A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviA * Aba vakti aba,yaba vakti yaba alan yanılmaz * Aba vakti yaba, yaba vakti aba * Abanın kadri yağmurda bilinir * Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister * Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır * Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz * Abdalın dostluğu köy görününceye kadar * Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır * Abdalın yağı çok olursa gah borusuna çalar, gah gerisine * Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da * Acele giden ecele gider * Acele ile menzil alınmaz * Acele işe şeytan karışır * Acele yürüyen yolda kalır * Aceleci sinek süte düşer * Acemi katır kapı önünde yük indirir * Acemi nalbant gibi kah nalına vurur,kah mıhına * Acemi nalbant kürt eşeğinde dener kendini * Acı acıyı keser, su sancıyı * Acı patlıcanı kırağı çalmaz * Acıkan doyman , susayan kanmam sanır * Acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler * Acıklı başta akıl olmaz * Acıkmış kudurmuştan beterdir * Acındırırsan arsız olur; acıktırırsan hırsız olur * Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış * Ada bana, adayım sana * Adam adam, pehlivan başka adam * Adam adama gerek olmasa her biri bir dağ başında olurdu * Adam adama gerek olur, * Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil * Adam adamdan korkmaz, utanır * Adam adamdır, olmasa da pulu; eşek eşektir, olmasa da çulu * Adam adamı bir kere aldatır * Adam hacı mı olur ulaşmakla Mekke’ye, eşek derviş mi olur taş çekmekle tekkeye? * Adam iş başında belli olur * Adam olacak çocuk bokundan belli olur * Adam olana bir söz yeter * Adam yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile * Adamak kolay, ödemek güçtür * Adamakla mal tükenmez * Adamın ahmağı malını över * Adamın iyisi alışverişte belli olur * Adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola * Adamın yere bakanından, suyun sessiz akanından kork * Agaç düşse de yakınına yaslanır * Agaç ne kadar uzasa göğe ermez * Agaçtan maşa olmaz * Ah alan onmaz * Ahali isterse padişahı tahttan indirir * Ahlatın iyisini ayılar yer * Ahmak gelin yengeyi halayığı sanır * Ahmak misafir ev sahibini ağırlar * Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez * Ak akçe kara gün içindir * Ak curun akmazsa kara curun kol gibi * Ak göt geçit başında belli olur * Ak gün ağartır, kara gün karartır * Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır * Ak koyun kara koyun geçit başında belli olur * Ak koyunu gören, içi dolu yağ sanır * Ak koyunu kara kuzusu da olur * Ak koyunun kara kuzusu da olur * Ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır * Ak şeker, kara şeker, bir damar soya çeker * Akacak kan damarda durmaz * Akan su yosun tutmaz * Akan çay her zaman kütük getirmez * Akara kokara bakma, çuvala girene bak * Akarsu pislik tutmaz * Akarsu çukurunu kendi kazar * Akarsuya inanma, eloğluna dayanma * Akla gelmeyen başa gelir * Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama * Akmasa da damlar * Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini * Aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz * Aktan kara kalktı mı * Akça akıl öğretir, don yürüyüş * Akçanın iyisi kesede duran, bahçanın iyisi eve yakın olan * Akı karası geçitte belli olur * Akıl adama sermaye * Akıl akıldan üstündür * Akıl için tarik birdir * Akıl olmayınca ne yapsın sakal? * Akıl ortak ortak, mal ortağı kaypak * Akıl para ile satılmaz * Akıl yaşta değil, baştadır * Akıl yiğide sermayedir * Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış * Akıllı, söylemeden düşünür, akılsız düşünmeden söyler * Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır * Akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir * Akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer * Akıllı olsa her sakallı kişi, sakallılara danışırlardı her işi * Akılsız iti yol kocatır * Akılsız kasabın gerisine kaçar masadı * Akılsız köpeği yol kocatır * Akıntıya kürek çekilmez * Akşama karşı gitme, tana karşı yatma * Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir * Al elmaya taş atan çok olur * Al giyen aldanmaz * Al gömlek gizlenemez * Al gününde al; ver gününde ver * Al ile arslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz * Al kaşağıyı gir ahıra, yarası olan gocunur * Al malın iyisini, çekme kaygısını * Ala bakan iki bakar * Ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz * Alacakla verecek ödenmez * Alacağım olsun da alakargada olsun * Aleme cellat lazım; senin olman ne lazım? * Alet işler, el övünür * Alim unutmuş, kalem unutmamış * Allah’tan umut kesilmez * Allah’ın bildiği kuldan saklanamaz * Allah’ın ondurmadığını; Peygamber sopa ile kovar * Allah balmumu yakana balmumu, yağmumu yakana yağmumu verir * Allah bilir ama kul da sezer * Allah dağına göre kar verir * Allah dokuzda verdiğini sekizde almaz * Allah doğrunun yardımcısıdır * Allah fukarayı sevindirmek isterse önce eşeğini yitirtir, sonra buldurur * Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar * Allah isterse bir kulun işini, mermere geçirir dişini; istemezse işini, muhallebi yerken * Allah kardeşi kardeş yaratmış, kesesini ayrı yaratmış * Allah kulundan geçmez * Allah kulunu kısmeti ile yaratır * Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin * Allah sevdiğine dert verir * Allah son gürlüğü versin * Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir * Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez * Allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir * Allı yelek, pullu yelek; gömlek yok canfes neye gerek? * Alma alı, sat yağızı, bin doruya, besle kırı * Alma alı, satma kırı, ille doru, ille doru; yağızın da binde biri * Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste * Alma sarı, satma sarı, kapındaysa tutma sarı * Alma soysuzun kızını, sürer anası izini * Almadan vermek, Allah’a mahsus * Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma * Alna yazılan başa gelir * Alt değirmen güçlü akar * Altı olur, yedi olur, hep Allah’ın dediği olur * Altın anahtar her kapıyı açar * Altın ateşte, insan mihnette belli olur * Altın eli bıçak kesmez * Altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur * Altın kepeğe muhtaç * Altın leğenin kan kusana ne faydası var? * Altın pas tutmaz, * Altın yerde paslanmaz, taş yağmurdan ıslanmaz * Altın yere düşmekle pul olmaz * Altının kıymetini sarraf bilir * Alçacık eşeğe herkes biner * Alçak at binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay * Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar * Alçak yer yiğidi hor gösterir * Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır * Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yere yatma yel alır * Alın yazısı değişmez * Alışmadık götte don durmaz * Alışmış kudurmuştan beterdir * Alışmış kursak, bulamacını ister * Aman diyene kılıç kalkmaz * Amca baba yarısı * Amcam dayım herkesten aldım payım * An beni bir kozla, o da çürük çıksın * Ana, yürekten yana * Ana besler hurmayla, eloğlu karşılar yarmayla * Ana gezer, kız gezer; bu çeyizi kim düzer? * Ana gibi yar olmaz, Bagdat gibi diyar olmaz * Ana hakkı Tanrı hakkı * Ana ile kız, helva ile koz * Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar * Ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış * Ana yılan, sözü yalan, karı çiçek, sözü gerçek * Anadan olur daya, hamurdan olur maya * Anahtar doğruyadır * Analı kuzu, kınalı kuzu * Analık usta, yumağı ufak yapar; çocuklar usta, ekmeği çifte kapar * Anam babam kesem, elimi soksam yesem * Anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım * Anan güzel idi, hani yeri, baban zengin idi, hani evi * Ananın bahtı kızına * Ananın bastığı yavru incinmez * Ananın çıktığı dala kızı salıncak kurar * Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al * Anayı kızdan ayıran para * Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az * Aptal ata binerse bey oldum sanır, şalgam aşa girerse yağ oldum sanır * Aptala malum olur * Aptessiz sofuya namaz mı dayanır? * Ar dünyası değil, kar dünyası * Ar yılı değil, kar yılı * Araba devrilince yol gösteren çok olur * Araba ile tavşan avlanmaz * Arabanın ön tekerleği nereden geçerse art tekerleği de oradan geçer * Arayan Mevlasını da bulur, belasını da * Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz * Ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz * Ariefe tarif gerekmez * Arife günü aşa ne, bayram günü tıraşa ne? * Arife günü yalan söyleyenin bayram günü yüzü kara çıkar * Arka gerektir arka, ya utana ya korka * Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim * Armudu soy ye, elmayı say ye * Armudun önü, kirazın sonu * Armutun iyisini ayılar yer * Arpa eken buğday biçmez * Arpa samanıyla, kömür dumanıyla * Arpa unundan kadayıf olmaz * Arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez * Arpacıya borç eden, ahırını tez satar * Arslan kocayınca sıçan deliği gözetir * Arslan kükrerse atın ayağı kösteklenir * Arslan postunda, gönül dostunda * Arslan yatağından bellidir * Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır * Arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur yağıyor demiş * Arı, bal alacak çiçeği bilir * Arı, bey olan kovana üşer * Arı bal alacak çiçeği bilir * Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur * Arı kızdıranı sokar * Arıca etek, kuruca yatak * Arık arınır, ad arınmaz * Arık ata kuyruğu yüktür * Arık etten yağlı tirit olmaz * Arık öküze bıçak çalınmaz * Arşın malı kantar ile satılmaz * Asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı * Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir * Aslan kükrerse beygir titrer * Aslan yattığı yerden belli olur * Aslını saklayan haramzadedir * Astar bol olmayınca yüze gelmez * Asıl azmaz, bal kokmaz; * At, adımına göre değil, ad göre yürür * At arıklıkta, yiğit gariplikte * At at oluncaya kadar sahibi mat olur * At beslenirken, kız istenirken * At binicisini tanır * At bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz * At ile avrat yiğidin bahtına * At kaçmaz, et kaçar * At kudümüy yurt kudümü, avrat kudümü * At sahibine göre eşer * At yedi günde, it yediği günde * At yedi günde, it yediği günde unutur * At yiğidin yoldaşıdır * At ölür, itlere bayram olur * At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır * Ata arpa, yiğide pilav * Ata binen nalını, mıhını arar * Ata binersen Allah’ı, attan inersen atı unutma * Ata da soy gerek, ite de * Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli * Ata dostu oğla mirastır * Ata eyer gerek, eyere er gerek * Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek * Atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar * Atalar çıkarayım der tahta, döner dolanır gelir bahta * Ataların sözü Kura’a girmez; ama yanınca yürür * Atasını tanımayan Allah’ını tanımaz * Ateş alev ile söndürülmez * Ateş demekle ağız yanmaz * Ateş düştüğü yeri yakar * Ateş olmayan yerden duman çıkmaz * Ateşle barut bir yerde durmaz * Atlar nallanırken kurbağa ayağını uzatmaz, * Atlar tepişir, arada eşekler ezilir * Atlı kaçar, kaçar; yaya arkasına ne düşer? * Atlıya saat olmaz * Atta, avratta uğur vardır * Atta karın, yiğitte burun * Attığın taş ürküttüğün kuşa değmez * Atılan ok geri dönmez * Atım tepmez, itim kapmaz deme * Atın bahtsızı arabaya düşer * Atın dorusu, yiğidin delisi * Atın varken yol tanı ağan varken el tanı * Atın ölümü arpadan olsun * Atın ürkeği, yiğidin korkağı * Atına bakan ardına bakmaz * Av avlanmış, tav tavlanmış * Av avlayanın, kemer bağlayanın * Av köpeği avdan kalmaz * Av vuranın değil alanın * Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz * Ava giden avlanır * Avcı ne kadar al bilse, ayı o kadar yol bilir * Avcı ne kadar hile bilse, ayı o kadar yol bilir * Avradı boşayan topuğuna bakmaz * Avradı eri saklar, peyniri deri * Avrat malı, kapı mandalı * Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar * Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar * Ay görmüşün yıldıza minneti yoktur * Ay var yılı besler, yıl var ayı beslemez * Ay ışığında ceviz silkilmez * Ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz * Ayaklar baş, başlar ayak oldu * Ayağı yürüten baştır * Ayağında donu yok, fesleğen takar başına * Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut düşünme derin * Ayağını yorganına göre uzat * Ayağının bastığı yerde ot bitmez * Ayda bir gel dostuna, kalksın ayak üstüne; günde bir gel dostuna, yatsın sırtı üstüne * Ayrandan aşağı katık olmaz * Ayranı yok içmeye, tahtıravanla gider sıçmaya * Ayranım ekşidir diyen olmaz * Ayvaz kasap hepsi bir hesap * Ayyar tilki art ayağından tutulur * Ayı akım, kirpi yumuşağım demiş * Ayı gördüm, yıldıza itibarım yok * Ayı görmeden bayram etme * Ayı sevdiği yavrusunu hırpalar * Ayın on beşi karanlık, on beşi aydınlıktır * Ayıpsız yar arayan kalır * Ayıyı fırına atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış * Az ada, çok öde * Az ateş çok odunu yakar * Az el aş kotarır , çok el iş kotarır * Az kaz, uz kaz, boyunca kaz * Az mal kan yutturur, çoğu birbirini güttürür * Az olsun, uz olsun * Az söyle, çok dinle * Az tamah çok ziyan getirir * Az veren candan, çok veren maldan * Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur * Aza demişler, nereye * Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz * Aza sormuşlar nereye, çoğun yanına demiş * Azıcık ağrıya aş bastırır * Azıksız yola çıkanın iki gözü el torbasında kalır * Aç, yanından kaç * Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez * Aç anansa da kaç * Aç arslandan tok domuz yeğdir * Aç at yol almaz, aç it av almaz * Aç ayı oynamaz * Aç aç ile yatınca arada dilenci doğar * Aç domuz darıdan çıkmaz * Aç doymam, tok acıkmam sanır * Aç elini kora sokar * Aç esner, aşık gerinir * Aç gezmekten tok ölmek yeğdir * Aç gezmektense tok ölmek yeğdir * Aç gözünü, açarlar gözünü * Aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun * Aç ile eceli gelen söyleşir * Aç karın katık istemez * Aç kurt arslana saldırır * Aç kurt yavrusunu yer * Aç köpek fırın deler * Aç ne yemez, tok ne demez * Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır * Aç tavuk kendini buğday ambarında sanır * Aç yar onda sarpın kurcalanmaz * Aç ölmez, gözü kararır; susuz ölmez, benzi sararır * Aça kuru ekmek bal helvası gibi gelir * Açlık ile tokluğun arası yarım yufka * Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna * Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü * Açık göte herkes tükürür * Açık kaba it değer * Açık yaraya tuz ekilmez * Açılan solar, ağlayan güler * Açın gözü ekmek teknesinde olur * Açın imanı olmaz * Açın koynunda ekmek durmaz * Açın kursağına çörek dayanmaz * Ağa borç eder, uşak harç * Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş * Ağaca balta vurmuşlar sapı bedenimden demiş * Ağaca dayanma kurur dayanma ölür * Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur * Ağacı kurt, insanı dert yer * Ağacın kurdu içinde olur * Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla * Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz * Ağanın gözü, yiğidin sözü * Ağanın gözü ata tımardır * Ağanın gözü öküzü semiz eder * Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez * Ağaç, meyvesi olunca başını aşağı salar * Ağaç ağaç içinde büyür * Ağaç kökünden yıkılır * Ağaç yaprağıyla gürler * Ağaç yaş iken eğilir * Ağaç yaşken eğilir * Ağaça çıksa pabucu yerde kalmaz * Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz * Ağlama ölü için, ağla deli için * Ağlamakla yar ele girmez * Ağlamayan çocuğa meme vermezler * Ağlarsa anam ağlar, başkası yalan ağlar * Ağlatan gülmez * Ağlayanın malı gülene hayır etmez * Ağrılarda göz ağrısı, her kişinin öz ağrısı * Ağrısız baş mezarda gerek , , * Ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar * Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar * Ağustosta yatanı zemheride büğelek tutar * Ağustosun 15′inden sonra ere kaftan, ata çul * Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır * Ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur * Ağzın karnından büyük olmasın * Ağzına bir zeytin verir, altına tulum tutar * Ağzına tat bulaşanın gözü pekmez tutumundadır * Ağılda oğlak doğsa, dere boyunda otu biter * Ağılda oğlak doğsa ovada otu biter * Ağır git ki yol alasın * Ağır ol batman gel * Ağır otur ki bey desinler * Ağır taş batman döver |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviAğır yongayı yel kaldırmaz * Ağırlık altın kale, hafiflik başa bela * Ağız büzülür, göz süzülür, ille burun, ille burun * Ağız yer yüz utanır * Ağızdan burun yakın, kardeşten karın * Aş taşarsa çömçenin değeri kalmaz * Aş taşınca kepçeye paha olmaz * Aş tuz ile, tuz oran ile * Aşk ağlatır, dert söyletir * Aşk başa gelirse akıl baştan çıkar * Aşk olmayınca meşk olmaz * Aşure yemeye giden kaşığını taşır * Aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur * Aşık alemi kör, dört yanını duvar sanır * Aşık daima bey oturmaz * Aşını, eşini, işini bil * Aşığın gözü kördür * Aba vakti aba, yaba vakti yaba alan yanılmaz * Abanın kadri, yağmurda bilinir * Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister * Abdal ata binmiş bey oldum sanmış * Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz * Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş * Abdalın arkadaşlığı yol görününceye kadardır * Abdalın karnı doyunca gözü pabucundadır * Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz * Acele giden ecele gider * Acele işe şeytan karışır * Acele yürüyen yolda kalır * Acemi katır kapı önünde yük indirir * Acemi marangozun talaşı tahtasından çok olur * Acemi nalbant gavur eşeğinde öğrenir (Dodurgalar-Çarşı Mah, Tanıskalardan Hacı Mehmet Baz)Aynı atasözü Orman Müh Hüseyin Hacıoğlu (Eskicuma, Bulgaristan) tarafından da ifade edilmiştir 782002 * Acemi nalbant gibi kâh nalına vurur, kâh mıhına * Acı acıyı bastırır, su sancıyı * Acı patlıcanı kırağı çalmaz * Acı söz insanı dininden çıkarır, tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır * Acıkan doymam, susayan kanmam sanır * Acıkan yanağından, susayan dudağından belli olur * Acındırırsan arsız, acıktırırsan hırsız olur * Acıyan çok, ama ekmek veren yok * Aç ayı oynamaz * Aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez * Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin * Aç ayı oynamaz (Fatmana Dağdaş)! * Aç gözünü, açarlar gözünü * Aç doymam, tok acıkmam sanır * Aç koyma hırsız olur, çok söyleme yüzsüz olur, çok değme arsız olur * Aç koynunda azık durmaz * Aç köpek fırın deler * Aç kurt arslana saldırır * Aç tavuk rüyasında kendini buğday ambarında görür * Aç tokun halinden anlamaz * Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış * Açık yaraya kurt düşmez * Açık ağız aç kalmaz * Açık yerde tepecik kendini dağ sanır * Açılan solar, ağlayan güler * Açın imanı olmaz * Açın karnı doyar gözü doymaz * Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek * Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü * Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olsa da çulu * Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur * Adam kıtlığında keçiye Abdurrahman Çelebi derler * Adam olana bir söz yeter * Adam sandık eşeği, altına serdik döşeği * Adam sandım eşeği, alnıma çarptı daşşağı (Burunsuz Aynımahın İbrahim dayı, Dodurgalar, Temmuz 1980)! Beklemediği anda, çiğlik gösteren, olgun davranmayan insan için kullanılır * Adam yenilmekle marifetli olur, yanılmakla âlim * Adamak kolay, ödemek güçtür * Adamakla mal mı tükenir? (Fatma Özdemir, Dodurgalar, 67 yaşında, 2003) * Adamakla mal tükenmez * Adamın iyisi iş başında belli olur * Adı çıkacağına canı çıksın * Adı çıktı dokuza, inmez sekize * Adın ne? Mülâyim… Sert olsan ne yazar? (Hacı Mehmet Baz): Elinden ne gelir? * Ağaç kökünden yıkılır * Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir * Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez * Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer * Ağaç ucuna yel değer, güzel kişiye söz değer * Ağaç yaşken eğilir * Ağaca balta vurmuşlar “sapı bendendir” demiş * Ağacın kurdu içinde olur * Ağaca beşikten mezara kadar muhtacız * Ağaca çıkan keçinin dama çıkan oğlağı olur * Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur * Ağaca dayanma çürür, insana güvenme ölür * Ağacı kurt, insanı dert bitirir * Ağaçlı köyü su basmaz * Ağaçsız memleket duvaksız geline benzer * Ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz * Ağalık vermekle, yiğitlik vurmakla! Veren el ve attığını vuran yiğit övülmektedir (M Baz, 1929’lu, 912006)… * Ağzına sahip olamayan, başka yerine de sahip olamaz ! (Ömer Açıksöz, 1963’lü, Kalfat-Orta, Çankırı)! * Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez * Ağır baş iyidir, yenlik olsa uçar * Ağır git ki yol alasın * Ağır kazan geç kaynar * Ağır otur, batman götür * Ağır taş batman döver * Ağır taş yerinden oynamaz * Ağız yemeyince yüz utanmaz * Ağlama ölü için, ağla deli için * Ağlamayan çocuğa meme vermezler * Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar * Ağlayak da gözden mi olak? * Ağlayanın malından gülene hayır gelmez * Ağrısız baş mezarda olur * Ağustos ayında beyni kaynayanın, zemheride (Zahmarıda) kazanı kaynar * Ağustosta beynin kaynasın, kışın da tencere kaynasın * Ağzı açık ayran delisi * Ağzına bir zeytin verir, ardına tulum tutar * Ağzından bal akıyor * Ah alan unmaz, ah yerde kalmaz * Ahmak misafir, ev sahibini ağırlar * Ak akçe kara gün içindir * Ak gün ağartır‚ kara gün karartır * Ak ile kara dere kenarında belli olur * Ak koyunun kara kuzusu da olur * Ak köpeğe koyun diye sarılma * Akan su yosun tutmaz * Akan su, pis tutmaz * Akçe bulsam, çıkı yok * Akıl, akıldan üstündür * Akıl para ile satılmaz * Akıl yaşta değil baştadır * Akıl yiğide sermayedir * Akılı olmayana neylesin sakal, kayışı tarladan götürür çakal * Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş * Akıllı olan katar katar yer, akılsız olan satar satar yer * Akılsız başın cezasını ayaklar çeker * Akılsız köpeği yol kocatır * Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü * Akıl mı üstün, para mı üstün * Akıllı deliye söyletirmiş * Akılsız dosttan akıllı düşman iyidir (yeğdir) * Akıntıya kürek çekme, kurak yere ekin ekme * Akşamın hayrından sabahın şerri * Akşamın işine gündüz gülermiş |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi* Alacağını alamayan, vereceğini veremez (Fatmana Dağdaş):Hesabını bilemeyen çözüm üretemez * Alet işler el övünür, talih işler kul övünür! Dilimizde “alet işler el övünür, talih işler kul övünür“ diye bir söz var Bu sözün alet bahsinde tuttuğu yer günümüzde alabildiğine genişliyor (Mustafa Kutlu, 352006, Yeni Şafak, s 15) * Alışkanlık, gavurluktan zordur (Mehmed Baz, 3 11 2005)! Alışkanlıktan kurtulmak, gavurluktan kurtulup İslam’a dönmekten zordur anlamında… * Alışkın olmayan götte don durmaz! Yöremizde kullanılan “Alışmadık götte don durmaz!” atasözü ile aynı anlamdadır * Alışmadık götte don durmaz (Pilavcılardan F Dağdaş, Dodurgalar)! Atasözü ile aynı anlamdaki diğer alıntı atasözü aşağıda verilmiştir “Alışkın olmayan göt’de don durmaz!” (7122006, 1974’lü Fahri ÖZDEMİR’den naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! * Alışmış, kudurmuştan beterdir (Mehmed Baz, 3 11 2005)! * Allahümme ferden, sen sakla Allah’ım topalla körden (F Dağdaş, Aralık-1980)!Bazı aza noksanlıklarında Allah’ın takdirinin yerindeliği vurgulanmıştır Bu atasözünde de benzer bir yaklaşım görülmektedir * Allah yolu yolsuza düşürmesin * Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste * Altın, yere düşmekle pul olmaz (F Dağdaş, Aralık 1984)! * Altına küçük demişler imiş, fiatı büyük demiş (F Dağdaş, Eylül 1983)! * Altından yel geçen mala, malım var dememeliymiş (Fatmana Dağdaş): Hayvan ve araba gibi mal varlığından ziyade toprak sahibi olmayı öğütleyen bir atasözüdür * Amirin eşekse binme! Tut, çilbirinden çek! Akıllı bir yol izle İdare etmeyi öğren! anlamında (M Baz, 1929’lu, 912006)… * Anam babam kesem! Elimi soksam soksam yesem! * Anamı yoldan çıkaran kadı, davaya kimden gideyim? (F Dağdaş) * Anasına bak kızını al, kıyısına bak bezini al (Fatmana Dağdaş): * Anası ölen hanım olur, babası ölen bey olur * Aptal ata binince bey oldum sanır (Resul Tosun ):Kendini beğenmişleri tanımlamada kullanılır …Yeter ki kimse demokrasiyi halk iradesinin dışında aramasın Kendini beğenene “Aptal ata binince bey oldum sanır” derler * Arap eli öpmekle Arap olunmaz (F Dağdaş, Aralık 1979)! * Arap eli öpmekle dudak kara olmaz (F Dağdaş, Aralık 1979)!Bazen minnet edebilirsin * Armudu farıdan aşıymış, insanı farıdan eşiymiş (Said Ay’dan F Dağdaş):İnsanı eşi ihtiyarlatır anlamında… * Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir * Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi * Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir * Al elmaya taş atan çok olur * Al malın iyisini çekme kaygısını * Al yakışırken, el bakışırken * Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun * Alçak tavuk kendini ferik gösterir * Alışmış kudurmuştan beterdir * Alim unutmuş, kalem unutmamış * Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir(miş) * Allah dağına göre kar verir * Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş * Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek? * Alma el kızının ahını, gökten indirir şahini * Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste * Alma mazlumun ahını, gökden indirir şahını * Almadan vermek Allah’a mahsustur * Almak kolay ödemek zordur * Altın anahtar, her kapıyı açar * Altın eşik, ağaç eşiğe muhtaçtır * Altın kılıç demir kapıyı açar * Altın yere düşmekle pul olmaz * Altının değerini sarraf bilir * Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz * Anan gibi saç büyüteceğine, baban gibi bıyık büyüt * Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker * Ananın bastığı yavru incinmez * Ananın bastığı yerde yavru ölmez * Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al * Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al * Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az * Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur * Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır * Ar namus hak getire * Arap eli öpmek, dudak karartmaz * Arayan belasını da devasını da bulur * Arayan bulur, inleyen ölür * Arefe günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar * Arı bal yapacak çiçeği bilir * Arı kahrını çekmeyen balın kadrini ne bilir * Arı satmış namusu tell&arirc;la vermiş * Arkadaş dediğinin gölgesinde suç işlenir * Arkadaşını söyle ki, sana kim olduğunu söyleyeyim * Arkalı it kurdu boğar * Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle * Armudun iyisini ayılar yermiş * Arpa eken darı biçmez * Arpa ekip buğday bekleme * Asıl azmaz, bal kokmaz; kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır * Aslan yatağından, şahan oturağından belli olur (Fatmana Dağdaş): * Aslandan korkulur bağlı bile olsa (Resul Tosun, Mayıs 1999, M Gazete): * Aslan yattığı yerden belli olur * Aslı neyse nesli odur * Aslına çekmeyen haramzadedir * Aslında olan tırnağına getirir * Aslını inkâr eden haramzâdedir * Aslını inkar eden, haramzade olur (F Dağdaş, Aralık 1979)! * Aslını inkâr edenin nesli gevşek olur * Aş kaşık ile, iş keşik ile * Aş sabahın iş sabahın * Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık * Aşağıdan çıkarsa kışa, yukarıdan çıkarsa boşa (F Dağdaş)…! Bulutlar gün batıdan, rakımı düşük olan aşağıdan, Köyceğiz istikametinden, Dalaman Çayı (Gireniz deresi) istikametinden gelirse yağışa, kışa işarettir Doğudan (yukarıdan), Burdur Gölü istikametinden bulutlar belirirse yoğun yağmur, kış olmaz anlamındadır * Aşk olmayınca meşk olmaz * At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin * At binenin kılıç kuşananındır * At ile avrat yiğidin ikbalindendir * At karnından yiğit burnundan bellidir * Atlar tepişir olan eşeklere olur * At olacak tay yürüyüşünden belli olur * At ölür itlere bayram olur * At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır * At ver hasım ol, kız ver hısım ol |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi* At yedi günde, it yediği günde unutur * At, sahibine göre kişner * Ata binmek bir ayıp, inmek iki ayıp * Ata et, ite ot verilmez * Ata sözü tutmayan, uluya uluya kalır * Ateş düştüğü yeri yakar * Ateş ile barut bir arada olmaz * Ateş olmayan yerden duman çıkmaz * At bir dizginde, öküz bir çizide belli olur (F DAĞDAŞ, Nisan 1980)… Soylu olan, işinde belli olur * At görmediysen, bokundan da mı atlamadın! Aşina değilsen, o konuda çözüm üretmek için gerekli ipuçlarını da mı kullanamıyorsun anlamında (Celil Yaman, Ulus-Bartın, 31072007)… * At, avrat ömrü uzatır (F DAĞDAŞ, Aralık 1980)… * Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler (Resul Tosun ): … Şeyh Edebali Osman Bey’e nasihatının sonunda diyor ki: “Haklı olduğunda kavgadan korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler!” * Atlıya selam kelam, eşekliye sonra gine gelem (F Dağdaş, 922000): Kişiye göre hürmet gösterilir anlamında * Atmaya niyeti olmayan Kürt, taşın büyüğüne sarılır (2561997) : * Atı alan Üsküdar’ı geçti * Atılan ok geri dönmez * Atımın anlı sakar, lakabını ele takar * Atın iyisi arkadan gelmez * Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler * Atın ölümü arpadan olsun * Atlar tepişirken arada eşekler ezilir * Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış * Attan düşen kaba döşek, eşekten düşen kazma kürek * Attan düşen ölmez, eşekten düşen ölür * Attan indi eşeğe bindi * Attığın taş ürküttüğün kuşa değmez * Avradı er zapt etmez, ar zapt eder * Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar * Ay bozmaz, süt kokmaz Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür * Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz * Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz * Ayağını yorganına göre uzat * Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne * Avcı ne kadar hile bilse, ayı o kadar yol bilir * Avcı nanca al bilse; ayı onca yol bilir * Avradın dolaşığı, akşamdan sabaha kor bulaşığı (Fatma Uğur, 1972′li, Akseki-Kuyucak’lı, 692007)! “Karının dolaşığı, akşamdan kor bulaşığı” (Fatmana Dağdaş, Dodurgalar)! atasözü ile aynı anlamda… * Ay buluttan çıksın da gör, ayva tüyünü atsın da gör (F Dağdaş, 1984): Daha yeni doğan çocuk hakkında konuşmak erken, biraz büyüsün, serpilsin, ondan sonra bakın siz onun güzelliğine, yaratılışındaki mükemmelliğe anlamında * Ayaklar ıslanmadan balık tutulmaz (1985’li, Borçka-Camili (Macaheli)’li Sinem Gökdemir’den naklen Said Dağdaş, 24 Mayıs 2006)! “Emekte biter yumak !” atasözü ile benzer anlamda… * Ayı yavrusunu severken öldürürmüş * Ayırıcı gelmiş, seçici gelmiş Orta yere sıçıcı gelmiş (F Dağdaş, 04 1980): Pişmiş aşa su katan, işi bozan kişiyi tanımlar * Ayranım ekşidir diyen olmaz * Ayvaz kasap hepsi bir hesap * Az kazanan çok kazanır, çok kazanan hiç kazanır * Az menfaat çok zarara mal olur * Az sabırda, çok keramet vardır 14 Eylül 2007 * Az tamah, çok ziyan getirir * Az veren candan, çok veren maldan verir * Az yaşa, uz yaşa, akıbet gelecek başa * Az yetmez, çok artmaz (Mehmed Baz) * Azan Mevlasını da bulur, belasını da * Azı bilmeyen çoğu hiç bilmez * Azıcık aşım, kaygısız başım * Azıksız yola çıkanın, iki gözü el torbasında olur |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviB Türk Atasözleri 'B' * Baba ekmeği zindan ekmeği,koca ekmeği meydan ekmeği * Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır * Baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana * Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş * Baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk * Babadan mal kalır,kemal kalmaz * Babanın sanatı oğula mirastır * Babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır * Babaya dayanma,karıya güvenme * Baca eğri de olsa duman doğru çıkar * Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar * Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta * Bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu * Bak bana bir gözle, bakayım sana iki gözle * Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma * Bakan göze bağ olmaz * Bakan yemez, kapan yer * Bakarsan bağ, bakmazsan dağ * Bakmakla usta olunsa kasap olurdu * Baktın ibrik akıyor; önce ****** yu, sonra aptes boz * Baktın ki kar havası, eve gel kör olası * Baktın yarın yar değil, terkini kalmak az değil * Bal bal demekle ağız tatlanmaz * Bal demekle ağız tatlanmaz * Bal ile kaymak isteyen akçesine kıymak gerek * Bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil * Bal olan yerde sinek de olur * Bal tutan parmağını yalar * Balcı kızı daha tatlı * Balcının var bal tası, oduncunun var baltası * Balta değmedik ağaç olmaz * Balta sapını yonamaz * Balı, parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer * Balı dibinden, yağı yüzünden * Balı olan bal yemez mi? * Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir * Balık baştan avlanır * Balık baştan kokar * Balık demiş ki: Etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin * Balık çok konuşurum ama ağzım su dolu demiş * Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa (Ufuk takvimi, 24012001)“Dilin durdu başın esen, dilin durmaz başın kesen (Fatmana Dağdaş, 1341′li)„ atasözü ile aynı anlama gelmektedir * Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir * Baskın basanındır * Baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır * Baykuşun kısmeti ayağına gelir * Bayram etiyle it tavlanmaz * Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir * Bayramdan sonra gelen kınayı ****** yak * Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla * Bağ babadan, zeytin dededen kalmalı * Bağ bayırda, tarla çayırda * Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun * Bağı ağlayan yüzü güler * Bağın taşlısı, karının saçlısı * Baş ağır gerek, kulak sağır * Baş başa bağlı, baş da şeriata * Baş dille tartılır * Baş kes, yaş kesme * Baş nereye giderse, ayak da oraya gider * Baş ol da eşek başı ol * Baş sallamakla kavuk eskimez * Baş sağ olursa börk çok bulunur * Baş yarılır börk içinde, kol kırılır kürk içinde * Baş yastığı baş derdini bilmez * Başa gelen çekilir * Başa gelmeyince bilinmez * Başak büyüdükçe boynunu eğer * Başım acemi berbere teslim eden, cebinden pamuğunu eksik etmez * Başın başı, başın da başı vardır * Başın sağlığı, dünya varlığı * Başına gelen başmakçıdır * Başını sallamayan kavak olmaz * Bedava sirke baldan tatlıdır * Bekar gözü, kör gözü * Bekarlık maskaralık * Bekarlık sultanlık * Bekarın parasını it yer, yakasını bit * Beleş atın dişine bakılmaz * Benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur * Berber berbere benzer ama, başın Allah’a emanet * Berberin solumazı, tellağin söylemezi, kahvecinin söylemezi * Berk kaçan atın boku seyrek düşer * Besle kargayı, oysun gözünü * Besle kargayı oysun gözünü * Beslemeyi eslemeden alma * Beterin beteri var * Bey ardından çomak çalan çok olur * Bey aşı borç, düğün aşı ödünç * Bey buyurur, cellat keser * Bey oğlu kulluk, kul oğlu beylik * Beyazın adı tadı * Beyden gelen bey s ayılır * Beyler buyruğu yoksula kan ağlatır * Beylik çeşmeden su içme * Bez alırsan Musul’dan, kız alırsan asilden * Bezi herkesin arşınına göre vermezler * Beş kuruşun varsa beş yere düğümle * Beş kuruşun üstünde oturmaya beş batman göt gerek * Beş para giren ev yıkılmamış * Beş parmak bir olmaz * Beş parmağın hangisini kessen acımaz? * Beş tavuğa bir horoz yeter * Beşe, bakma çiftten başka işe * Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp * Bin atın varsa inişte in, bir atın varsa yokuşta bin * Bin bilsen de bir bilene danış * Bin dost az, bir düşman çok * Bin işçi, bir başçı * Bin kişi değmez bir kişi, bir kişi değer bin kişi * Bin merak, bir borç ödemez * Bin nasihattan bir musibet yeğdir * Bin nasihatten bir musibet yeğdir * Bin tasa bir borç ödemez * Bin ölçüp bir biçmeli * Binin yarısı beş yüz o da ben de yok * Bir abam var atarım, nerde olsam yatarım * Bir adama kırk gün ne dersen o olur * Bir adamın adı çıkacağına canı çıksın * Bir adamın sözü bir adama kolay * Bir ambar buğdayın örneği bir avuçtur * Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun * Bir ağacın gölgesinde bir sürü yatar * Bir ağaçta gül de biter diken de * Bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da * Bir ağızdan çıkan bin ağıza yayılır * Bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez * Bir baba dokuz oğlu besler, dokuz oğul bir babayı beslemez * Bir baş soğan bir kazanı kokutur * Bir başa bir göz yeter * Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz * Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış * Bir dirhem et bin ayıp örter * Bir dirhem gümüşün üstünde oturmaya bir kantar göt gerek * Bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir * Bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar * Bir elin nesi var, iki elin sesi var * Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin * Bir ev donanır, bir kız donanmaz * Bir evde düzen varsa düzen olmaz o evde * Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz * Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır * Bir fit bin büyü yerini tutar * Bir görüş, bir kör biliş * Bir gözün gördüğü bir göze hayır etmez * Bir günlük beylik, beyliktir * Bir günlük ölüye üç gün yiyecek gerek * Bir hatır, iki hatır, üçüncüde vur yatır * Bir inat, bir murat * Bir kararda bir Allah * Bir katar deveyi bir eşek yeder * Bir korkak bir orduyu bozar * Bir koyundan iki post çıkmaz * Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır * Bir kılın bir örmeye faydası var * Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır * Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır * Bir ocaktan okluk da çıkar, bokluk da * Bir pire için bir yorgan yakılmaz * Bir selam bin hatır yapar * Bir senden büyüğün, bir de senden küçüğün sözünü dinle * Bir söz ara bozar,bir söz ara düzer * Bir söz bin büyüye bedeldir * Bir söz yola getirir, bir söz yoldan çıkarır * Bir sürçen atın başı kesilmez * Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge * Bir tepe yıkılır, bir dere dolar * Bir uyuz keçi bir sürüyü boklar * Bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden * Bir çiçekle bahar olmaz * Bir çiçekle yaz olmaz * Bir çöplükte iki horoz ötmez * Birden çıkan bine yayılır * Biri bilmeyen bini hiç bilmez * Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar * Biribiri, adamı yer diri diri * Bitli baklanın kör alıcısı olur * Boka nispetle tezek amberidir * Bol bol yiyen bel bel bakar * Borca haylık bir aylık * Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek * Borç iyi güne kalmaz * Borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır * Borç vermekle, düşman vurmakla * Borç yiyen kesesinden yer * Borç yiğidin kamçısıdır * Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir * Borçlu ölmez, benzi sararır * Borçlunun dili kısa gerek * Borçlunun duacısı alacaklıdır * Borçlunun döşeği ateşten olur * Borçlunun yalımı alçak olur * Borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir * Borçtan korkan kapısını büyük açmaz * Bostan gök iken pazaryapılmaz * Bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz * Boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer * Boyuma göre boy buldum, huyuma göre huy bulamadım * Bozacının şahidi şıracı * Boğaz dokuz boğumdur * Boş başak dik durur * Boş eşek yorga gider * Boş fıçı çok langırdar * Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir * Boş ite menzil olmaz * Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş