![]() |
Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ Ez-Zürakî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ Ez-ZürakîRiyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ ez-Zürakî HADİS İcinde Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ ez-Zürakî konusu , Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ ez-ZürakîRifâa İbni Râfi’ ez-Zürakî Medineli olan Rifâa Hazrec kabilesindendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rifâa Resûl-i Ekrem’den başka Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde, Ehl-i Bedir dediğimiz Bedir kahramanlarının üstün yeri belirtilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cebrâil aleyhisselâm, Bedir Gazvesi’ne katılan meleklerin, katılmayanlardan daha üstün olduğunu belirtmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1834- وعن ابنِ عُمَر رضي اللَّه عنْهُما قال : قال رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إذا أنْزل اللَّه تَعالى بِقَوْمٍ عَذَاباً أَصَابَ الْعَذَابُ مَنْ كَانَ فِيهمْ ![]() ![]() 1834 ![]() “ ![]() ![]() ![]() Buhârî, Fiten 19; Müslim, Cennet 84 Açıklamalar Bir toplumda kötülükler yaygın hale geldiği, büyük çoğunluk bu fenalıkları benimsediği zaman, ilâhî kanun gereği o toplum cezayı hak etmiş olur; aralarındaki iyiler ayırt edilmeksizin ilâhî ceza hepsine birden gelir ![]() - “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! İçimizde iyiler de olduğu halde helâk olur muyuz?diye sorunca: - “Kötülük ve günah çoğaldığı vakit, evet!” buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gerçeği Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dile getirmiştir: “İnsanlar fenalıkları görüp de onu değiştirmeye çalışmazlarsa, çok geçmeden ![]() ![]() ![]() ![]() Kötülerle birlikte yok edilen bu kimselere, âhirette, öldükleri zamandaki durumlarına göre muamele edilir ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 1835- وعَنْ جابرٍ رضي اللَّه عنْهُ قال : كانَ جِذْعٌ يقُومُ إلَيْهِ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، يعْني في الخُطْبَةِ ، فَلَما وُضِعَ المِنْبرُ ، سَمِعْنَا لِلْجذْعِ مثْل صوْتِ العِشَارِ حَتَّى نَزَلَ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَوضَع يدَه عليْهٍ فسَكَنَ ![]() وفي روايةٍ : فَلَمَّا كَانَ يَومُ الجمُعة قَعَدَ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم على المِنْبَرِ ، فصاحتِ النَّخْلَةُ التي كَانَ يخْطُبُ عِنْدَهَا حَتَّى كَادَتْ أنْ تَنْشَقَّ ![]() وفي روايةٍ : فَصَاحَتْ صياح الصَّبيِّ ![]() ![]() 1835 ![]() Mescid-i Nebevî’de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’in hutbe okurken dayandığı bir kütük vardı ![]() ![]() ![]() Buhârî, Menâkıb 25 Bir başka rivayet şöyledir: Cuma günü gelip de Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem minberin üzerine oturunca, yanında Resûlullah’ın hutbe okuduğu hurma kütüğü ikiye bölünüyormuş gibi haykırdı ![]() Buhârî, Büyû‘ 32 Bir başka rivayet şöyledir: Kütük çocuk gibi bağırdı ![]() ![]() ![]() ![]() “Dinlediği zikirden mahrum kaldığı için ağladı” buyurdu ![]() Buhârî, Menâkıb 25 Açıklamalar Peygamber Efendimiz’in mescidi pek sade idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Sana bir minber yapsak olmaz mı? diye sordu ![]() - Olabilir, dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûlullah’ın hasretine dayanamayarak ağlayan kütük olayı, yüzlerce sahâbînin huzurunda meydana gelmiştir ![]() ![]() Tâbiîn neslinin büyük âlim ve zâhidi Hasan-ı Basrî hazretleri, bu hadisi rivayet ettikten sonra etrafındakilere şöyle derdi: - Ey müslümanlar! Kütük bile Resûlullah hasretiyle inliyor, onu özlüyor ![]() ![]() Burada, Tecrid Tercemesi’nin aziz mütercimlerinden Babanzâde Ahmed Naim Bey’in Resûlullah muhabbetini pek güzel dile getiren şu duygu dolu uyarısını ibretle okuyalım: “Cenâb-ı Hakk'ın elçisi, hidâyet önderi Muhammed Mustafâ sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’i cansız bir varlık bu derece özlerse, o saf nûrun eşsiz güzelliğini görmek için ![]() ![]() Demekki ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 1836- وعنْ أبي ثَعْلَبَةَ الخُشَنيِّ جَرْثُومِ بنِ نَاشِرٍ رضي اللَّه عَنْهُ عنْ رَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال: إن اللَّه تعالى فَرَضَ فَرائِضَ فلا تُضَيِّعُوهَا ، وحدَّ حُدُوداً فَلا تَعْتَدُوهَا ، وحَرَّم أشْياءَ فَلا تَنْتَهِكُوها ، وَسكَتَ عَنْ أشْياءَ رَحْمةً لَكُمْ غَيْرَ نِسْيانٍ فَلا تَبْحثُوا عنها » حديثٌ حسن ، رواه الدَّارقُطْني وَغَيْرَهُ ![]() 1836 ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dârekutnî, es-Sünen, IV, 184 ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde Cenâb-ı Hakk’ın kullarına yönelik emir ve yasakları başlıca dört ana başlık altında özetlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkincisi; bazı sınırlar konularak belirlenen, yaklaşılması, aşılması, aykırı davranılması yasaklanan hususlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncüsü haramlardır ![]() ![]() ![]() ![]() Dördüncüsü de ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Nevevî çok önemli gördüğü bu hadîs-i şerîfi, Kırk Hadis adlı eserine otuzuncu hadis olarak almıştır ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 1837- وعنْ عَبدِ اللَّهِ بن أبي أوْفي رضي اللَّه ، عَنْهُمَا قال : غَزَوْنَا مع رَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم سَبْعَ غَزَوَاتٍ نَأكُلُ الجرادَ ![]() ![]() 1837 ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber yedi gazâ yaptık ![]() ![]() Diğer bir rivayete göre, Resûl-i Ekrem ile beraber çekirge yedik, dedi ![]() Buhârî, Zebâih ve’s-sayd 13; Müslim, Sayd ve’z-zebâih 52 ![]() ![]() Açıklamalar Hem hadisimizin râvisi Abdullah hem de Ebû Evfâ künyesiyle bilinen babası Alkame İbni Hâlid sahâbî oldukları için, “ ![]() ![]() Kısa hal tercümesini 54 numaralı hadiste verdiğimiz ve Kûfe’de 86 (705) yılında en son vefat eden sahâbî diye bildiğimiz bu aziz insan, Resûlullah Efendimiz ile birlikte yedi, bazı rivayetlere göre altı gazvede bulunduğunu ve erzakları tükendiği zaman bazan çekirge yediklerini söylemektedir ![]() ![]() Çekirge yemenin câiz olmadığına dair bazı rivayetler bulunmakla beraber, bu rivayetlerin hepsi zayıftır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1838- وعَنْ أبي هُريْرةَ رضي اللَّه عنْهُ أنَّ النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَال : « لا يُلْدغُ المُؤمِنُ مِنْ جُحْرٍ مرَّتَيْنِ » متفقٌ عليه ![]() 1838 ![]() “Mü’min bir yılan deliğinden iki defa ısırılmaz ![]() Buhârî, Edeb 83; Müslim Zühd 63 ![]() ![]() Açıklamalar Efendimiz aleyhisselâm,bu hadîs-i şerîfi, Câhiliye devri şâirlerinden Ebû Azze’ye söylemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mü’min dikkatli ve uyanık insandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1839- وَعنْهُ قَال : قَال رسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « ثَلاثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمُ اللَّه يَوْمَ الْقِيَامةِ وَلاَ ينْظُرُ إلَيْهِمْ وَلا يُزَكِّيهِمْ ولَهُمْ عذابٌ ألِيمٌ : رجُلٌ علَى فَضْلِ ماءٍ بِالْفَلاةِ يمْنَعُهُ مِن ابْنِ السَّبِيلِ ، ورَجُلٌ بَايَع رجُلاً سِلْعَةً بعْد الْعَضْرِ ، فَحَلَفَ بِاللَّهِ لأخَذَهَا بكَذَا وَكَذا ، فَصَدَّقَهُ وَهُوَ عَلى غيْرِ ذَلِكَ ، ورَجُلٌ بَايع إمَاماً لا يُبايِعُهُ إلاَّ لِدُنيَا ، فَإنْ أعْطَاهُ مِنْهَا وفي ، وإنْ لَم يُعْطِهِ مِنْهَا لَمْ يَفِ » متفقٌ عليه ![]() 1839 ![]() “ ![]() Biri, yolculuk sırasında ihtiyacından fazla suyu olup da onu öteki yolculardan esirgeyen kimse ![]() Diğeri, ticaret malını ikindiden sonra satarken, onu şu kadar fiyata aldım diye yemin eden, gerçek hiç de öyle olmadığı halde müşteri kendine inanan kimse ![]() Öteki de, bir devlet başkanına dünyalık hatırına biat sözü veren, kendisine para pul verirse sözünde duran, vermezse sözünden cayan kimsedir ![]() Buhârî, Müsâkât 10, Şehâdât 22, Ahkâm 48, Tevhîd 24; Müslim, Îmân 171-173 ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde üç bahtsız insandan söz edilmektedir ![]() * ![]() ![]() * Yüzlerine merhametle bakmayacaktır ![]() * Kendilerini günah kirinden arındırıp temize çıkarmayacak, iyiliklerini dile getirip anmayacaktır ![]() * Onları acıklı bir azâba uğratacaktır ![]() Bir mü’minin şu dünyadaki asıl hedefi Cenâb-ı Hakk’ı kendinden memnun etmek, O’nun rızâsını kazanmak, merhametini elde etmek, lutfu keremiyle günahlarını bağışlatıp cennete ve cemâlullaha kavuşmak, diğer bir ifadeyle cehennemin acıklı azâbından kurtulmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bahtsız insanların ilki, çölde (veya kırda) bulunduğu sırada yanında ihtiyacından fazla su olup da onu diğer yolculardan esirgeyen kimsedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci talihsiz insan, âhireti kazanacağı yerde, dünya malı kazanacağım diye insanları aldatmaktan çekinmeyen kimsedir ![]() ![]() ![]() Üçüncü kötü kişi ise, devlet idaresi gibi önemli bir konuyu menfaatine âlet eden çıkarcıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 1840- وَعَنْهُ عن النَّبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « بَيْنَ النَّفْخَتَيْنِ أرْبعُونَ » قَالُوا يا أبَا هُريْرةَ ، أرْبَعُونَ يَوْماً ؟ قَالَ : أبَيْتُ ، قالُوا : أرْبعُونَ سَنَةً ؟ قَال : أبَيْتُ ![]() ![]() 1840 ![]() “Sûra iki üfleme arasında kırk vardır ![]() - Ebû Hüreyre! Kırk gün mü? diye sordular ![]() - Bir şey diyemem, dedi ![]() - Kırk yıl mı? diye sordular ![]() - Bir şey diyemem, dedi ![]() - Kırk ay mı? diye sordular ![]() - Bir şey diyemem, dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buhârî, Tefsîru sûre (39), 3, (78), 1; Müslim, Fiten 28 Açıklamalar Bir gün Ebû Hüreyre, kıyamet koptuktan sonra insanın yeniden dirilişi konusunda Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’den duyduğu bir hadisi rivayet ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisimizde yeniden diriliş konusunda çok önemli bir bilgi verilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Acbü’z-zenebin hiç çürümeyeceğinden bahseden hadisler son derece güvenilir ve sağlamdır ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 1841- وَعَنْهُ قَالَ بيْنَمَا النَّبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم في مَجْلِسٍ يُحَدِّثُ الْقَوْمَ ، جاءَهُ أعْرابِيُّ فَقَالَ : مَتَى السَّاعَةُ ؟ فَمَضَى رسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يُحَدِّثُ، فقَال بَعْضُ الْقَوْمِ : سَمِعَ مَا قَالَ ، فَكَرِه ما قَالَ، وقَالَ بَعْضُهمْ : بَلْ لَمْ يَسْمَعْ ، حَتَّى إذَا قَضَى حَدِيثَهُ قَالَ: « أيْنَ السَّائِلُ عَنِ السَّاعَةِ ؟ » قَال : ها أنَا يَا رسُولَ اللَّه ، قَالَ : « إذَا ضُيِّعَتِ الأَمَانةُ فانْتَظِرِ السَّاعةَ » قَالَ: كَيْفَ إضَاعَتُهَا ؟ قَالَ : إذَا وُسِّد الأمْرُ إلى غَيْرِ أهْلِهِ فَانْتَظِرِ السَّاعة » رواهُ البُخاري ![]() 1841 ![]() Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir yerde sahâbîlerle konuşurken bir bedevî çıkageldi ve: - Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sözünü kesmeden konuşmasına devam etti ![]() - Bedevînin sorusunu duydu, fakat soruyu beğenmedi, dedi ![]() - Hayır, soruyu duymadı, dedi ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem konuşmasını bitirince: - “Kıyamet hakkında soru soran nerede?” buyurdu ![]() - Buradayım, Yâ Resûlallah! dedi ![]() - “Emanet zâyi edildiği zaman kıyameti bekle!” buyurdu ![]() - Emanet nasıl zâyi olacak? diye sordu ![]() - “Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyameti bekle!” buyurdu ![]() Buhârî, İlim 2, Rikak 35 ![]() ![]() Açıklamalar Bir âlime soru sormanın da bir edebi vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu olayda Resûl-i Ekrem Efendimiz’i bir hoca, kendisine kıyamet hakkında soru soran bedevîyi de bir talebe gibi düşünmek ve onlar arasındaki bu görüşmeyi hoca-talebe münasebeti açısından değerlendirmek mümkündür ![]() Bedevîler, medeniyetten uzakta, çölün sıkıntılarına karşı hayat mücadelesi veren insanlardır ![]() ![]() ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bedevîye bu kabalığından, yol ve yöntem bilmemesinden dolayı kızmaması, onun zarâfetini ve insanları anlayışla karşıladığını ortaya koymaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimiz sorunun önemine ve soru soranın durumuna göre de farklı tutumlar izlemiştir ![]() ![]() ![]() Hadisimizdeki ikinci önemli mesele, kıyametin ne zaman kopacağı sorusunun cevabıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisimizde sözü edilen kıyamet, öncelikle dünyanın sonu demek olan büyük kıyamettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Emanet konusu 201-204 numaralı hadislerin bulunduğu “Emaneti Yerine Getirme” bahsinde geniş bir şekilde ele alınmıştır ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 1842- وعنْهُ أنَّ رسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « يُصَلُّونَ لَكُمْ ، فَإنْ أصَابُوا فَلَكُمْ ، وإنْ أخْطئُوا فَلَكُمْ وَعَلَيْهِمْ » رواهُ البُخاريُّ ![]() 1842 ![]() “İmamlar sizin için namaz kılarlar; eğer eksiksiz kıldırırlarsa hem size hem de onlara sevabı vardır; şayet hata ederlerse, size sevap, onlara da ceza vardır ![]() Buhârî, Ezân 55 ![]() ![]() Açıklamalar Hadiste sözü edilen imamlar, hem namaz kıldıran imamlar hem de valiler ve emirlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Namazı şartlarına uygun olarak “eksiksiz kıldırmak” diye tercüme ettiğimiz “esâbû” kelimesini, namazı vaktinde kıldırmak diye anlayanlar da olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Demek oluyor ki, imamın hatası cemaate yansımamaktadır ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 1843- وَعَنْهُ رضي اللَّه عنْهُ : { كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أخْرِجَتْ لِلنَّاسِ } قَالَ : خَيْرُ النَّاسِ لِلنَّاسِ يَأْتُونَ بِهِمْ في السَّلاسِل