Göreceli Yoksunluk|Makaleler-Denemeler |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Göreceli Yoksunluk|Makaleler-DenemelerGöreceli Yoksunluk Göreceli yoksunluk (relative deprivation) kavramı, birey veya grupların beklentilerinin konusu olan şeylerden mutlak yoksunluğundan ziyade, diğerlerine kıyasla, yani göreceli yoksunluk algısını ifade etmektedir Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, göreceli yoksunluk kavramı, engellenme-saldırganlık modelinin yeni bir yorumunu içermektedir Göreceli yoksunluk, çoğu kez bir toplumda kaynakların paylaşımı veya yeni kazanımlar konusunda beklenti düzeylerinin yüksek olduğu durumlarda, paylaşım az çok eşitlendiği veya tesviye edildiğinde ortaya çıkmaktadır; bu, gerçeklikle ilişkisi zorunlu olmayan bir eksiklik, engellenme ya da mağduriyet duygusudur Bu tür durumlarda, kişiler kendi statü veya kazanımlarını, ya hakkettiklerine inandıkları düzeye göre, ya da diğerlerininkiyle karşılaştırarak kendi paylarım onlarınkine göre daha az veya küçük olarak algılamaktadır Bazı yazarlar (Runciman, 1966) bireysel ve kolektif düzeyde yaşanan göreceli yoksunluk duygularını birbirinden ayırdetmektedir Kolektif göreceli yoksunluk, bir grubun üyelerinin, grubun mevcut durumu ile hakkettiğine inandığı durum arasında bir çelişki algılamaları halinde yaşanmaktadır Kolektif protesto hareketleri ve kolektif talepler, bireysel göreceli yoksunluktan değil, kolektif göreceli yoksunluk algısından kaynaklanmaktadır Burada, grubun diğer gruplara kıyasla gerçek durumu önemli olmadığı gibi grup içinde de tek tek üyelerin kişisel durumu da önem taşımamaktadır, hatta çoğu zaman başkaldırı hareketlerine katılan grup üyelerinden bazıları, kişisel olarak yüksek bir sosyal statüye veya yüksek başarı düzeyine sahip görünmektedirler (Guimond ve Dube-Simard, 1983) |
Göreceli Yoksunluk|Makaleler-Denemeler |
10-24-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Göreceli Yoksunluk|Makaleler-Denemelergöreceli olduğundan mütevellit kişiden kişiye, kişinin ihtiyacından ihtiyaçsızlığına, zaafından iradesine değişim gösterebilecek kavram en önemli unsuru tabii ki iradedir her insanda aynı oranda bulunmaz bu irade denen soyut kavram ben şaraba düşkün bir kişi iken sen alkol düşmanı ekşi ayran fetişisti bir kişi olabilirsin bunlara yoksunluk kişiden kişiye değişir bazı şeyler insan elinde olmadığına göre kimseyi yadırgamamak, seçimlerinden ötürü kimseyi kınamamak en doğrusudur bırakın herkes kendi bildiği doğruda kendince çırpınıp ölüp gitsin on kez gelmeleyeceğiz şu dünyaya şayet reenkarnasyon diye birşey yok ise deyip yatağımıza sağ tarafımızdan yatmak en hümanistçesi |
|