demiş * Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış * Boşboğazı cehenneme atmışlar, odun yaşdiye bağırmış * Bu abdestle daha çok namaz kılınır * Bugünkü işini yarına bırakma * Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir * Bulanık su, balıkçının yarı kazancıdır * Buldum bilemedim, bildim bulamadım * Burun yüzden düşmez * Buyuran yorulmamış * Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at * Buğday Hicaz’a giderken arpaya ince yufkaya karışma demiş * Buğday başak verince, orak pahaya çıkar * Buğday başak verince orak pahaya çıkar * Buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok? * Buğday ile koyun, geri yanı oyun * Buğday mısıra demiş ki: Aş ol, keş ol, hamur işine karışma * Buğday yanında acı at da sulanır * Buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince * Böyle baş böyle tıraş * Böyle gelmiş böyle gider * Böyle gerek danaya, buzağının hakkını yemeye * Bükemediğin eli öpeceksin * Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş * Bülbülün çektiği dili belası * Büyük balık küçük balığı yer * Büyük balık küçük balığı yutar * Büyük başın derdi büyük olur * Büyük lokma ye büyük söyleme * Büyük lokma ye büyük söz söyleme * Bıldırcının beyliği arpa biçilene kadar * Bıyığın uzunsa borazan çal * Bıçak kınını kesmez * Bıçak yarası onulur, dil yarası onulmaz * Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi* Baba borç yapar çol çocuk aç yatar * Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği * Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır * Baba mirası yanan mum gibidir * Baba oğula bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş * Babadan mal kalır, kemal kalmaz * Baban bana öğüt verirken, ben inek gözünde kırk sinek saydım * Babası ölen bey, anası ölen kadın olur * Babasına hayır etmeyenin kimseye hayrı olmaz * Babaya dayanma, karıya güvenme * Babadan ve kocadan, hoca olmaz (Ramazan Güven, Kırıkkale-Keskin’li, 24 Nisan 2007)! * Babamın öldüğüne yanmıyorum da, “Hüküm Allah’ın!„ diyenlere dayanamıyorum (Enver Oymak, 1041994, Acıpayam-Darıveren’li)! * Baban döver hurmayla, eller döver yarmayla (F Dağdaş, 2422000): Aile büyükleri yine merhametlidir, başkaları onlar kadar merhametli olamazlar anlamında Bu atasözündeki “hurma” kelimesinde; hurma dalının ince olması sebebiyle bununla vurmanın dövme bile sayılmayacağı vurgulanmış olabilir * Babasından bir göz evi kalan, yerden direk çıktı demeyle birlikmiş (F Dağdaş, Dodurgalı, Eylül 1983)! * Baca eğri de olsa, dumanı doğru çıkar * Bacanak bacanağı görünce arkası (gtü) harman kadar olur (1782005, 1972’li Hüseyin YAMAN’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! * Bacası görülmeyen yerden kız alınmaz (682004, Ilgaz’lı Müslüm Hoca)! * Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var * Bağ dua değil, çapa dua ister * Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun * Bağa gir izin olsun ki, yemeye yüzün ola * Bağlı aslana tavşan bile hücum eder * Bağrında merhameti olmayanın dini imanı olmazmış derler (F Dağdaş, 1072001):Kalbi katı, merhametsiz olmanın kötülüğünü tanımlamak için kullanılan bir atasözü * Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa (Ufuk takvimi, 24012001) * Bahar çiçeğiyle güzeldir * Baht olmayınca başa, ne kuruda biter, nede yaşta * Bakacağın yüze sıçma, sıçacağın yüze bakma * Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur * Bakkal ölenin borcunu, diriye ödettirir * Bakmakla öğrenilseydi, kediler kasap olurdu * Bal döksen yalanır * Bal olan yerde sinek de bulunur * Bal tutan parmağını yalar * Bal yiyen baldan bıkar * Bal demekle ağız tatlanmaz * Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer * Baş olan boş olmaz (Resul Tosun): * Bana benden olur, her ne olursa, başım rahat bulur, dilim durursa * Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın * Baskın basanındır * Baskısız yongayı yel alır * Bastığın yer bayram olsun * Baş başa, baş da padişaha bağlıdır * Baş nereye giderse, oyak oradadır * Başıma uymayan takke elin olsun * Başındaki fese bak, girdiği kümese bak * Başını ecemi berbere teslim eden, cebinde pamuk eksik etmesin * Başsız evin köpeği çok havlar * Bazen inek, erkek; bazen de dişi doğurur * Bebeler birbirinden huy kapar, ayranlarına su katar * Bedava sirke baldan tatlıdır * Bekâr gözü ile kız alınmaz * Bekâr gözü kör gözü * Bekâra karı boşamak kolay gelir * Bekârlık maskaralıktır * Bekarın ahmağı akşam, evlinin ahmağı sabah traş olur * Bekârın parasını it yer, yakasını bit * Bekleyen derviş muradına ermiş * Bektaşi demiş ki: “Ne deden var, ne husan…“(Çankırılı bir taksi şoförü, -Ankara): Dedenin bakımı, masrafı yoksa derdin de yok anlamında Çocuğun yoksa, evli değilsen derdin de azdır anlamında * Ben ağa, sen ağa! İnekleri kim sağa (Adil Demirci, 1956’lı, Kerkük’lü, Temmuz 2005)? * Her akıl bir olsa, davara çoban bulunmaz (F Dağdaş, Aralık 1980)! Atasözü ile benzer anlamdadır * Ben ben (benim) için demem, verseniz bile yemem (F Dağdaş, 842000): Acıkan birisinin başkasının üzerinden acıktığını anlatmada kullandığı yol * Ben gücendiğim dağın odununu kırk sene yakmam (H Erdal, Kırıkkkale-Delice, 5102003)!Fikrinde, aldığı kararda, dargınlığında da kararlı olmayı ifade eder * Beşikte de var, eşikte de (M Baz, 172005)! Ölüm… * Beylere zor yok (F Dağdaş, 121979)!: Toplumda güçlü olanın işi zor olmaz İşini her şartta görür, gördürür * Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu (Resul Tosun ): Olgun insanı tarifte kullanılır “Nevzat Yalçıntaş hoca Türkiye’yi ve sorunlarını, dünyayı ve duyarlılıklarını çok iyi bilen, Türkiye ve dünya çapında çok geniş bir çevreye sahip birkaç lisana vakıf değerli bir ilim adamıdır… Sosyal ilişkisi mükemmeldir Kendisiyle konuşanlara öyle değer vererek hitap eder ve yaklaşır ki, onunla konuşan herkes kendisini dünyanın en büyük ve en önemli şahsiyyeti zanneder” * Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete… (Anonim) * Bir evde gülügen kadın, anırgan eşek, bağırgan öküz şartımış (şart imiş) (Cemal Dağdaş’dan naklen F Dağdaş, 111982): Evin gönül huzuru için öncelikle hanımın neşeli olması gereklidir anlamında * Bir evde iki kız, biri çuvaldız, biri bez (F Dağdaş, 2222000) Evde çok kavga eden kızkardeşlerin kavgasının normal olduğunu ima eden bir atasözü Genel anlamıyla kalabalık olan yerde kavganın eksik olmayacağını anlatan bir atasözü * Bir gece rahat uyudum O gece de komşunun eşeği öldü (Muharrem Demirci, 1980’li, Gaziantep, Şahinbey, 20082005)… Rahata kavuştuğumu sandığım anda, beklenmedik bir başka mesele kapımı çaldı anlamında * Bir iki ondört, ben örttüm sen de ört (Dedesi Mustafa Efendi’den naklen F Dağdaş, 952000) Meseleyi büyütme, kapat, tatsızlık çıkmasın anlamında * Bir insanın kendi kendine yaptığını, bütün köylü başına çokanlaşsa yapamaz: Bu anlamda ele alınabilecek bir söz şöyledir: “Hiç düşmanınız olmasa, size düşman olarak kendiniz yeter de artar” Kur’ an-ı Kerim’de “Allah yolunda harcayın Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın Yaptığınızı güzel yapın Allah güzel olanları sever” (Bakara Suresi, 195 ayet) ayetinde de insanın kendi kendine yapabileceği kötülüğe atıfta bulunulmaktadır * Bir kararında Mevla durur (F Dağdaş, Eylül 1985)! İnsan hayatı her türlü değişkenliğe açıktır Sadece Allah daimdir ve ebedidir * Bir keçi bir sürüyü bozar {Ekleyen: Cengiz Özdemir, 26 Nisan 2008 Antalya} * Bir laf vardır: Baban döver hurmayla, eller döver yarmayla derler (F Dağdaş, 2422000) * Bir tutam ot, deveyi yardan attırır! “Bir tutam ot, deveyi yardan düşürür!„ (F Dağdaş’dan) atasözü ile benzer anlamda Vermek, ikna gücünü artırır (Kadriye ELÇİN’den, Antalya, 15012005) * Bir tutam ot, deveyi yardan düşürür! “Bir tutam ot, deveyi yardan attırır!„ (F Dağdaş’dan) atasözü ile benzer anlamda (Kadriye ELÇİN’den, Antalya, 15012005) * Bir uyuz, bir sürüyü boklar ! (F Dağdaş, 972001): * Bir vuruşta, çam yıkılmaz! Hiçbir şey göründügü kadar kolay değildir ve bir seferde olmaz manasında (Fatma Yaman (1916’lı)’dan naklen Celil Yaman, Ulus-Bartın) * Bir yiğit kırk yılda gelir meydana, erebilene aşkolsun (F Dağdaş, 12 2 2000): * Biz yenecek aşı, buğundan biliriz ! İnsanın niteliği davranışlarından bilinir anlamında (Dodurgalı Cıngıllı Molladan F Dağdaş, Aralık 1984) Bodur tavuk her zaman piliç görünür (3152007, Aynur adlı bir fizik tedavi uzmanından naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Kilolu olmayan, minyon tipli insanlar, olduğundan daha genç görünür anlamında… * Beleş peynir fare kapanında bulunur * Belli düşman, gizli dosttan yeğdir * Benden sana öğüt, ununu elinle öğüt * Benim adım Hıdır, elimden gelen budur * Benim sakalım tutuştu, sen cigara yakmak istersin * Besle kargayı oysun gözünü * Besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı, babayı * Beş kuruşluk fener o kadar yanar * Beş parmağın beşi de bir değil * Beyaz saç, aklın değil yaşın işaretidir * Bıçak sapını kesmez * Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez * Bıldır ki hurmalar ****** tırmalar * Bilgisiz insan meyvesiz ağaca benzer * Bilinmedik aş, ya karın ağrıtır ya baş * Bilmediği beş vakit namaz, bilirde yanına varmaz * Bilmediklerimi ayağımın altına koysam, başım göğe değer * Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır * Bin atın varsa bin dinlen, bir atın varsa in dinlen * Bin bilsen de bir bilene danış * Bin dinle, bir söyle * Bin ölçüp bir biçmeli * Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler * Binin yarısı beş yüz o da ben de yok * Bir adamın adı çıkacağına, canı çıksın * Bir adamın karısı onun yarısıdır * Bir ağaçta gül de biter, diken de * Bir ağaçtan, oklukta çıkar boklukta * Bir ağızdan çıkan, bin ağza yayılır * Bir ahırda at da bulunur eşek de * Bir ayağı çukurda * Bir bulutla kış gelmez * Bir bütün bir yarımdan iyidir * Bir dalın gölgesinde bin koyun eğlenir * Bir dirhem et, bin ayıp örter * Bir elin nesi var, iki elin sesi var * Bir elin verdiğini, öbür elin duymasın * Bir eve bir baca, bir kadına bir koca * Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır * Bir işe başlamak, bitirmenin yarısıdır * Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer * Bir koyundan iki post olmaz * Bin nasihatten bir musibet yeğdir * Bir nalına vurur, bir mıhına * Bir yerim diyenden birde yemem diyenden kork * Bir yiğit kırk yılda meydana gelir * Biri eşikte, biri beşikte * Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar * Birlikten kuvet doğar * Bitli baklanın kör alıcısı olur * Bize gelince yiyip içelim, size gelince gülüp geçelim * Boğaz, insanı iki adam yapmaz ama, iyi bir adam yapar (Hamid Erdal, 222000): * Boğulursan büyük suda (denizde) boğul * Bok ile yapılan, sidik ile yıkılır (F Dağdaş, Aralık 1980)! Haram ile kazanılan mal heba olur Bu manayı vermek için “Haydan gelen, huya gider“ atasözü de kullanılır * Bokunu yiyen kepçesini kaldırır (2272001, Ankara Gazi Mahallesi pazarı, Ankara-Kızılcahamamlı bir satıcıdan) * Borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmektir * Borç yiğidin kamçısıdır * Boş çuval dik durmaz (Resul Tosun) : * Boş duranı Allah da sevmez kuluda * Boş fıçı çok langırdar * Boş torbaya hayvan inmez!:- Ne zahmet ettin Şerife bılla? - Boş torbaya hayvan inmez dememişler boşuna… (Darıveren’li Hüseyin ağanın hanımından naklen Dodurgalı Ayşe Mak, 2082003 * Boşadığın karının (hanımın) topuğuna bakılmaz (Halil Ay, 1949’lu, Dodurgalı)! * Boşboğazı ateşe atmışlar,odun yaş diye bağırmış * Boşboğazın sigarası yanmaz * Boyum sıra buldum, huyum sıra bulamadım (Hacı Hatiplerin Hasibe’den F Dağdaş, 2422000): Dengime düşemedim, huyuma uygun biriyle evlilik yapamadım anlamında * Bozacının şahidi şıracı * Böğürtlen büyüye büyüye boy aldım sanmış, süprüntüyü yığmışlar dağ oldum sanmış, Türk ata binmiş bey oldum sanmış (Fatmana Dağdaş, 091983): 50-60 sene öncesine kadar köylerde ağalık düzeni varken ağa ve sülalesi dışındaki halka Türk denilmekte imiş Ağalara atfen söylenmiş olan bu sözde, halk hakir görülmektedir O dönemi yansıtan bir anlayışın ürünü olarak ortaya çıkmış bir atasözüdür (Fatmana Dağdaş’dan alınan bilgi) * Bu arpa kelle bağlamaz (1950’li Mehmed Yaman’dan naklen Celil Yaman, 30092007)!! “Bundan hayır çıkmaz/Bundan iş çıkmaz!” anlamında olumsuzluk kanaatini ortaya koyan değerlendirme * Bu davullar sana çalınıbbarı (çalınıyor) kızım, ama benim senden umudum yok (Mehmed Baz, 1999): Beceriksiz, işten anlamayan kişi için söylenmektedir * Bu dünya iki kapılı handır, gelen bilmez giden bilmez * Bugünün küçükleri yarının büyükleri * Budalanın yağı çok olursa sakalına sürer * Bugün bana ise yarın sana * Bugünkü işini yarına bırakma * Bugünkü tavuk, yârınki kazdan iyidir * Buğday başak verince orak pahaya çıkar * Bülbülü altın kafese koymuşlar “ah vatanım” demiş * Bülbülün çektiği; dili belasıdır * Büyük boğaz, küçük boğaz, beşikteki başını sallar (Hasibe nineden F Dağdaş, 842000):Çor çocuğu fazla olanın yaşadığı telaşı, sıkıntıyı anlatan bir atasözü * Büyük ekmek, büyük bezeden olur * Büyük lokma çukurda kalır * Büyük lokma ye, büyük söz söyleme * Büyük zekâlar birlikte düşünürler |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviC Türk Atasözleri 'C,Ç' C * Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer * Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan güçtür * Cahilin dostluğundan, alimin düşmanlığı yeğdir * Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir * Cambaz ipte, balık dipte gerek * Cami duvarına işeyen itin ölümü yakındır * Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur * Cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur * Caminin mumunu yiyen kedinin gözü kör olur * Can bostanda bitmez * Can boğazdan gelir * Can candan şirindir * Can canın yoldaşıdır * Can ciğerden tatlı * Can cümleden aziz * Can cümleden azizdir * Can çıkmayınca huy çıkmaz * Cana gelecek mala gelsin * Canı acıyan eşek,atı geçer * Canı cana ölçmeli * Canı kaymak isteyen,mandayı yanında taşır * Canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır * Canı yanan eşek attan yürük olur * Cefayı çekmeyen safanın kadrini bilmez * Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez * Cennet de bu dünyada cehennem de * Cin tutana bir muska yeter * Cins horoz yumurtada öter * Cins kedi ölüsünü göstermez * Cumhura muhalefet kuvveihatadandır * Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler * Cömert ile nekesin harcı birdir * Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer * Cahile söz anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak iyidir * Cahile söz yetmez, çalıda gül bitmez (Selahaddin Duman, Sabah, 15092001, s 15) * Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir * Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin * Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur * Caminin kapısını bilmez, sofuluk taslar * Can, boğazdan gelir * Can cümleden azizdir * Can çıkar huy çıkmaz Bu konuda aynı anlamdaki bir veciz söz şöyledir: Tutar elbet yine eski suyunu, Çıksa da canı, değişmez huyunu…(Sümbülzade Vehbi, 10 Mayıs 1999, Hicret Takvimi) * Can çıkmadan ümit kesilmez * Cana gelecek mala gelsin * Canı acıyan ne demez! Karnı acıkan ne yemez!