في أعْنَاقِهمْ حَتَّى يَدْخُلُوا في الإسْلامِ ![]() 1843 ![]() “Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz” âyetini okudu ve onu şöyle açıkladı: İnsanların diğer kimselere en hayırlı ve faydalı olanları, bazı şahısları boyunlarından zincire vurulmuş olarak (İslâm toplumuna) getiren kimselerdir ![]() ![]() Buhârî, Tefsîru sûre (3), 7 Aşağıdaki hadisle birlikte açıklanacaktır ![]() 1844- وَعَنْهُ عَن النَّبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَال : « عَجبَ اللَّه عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَوْمٍ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ في السَّلاسِلِ » رواهُما البُخاري ![]() ![]() 1844 ![]() “ ![]() ![]() Buhârî, Cihâd 144 ![]() ![]() Açıklamalar Birinci hadîs-i şerîfte ![]() ![]() Birinci hadiste, Ebû Hüreyre’nin sözü imiş gibi görünen açıklamanın esasen onun sözü olmadığı; bunun, ikinci hadiste okuduğumuz Resûlullah Efendimiz’in sözünün, Ebû Hüreyre’nin ifadesine bürünmüş şekli olduğu anlaşılmaktadır ![]() İnsanların en faydalısı, insanlara faydalı olandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu iki hadiste sergilenen manzara, okula zorla ve ağlayarak giden, fakat daha sonra doğru okumanın verdiği bahtiyarlığı farkedip mutlu olan insanın halini hatırlatmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() İkinci hadise çok farklı mâna veren âlimler de olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadislerden Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 1845- وَعنْهُ عَنِ النَّبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « أَحَبُّ الْبِلاَدِ إلى اللَّه مَساجِدُهَا ، وأبَغضُ الْبِلاَدِ إلى اللَّه أسواقُهَا » روَاهُ مُسلم ![]() 1845 ![]() “ ![]() ![]() Müslim, Mesâcid 288 Aşağıdaki hadisle birlikte açıklanacaktır ![]() 1846- وَعَنْ سَلْمَانَ الْفَارِسيِّ رضي اللَّه عَنْهُ منْ قَولِهِ قَال : لاَ تَكُونَنَّ إن اسْتَطعْتَ أوَّلَ مَنْ يَدْخُلُ السُّوقَ ، وَلا آخِرَ مَنْ يَخْرُجُ مِنْهَا ، فَإنَّهَا مَعْرَكَةُ الشَّيْطَانِ ، وَبهَا ينْصُبُ رَايَتَهُ ![]() ![]() ورَوَاهُ البرْقَانِي في صحيحه عَنْ سَلْمَانَ قَالَ : قَالَ رسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « لا تَكُنْ أوَّلَ مَنْ يَدْخُلُ السُّوقَ ، وَلا آخِرَ منْ يخْرُجُ مِنْهَا ، فِيهَا بَاضَ الشَّيْطَانُ وَفَرَّخَ » ![]() 1846 ![]() Şayet yapabiliyorsan, çarşı-pazara ilk giren ve oradan en son çıkan kimse sen olma! Çünkü orası şeytanın savaş alanı olup bayrağını oraya diker ![]() Müslim, Fezâilü's-sahâbe 100 Berkânî Sahîh’inde bu hadisi şöyle rivayet etmiştir: Selmân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Çarşı-pazara ilk giren ve oradan en son çıkan sen olma! Şeytan orada yumurtlar ve orada yavru çıkarır ![]() Açıklamalar ![]() ![]() ![]() ![]() Çarşı-pazarların Cenâb-ı Hakk’ın beğenmediği yerler olmasının en önemli sebebi, oraların birtakım insanlara hep dünyayı hatırlatması, dünyayı ön plana çıkarması ve adeta ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanların bu mekânlarda mânevî değerleri bir yana atmalarının, dünyalık kazanmak için ahlâk dışı her davranışı rahatlıkla yapmalarının sebebi şeytandır, şeytanın tahrikleridir, onları bu yola sevketmesidir ![]() ![]() Şeytan ve yardımcıları binbir hile ve tuzaklarıyla çarşı ve pazarlarda insanı baştan çıkardıkları için ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Riyâzü’s-sâlihîn müellifi Nevevî’nin, ikinci hadisin farklı bir rivayetini es-Sahîh adlı eserinden aldığı Ebû Bekir el-Berkânî, 425 (1034) tarihinde vefat etmiş olan titiz bir hadis ve fıkıh âlimiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadislerden Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 1847- وعَنْ عاصِم الأحْوَلِ عَنْ عَبْدِ اللَّه بنِ سَرْجِسَ رضي اللَّه عَنْهُ قَالَ : قُلْتُ لِرَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : يَا رَسُولَ اللَّه غَفَرَ اللَّه لكَ ، قَالَ : « وَلَكَ » قَالَ عَاصِمٌ : فَقلْتُ لَهُ : اسْتَغْفَرَ لَكَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ قَالَ : نَعَمْ وَلَكَ ، ثُمَّ تَلاَ هَذه الآيةَ :{ واستغفِرْ لِذَنْبِكَ ولِلْمُؤمِنِينَ والمُؤْمِناتِ} [ محمد : 19 ] ، رَواهُ مُسلم ![]() 1847 ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: - Yâ Resûlallah! ![]() ![]() - “Seni de bağışlasın” buyurdu ![]() Âsım el-Ahvel dedi ki, Abdullah İbni Sercis’e: - Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem senin için böyle mağfiret diledi mi? diye sordum ![]() - Evet, senin için de mağfiret diledi, dedi ve şu âyet-i kerîmeyi okudu: “(Habîbim!) Hem kendinin hem de mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!” Müslim, Fezâil 