Arap Birliği |
05-14-2010 | #1 |
Şengül Şirin
|
Arap BirliğiArap Birliği Arap birliği, Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Lübnan, Suriye, Maverai Ürdün (daha sonra Ürdün) ve Yemen tarafından 22 mart 1945'te Kahire'de kurulan örgüt Kuruluşundan bu yana birliğe on dört yeni devlet kabul edildi: Libya (1953), Sudan (1956), Fas (1958), Tunus (1958), Kuveyt (1961), Cezayir (1962), Güney Yemen (1967), Bahreyn (1971), Birleşik Arap Emirlikleri (1971), Umman (1971), Katar (1971), Moritanya (1973), Somali (1974) ve Cibuti (1977) 1965'te gözlemci statüsüyle kabul edilen Filistin kurtuluş örgütü (FKÖ), eylül 1976'da birliğin tam üyesi oldu; FKÖ Arap birliği'hde Filistin'i , temsil etmektedir 1945'te Kahire, örgütün merkezi olarak seçildi Bununla birlikte, Camp David antlaşması 'ndan sonra, mart 1979'da Bağdat'ta toplanan Arap dışişleri ve ekonomi bakanları konferansı, Mısır'ın birliğe üyeliğini askıya almayı ve örgüt merkezini Tunus'a nakletmeyi kararlaştırdı Arap birliği kuruluşunu, yılda iki olağan oturum yapan bir konsey, bir genel sekreterlik (haziran 1979'dan beri tunuslu Şedli Klibi tarafından yönetilen), beş uzmanlık konseyi (ortak savunma, ekonomik işbirliği, enformasyon, sağlık ve gençlik), on sürekli komisyon, ve yirmi kadar teknik organ oluşturmaktadır Ayrıca, 1964'ten 1980'e kadar, üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katıldıkları on olağanüstü konferans toplandı Bu arap"zirve"leri şu merkezlerde yapıldı: Kahire (ocak 1964), iskenderiye (eylül 1964),Casablanca (eylül 1965), Hartum (ağustos 1967), Rabat (aralık 1969), Cezayir (kasım 1973), Rabat (ekim 1974), Kahire (ekim 1976), Bağdat (kasım 1978), Amman (kasım 1980), Fas (eylül 1982), Casablanca (ağustos 1985) Arap birliği, hükümetlerüstü bir örgüt değildir Amacı, Araplar arasında, üye devletlerin özgürce benimsedikleri çok-yönlü bir işbirliğine yardımcı olmakla sınırlıdır Devletler, onamadıkları örgüt kararlarına bağımlı kılınamazlar Arap dünyasını 1945'ten beri sarsan aralıksız bunalımlar, birliğin işleyişini ve başarısını etkiledi Arap birliği konseyi'n-ce (bünyesinde oylama konusunda oybirliği kuralı geçerlidir) benimsenen anlaşmaların çok azı üye ülkelerin tümü tarafından onaylandı (bunlardan biri, özellikle arap ortak pazarı kurulmasına ilişkin olan ve 1964'te sonuçlanan anlaşmadır) Öbür anlaşmalar, tüm üye ülkeler tarafından onaylandıkları halde, düzenli biçimde uygulanamadılar: örneğin, birliğin anayasası ve 13 nisan 1950'de imzalanan Örtak savunma ve ekonomik işbirliği antlaşması İle kurulan ortak güvenlik sistemi, 1956, 1967 ve 1973 arap-israil savaşları sırasında işlemedi Nihayet, anayasa'da uyuşmazlıkların barışçı yoldan çözümü öngörüldüğü halde, arap devletleri arasında meydana gelen çeşitli uzlaşmazlıklar birliğin çerçevesi dışında çözümlendi 1982'de Fas'ta düzenlenen zirve toplantısının amacı Ortadoğu ile ilgili ortak bir arap barış planı oluşturmaktı Suudi Arabistan'ın önerdiği Faht planı, iki değişiklikle kabul edildi Planda Filistin kurtuluş örgütü'nün, Filistin halkının tek gerçek temsilcisi olduğu vurgulandı, israil, 1967'de işgal ettiği topraklardan çekilecek, başkenti doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulacak; israil devletinin varlığı tanınırken bölgedeki devletlerin bütünlüğü Birleşmiş milletler güvenlik konseyi güvencesine bağlanacaktı Casab-lanca'da düzenlenen 13 zirve toplantısında Ürdün-Filistin yakınlaşması desteklendi Libya'nın çağrısıyla Tunus'ta toplanan birlik dışişleri bakanları, ABD' nin Libya'ya saldırısını kınadılar (27 mart 1986) Arap camisi, Camii kebir de denir, istanbul'un Galata semtinde cami Yapımına ilişkin değişik görüşler vardır Kimi kaynaklarda kenti kuşatan emevi orduları komutanlarından Mesleme bin Abdülme-lik tarafından yaptırıldığı öne sürülür (717) Başka kaynaklara göre ise Latin egemenliği sırasında Dominiken rahipleri için yaptırılmış bir kilise ve manastırdır (1232) Bir başka görüşe göre de 1307' de Guillaume de Gaillac tarafından yaptırılmıştır Yapının Mehmet II (Fatih) tarafından camiye dönüştürüldüğü (1453), XVIyy'da ispanya'dan göç eden Arap-lar'ın Galata'ya yerleştirilmelerinden sonra da Arap camisi adını aldığı sanılmaktadır Mahmut l'in annesi Saliha Sultan tarafından onartıldı (1734) 1808 yangınından sonra kısa sürede yenilendi Mahmut ll'nin kızı Adile Sultan tarafından şadırvan (1868); 1913 onarımında da son cemaat yeri eklendi Enine gelişen dikdörtgen planlı yapının duvarları almaşık düzende taş ve tuğla örgülüdür Absida-nın dışa taşkın olmaması ve narteks bölümünün bulunmamasıyla bizans kiliselerinden ayrılır Çan kulesi biçimindeki minarenin şerefeden yukarı bölümü, hünkâr mahfili, minber, kapıların dış bezemeleri Osmanlı dönemindendir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|