(Ayşe ŞENER, Akseki-Kuyucak, 15012005) * Canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır * Canı yanan eşek atı geçer * Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez * Cingen cingenden köy kıskanır (F Dağdaş, 1722000): * Cingen cingene çatmayınca, kasnak boğazına geçmezmiş: (F Dağdaş) * Cingenler çayda döğüs etmiş de taş bulamamıslar! Her an elinizin altında olan bir şey, aranınca bulunmaz manasına (Celil Yaman (1979’lu), Ulus-Bartın)… * Cins kedi ölüsünü göstermez * Cinstir çeker, boktur kokar (Fatmana Dağdaş): Muhakkak benzer tarafı olur, babası yapıyorsa oğlu da yapar anlamında Irsiyetin, huyun nesilden nesile geçebileceğine dikkat çeken bir atasözü * Cömert derler, maldan ederler, yiğit derler candan ederler * Cömert ile nekesin harcı birdir * Cumhura muhalefet kuvveihatadandır |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviÇ * Çabalama ile çarık yırtılır * Çalma elin kapısını, çalarlar kapını * Çalma elin kapısını,çalarlar kapını * Çalıda gül bitmez,cahile söz yetmez * Çalışanın yatanda hakkı vardır * Çalışmak ibadetin yarısıdır * Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz * Çanakta balın olsun, Yemen’den arı gelir * Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar * Çarık çarıkla, sarık sarıkla * Çarşı iti ev beklemez * Çatal kazık yere batmaz * Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme * Çağrılan yere erinme,çağrılmayan yere görünme * Çağrılmayan yere çörekçi ile börekçi gider * Çekişmeden pekişilmez * Çengi ölüsü çalgı ile kalkar * Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış * Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak; cümlenin muradını verecek Hak * Çiftçiye yağmur,yolcuya kurak,cümlenin muradını verecek hak * Çingene ciğer pişirir, yemeden karnınşişirir * Çingene çadırında musandıra ne arar? * Çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boynuna geçmez * Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış * Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar * Çirkefe taş atma,üzerine sıçrar * Çivi çiviyi söker * Çivi çıkar ama yeri kalır * Çiğnemeden yutulmaz * Çoban armağanı çam sakızı * Çobansız koyunu kurt kapar * Çobanın gönlü olursa tekeden yağ çıkarır * Çocuk düşe kalka büyür * Çocuk seversen beşikte, koca seversen döşekte * Çocuktan al haberi * Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider * Çocuğun yediği helal, giydiği haram * Çok açılma, soğuk alırsın * Çok bilen çok yanılır * Çok el, ya yağmaya ya yolmaya * Çok gezen ayağa bok bulaşır * Çok gezen çok bilir * Çok incelme, koparsın * Çok konuşan çok yanılır * Çok koşan çabuk yorulur * Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin * Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz * Çok yaşayan bilmez, çok gezen bilir * Çoğu zarar, azı karar * Çubuk kırılır, çıt der; kütük kırılır, küt der * Çuhayı fırçayla, kadifeyi elle * Çul içinde arslan yatar * Çömçe tutan elim olsun, ocaklıkta yerim olsun * Çürük tahta çivi tutmaz * Çıkacak kan damarda durmaz * Çıngıraklı deve kaybolmaz * Çabuk parlayan çabuk söner * Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme * Çağrıldığın yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme * Çağrılmadık yere, çörekçi ile börekçi gider * Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez * Çalışan demir pas tutmaz * Çalışmak ibadetin yarısıdır * Çalma elin kapısını, çalarlar kapını * Çamura taş atma üstüne sıçrar * Çatal kazık yere batmaz * Çıkmayan candan umut kesilmez * Çıngıraklı deve kaybolmaz * Çıracı olsam ay akşamdan doğar * Çiftçilik, eşeğin kuyruğuna benzer, ne uzar ne kısalır * Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane “gelecek yıl” çıkmış * Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak * Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir * Çingen çalıyor, Kürt oynuyor * Çingenenin ipini, kendisine çektirirler * Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış * Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar * Çoban ne yesin ki köpeğine yedirsin * Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider * Çocuk oyundan, aptal düğünden usanmaz * Çocuğu işe gönder, peşinden sen git * Çocuk evin meyvesidir * Çocuktan al haberi * Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin * Çok söz yalansız, çok para haramsız olmaz * Çok yaşayan bilmez çok gezen bilir * Çubuk iken çıtlamayan, hezen iken kütlemez * Çürük iple kuyuya inilmez * Çürük tahtaya çivi çakılmaz |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviD # Dadandırma kara gelin, dadanırsa yine gelir # Damdaki iti avluya sıçırtma # Damdan düşen, damdan düşenin halini bilir # Damlaya damlaya göl olur # Danışan dağı aşmış, danışmayanyolu şaşmış # Danışan dağı aşmış,danışmayan yolu şaşmış # Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz # Darı unundan baklava,incir ağacından oklava olmaz # Davacın kadı olursa yardımcın Allah olsun # Davetsiz gelen döşeksiz oturur # Davul dengi dengine diye çalar # Davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı # Davulun sesi uzaktan hoş gelir # Dayak cennetten çıkmıştır # Dayanık öküze oha! neymiş? # Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer # Dağ adamı, hasta eder sağ adamı # Dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma, öğütürsün # Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir # Dağ başından duman eksik olmaz # Dağ dağ üstünde olur,ev ev üstünde olmaz # Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz # Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur # Dağ yürümezse abdal yürür # Dağda gez; belde gez insafı elden bırakma # Dağdaki kekliğin bini bir paraya # Dağları ıssız sanma, körleri gözsüz sanma # Dede koruk yer, torununun dişi kamaşır # Dediğim dedik, çaldığım düdük # Deh! denmiş dünyayı, Çüş! diye sen mi durduracaksın? # Deli arlanmaz soyu arlanır # Deli deli akanı, bura bura tıkarlar # Deli deliden hoşlanır, imam ölüden # Deli deliyi görünce değneğini saklar # Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun # Deli ile çıkma yola, başına getirir bela # Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş # Deliden al uslu haberi # Delik büyük, yama küçük # Delikli boncuk yerde kalmaz # Delikli taş yerde kalmaz # Delilsiz cennete bile girilmez # Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış # Deliye geçit yoklatırlar # Deliye her gün bayram # Deliye taş atma, başını yarar # Demir nemden, insan gamdan çürür # Demir tavında, dilber çağında # Demir tavında,dilber çağında # Demir tavında dövülür # Demir ıslanmaz, deli uslanmaz # Demircinin canı demirden berk gerek # Dene altını mihenk taşında, dene insanı bir başında # Denenmişi denemek ahmaklıktır # Deniz bal olmuş, fukara kaşık bulamamış # Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz # Deniz dalgasız olmaz, kapı halkasız # Deniz kenarında dalga eksik olmaz # Denizdeki balığın pazarlığı olmaz # Denize düşen yılana sarılır # Densiz deve kuyruğu, deh! demeden sallanır # Derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen # Derdini söylemeyen derman bulamaz # Derede tarla sel için, tepede harman yel için # Dereyi, tepeyi sel bilir; iyiyi kötüyü el bilir # Derin su yavaş akar # Dert, çekene göredir # Dert Deli Ahmet’in başında # Dert ağlatır, aşk söyletir # Dert bir olaydı ağlamak kolaydı # Dert gezmiş, derman beraber gezmiş # Dert gider amma yeri boş kalmaz # Dertsiz baş, bostan korkuluğunda # Dertsiz baş, mezara taş # Dertsiz baş olmaz # Dertsiz baş terkide gerek # Dertsiz bir kabak varmış, onun da başını kesip içini oymuşlar # Derviş tekkede, hacı Mekke’de bulunur # Dervişin fikri ne ise zikri de odur # Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka # Destursuz bağa gireni sopa ile kovarlar # Destursuz bağa girilmez # Deve Kabe’ye gitmekle hacı olmaz # Deve bir akçeye , deve bin akçeye # Deve boynuz ararken kulaktan olmuş # Deve büyüktür amma beşini bir eşek yeder # Deve deve yerine çöker # Deve yerine deve çöker # Deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı # Deveci ile konuşan kapısını büyük açar # Deveden büyük fil var # Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez # Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş # Deveye burç gerek olursa boynunu uzatır # Deveye inişi mi seversin, yokuşu mu? demişler; düz yere mi girdi? # Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur # Deveyi yük değil zelber yıkar # Devlet adama ayağıyla gelmez # Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen # Devletin malı deniz, yemeyen domuz # Devletli gözü perdeli olur # Devletli ile deli bildiğini işler # Devletli yanını kaşısa yoksul para verecek sanır # Devletlinin karnı gen gerek # Devletliye dokun geç, fukaradan sakın geç # Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan # Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz # Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz # Değirmenden gelenden poğaça umarlar # Değirmene gelen nöbet bekler # Değirmi yurt tutmaya değirmi göt ister # Değme bana, değmeyim sana # Değme sarhoşa, yıkılana kadar gitsin # Dibi görünmeyen sudan geçme # Diken battığı yerden çıkar # Dikensiz gül olmaz # Dil ebsembaş esen # Dil yüreğin kepçesidir # Dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur # Dile gelen ele gelir # Dilenci bir olsa şekerle beslenir # Dilenci dilenciyi istemez; ev sahibi ikisini de # Dilenci küsmüş, kısmetini kesmiş # Dilencinin torbası dolmaz # Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister; ya bayramda # Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda # Dilenciye hıyar vermişler de eğri diye beğenmemiş # Dilim, giydirir bana kilim (Sabiha Açar’dan (1926’lı) naklen 1956 doğumlu Urfa-Birecik’li Dr Sadeddin Açar’dan naklen Said Dağdaş, 14112007)! # Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim # Dilin cirmri küçük, cürmü büyük # Dilin durdu başın esen, dilin durmaz başın kesen (Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 1981):“Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa!„ atasözü ile de aynı anlama gelmektedir # Dilin kemiği yok # Dilsizin dilinden anası anlar # Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak # Dinsizin hakkından imansız gelir # Dirlik nerde, devlet orda # Dişi köpek kuyruğunu sallamayınca, erkek köpek ardına düşmez # Dokuz keçe, su geçe; bir deri, soğuk geri # Doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı # Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz # Domuzdan tokludoğmaz # Domuzun kuyruğunu kes yine domuz # Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer # Dost acı söyler # Dost ağlatır, düşman güldürür # Dost başa, düşman ayağa bakar # Dost başa bakar, düşman ayağa # Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur # Dost dostun ayıbını yüzüne söyler # Dost dostun eğerlenmiş atıdır # Dost evinde başını bağla, düşman evinde tırnağını kes # Dost ile ye, iç, alışveriş etme # Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli # Dost kara günde belli olur # Dostlar alışverişte görsün # Dostluk başka, alışveriş başka # Dostluk kantarla, hesap miskalle # Dostun alttğı taş baş yarmaz # Dostun attığı taş baş yarmaz # Dostun ndu cehennem odundan beterdir # Dostunu överken yerecek yer bırak # Doğan anası olma, doğuran anası ol # Doğmadık çocuğa don biçilmez # Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek # Doğru söz acıdır # Doğru söz katarından belli olur # Doğru söz yemin istemez # Doğruluk dost kapısı # Doğruluk minarede kalmış # Doğrunun yardımcısı Allah’tır # Doğuran avrat Azrail’i yenmiş # Dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz # Dut kurusu ile yar sevilmez # Dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin # Duvarın beri yüzü beri, öte yüzü öte # Duvarın kulağı var, gözünü de unutma # Döner taşım yok öter kuşum yok |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi# Dört atanın dördü de hak # Dün öleni dün gömerler # Dünya Süleyman’a bile kalmamış # Dünya bir, işin bin # Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kolla kendini, göreyim seni # Dünya bir yağlı kuyruktur; yiyebilene aşk olsun # Dünya bol olmuş neye yarar, pabuç dar olduktan sonra # Dünya dört kulplu bir kazan, bir kulpundan tut da kazan # Dünya gençten gence, dinçten dince # Dünya iki kapılı handır # Dünya malı dünyada kalır # Dünya tükenir, yalan tükenmez # Dünya ölümlü, gün akşamlı # Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur # Dünyanın iki başı bir gelmez # Dünyanın ucu uzun # Dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir # Dünyayı umutla yemişler # Düt demeye dudak gerek # Düt demeye dudak ister # Düzlükte kurt ulusa, evde itin bağrı sızlar # Düğün aşıyla dost ağırlanmaz # Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü # Düğün el ile, harman yel ile # Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya # Düğünde Fatmacığı kim bilir? # Düğünü okuyucu boklar # Düş uykudan sonra olur # Düşenin dostu olmaz # Düşman, düşmanın halinden bilmez # Düşman düşmana gazel okumaz # Düşmana yarak gerek, ya düşmandan ırak gerek # Düşmanın karınca ise de hor bakma # Düşmez kalkmaz bir Allah # Düştünse toprağa sarıl # Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi # Dağ adamı, hasta eder sağ adamı! (F Dağdaş, Leyla Baz): # Dağ başından duman eksik olmaz # Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz # Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur # Dağ dumansız insan hatasız olmaz # Dağa çıkan keçinin dağa çıkan oğlağı olur “Anaları ne ki, danaları ne olsun” deyiminin anl yakın anlamda düşünülebilir Komşu ilçe Gölhisar ve civarında “Çama çıkan kişinin,çama çıkan oğlağı olur” şeklinde kullanılmaktadır # Dam alçak, sopa kalkmaz! (Sebati Şener (Emekli öğretmen), Antalya-Akseki’nin Kuyucak kasabasından, 10082004): Bu atasözü; iktidarların icraatlarında her istediğini, gönlünden geçeni rahatlıkla yapamadığını, farklı kesimlerden gelebilecek tepkileri zaman içinde eritmeyi, adım adım yol almayı tercih ettiklerini anlatmak için kullanıldı # Dam tıpırtısı, karı bıtırtısı, var ömrümü yok etti! # Dama dama göl olur, dada dada heç olur (Selahaddin Kusekenani, Şarki Azerbaycan-İRAN, 66 1999):“Damlaya damlaya göl olur, azar azar kullanmakla biter” anlamında # Damlaya damlaya göl olur # Danışan dağ aşmış, danışmayan yolu şaşmış # Darağacı kurulduktan sonra, cellâtın Bağdat’tan gelir Foyan ortaya çıktıktan, iş işten geçtikten sonra beklenen çabuk gelir Kaçış olmaz anlamında… # Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz # Darlıkta dirlik olmaz # Davetsiz gelen döşeksiz oturur # Davul dengi dengine çalar # Davulun sesi uzaktan hoş gelir # Dayak bile nasiple yenir(Yüksel Erdoğan, 1967’li, 9102003, Beyşehir-Gölyaka, Or Müh)! # Dede koruk yer, torunun dişi kamaşır # Deden yok, dede paran yok (sorumluluğun yok, rahatsın) kaynak # Dediğim dedik, çaldığım düdük # Deli kız, akıllı gelin olur (1852007, 1981’li Birdal Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Kız gelin olunca gerçek sorumluluk sahibi olur anlamında… # Deli deliyi gördüğünde, değneğini saklarmış # Deli kız, akıllı gelin olur (1852007, 1981’li Birdal Yaman’dan naklen 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş)!: Kız gelin olunca gerçek sorumluluk sahibi olur anlamında… # Deliye yel veriyor, eline bel veriyor kaynak # Değirmende doğmuş sıçan gök gürlemesinden korkmaz # Dem de çift, gam da çift gelir (Dodurgalı Ayşe Mak, 2082003): Üst üste gelen iki musibeti açıklamak için kullanılan bir atasözü # Deme dostuna, der dostuna Bir gün olur tuz basarlar postuna # Demir nemden insan gamdan çürür # Demir tavında dövülür # Demir tavında, dilber çağında # Deniz sevilir de, densiz sevilmez # Deniz yoğurt olmuş da yemeye kaşık bulunmamış # Denize düşen yağmurdan korkmazmış # Denize düşen yılana sarılır # Derdini söylemeyen derman bulamaz (Fatmana Dağdaş): # Dere her zaman kütük getirmez (M Baz, 1929 doğumlu, 220802)! Her zaman ticarette kazanç olmayabilir, bu nedenle ileriye dönük tedbir almak gereklidir anlamında # Dere her zaman kütük getirmez(1929 doğumlu M Baz’dan naklen Said Dağdaş,220802, Denizli-Dodurgalar)”!: “Araz (Aras nehri) her zaman kütük getirmez!” Azerbaycan Türkçesindeki atasözü ile aynı anlamda… Her zaman ticarette kazanç olmayabilir, bu nedenle ileriye dönük tedbir almak gereklidir anlamında # Dereyi görmeden paçayı sıvama # Dert gezer, derman da gezer (Fatmana Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş): # Dert saklayanda kalır # Dertsiz baş yok, yarasız çam yok (Fatmana Dağdaş): Herkesin bir sorunu, derdi var # Dervişin fikri ne ise zikri de odur # Devden büyük dert var # Deve, devenin ötüşünden bilir (M Baz’dan naklen Said Dağdaş, Dodurgalı, 26072003): # Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş # Deve boynuz ararken kulaktan olmuş # Deve, devenin ötüşünden bilir (M Baz, Dodurgalı, 26072003): # Deveyi yardan atlatan, bir tutam ottur # Deveye kalkta oyna demişler bir damla bir çardak yıkmış # Dibi görünmeyen sudan geçme # Dibin ahlat, doruğunu kim aşıladı (Remzi Doğan)? “Soyuna dön!” anlamında (Remzi Doğan, Kalecik-Çaykaya köyü, Orman Müh, 27022006) # Dikensiz gül olmaz # Dilenciye borçlu olma, ya düğünde ister ya bayramda # Dilin durdu başın esen, dilin durmaz başın kesen (Fatmana Dağdaş): “Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa!„ atasözü ile de aynı anlama gelmektedir # Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak # Dinsizin hakkından imansız gelir # Dinsizin ipi ile Kuyuya inilmez # Dişi kuş yapar yuvayı, içini dışını sıvayı sıvayı # Doğru söyleyeni Dokuz köyde kovarlar # Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek # Domuzdan post gâvurdan dost olmaz # Dost acı söyler # Dost ayağa, düşman başa bakar (Fatmana Dağdaş): Bu atasözü başka yörelerde “Dost başa, düşman ayağa bakar!” şeklinde kullanılıyor # Dost başa düşman ayağa bakar # Dost kara günde belli olur # Dost kazan dost! Düşman anandan da doğar # Dost olmayınca düşman bilinmez (F Dağdaş, Aralık 1980)! # Dost yüzünden, düşman gözünden belli olur # Dostum beni ansında (getirdiği hediye) bi’ çürük fındık olsun kaynak # Dostlar alışverişte görsün # Döner taşım yok öter kuşum yok # Dövüşerek pazarlık et, güle güle ayrıl # Dut kurusuyla yar sevilmez # Dünya duaylan (dua ile), elek sıvaylan (sıva ile) (Fatmana Dağdaş): Dua etmenin önemli olduğu, eleği korumanın onun bakımıyla olduğu misal getirilerek anlatılmaktadır # Dünya malı dünyada kalır # Dünya Sultan Süleyman’a bile kalmamış # Dürüst yolda yürüyemezken, döşemeye at koşturmaya gidersin (F Dağdaş, Eylül 1983)! # Düşenin dostu olmaz # Düşman ayağa dost basa bakar # Düşmanı karıncaysa, sen fil olur # Düşmanım yok deme! Anan doğuruverir (F Dağdaş, Aralık 1980)! # Düşmanın karıncaysa da kork # Düt demeye dudak gerek # Düzlükte kurt ulusa, evde itin bağrı sızlar |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviE * Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane * Ecel geldi cihane,baş ağrısı bahane * Ecele çare bulunmaz * Ecele çare olmaz * Eceli gelen fare kedi taşağı kaşır * Eceli gelen it cami duvarına siyer * Eceli gelen köpek cami duvarına işer * Eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır * Edebi,edepsizden öğren * Edebi edepsizden öğren * Eden bulur, inleyen ölür * Eden bulur,inleyen ölür * Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını * Ekici ol, bilici olma * Ekincinin karnını yarmışlar; kırk bu yılcık, kırk bıldırcık çıkmış * Ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır * Ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil * Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver * Ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur * Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur * El ağzına bakan, karısını tez boşar * El denince, ağıza yel dolar (Sivas-Zara-Tödürge köyünden, 1951’li Abdülaziz Özserçe’den naklen Said Dağdaş, 2810200 ! “El derken dudak açılır, birbirin derken birleşir!” atasözü (Denizli-Dodurgalar kasabası) ile benzer anlamda… * El el ile, değirmen yel ile * El el için ağlamaz; başına kara bağlamaz * El el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz * El elden kalmaz, dil dilden kalmaz * El elden üstündür * El eli yıkar yüzü * El elin aynasıdır * El elin eşeğini türkü çağırarak arar * El elin nesine, gülerek gider yasına * El ile bozgun düzgün * El ile gelen düğün, bayram * El için ağlayan gözden olur, * El için kuyu kazan, evvela kendi düşer * El için yanma nare ara * El kazanı ile aş kaynamaz * El kesesinden sultanım, develer olsun kurbanım * El terazi, göz mizan * El yarası onulur , dil yarası onulmaz * El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır * El öpmekle ağız aşınmaz * El üstünde gömlek eskimez * Elde bulunan beyde bulunmaz * Eldeki yara, yarasıza duvar deliği * Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz * Elden yiyen börkmüş, keseden yiyen çökmüş * Eli boşa ağa uyur derler; eli doluya ağa buyur derler * Elifin hecesi var, gündüzün gecesi var * Elin ağzı torba değil ki büzesin * Elmas çamura düşse yine elmas * Elmayı havaya at, düşünceye kadar Allah kerim * Elmayı soy da ye, armudu say da ye * Elmayı çayıra, armudu bayıra * Elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar * Elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz * Elvergisi, gönül * Elçiye zeval olmaz * Emanet eşeğin yuları gevşek olur * Emanete hıyanet olmaz * Emek olmadan yemek olmaz * Emmim, dayım kesem; elimi soksam yesem * En kolay iş yemek, çiğnemeden yutulmaz * Er ek, geç ek, tava ek * Er ekmeği, meydan ekmeği * Er gönülü ibrişim, dolaşırsa açılmaz * Er kocar, gönül kocamaz * Er lokması er kursağında kalmaz * Er olan ekmeğini taştan çıkarır * Er oyunu üçe kadar * Erenlerin sağı, solu olmaz * Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma * Ergene karı boşaması kolay * Ergene var ergene, kaygısız gir yorgana * Erikenin başına kar yağar * Erim er olsun da yerim çalı gibi olsun * Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını * Erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi? * Erkek koyun kasap dükkanına yakışır * Erkek sel, kadın göl * Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır * Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma * Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer * Erkeğin şeytanı kadın * Esirgenen göze çöp batar * Eski diye atma kürkünü; gerek olur bürünürsün bir günü * Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez * Eski düşman dost olmaz * Eski kaçmış; iğne iplik geri getirmiş * Eski çamlar bardak oldu * Eskisi olmayanın yenisi olmaz * Eskiye itibar olsaydı bitpazarına nur yağardı * Esmere al bağla, karşısına geç ağla * Esrik devenin çulu eğri gerek * Et kanlı gerek, yiğit canlı * Et kokarsa tuzlanır; ya tuz kokarsa ne yapılır? * Et ne kadar arık olsa ekmek üstünde yaraşır * Et ola, it ola * Et tırnaktan ayrılmaz * Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de * Etin çiği et getirir, ekmeğin çiği dert getirir * Etle deri, yemekle diri * Etme bulma dünyası * Ev alma, komşu al * Ev dememişler, evran demişler * Ev sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi * Evdeki hesap çarşıya uymaz * Evden bir ölü çıkacak demişler, herkes hizmetçinin yüzüne bakmış * Eveceğizim evceğizim, saklar benim halceğizim * Evi ev eden avrat * Evine göre pişir aşını; erine göre bağla başını * Evladı ben doğurdum, ama gönlünü ben doğurmadım * Evladın var mı, derdin var * Evlenenle ev alana Allah yardım eder * Evli evinde köylü köyünde gerek * Evlinin bir evi var, evsizin bin evi var * Evvel can, sonra canan * Eğilen baş kesilmez * Eğreti ata binen tez iner * Eğretinin canı berk olur * Eğri otur , doğru söyle * Eşek, kalağı kesilmekle küheylan olmaz * Eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez * Eşek büyümekle tavlabaşı olmaz * Eşek eve gelmiş, yorga yolda kalmış * Eşek eşeği ödünç kaşır * Eşek hoşaftan ne anlar? * Eşek kocamakla tavla başı olmaz * Eşek kocamakla tavlabaşı olmaz * Eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz * Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir * Eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış * Eşeğe kaç gün yol gidersin demişler; onu bizlengiç bilir demiş * Eşeğe marifetini göster demişler, yıkılıp ağnamış * Eşeğe rakı içirmişler; çulunu bahşış vermiş * Eşeği dama çıkaran yine kendi indirir * Eşeği düğüne çağırmışlar, ya odun eksik, ya su demiş * Eşeği sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin * Eşeği süren osuruğuna katlanır * Eşeğin gönlüne