112 Açıklamalar Hadisimizin râvisi olan sahâbî Abdullah İbni Sercis radıyallahu anh hakkında 975 numaralı hadiste kısa bilgi verilmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Muhterem sahâbî Abdullah İbni Sercis, Peygamber duası almanın pek güzel bir yolunu bulmuş ![]() ![]() ![]() ![]() - Gerçekten Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem senin için böyle mağfiret diledi mi? diye sormuş; Efendimiz’in genç sahâbîlerinden biri olan Abdullah, kendisinin bir zamanki halini hatırlatan bu genç talebesini sevindirmek için olmalı ki: - Evet, senin için de mağfiret diledi, diyerek yukarıdaki âyet-i kerîmeyi okumuştur ![]() ![]() “(Habîbim!) Hem kendinin hem de mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların günahlarının bağışlanmasını dile!” [Muhammed sûresi (47), 19] buyurmaktadır ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in her vesileyle ümmetinin bağışlanmasını dilediğini, onların âhirette bahtiyar olmalarını cânü gönülden istediğini bilmekteyiz ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 1848- وَعَنْ أبي مسْعُودٍ الأنْصَارِيِّ رضي اللَّه عَنْهُ قَالَ : قَالَ النَّبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إنَّ مِمَّا أدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلامِ النُّبُوَّةِ الأولَى : إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنعْ مَا شِئْتَ » رواهُ البُخَاريُّ ![]() 1848 ![]() “İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78 ![]() ![]() Açıklamalar Bu hadis, hayâ dediğimiz utanma duygusunun ilk insandan beri var olduğunu, ilk peygamberlerden itibaren bu duygunun önemi üzerinde durulduğunu, peygamberlere verilen bir kısım ilâhî emirler çağların değişmesiyle değişebildiği halde, utanma duygusu hakkındaki ilâhî buyruğun hiç değişmediğini, aksine her peygamberin bu duygu üzerinde ısrarla durduğunu göstermektedir ![]() Bir atasözü halinde nesilden nesile aktarılarak gelen “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” hikmeti, utanma duygusunun insanı fenalıklara dalmaktan alıkoyduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözü, yukarıda belirtildiği şekilde, hayâ duygusundan yoksun olan birinin her şeyi yapabileceğini ifade etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 682-685 numaralı hadislerin bulunduğu “Utanma Duygusu, Değeri ve Bu Duyguya Sahip Olmaya Teşvik Etmek” bahsinde konu ayrıca işlenmiştir ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 1849- وَعَنْ ابْنِ مَسْعُودٍ رضي اللَّه عَنْهُ قَالَ : قَالَ النَّبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « أوَّلُ مَا يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ يوْمَ الْقِيَامةِ في الدِّمَاءِ » مُتَّفَقٌ علَيْهِ ![]() 1849 ![]() “Kıyamet gününde insanlar arasında ilk görülecek hesap, kan dâvalarıdır ![]() Buhârî, Diyât 1, Rikak 48; Müslim, Kasâme 28 ![]() ![]() Açıklamalar İnsanoğlu kıyamet gününde başlıca iki bakımdan hesaba çekilecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kan dâvalarının ilk görülecek hesap olması, insanın ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 1850- وَعَنْ عَائِشَةَ رضي اللَّه عَنْهَا قَالَتْ : قَالَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « خُلِقَتِ المَلائِكَةُ مِنْ نُورٍ ، وَخلِقَ الجَانُّ مِنْ مَارِجٍ منْ نَارً ، وخُلِق آدمُ ممَّا وُصِفَ لَكُمْ » رواهُ مسلم ![]() 1850 ![]() “Melekler nûrdan, cinler kızıl ateşten, Âdem de size bildirilen şeyden (topraktan) yaratılmıştır ![]() Müslim, Zühd 60 ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde, özellikleri itibariyle birbirinden farklı olan üç cins mahlûkun yaratıldığı asıl madde ortaya konmakta, dolayısıyla onların tabiatlarına, tavır ve hareketlerine bu maddelerin etki ettiğine işaret edilmektedir ![]() Buna göre melekler nûrdan yaratılmış latîf varlıklardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinlerin hâlis ateşten, dumansız saf alevden yaratıldığı âyet-i kerîmede belirtilmekte [Rahmân sûresi (55), 15], hatta bu ateşin “zehirli ateş” olduğu ifade edilmektedir [Hicr sûresi (15), 27] ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanın topraktan yaratıldığını açıkça gösteren âyetler bulunduğu gibi, bu yaratılışın muhtelif safhalarında toprağa, çamur (tîn), süzme çamur (sülâle min tîn), yapışkan çamur (tîn lâzib), kurumuş çamur (salsâl) gibi adlar da verilmiştir [meselâ bk ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üç önemli varlığın üç ayrı şeyden yaratılmış olması, onların yaratıldığı asıl maddelerin tabiatlarına, tavır ve