Ortaçağ Kimyası Hakkında Bilgi |
10-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ortaçağ Kimyası Hakkında BilgiOrtaçağ Kimyası Hakkında Bilgi ORTAÇAĞ KİMYASI İslâm Dünyası’ndaki kimya çalışmaları, daha önce Hellenistik Çağ’da İskenderiye’de yapılmış olan simya çalışmalarından yoğun bir biçimde etkilenmiştir Bu çalışmalar sırasında yavaş yavaş belirginleşmeye başlayan Yapısal Dönüşüm Kuramı’na göre, doğadaki bütün metaller, aslında bir kükürt-civa bileşimidir; ancak bunların iç ve dış niteliklerinde farklılıklar bulunduğu için, kükürt ve civa kullanmak suretiyle istenilen metali elde etmek mümkündür Bilindiği gibi, simyagerler, tarih boyunca, bu kurama dayanarak, kurşun ve bakır gibi nisbeten daha az kıymetli metalleri, altın ve gümüş gibi metallere dönüştürmek istemişlerdir İslâm Dünyası’ndaki kimya çalışmaları da genellikle bu doğrultuda sürdürülmüştür Yine Müslüman simyagerlerin maksatlarından birisi de bu dönüşümü gerçekleştirecek el-İksir’i, yani mükemmel maddeyi bulmaktır Mükemmele en yakın metal, altın olduğu için, genellikle bu çalışmalarda altının kullanıldığı görülmektedir İksir, aynı zamanda sonsuz yaşamın kapısını aralayacak bir anahtar olarak da düşünülmüştür Simyagerler, Yeryüzü’ndeki metallerle Gökyüzü’ndeki gezegenler arasında da ilişki kurmuşlardır Örneğin altın Güneş’le ve gümüş ise Ay’la eşleştirilmiş ve bu metalleri göstermek için Güneş ve Ay’a benzeyen simgeler kullanılmıştır Bu simgeler, 18 yüzyıla kadar pek fazla değişmeden gelmiştir; günümüzdeki simgeler ise 18 yüzyıldan itibaren şekillenmeye başlamıştır Ortaçağ İslâm Dünyası’nda, simyayı benimseyenlerle benimsemeyenler arasında süregelen tartışmaların, kimyanın gelişimi üzerinde çok olumlu etkiler yaptığı görülmektedir Çünkü bu tartışmalar sırasında, taraflar, görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak için, çok sayıda deney yapmış ve bu yolla deneysel bilginin artmasında önemli bir rol oynamışlardır |
|