kalsa bir bağ maydanozu götürmez * Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa * Eşeğin yorulduğu yere han yapılmaz * Eşeğin ölümü köpeğe düğündür * Eşeğini sağlam bağla, sonra Allah’a ısmarla * Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane 16032007 * Ecele çare olmaz * Eceli gelen sıçan kedinin taşaklarını kaşır * Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer * Eceli gelen köpek cami duvarına işer * Eceli gelen köpek cami duvarına siyer * Edebi,edepsizden öğren * Eden bulur,inleyen ölür * Edene eden bulunur (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 26112001): * Eğer ile meğeri evlendirmişler, keşke diye nur topu gibi bir çocukları olmuş (Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK’den naklen, Yeni Şafak, 2012006, s 1 ! * Eğilen baş kesilmez * Eğreti ata binen tez iner * Eğri ağaca yayım, her gördüğüne dayım deme * Eğri oturalım doğru konusalım * Ehvence ölüm, yaylanca geçit (Anası Leyla Baz’dan naklen, Hatice Mengi, 1341’li, Dodurga, 1772003)! Ölümün kolayca gelmesi, ahiret hesabının da kolay verilmesi temennisi * Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını * Eken biçer, konan göçer * Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur * Ekmeğin katığı açlıktır (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 26112001): * Ekmeğin kestiğini kılıç kesmez * Ekmeğini kuru yiyeceğine, yoğurdunu duru ye (F Dağdaş, 1472000)! Dengeli davran anlamında… El eli yıkar,el yüzü yıkar (AvHakan İKİZLER) ( Küçük olumluk, büyük olumluluk sağlar anlamında) * El ağzı ile çorba içilmez * El arif olur, hiyallar (Fatmana Dağdaş): El çabuk anlar * El derken dudak açılır, birbirin derken birleşir (1303 doğumlu Aynımah Ünlü’den naklen Sebahat Ünlü, (1945), 22062002) Birlik ve beraberliği kısaca açıklayan bir atasözü * El deveyi kulağından yeder: Başkası duyduğunu hiç olmadık yere çeker * El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış: * El elliğini, çay deliliğini eder (Fatmana Dağdaş): Her zaman akraba olmayandan iyilik görülmeyebilir * El ettim ellisi, ağzı yüzü bellisi (Fatmana Dağdaş, Nisan 1980): Evlenecek kız aday çok, hem de gösterişli, güzel * El gücü, sel gücü (Selahaddin Kusekenani, İran, Şarki Azerbaycan Eyaleti, (6 Haziran 1999, Beyşehir): Bir elin nesi var, iki elin sesi var anlamında Selahaddin Bey bu ata sözünü “Birlikte bir iş görer, yahşidir Hatmin, adam muvaffak ola” şeklinde Azeri Türkçesi ile açıklamıştır (Said Dağdaş) * El kıyıdan bakar! (F Dağdaş, 232003) * El olan yerde, ellik eksik olmaz! Toplulukta, başkalarının bulunduğu ortam/ortamlarda dedikodu eksik olmaz (F Dağdaş, 972001) * El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! : Çaresizim anlamında (F Dağdaş, 22052001) * El atına binen yaya kalır * El deliye, bende akıllıya muhtacım * El elden üstündür * El elin eşeğini türkü çağırarak arar * El içinde vasiyet ettik, ölmemek olmaz * El kazanı ile aş kaynamaz * El, kıyıdan bakar ! (F Dağdaş’dan naklen Said dağdaş, 232003) * El yarası onar, dil yarası onmaz * El yetmez, güç yetmez, sarp kayada yolum var! :Çaresizim anlamında (F Dağdaş’dan naklen Said Dağdaş, 22052001) * El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır * Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz {Rahmetli anneannem Emine Çoban (Burdur, Eskiyere Köyü) söylemişti Ekleyen: Cengiz Özdemir, 26 Nisan 2008 Antalya} * Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde gelmez (Fatmana Dağdaş): Elden umma! Her zaman arzu ettiğini temin edemezsin * Elden kalan, elli gün kalır (1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 592005)! Not: El kelimesindeki «e» harfi açık «e»dir Zamanında yapılmayan iş, kalır gider «Demir tavında yapışır!» atasözü ile benzer anlamdadır… * Eli dar olanın, dili kısa olur * Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur * Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor * Elimin ettiğini, ağzım bilir (1852007, 1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Bu elden çıkanı bu ağız bilir Elin, yabancının pişirdiğini de anlamak kolaydır anlamında… * Elin iyisi olmaz, gavurun dayısı olmaz: * Elin hamuru ile erkek işine karışma * Elin ile koymadığını kaldırma * Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı) * Elmayı soy da ye, armudu say da ye * Emanet ata binen, tez iner * Emanet eşeğin yuları gevşek olur * Emanetin kuskunu yokuşta koparmış (F Dağdaş)! * Emanetin yüreği yufka olur! (Celil Yaman, 19042007)! * Emekten olsa, sarı öküze bıçak vurulmaz! (Durak Başer, Yozgat, Sorgun, 06 1983) * En akıllısı Deli Bekir, o da kösteğiyle yatar (Mehmed Baz, H Fevzi Zeren-Dodurgalar)): * Enik için köpek beslenir (1012000, F Dağdaş): Sağlayacağı faydadan dolayı, o kişiye katlanılır anlamında * En iyi hafıza bile silik bir mürekkepten daha güçlü değildir * Engelden döngel köhnümüyor (23102007, 1964’lü Hüseyin Yaman’dan naklen 1979’lu, Bartın-Ulus’lu Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş)! :Öne çıkan engel/engeller sebebiyle hedefe/başarıya ulaşmak zor veya erteleniyor… “Senin evine de hala gelemedik Engelden döngel köhnümüyor ki…„ * Erek mi, görek mi? (3112000, F Dağdaş): Kimbilir bana nasip olur mu, ömrüm yeter mi, görür müyüm anlamında Yaşım 75, erek mi görek mi bundan sonra? * Erkek arslan arslan da, dişi arslan arslan değil mi? * Erkek koyun kasap dükkânına yakışır * Erken evlenen döl alır, erken kalkan yol alır * Erken kalkan nasibine kalkar (F Dağdaş, 121979): Erken kalkanın, erkenden işine başlayanın kazancı bol olur * Erken kalkan yol alır, küçükten evlenen döl alır (F Dağdaş, 12 1980): Erkenden yola çıkan menziline erken ulaşır, erken evlenen de çor çocuk sahibi olur * Erken evlenen yanılmamış * Esirgenen göze çöp batar * Eski çamlar bardak oldu * Eskiden, bir devenin yürüyüşü kaldı… (1282004, 1929′lu M Baz’dan naklen Said Dağdaş): Zaman ve şartlar, anlayışlar değişti Yeni şartlara göre kafa yormak lazım anlamında * Eşeğin canı acırsa, atı geçermiş (Hamit Erdal, 1964’lü, 712005, Kırıkkale-Delice-Hacıobası köyünden): Kişinin canı yanmaya görsün Bütün gücünü kullanır ve daha güçlü olanı da saf dışı bırakabilir * Eşeğine eremeyen, semerini dövermiş (912006, M Baz, 1936’lı): * Eşek olana binen çok olur (Yüksel Erdoğan, 1967’li, 9102003, Beyşehir-Gölyaka, Or Müh! Kendi kişiğini öne çıkarmayıp daima bir başkasının etkisinde kalan insanlar için kullanılır * Eşek hoşaftan ne anlar Suyunu içer, denesi kalır * Eşek kocamakla tavla başı olmaz * Eşek olduktan sonra semer vuran çok olur * Eşek sıçtı, gönül geçti * Eşekler çalışır, atlar yer * Eşekten at olmaz, ciğerinden aş olmaz * Et tırnaktan ayrılmaz * Et iyiliği dök denize, balık bilmezse Halik bilir (Fatmana Dağdaş): Kötülük görsen de iyilik yapmaktan geri durma |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviF * Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp * Fakirlik ayıp değil,tembellik ayıp * Fala inanma, falsız kalma * Fala inanma,falsız da kalma * Fare,çıktığı deliği bilir * Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış * Farz sünneti bastırır * Faydasız baş,mezara yaraşır * Faydasız baş mezara yaraşır * Fazla aş,ya karın ağrıtır ya baş * Fazla mal göz çıkarmaz * Fazla naz aşık usandırır * Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek * Felek kimine kavun yedirir,kimine kelek * Fincancı katırını ürküten sayısız dayak yer * Fukaranın düşkünü,beyaz giyer kış günü * Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar * Fırsat her vakit ele geçmez * Fırsat sakal altından geçer * Fıs fıstığı kırıp düşman gözü çıkarmalı * Fısıltı ev yıkar |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviG # Gafile kelam, nafile kelam # Gafile kelam,nafile kelam # Gammaz olmasa tilki pazarda gezer # Garibe bir selam bin altın değer # Garibin yardımcısı Allah’tır # Garip itin kuyruğu bacağı arasında gerek # Garip kim, kör o # Garip kuşun yuvasını Allah yapar # Gavura kızıp oruç yenmez # Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını çalar # Gavurun tembeli keşiş,Müslüman’ın tembeli derviş # Gavurun tembeli keşiş, Müslümanın tembeli derviş olur # Gece işi kör işi # Gece yağar gündüz açar, yıl düzgünlüğü; erkek söyler kadın susar, ev düzgünlüğü # Geceler gebedir # Gel demek kolay,git demek güçtür # Gel demek kolay ama git demek güçtür # Gel denilen yere gitmeye ar eyleme; gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme # Geldik yüze, çıktık düze # Gelen geçer, konan göçer # Gelen gidene rahmet okutur # Gelen gideni aratır # Gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş # Gelin atta buyruk Hak’ta # Gelin eşikte oğlan beşikte # Gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz # Gelin olmayan kızın vebali amcası oğlunun boynuna # Gem almayan atın ölümü yakındır # Gemisini kurtaran kaptan # Gençlikte para kazan , kocalıkta kur kazan # Gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir # Getir bana hıdrellezi, göstereyim sana yazı # Gezen ayağa taş değer # Gezen kurt aç kalmaz # Geç olsun da güç olmasın # Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler # Gideceğin Antep, yiyeceğin pekmez # Giden gelse dedem gelirdi # Gidilmeyen yer senin olmaz # Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var # Gizlide gebe kalan aşikarede doğurur # Gurkun cücüğü güzün sayılır # Gök gürlemeden yağmur yağmaz # Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi # Gökten yere yağar, yerden göğe değil # Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar # Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar # Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez # Gölgeyi hoş gören tekneyi boş görür # Gön yufka yerinden delinir # Gönlün yazı var, kışı var # Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz # Gönül düştü bir boka o da misk gibi koka # Gönül ferman dinlemez # Gönül karımaz # Gönül ummadığı yere küser # Gönül var otluğa, gönül var bokluğa # Gönül verme evliye; eve gider unutur # Gönülden gönüle # Gönülsüz namaz göğe ağmaz # Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş # Gördün deli, savul geri # Gören gözün hakkı vardır # Görenedir görene, köre nedir köre ne? # Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler? # Görmemiş görmüş, gülmeden ölmüş # Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış # Görünen dağın uzağı olmaz # Görünen köy kılavuz istemez # Görünüşe aldanma # Göte yakın yerden et yememeli # Göz gördüğünü ister # Göz görmeyince gönül katlanır # Göz görür, gönül ister # Göz görür,gönül çeker # Göz var, izan var # Gözden ırak olan gönülden de ırak olur # Göze yasak olmaz # Gözlüye gizli yoktur # Gözsüzden gözlü doğar, dilsizden dilli doğar, ille deli soy kovar # Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz # Göç dönüşü topal eşek öne geçer # Göçtük yurdun kadri konduk yurtta bilinir # Göğe direk, denize kapak olmaz # Gücük , ya iti soludurum, ya devenin kuyruğuna çıkarım demiş # Güeeş balçıkla sıvanmaz # Gülme komşuna, gelir başına # Gülü seven dikenine katlanır # Gün doğmadan neler doğar # Gün geçer, kin geçmez # Gün güne uymaz # Gün varken davarını eve götür # Gündüz yağar gece açar, yıl bozgunluğu; kadın söyler erkek susar, ev bozgunluğu # Gündüzün mum yakan geceyle bulamaz # Güne göre kürk giyinmek gerek # Güneş girmeyen eve doktor girer # Gürültü istemeyen kazancı dükkanına girmez # Güvenme dostuna, saman doldurur postuna # Güvenme varlığa, düşersin darlığa # Güzel bürünür, çirkin görünür # Güzel kanda kavga anda # Güzele bakmak sevaptır # Güzele bakmanın göze faydası var # Güzele köken yakışır, çirkine allar neylesin # Güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz # Güzele ne yaraşmaz # Güzeli herkes sever # Güzeli kızken görme, beşik ardında gör # Güzellerin talihi çirkin olur # Güzellik ondur, dokuzu dondur # Gafile kelam, nafile kelam # Garibin yardımcısı Allah’tır # Garip kuşun yuvasını Allah yapar # Gavurun tembeli keşiş, Müslümanın tembeli derviş # Geç olsun da güç olmasın # Geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler # Geçtiğin köprüleri yakma # Gel demek kolay, git demek güçtür # Gelen gideni aratır # Gelin ata binmişde, görkü kimin kapıya inmiş # Gelin bindi deveye gör kısmeti nereye # Gem almayan atın ölümü yakındır # Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı # Geniş günün de dar gezen, dar günün de geniş gezer # Gerçek dost kötü günde belli olur # Gergin ip, çabuk kopar # Gezen ayağa taş değer # Giden gelmiş olsa, deden gelir (Denizli-Dodurgalı İsmet Emik’den naklen Said Dağdaş, 271200 !: “Ölen öldüğüyle kalır!“ atasözü ile benzer anlamda “Giden gelmiş olsa, deden gelir hesabı…“ # Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşeler # Gittiğin yer kör ise, gözünü yum da bak # Gizliden gebe kalan, aşikâre doğurur # Göl yerinde su eksik olmaz!: “Adam zengindir Ama batmıştır Buna rağmen, hala zenginliğin döküntüsü vardır„ ve/veya “Insanoğlu, taşıdığı nitelikleri mutlaka yansıtır„ anlamında (Ankara-Bala-Yeniyapan-Şeyhli köyünden 1960’lı Şakir Kara’dan naklen Said Dağdaş,2511200 … # Göğe direk, denize kapak olmaz # Görümlüğe doyumluk olmaz (Dodurgalı İsmail Emik’den naklen Said Dağdaş)!: Ziyaret edilen aileden ayrılmak istenirken dile getirilen atasözü # Görünen dağın uzağı olmaz # Görünen köy kılavuz istemez # Göt ıslanmadan balık tutulmaz (Bartın-Ulusl’lu, 1979’lu, Celil Yaman’dan naklen Said Dağdaş, 862006)!: “Emekte biter yumak !” atasözü ile benzer anlamda… # Ayaklar ıslanmadan balık tutulmaz (Sinem Gökdemir, 1985’li, Borçka-Camili (Macaheli), 24 Mayıs 2006) atasözü ile eş anlamlı # Göz görmeyince gönül katlanır # Göz görür, gönül çeker # Göz odur ki dağın arkasını göre,akıl odur ki başa geleceği bile # Gözün ile görmediğini söyleme # Gülme komşuna gelir başına # Gülü seven, dikenine katlanır # Gün, gece olduğu için vardır (Anonim) # Gündüz yenilen hurmalar, gece mideni tırmalar # Güneş balçıkla sıvanmaz # Güneş girmeyen eve doktor girer # Güttüğü iki keçi, ıslığı dağı taşı tuttu # Güzel gözünden, yiğit sözünden belli olur # Güzellerde hüner olsa, çamlarda hıyar olurdu (Leyla BAZ (ÖT:1976)’dan naklen Emine DAĞDAŞ, Yukarı Dodurga Kasabasından, 1965 doğumlu, 31052002) # Güzellerde hüner olsa, çamlarda künar olurdu |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviI,İ # Ihlamurdan odun olmaz,beslemeden kadın olmaz # Irak yerin haberini kervan getirir # Irmak kenarına çeşme yapılmaz # Irmaktan geçerken at değiştirilmez # Irz insanın kanı pahasıdır # Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz # Islanmışın yağmurdan pervası yoktur # Ismarlama hac, hac olmaz # Isıracak it dişini göstermez # Isıramadığın eli öp başına koy # Isıramadığın eli öp de başına koy # Isıran it,dişini göstermez # Isırgan, ocağında biter # Isırgan ile taharet olmaz # Isıtma ben tuttuğumu kırk yıl sonra tanırım demiş # Işığını akşamdan önce yakan,sabah çırasına yağ bulamaz # Işığını akşamdan önce yakan sabaha çırasında yağ bulamaz |