hareketlerine yansıması, Cenâb-ı Hakk’ın kudretinin büyüklüğünü ve her istediğini yapmaya güç yetirdiğini göstermektedir ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1851- وَعنْهَا رضي اللَّه عَنْهَا قَالَتْ : « كَانَ خُلُقُ نبي اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم الْقُرْآنَ » رواهُ مُسْلِم في جُمْلَةِ حدِيثٍ طويلٍ ![]() 1851 ![]() Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem’in ahlâkı Kur’an idi ![]() Müslim, Müsâfirîn 139 ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ Ez-Zürakî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Riyazü's Salihin - Rifâa İbni Râfi’ Ez-ZürakîAçıklamalar Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sa’d Medine’ye gelmişken Hz ![]() ![]() - Ey Mü’minlerin annesi! Bana Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ahlâkını (yaşayışını) anlat, dedi ![]() ![]() - Sen Kur’an’ı okuyorsun değil mi? diye sorunca Sa’d: - Evet, okuyorum, diye cevap verdi ![]() ![]() - Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem’inahlâkı Kur’an idi, dedi ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ahlâkının Kur’an olması demek, Kur’an’ın uygun gördüğünü uygun görmesi, Kur’an’ın beğenmediği bir işi, bir hareket tarzını beğenmemesi demektir ![]() ![]() ![]() Resûlullah Efendimiz’in ahlâkı Kur’an olduğu için ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 1852- وَعَنْهَا قَالَتْ : قَالَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَنْ أحَبَّ لِقاءَ اللَّهِ أحبَّ اللَّه لِقَاءَهُ ، وَمنْ كَرِهَ لِقاءَ اللَّه كَرِهَ اللَّه لِقَاءَهُ » فَقُلْتُ : يَا رسُولَ اللَّه ، أكَرَاهِيَةُ الموْتِ ؟ فَكُلُّنَا نَكْرَهُ الموْتَ ، قَالَ :« لَيْس كَذَلِكَ ، وَلَكِنَّ المُؤمِنَ إذَا بُشِّر بِرَحْمَةِ اللَّه وَرِضْوانِهِ وَجنَّتِهِ أحَبَّ لِقَاءَ اللَّه ، فَأَحَبَّ اللَّه لِقَاءَهُ وإنَّ الْكَافِرَ إذَا بُشِّرَ بعَذابِ اللَّه وَسَخَطِهِ ، كَرِهَ لِقَاءَ اللَّه ، وَكَرِهَ اللَّه لِقَاءَهُ» ![]() ![]() 1852 ![]() Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yâ Resûlallah! Ölümü sevmediği için mi (kavuşmak istemez)? Öyleyse hepimiz ölümü sevmeyiz, dedim ![]() - “Hayır, öyle değil ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslim, Zikir 14-17 ![]() ![]() Açıklamalar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu kimselerin hali ve âkıbetleri Kur'ân-ı Kerîm’de şöyle anlatılmaktadır: “Öldükten sonra bize kavuşmayı ümit etmeyip dünya hayatına razı olan ve onunla yetinenler ve bizim âyetlerimizden gâfil olanlar yok mu, işte onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden varacakları yer, ateştir!” [Yûnus sûresi (10), 7-8] ![]() Ölüm ânında insanlar genellikle iki türlü manzara sergiler ![]() Mü’minin yüz hatları gayet sâkindir; yüzünde tatlı bir tebessüm parıldar; tavırları o andaki halinden memnun olduğunu gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Şüphesiz, Rabbimiz ![]() ![]() ![]() ![]() Ölüm ânında kâfirlerin ise yüzü asıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 1853- وَعَنْ أُمِّ المُؤْمِنِينَ صَفِيَّةَ بنْتِ حُيَيٍّ رَضِيَ اللَّه عَنْهَا قَالَتْ : كَانَ النَّبيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم مُعْتَكِفاً، فَأَتَيْتُهُ أزُورُهُ لَيْلاً ![]() ![]() ![]() 1853 ![]() Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem itikâfa girmişti ![]() ![]() ![]() Bu sırada ensardan iki kişi - ![]() ![]() ![]() - “Biraz yavaş olun ![]() ![]() - Elçisinin uygunsuz bir davranışta bulunmasından ![]() - “Şeytan insanın vücudunda kan gibi dolaşır, Onun sizin kalbinize bir kötülük - veya bir şüphe- atmasından korktum” buyurdu ![]() Buhârî, İ’tikâf 11, Bed’ü’l-halk 11, Ahkâm 21; Müslim, Selâm 23-25 ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde kötü niyetten ve suizan diye de anlatılan şüpheden uzak durmanın ve bunlara meydan vermemenin önemi anlatılmaktadır ![]() Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, âdeti üzere o yıl da ramazan ayının son on gününde Mescid-i Nebevî’de itikâfa girmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir peygamberin, hatıra gelmesi muhtemel olan böyle bir günahı işlemesi elbette mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güzel sözleriyle tanınan mürşid ve mutasavvıf Yahyâ İbni Muâz (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şu halde bize düşen görev, ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 1854- وَعَنْ أبي الفَضْل العبَّاسِ بنِ عَبْدِ المُطَّلِب رضي اللَّه عَنْهُ قَالَ : شَهِدْتُ مَعَ رسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَوْمَ حُنَين فَلَزمْتُ أنَا