’ bizlere kalmıştır

Biz hatalarımızla yüzleştiğimizde değil, ancak kalbimizin içinde pişman olduğumuzda bir daha adaletsiz davranmaktan korkarız Eylem değil niyettir burada pişmanlığın ilk ölçüsü Yoksa yüzleşme eylemi her seferinde bize aynı zulmü yaptırmaya bir hafifletici neden de teşkil edebilir

Her insan geçmişte olan zulümlerle yüzleşmek istemeyebilir tabii Kimse de onun üzerinde bir tahakküm kurma hakkına sahip değildir Gelgelelim yapılan haksızlıkların üzerini örtmek ve inkar etmek, şahsi ayıpların ve kusurların üzerini örtmeye benzemez

Bu tür bir inkar ediş ve görmezden geliş, zulmü Ermeniler için de bugüne taşıyor, Türkler için de Kürtler, Aleviler ve Sünniler için de Herkes için bu böyle Ve zulüm yeni formlara bürünerek sürüyor, herkes yara bere içinde

Geçmişteki zulüm (adaletsizlik) eğer bugün habire yeni kinlere ve iftiralara ve Hrant Dink cinayetlerine yol açıyorsa ve biz suskun kalıyorsak: Önyargılara, peşin hükümlere, süslü ikna kampanyalarına–bugün- izin veriyoruz demektir Burada bir sorumluluğumuz var

Pıhtılaşmayan kan bize bir şey söylüyor çünkü burada Haykırarak Bize tanıklık ediyor Çünkü bu kan hala canlıdır

***

Adem’in özürü ve tövbesi aynı zamanda bize ilk zikrin sevgi olduğunu ve bunun Yaratan’dan bize doğru geldiğini, dolayısıyla Rabbinin merhametinin yüceliğini ve sonsuzluğunu imlemiştir

O’nun bağışlayıcılığının, yani rahmetinin gazabını geçeceği bize müjdelenmiştir Her seferinde ‘ümmi’ olabilirsek, hayret ve hayranlıkla yeniden ‘oku’mayı öğrenebiliriz Doksan dokuz ‘güzel isim’ içindeki gazap isimlerinin varlığı şunu da söyler bize, yine Demirci’den alıntılayarak: “Kötülüğün olması kötülük değildir Senin onu seçmendir kötülük

Bu dünyayla hemcins değiliz Buraya hapsedilmeyecek, burayı aşan niteliklerimiz var Bu dünyayla hemcins olan su, toprak, havayı yap deseler, sıfırdan bir su yapamayız Ne toprak Ne de hava

“Aslında dünyanın her cüzü, her şeyi aşıktır” der Mevlana “Her şeyin, her zerrenin, her atomun bile içine aşk ateşi düşmüştür Her şey, sevgili ile buluşmak için çırpınır durur, her şey buluşma sarhoşudur

Tıpkı dönen atomlar gibi, kesintisiz biçimde süren, dönen, saran, kıpırdayan kavuşma arzusu, “kutsal hazinenin bilinme arzusu”nun en güzel yansımalarından biridir Bilmek ancak aşkla mümkün olmaya başlar Bu anlamda, bilmekle yükümlü olduğu emaneti Adem kendi iradesiyle almıştır Bir ‘okuma’ arzusuyla

Dağın, taşın, denizin yüklenmediği emaneti Adem’in taşıması bize aynı zamanda ‘aşkı bilmek’le yükümlü olan her varlığın şu kainatta bir can taşıdığını, canlı olduğunu hatırlatır

Vahiy şöyle der: “Her şey O’nun hamdını tesbih eder fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız” Bilincimizle bildiğimiz her varlığın bir konuşma biçimi vardır kendi dilinde ama biz işitmeyiz

Hepimizi aşık ve ‘sevgili’ kılan, birbirimizle kendi biricikliğimizde bütün çokluklarımızla, bütün farklılıklarımızla ‘bir’ kılan hakikattir işte Bölünemez olan Artık ‘sevgili’nin cinsiyeti, kimliği, ideolojisi, kökeni yoktur Kan: Can olmuştur

O halde İbn Arabi’nin dediği gibi, her varlığın konuşması (O’nu bilmesi), onun taşıdığı canına bir delalettir: “Her şey canlıdır ve herşey Tanrı’ya işaret eden bir ayettir” Peki böyle bir ‘biliş’ bu dünyada benim ne işime yarıyor? Nasıl okuyacağım bu ayetleri?

***

Eşyanın canlı olması demek, bana her şeyin tanıklık etmesi demektir öncelikle Şu anda parmaklarımın değdiği tuşlar da, az ileride uyuklayan kedim de, pencerenin önündeki yağmur suyuyla ıslanan kasımpatılarım da bana tanıklık ediyor

Aynı şekilde eşyanın bir diğer özelliği de, üzerinde birçok canı taşımasıdır Oturduğum sandalyenin imal edilmesinde payı olanlar, buraya benden önce oturanlar vesaire Bu belki geçmişte kalmış gibi görünebilir Ama o eşya üzerinden geçmişi benimle birleştiren, bir bakıma beni ‘vaktin çocuğu’ olarak tüm zamanlara yayan bir esrarı vardır eşyanın

Şu kainatta dört parmak boşluk olmadığının tasavvuruyla hayata ve insana bakan biri olarak, benim için yerde, gökte, yıldızda, adada, sebebi ilk sebebe dek birbirine eklenen her şeyde can var ‘Hayy’ ismine bir gönderme yaparak

Demirci’nin dediği gibi özür dileyemediğim, dillendiremediğim tüm özürler de bana tanıklık ediyor Pişmanlıklarım, tövbelerim de Nefsimi (kendimi) bilme çabalarım da Nesilden nesile çoğalttığımız ve iktidar odaklarına alet edildiğimiz peşin hüküm ve önyargılarımız da

Pıhtılaşmayan kanlar, bazen kurumuş asit kuyularına fırlatılan cesetlerden, bazen inkar eden tutumlarımızdan, bazen üzeri betonla örtülmüş faili meçhul çukurlarından, bazen de suskun kaldığımız ağızlarımızdan bize tanıklık edecek Çünkü biz işitmesek de hepsi kendi dilinde canlı


Leyla İpekçi

http://wwwsenaidemircinet/yazilar&makaleid=2456


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.