A Dan Z Ye Türk Atasözleri Arşivi |
10-09-2012 | #15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
A Dan Z Ye Türk Atasözleri ArşiviK * Kabahat da gizli olmalı,ibadet de * Kabahat samur kürk olsa kimse sırtına almaz * Kabahat öldürende değil, ölendedir * Kabahat ölende değil,öldürendedir * Kabahat ipliği eğirende değil, ip ile çıkrıkta (Resul Tosun): * Kabiliyetli çırak ustayı geçer Bunun ustası falancadır * Kabul olunmayacak duaya amin denmez * Kaçan yağmur yağsa, kış günü (Fatmana Dağdaş):Yazın bile yağmur yağınca kış gelmiş gibi olur * Kadın gavurdur, müslüman anasıdır (Halil Ay, 1949’lu, Ağustos 1985)! * Kader olmayınca kadir bilinmez * Kadı anlatana göre fetva verir * Kadı anlatışa göre fetva verir * Kadı ekmeğini karınca yemez * Kadın kocasını isterse vezir, isterse rezil eder * Kadın kocasının çarığı, anasının sarığıdır * Kadının fendi erkeği yendi * Kadının sofusu, şeytanın maskarası * Kadının şamdanı altın olsa mumu dikecek erkektir * Kadıyla mı iyisin, kapıyla mı? Kapıyla * Kadın kısmına sır verilmez (F Dağdaş, Eylül 1985)! * Kalaylı bakır küflenmez * Kalbin yolu mideden geçer * Kaldın mı oğul eline, müdara eyle geline * Kalendere kış geliyor demişler, titremeye hazırım diye cevap vermiş * Kalkacağın yere oturma * Kalp kazanır, kaltaban gönenir * Kalın incelene kadar ince üzülür * Kalıp kıyafetle adam adam olmaz * Kan, kanla yunmaz * Kan kus, kızılcık şerbeti içtim de * Kanaat gibi devlet olmaz * Kanatsız kuş uçmaz * Kancık yalanmadan erkek dolanmaz * Kanı kanla yumazlar, kanı su ile yurlar * Kapıya yüklenene, kapı açılır (F Dağdaş, 121979):Israrcı olan, sonunda isteğini elde eder * Kapıyı kırarsan odun çok olur * Kar, zararın kardeşidir * Kar erir, bok ayaza çıkar * Kar kuytuda, para pintide eğleşir * Kar ne kadar çok yağsa yaza kalmaz * Kar susuzluk kandırmaz * Kar yağdığı gün tozar * Kar yılı var yılı * Kara gün kararıp kalmaz * Kara haber tez duyulur * Karakışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine * Karaya sabun, deliye öğüt neylesin * Kâr eşekte, söz uşakta (24092007)!… * Kâr eşekte, söz uşakta (Bartın’lı birinden naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! * Kar mı soğuk, söz mü soğuk (F Dağdaş, 842000)?:Çirkin sözün getireceği menfilik anlatılmak istenmektedir Sözün çirkini, hamı daha soğuktur Çünkü kar eriyiverir de ılıyıverir Söz öyle değil… Kar mı soğuk, söz mü soğuk demiş! Sözlerini beğenmiyorum teyzengilin! * Kar, yağdığı gün tozar: Tam zamanında yapılan eğlence, harcama vb hususlarda işin gereği yapılması gerekli hallerde söylenir Düğünde, halka verilecek ikramlarda pek masraftan kaçınma, her zaman değil anlamında * Kara çadırın dışı da bizim, içi de bizim (F Dağdaş, 18082002) Akrabanın karşılaştığı dert, tasa bizi de ilgilendirir anlamında * Kara gün kararıp kalsa, ağlayanlar gülmez imiş (Fatmana Dağdaş): İşimiz eninde sonunda yoluna girer, üzülme anlamında * Kardeş varlığı, koca darlığı severmiş (Fatmana Dağdaş, Eylül 1983): * Kareçi kızından hatun olmaz, olsa da dilenmeden doymaz (Dr Sadeddin Açar, 1956’lı, Urfa-Birecik’li, 14112007)! * Kargaya bkun şifa demişler Gitmiş denizin ortasına sçmış (Sadık Şimşek, 1962’li, 712005, Ankara-Çubuk-Geldibuldu köyünden): * Karı doğurduğu kızı beğenmez! Çulhacı dokuduğu bezi! (F Dağdaş) * Karı kayınına, para koynuna… (F Dağdaş, Eylül 1983)!: Hanım sadece erkek kardeşinde, para da kişinin en güvenli yeri olan göğsünde tam güvende olur anlamında * Karın doyurmaz, kasık kaldırmaz (Fatmana Dağdaş): Gıdalı yemek yemeyince söylenir * Karının dolaşığı, akşamdan kor bulaşığı (F Dağdaş, Dodurgalar)! “Avradın dolaşığı, akşamdan sabaha kor bulaşığı” (Fatma Uğur, 1972′li, Akseki-Kuyucak’lı, 692007)! atasözü ile aynı anlamda… * Karının dolaşığı, sabaha kor bulaşığı… * Karının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin! (1958 doğumlu ve İskilip’li Yaşar Sönmez’den naklen Said Dağdaş, 6122001) * Karısı güzel olanla, toprağı güzel olanı rahat bırakmazlar! (8 Şubat 2007, Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu) * Karıya sır verme, kındırayla tög silme (F Dağdaş, Eylül 1983)!: * Karlı Pazar, kârlı pazar (Cemal Dağdaş’dan naklen F Dağdaş, 011980; 29112000)!: Çarık imalatı ve satışı ile uğraşanların bol alışveriş yaptıkları mevsimi tarif etmek için kullanılırmış Alış-veriş yoğunluğu halkın ihtiyacının belirginleştiği zamanlarda artar * Kasap sevdiği deriyi yerden yere vururmuş! “Kasap sevdiği deriyi yere yatırırmış!” atasözü ile aynı anlamda * Kasap sevdiği deriyi yere yatırırmış (9 Haziran 2008, Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)!: * Kaşıklıktan kaşık düşmeyle beraberdir… Karıdan çocuk eksilmez! (Gülizar Baz, 1999): Taze çocuğu ölen hanıma teselli vermek için söylenen teselli sözü Hanımdan çocuk eksilmez anlamında… * Kaz kaz ile, kız kız ile, kel tavuk kel horoz ile (Fatmana Dağdaş): Herkes, herşey dengi ile… * Kazan yanına varma, karası bulaşır (Demirdal, 1968, s 56 ! İsparta-Uluborlu * Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur (Celil Yaman, 12092007)! Kaybedilen mal, kıymete biner anlamındadır “Ölen inek sütlü olur!„ atasözü ile aynı anlamda * Kelin, köre olacak sözü olmaz (F Dağdaş, Aralık 1979)! Kem alat ile kemalat olmaz (Talat Memiş): Alet işler el övünür atasözü ile benzer anlamda (Talat Memiş, Ilgaz, Ödemiş köyü, Orman Müh, Şubat 2006) * Kemanenin sesi sabaha karşı çıkar (F Dağdaş, 842000)! * Kendi devesini güden, yorulmaz (Denizli-Dodurgalı’lı Mehmed Baz (1929 doğumlu), 1207200 !: Kendi işinde çalışmak, insana zevk verir anlamında… * Kepenek altında er yatar! Keçe altında er yatar! (Şakir Kara, 1960 doğumlu, 2001, Ankara-Bala-Yeniyapan, Şeyhli) atasözünün yöremizde kullanılan şeklidir * Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner (Milli Gazete, 1999) Bugün böyle kalmaz, ümitli ol anlamında * Kesiyor ama, ses çıkarmıyor (Çravz da ar eģzguncbá) (Mine Özdoğan, 1985’li, Borçka-Camili (Macaheli), 24 Mayıs 2006)! Daha çok gizli iş çevirip başkalarına belli etmemeye çalışan kişiler için kullanılır Dıştan bakınca aslında bilinen, daha çok gençlerin gizli sevilerini dile getirmekte de kullanılır * Keyfin pahası olmaz (A Gülsoy’dan naklen Y Gülsoy, 462007)! 1932’de rahmetli olan Kastamonu’lu Ali Gülsoy’dan naklen * Kıl beşi, gör işi (Hacı Üveyiszade’den naklen Mustafa Kurucu)… Namazı asla ihmal etme! Anlamında uyarı * Kına günü (gecesi) edük aranmaz (2072008, 1981’li Birdal Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! “Şimdi bunun sırası mı”? anlamında zamansız iş yapılmayacağını vurgulayan bir atasözü Not: “edük” ayakkabı anlamındadır * Kır atın yanında duran, ya huyundan ya tüyünden (Fatmana Dağdaş): “Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözü ile eş anlamlı * Kısmetsiz köpek, kurban bayramı günü sılaya gidermiş (1959’lu Fikri Kaya’dan naklen Said Dağdaş, 2710200 ! * Kız anadan öğrenir çeyiz düzmeyi, oğlan babadan öğrenir oba gezmeyi (F Dağdaş)! Bu atasözü “Oğlan babasından öğrenir yazı yazmayı, kız anasından öğrenir sokak gezmeyi”şeklinde de söylenir * Kız anasından gördüğü sofrayı serermiş! 7102003’de H Erdal (Kırıkkale, Delice)’dan İstanbul’da alınmıştır * Kız anasından görür sofra düzmeyi, oğlan babasından görür sohbet gezmeyi (Şahin Irmalı, 1965’li, Çankırı-Çerkeş’li, 62200 ! “Kız anadan öğrenir çeyiz düzmeyi, oğlan babadan öğrenir oba gezmeyi (F Dağdaş, Dodurgalar)” atasözü ile benzerdir * Kız bibiye, oğlan dayıya gelir (Dr Sadeddin Açar, 1956’lı, Urfa-Birecik’li, 14112007)! * Kız kareçi , hatun olmaz! (Fatih Yıldız, 1971’li, Mardin’li, 3012006) “Çingene kız, hatun olmaz!“ (Fatih Yıldız, 1971’li, Mardin’li) * Kız kıskıda (gısguda), gelin baskıda (162007, 1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Kıskı kelimesi mengene anlamındadır Kızın gözetlenmesi, gelinin de üzerinde biraz baskı yapılması gerekir anlamında… * Kızı kızıka görme gelinike gör, gelinike görme, beşik ardında gör ! (Kızı kız iken görme gelin iken gör, gelin iken görme, beşik ardında gör !) Sorumluluk sahibi olunca sağlıklı değerlendirme yapılabilir anlamında (1972 doğumlu, Akseki-Kuyucak’lı Fatma Duru’dan naklen SDağdaş, 3008200 * Kızı kızken görme, gelin olunca gör! Gelin olunca görme, doğum yapınca gör (1852007, 1950’li Ayşe Yaman’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! Kızıın niteliklerini hemen değil, gelin olduktan sonra değerlendir O da yetmez, doğum yapıp ana olunca yapılan değerlendirme çok daha sağlıklıdır anlamında… * Kızı olanın dili olmaz (Memleketimiz Acıpayam’ın komşusu olan, aynı kültürü paylaşan Burdur-Gölhisar civarından)! * Kızın hısımı bucak kayası, oğlanın hısımı kapı sövesi (F Dağdaş, 091983)! * Kızlar saçından, oğlanlar traşından belli olur (F Dağdaş, 922000): “Ekmek bezeden, kız teyzeden belli olur’’ atasözü ile (Tan, 1985, s 52) benzer anlamdadır * Kimse yoğurdum (ayranım) ekşi demez: Kimse kendini haksız çıkarmaz * Kimseden havf eylemez, Allah’ dan havf eylemeyen (İzzet Molla): Hicret Takvimi, (9 Nisan 1999) * Kişi, giyimiyle karşılanır, konuşmasıyla uğurlanır (M Baz, 922000): Giyim ve konuşmasının içeriği ile insanlar değerlendirilir anlamnında * Kocaya varması var ama, koca koca entari yümesi de var (F Dağdaş, 081983)! * Koçluk kuzu salda belli olur (Hakkı Yılmaz’dan (ÖT: 1999, 97 yaşında rahmetli olmuş), Alican Yılmaz, Kırşehir-Mucur, 31052002): ”Olacak oğlan bokundan belli olur!” sözü ile eş anlamlı… * Koçyiğit, bağ beller (M Baz, 1041994)! Herkes elinden gelen işi yapar * Komşu kızı çapaklı olur, çapağını silebilen alır (F Dağdaş, Eylül 1983)! * Komşu komşudan mal aparar irs aparar(yetişer, kalar)“ (Tebrizli Orman Mühendisi S Kusekenani, 1999): Komşu komşuya mirasçı olacak kadar yakındır” anlamında * Konuşursan mert oğlu mertle konuş, ne ararsın Kürt oğlu Kürtle demiş (F Dağdaş, Aralık 1984)! Dostunu, arkadaşını iyi, sana yararı olacak insanlardan seç anlamında… * Kork, Allah’dan korkmayandan (F Dağdaş): Allah’dan korkmayandan korkulur * Koyunu güden, kurda kavuşur (Güllü Dağdaş, 1012000)! * Köpeği öldürmesi var ama (emme), sahibinin hatırı var (Denizli-Dodurgalı’lı Mehmed Baz (1929 doğumlu), 1207200 !: * Köpeğin götünden iyi ossuruk (osuruk) çıkmaz ! (M Baz, 220802): * Köpeğin iyisi leşin başında belli olur (F Dağdaş, Mart 1980)! * Köpek neyleyecek takkeyi, tingilderken düşürür (M Baz, 220802): * Kör alıcının, kör satıcısı olur (F Dağdaş, Aralık 1979)! Denklik vurgusu için, evlenmede denklik konusunda kullanılır * Kör Allah’a nasıl bakarsa, Allah da ona öyle bakar (Hamid Erdal, 20092001, Delice, Kırıkkkale, 1964 doğumlu) Allah’dan korkmayandan korkulur * Körler memleketinde şaşılar padişah olur : (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 14122001): * Köşe taşı köşede yakışır (Bölge ağzı, Ufuk Takvimi, 14122001): * Köy boncuğu köye takılmaz! Öz memleketinde çalışılması uygun değildir anlamında (Ayşe Yaman’dan Celil Yaman, 18082005, Bartın-Ulus) * Kul bunalmayınca Hızır erişmez: (Fatmana Dağdaş) Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır anlamında * Kul görüneni yese, acından ölürmüş (F Dağdaş, Aralık 1980)! Rızık Allah’dandır! cümlesi ile benzer anlamda kullanılmaktadır * Kuma gemisi yürümüş, elti gemisi yürümemiş (24112006, 1953’lü Menekşe DANYILDIZ (Kızılcahamam-* Kahyalar köyü)’dan naklen Celil Yaman, 1979’lu, Bartın-Ulus’lu)! * Kurt, dumanlı günü sever (F Dağdaş, Mayıs 1980)! * Kuş, kuşun yamacında öter (Kayseri-Develi’li, 1941’li Mustafa Kılıç’dan naklen S Dağdaş, 1102200 ! Herkes dengi ile iletişim, dostluk kurar anlamında “Davul, dengi dengine vurur!” atasözüne yakın anlamda düşünülebilir |
|