وَأبُو سُفْيَانَ بنُ الحارِثِ بنِ عَبْدِ المُطَّلِبِ رَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم لَمْ نفَارِقْهُ ، ورَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم علَى بغْلَةٍ لَهُ بَيْضَاءَ ![]() فَلَمَّا الْتَقَى المُسْلِمُونَ وَالمُشْركُونَ وَلَّى المُسْلِمُونَ مُدْبِرِينَ ، فَطَفِقَ رسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، يَرْكُضُ بَغْلَتَهُ قِبل الْكُفَّارِ ، وأنَا آخِذٌ بِلِجَامِ بَغْلَةِ رَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم أَكُفُّهَا إرادَةَ أنْ لا تُسْرِعَ ، وأبو سُفْيانَ آخِذٌ بِركَابِ رَسُولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ![]() فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم :« أيْ عبَّاسُ نادِ أصْحَابَ السَّمُرةِ » قَالَ العبَّاسُ ، وَكَانَ رَجُلاً صَيِّتاً : فَقُلْتُ بِأعْلَى صَوْتِي : أيْن أصْحابُ السَّمُرَةِ ، فَو اللَّه لَكَأنَّ عَطْفَتَهُمْ حِينَ سَمِعُوا صَوْتِي عَطْفَةَ الْبقَرِ عَلَى أوْلادِهَا ، فَقَالُوا : يالَبَّيْكَ يَالَبَّيْكَ ، فَاقْتَتَلُوا هُمْ والْكُفَارُ ، والدَّعْوةُ في الأنْصَارِ يقُولُونَ : يَا مَعْشَرَ الأنْصارِ ، يا مَعْشَر الأنْصَار ، ثُمَّ قَصُرَتِ الدَّعْوةُ عَلَى بنِي الْحَارِثِ بن الْخزْرَج ![]() فَنَظَرَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم وَهُوَ علَى بَغْلَتِهِ كَالمُتَطَاوِل علَيْهَا إلَى قِتَالِهمْ فَقَال : « هَذَا حِينَ حَمِيَ الْوَطِيسُ »ثُمَّ أخَذَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم حصياتٍ ، فَرَمَى بِهِنَّ وَجُوه الْكُفَّارِ ، ثُمَّ قَال : «انْهَزَمُوا وَرَبِّ مُحَمَّدٍ » فَذَهَبْتُ أنْظُرُ فَإذَا الْقِتَالُ عَلَى هَيْئَتِهِ فِيما أرَى ، فَواللَّه ما هُو إلاَّ أنْ رمَاهُمْ بِحَصَيَاتِهِ ، فَمَازِلْتُ أرَى حدَّهُمْ كَليلاً ، وأمْرَهُمْ مُدْبِراً ![]() ![]() « الوَطِيسُ » التَّنُّورُ ![]() ![]() ![]() 1854 ![]() Huneyn Gazvesi’nde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber bulundum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - “Ey Abbâs! Bey‘atürrıdvân’da bulunanlara seslen!” buyurdu ![]() Gür sesli bir zât olan Abbas sözüne şöyle devam etti: Var gücümle “Bey‘atürrıdvân’da bulunan sahâbîler! Neredesiniz?” diye bağırdım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben savaşanlara bakmaya gittim ![]() ![]() ![]() ![]() Müslim, Cihâd 76 Açıklamalar Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Andolsun ki ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu savaşta Resûlullah Efendimiz’in yanından iki kişinin hiç ayrılmadığı görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Resûl-i Ekrem Efendimiz’in beyaz katırına, hızlı yürümesi ve çevikliği sebebiyle Düldül adı verilmiştir ![]() ![]() Bu savaşa katılan müslümanlar arasında, daha bir ay önce cereyan eden Mekke fethinde (Ramazan 8/Ocak 629) İslâmiyet’i kabul etmiş veya kabul etmek zorunda kalmış, suçları Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından bağışlanmış epeyce bir kimse vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Savaş bütün şiddetiyle devam ederken ve henüz ortada düşmanın yenilgi alâmeti yokken, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 1855- وعَنْ أبي هُريْرَةَ رضي اللَّه عنْهُ قَالَ : قَالَ رسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « أيُّهَا النَّاسُ إنَّ اللَّه طيِّبٌ لا يقْبلُ إلاَّ طيِّباً ، وَإنَّ اللَّه أمَر المُؤمِنِينَ بِمَا أمَر بِهِ المُرْسلِينَ ، فَقَال تَعَالى : {يَا أيُّها الرُّسْلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّباتِ واعملوا صَالحاً } وَقَال تَعالَى : { يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمنُوا كُلُوا مِنَ طَيِّبَات مَا رزَقْنَاكُمْ }ثُمَّ ذَكَرَ الرَّجُلَ يُطِيلُ السَّفَر أشْعَثَ أغْبر يمُدُّ يدَيْهِ إلَى السَّمَاءِ : يَاربِّ يَارَبِّ ، وَمَطْعَمُهُ حَرامٌ ، ومَشْرَبُه حرَامٌ ، ومَلْبسُهُ حرامٌ ، وغُذِيَ بِالْحَرامِ، فَأَنَّى يُسْتَجابُ لِذَلِكَ ، ؟ » رواه مسلم ![]() 1855 ![]() “ ![]() ![]() ![]() ![]() ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur ![]() ‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin’ buyurmuştur ![]() Resûl-i Ekrem daha sonra şunları söyledi: “Bir kimse ![]() ![]() ![]() ![]() Müslim, Zekât 65 ![]() ![]() Açıklamalar Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, Cenâb-ı Hakk’ın, içi dışı temiz insanlara değer verdiğini belirtmekte, görünüşü temiz olmayan, yediği, içtiği, giydiği, kuşandığı haram olan insanların ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yiyeceklerin, içeceklerin, giyeceklerin, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanı dünyanın en temiz insanı yapan sadece inancı değildir ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 1856- وَعنْهُ رضي اللَّه عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « ثَلاثَةٌ لاَ يُكَلِّمُهُمْ اللَّه يوْمَ الْقِيَامةِ ، وَلاَ يُزَكِّيهِمْ ، وَلا ينْظُرُ إلَيْهِمْ ، ولَهُمْ عذَابٌ أليمٌ : شَيْخٌ زَانٍ ، ومَلِكٌ كَذَّابٌ، وَعَائِل مُسْتَكْبِرٌ » رواهُ مسلم ![]() ![]() 1856 ![]() “ ![]() Bunlar zina eden ihtiyar, yalan söyleyen hükümdar, kibirlenen fakirdir ![]() Müslim, Îmân 172 ![]() ![]() Açıklamalar Muhtelif hadîs-i şerîflerden öğrendiğimize göre, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bahtsızlardan diğer üçünü 1839 numaralı hadiste görmüştük ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlardan birincisi “zina eden ihtiyar”dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yalan söyleyen hükümdar”ı da anlamak mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hadis 618 numarayla geçmiştir ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() 2 Zikredilen üç günahı işleyen bu üç kişi, konumları itibariyle o suçlardan en uzakta olmaları gereken kimselerdir ![]() 3 ![]() ![]() 1857- وَعَنْهُ رضي اللَّه عنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « سيْحَانُ وجَيْحَانُ وَالْفُراتُ والنِّيلُ كُلٌّ مِنْ أنْهَارِ الْجنَّةِ » رواهُ مسلم ![]() 1857 ![]() “Seyhan, Ceyhan, Fırat ve Nil, bunların hepsi cennet nehirlerindendir ![]() Müslim, Cennet 26 ![]() ![]() Açıklamalar Hadisimizde zikredilen dört ırmaktan üçü güzel yurdumuzdan çıkmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu nehirlerden Fırat ile Nil, Kütüb-i Sitte dediğimiz en değerli altı hadis kitabımızın çoğunda daha başka ifadelerle de yer almıştır ![]() Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, Mi’rac gecesinde dört nehir gördüğünü, bunların kaynaklarından iki görünen (zâhir), iki de görünmeyen (bâtın) nehir çıktığını söylemekte, görünmeyen nehirlerin cennette bulunduğunu, görünen nehirlerin ise Nil ve Fırat olup bunların sidretü’l-müntehâ denilen ağacın dibinden kaynadığını haber vermektedir (Buhârî, Bed'ü'l-halk 6; Menâkıbü'l-ensâr 42, Eşribe 12, Tevhîd 37; Müslim, Îmân 264) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir başka te’vile göre, cennette bu nehirlerin adlarıyla anılan dört nehir vardır ![]() ![]() Günümüzün anlayışına daha uygun bir te’vil de şudur: Bu nehirlerin suları tatlı, insanların çeşitli şekillerde kullanmasına elverişlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 1858- وَعَنْهُ قَال : أخَذَ رَسُولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بِيَدِي فَقَالَ : « خَلَقَ اللَّه التُّرْبَةَ يوْمَ السَّبْتِ، وخَلَقَ فِيهَا الْجِبَالَ يَوْمَ الأحَد ، وخَلَقَ الشَّجَرَ يَوْمَ الإثْنَيْنِ ، وَخَلَقَ المَكْرُوهَ يَوْمَ الثُّلاثَاءِ ، وَخَلَقَ النُّورَ يَوْمَ الأرْبَعَاءِ ، وَبَثَّ فِيهَا الدَّوَابَّ يَوْمَ الخَمِيسِ ، وخَلَقَ آدَمَ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بَعْدَ الْعَصْرِ مِنْ يَوم الجُمُعَةِ في آخِرِ الْخَلْقِ في آخِرِ سَاعَةٍ مِنَ النَّهَارِ فِيمَا بَيْنَ الْعَصْرِ إلى الَّليلِ » ![]() ![]() 1858 ![]() Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elimi tutarak şöyle buyurdu: “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslim, Münâfıkîn 27 ![]() ![]() Açıklamalar Resûlullah Efendimiz bu hadisi söylemeden önce, İslâmiyet’i öğrenmek için memleketini bırakıp Medine’ye gelen ve karın tokluğuna Mescid-i Nebevî’de yatıp kalkan Ebû Hüreyre’ye verdiği değeri ve ona duyduğu sevgiyi göstermek üzere elinden tutmuş, sonra da ona dünyanın yaratılışı hakkındaki bu önemli bilgileri vermiştir ![]() Hadîs-i şerîf yeryüzündeki önemli varlıkların altı günde yaratıldığını, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaf sûresinin yukarıda zikredilen 38 ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Salı günü yaratılan sevilmeyen şeylerin neler olduğu konusunda fazla bilgi yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hadisi tenkit etmek ve onu tâbiîn âlimlerinden Kâ’b el-Ahbâr’ın sözü gibi göstermek isteyenler çıkmışsa da, Müslim ile Ahmed İbni Hanbel’in yukarıda zikredilen eserlerinde açıkça görüldüğü üzere bu hadis Kâ’b’ın değil, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in sözüdür ![]() Hadisten Öğrendiklerimiz 1 ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 1859- وعنْ أبي سُلَيْمَانَ خَالِدِ بنِ الْولِيدِ رضي اللَّه عَنْهُ قالَ : « لَقَدِ انْقَطَعَتْ في يَدِي يوْمَ مُؤتَةَ تِسْعَةُ أسْيافٍِ ، فَمَا بقِيَ في يدِي إلا صَفِيحةٌ يَمَانِيَّةٌ » ![]() ![]() 1859 ![]() Mûte Savaşı’nın yapıldığı gün elimde dokuz kılıç kırıldı ![]() ![]() Buhârî, Meğâzî 44 |
![]() |
![]() |
|